Türk Kahvesi Geleneği

Theverot, Türk kahvesi geleneğiyle ilgili olarak şunları belirtmektedir: " ... Ondan içmek istediklerinde, sırf o iş için yapılmış ve ibrik adını verdikleri bir kap almakta, bunu suyla doldurarak kaynatmaktadırlar; kaynadığında suyun içine hemen hemen üç fincan için bu tozdan tepeleme bir kaşık dolusu ilave etmektedirler; bu da kaynadığında çabucak ateşten çekmekte veya karıştırmaktadırlar; aksi takdirde taşacaktır; çünkü çok hızlı yükselmektedir ve böylece 10 veya 12 taşımlık kaynamadan sonra, boyalı bir tahta tepsiyle dizdikleri porselen fincanlara dökmekte ve size kaynar halde getirmektedirler.

70-80 yıl öncesine kadar konaklarda ve yalılarda kahve sunumu, görsel bir şölen olarak yapılırdı. Bir yudum acı kahvenin konuklara sunumu, bir özen içinde ihtişamlı bir şekilde yapılırdı. Bu nedenle çok değerli kahve takımları kullarulırdı. Türk usulü kahve ikramında ibrik görülmektedir. İbrik, büyük hacimlerde hazırlanan kahvenin evin diğer bölümlerine, bahçe ya da üst katlara taşınması için kullanılırdı. Bunlara kahve ibriği denilmekte ve içinde ateş bulunan kahve sitillerinde taşınmaktaydı."

Kahve ikram törenlerinde kullanılan malzemelerden biri sitil takımı diğeri de sitil örtüsü' dür. Sitil takımı, acı kahve güğümünü taşıyan madeni bir araçtır ve birkaç parçadan oluşur. Genelde sitil takımı, el yıkma ibriğini ve leğeni anımsatır. Fakat el yıkama ibri-ğine oranla bir hayli küçüktür. Sitil takımı, üç zincirle taşınan bakırdan, tombaktan ya da gümüşten yapılan ibrik ve leğendir. Yapım malzemesinin kalitesi zenginlik durumuna göre değişen bu takım, genellikle konaklarda, yalılarda ve saraylarda kullanılan araç ve gereçlerdir. Siti1 örtüsü ise üzeri inciyle, elmasla veya altın, gümüş sırrna, pul ve boncuklarla işlemeli bir örtüdür. Kahve ikram . törenlerinde de sitil takımının kalitesine uygun işlemeli sitil örtüsü kullanılırdı."

Eskiden geleneksel bir tören olan kahve ikramını üç genç kız yapardı. Kahveci güzeli olarak ifade edilen bu kızlardan biri sitil takımını, ikincisi sitil örtüsünü, üçüncü kız ise kahve tepsisini ve fincanları taşırdı. 20-25 dakika süren bu törensel sunuş, düğünlerde, bayramlarda ve kandillerde sık sık tekrarlanırdı. Aynı tören erkeklere yapıldığında sunumu da erkekler yapardı."

Sitil takımının yanı sıra Osmanlı' da kahve pişirıne aracı olarak cezveyi görmekteyiz. Törensel bir sunumu olmamakla beraber kahvenin yapılışı bakımından kullanımı yaygın olan cezve, öğütülmüş kahvenin suyla birleşerek kaynatıldığı bir gereçtir. Kahvenin mangal ateşinde pişirilme geleneğinden dolayı cezvenin tasarımı da usulüne uygun yapılmaktaydı. Cezve ateşe sürülmek suretiyle kullanıldığından, ateşten en iyi derecede faydalanmak için cezvenin dibi daha yayvan olarak yapılırdı. Sapı ise tutanın elinin yanmaması için her zaman uzun olarak tasarlanırdı. Cezvenin, Osmanlı' dan günümüze kullanımı halen devam etmektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp