Çocukluğumuzdan Yadigâr Bir Tembih Kahve İçme Arap Olursun

Çocukluğumuzdan Yadigâr Bir Tembih Kahve İçme Arap Olursun :

İsmi, içimiyle müsemma. Böylesi bir içeceğe bundan daha iyi isim konulamazdı. Nedir o? Kahve. Sert bir giriş sonrasında yumuşak bir geçiş ve başlangıcındaki tüm sertliğe rağmen tüy gibi bir bitiş. Ağzı, genzi ve mideyi ürpertmeden vuslata erdiren...

Gönül ne kahve ister ne kahvehane

Gönül sohbet ister kahve bahane

Bir dost bir dostla konuşacağı zaman hep "bir kahve içelim mi?" diye soruyor. Karşısındaki anlıyor ki konuşulacak bir şey var. Belki ortaya dökülecek dertler, belki de paylaşılacak sevinçler; ama var bir şeyler, yani kahve bahane. Komşuların sabah kahvesine gelmekten muradı, bir acı kahve içmekten ziyade dostlarla sohbet etmek, arkadaşlarla birlikte olmanın keyfini kahvenin köpüğünü höpürdeterek çıkarmak. Sorulsa; kahve bahane, muhabbet şahane Diyelim ders çalışılacak, çok önemli bir sınav var ufukta, illaki sabahlanacak; kimdir en kadim dost, en acısından? Sorulsa amaç uyku kaçırmak, kahve bahane Uzun lafın kısası kime sorulsa kahve bahane Kahve bahane mi yoksa şahane bir sosyal araç mı, kahve severlerin takdirine kalmış; ancak şura sı bir gerçek ki hiçbir mecliste, ne dost sohbetlerinde, ne komşu gezmelerinde ne de başka bir yerde; hatta evde bile çocukların kahve içmesi hoş görülmemiş, ısrarcı çocuklar da "Arap olmakla" korkutulmuş.

Kahveden caydırmak için çocukların Arap olmakla korkutulması çok enteresan olmakla birlikte, aslında "Arap" motifi, atasözlerinde, deyimlerde sık sık karşımıza çıkan, edebiyatta geniş yer bulmuş bir simgedir.' Bunun başlıca nedeni, açık tenli Türkler için Arap imgesinin geçmiş asırlarda oldukça egzotik oluşudur. Yağmur yağarken Arap kızı camdan bakar, masallar bir dudağı yerde bir dudağı gökte bir Arapla başlar. . Her kız çocuğunun tutkuyla sahiplendiği bir Arap bebeği vardır. "Arap" bir. Bir yemen dilberi, mahbab-ı cihandır kahve Bir siyah cameli esmerce civandır kahve milleti değil tüm koyu renkli insanları anlatan bir kelimedir; çocuklara "kahve içme karanrsın" da denilmektedir. Hal böyleyken "Arap" olmak korkulacak bir şey midir?

Elbette değildir, bu da çocuklar için uydurulmuş yüzlerce hurafeden biridir sadece. Bu sözde inceden güdülmüş bir ırkçılık olsa ya da "Arap" korkulacak bir varlık olsa, şüphesiz Vehbi, kahveyi siyah libaslı, esmerce bir Yemen dilberine benzeterek bütün âlemin sevgilisi olduğunu söylemezdi.

Türk kahvesi çekilmesi, pişirilmesi sunumu, hatta falıyla hiçbir kahve kültürüne benzemeyen bir seremoniyle hazırlanır ve tüketilir. Birbirinden özel fincanlar ve cezvelerle ekipmanı tamamlanan kahveyi pişirmeden önce "kahvenizi nasıl içersiniz"diye sorulur. Kimi sade, kimi orta şekerli... Zaten az şekerli ve şekerli de eklenince seçenekler dördün üzerine çıkar. Türk kahvesi öyle hemen çabucak da pişmez. Cezvede karıştırılıp ateşe sürülen kahvenin tiryakilere yaraşır olanı, çok kısık ateşte 15-20 dakikada hazırlanır. Kabaran köpük fincana dökülüp bir taşım daha pişirilir ye fincana boşaltılır. Yanmda bir bardak su, isteğe göre fincanın tabacında küçük bir lokum ile ikram edilir. Fal bakılmadan Türk kahvesinin tadı çıkmaz: İyi niyetler, deri zatları, yunuslar, gözyaşı döktüren haberler, üç vakte kadar olacak hayırlı işler. . En çok da çocukken etkilenilen ve büyümenin bir göstergesi olarak kabul gören kahve seremonisi, çocuklara kahve içme Arap olursun denerek belli bir yaşa kadar ertelenir.

Daha doğrusu çocuklar, bu yalana inanmayacak yaşa gelene kadar." Böylesine titizlikle hazırlanan ve törensel bir edayla sunulan kahve, ancak yetişkinler için uygun görülmüştür.

Kahve içmenin olduğu gibi kahve içerken yapılan tatlı sohbetlerin de uyulması gereken nezaket kuralları vardır." Birinin lafını kesmek söz konusu bile olamaz ama sözü başkasına vermemek de büyük saygısızlıktır.' Tabii çocukların bu ve daha pek çok nezaket kuralını, konuşma adabımı kavrayacak olgunluğa erişene kadar kararmak gibi bahanelerle kahve içmekten men edilmiş olması doğaldır.

Arap olmakla yahut kararmakla özellikle kız çocukları korkutulmuştur. Bu sözdeki örtük ileti, açık tenin kız çocuklar için daha makbul görülmesidir. Koyu ten, egzotik olmakla birlikte yaygın değildir, sıra dışıdır. Bıyıkların ters çıkar sözü ise bu sözün erkeklere söylenen versiyonudur. Kızlar, aynı şekilde kahve içmeleri için bıyıkları çıkmakla da korkutulmuştur.

Türk örf ve adetlerine göre büyüklüklerine karşısında sakız çiğnemek, bacak bacak üstüne atmak, sigara içmek, kahve içmek gibi bazı davranışlar hoş karşılanmaz. Adaba aykırı olduğu için toplumsal kuralları kavrayacak olgunluğa erişene kadar kızlar, özellikle yetişkinlerin yanında sakız çiğnediklerinde, kahve içmek istediklerinde bıyıklan çıkmakla korkutulur. Örtülü biçimde örf ve anane öğretilir. Büyükleri karşısında bir çocuğun, kız olsun erkek olsun, höpürdeterek kahve içmesi, yerli yersiz söze girmesi örf ve âdete aykırıdır. Çocukları kahve içmekten men etmek için zamanla kah ve içme Arap olursun sözünün, (kızlar için) kahve içme bıyıklarının çıkar yahut (erkekler için) kahve içme bıyıklarının ters çıkar, kahve içme karnın ağırır, kahve içme çocuğun olmaz gibi farklı versiyonları da ortaya çıkmıştır.

Kahvenin insan sağlığı üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri vardır. Şeyh Ömer bin El-Şazili, kahvenin, 'Tıpkı zemzem gibi ne niyetle içilirse ona yaradığını" söyler.'? Hazmı kolaylaştırır, hayali geliştirir, hafızaya güç verir, gevşekliği giderir, kalp gücünü arttırır, insana canlılık verir." Ancak kahvenin içindeki kafein, ilk başta demir olmak üzere vücuttaki birçok minerali de götürür. Bunun yanı sıra tansiyonu artırması, bütün damarların kasılıp daralmasına neden olması, çarpıntı yapması, bağımlılık yaratması gibi olumsuz etkileri de vardır. Yetişkinler, çocukları kararmakla, bıyıklarının ters çıkmasıyla korkutarak belli bir yaşa kadar onları kahvenin zararlı etkilerinden koruyabilirler, kendileri de kahvenin uyarıcı etkisiyle iyiden iyiye hiperaktifleşmiş, uykusu kaçmış çocuklar yüzünden karşılaşabilecekleri güç durumlardan kurtulmuş olurlar.

İmamlar, müezzinler, sahte sufiler ve halk, kahvehanelere dadandılar. Mescitlere kimse uğramaz oldu deniliyordu. Din bilginleri ise "kötülükler yuvasıdır, kahveye git mektense meyhaneye gitmek daha iyi olur" diye laflar söylüyorlardı. Özellikle vaizler kahvenin yasak edilmesi için çok çaba gösterdiler. Müftüler de "Yanarak kömür haline gelen şey düpedüz haramdır" diye fetva verdiler." Yöneticiler de işsiz güçsüz takımının kahve bahanesiyle bir araya gelip fitne çıkardığına inandığından, devlet adamlarının kahveden ziyade kahvehanede toplanan halka karşı olan tutumları yüzünden, kahve zaman zaman yasaklanır. İstanbul'a kahve getiren bazı gemilerin yükleri denize dökülür. 15 Bazen de keyif verici bir madde olduğundan ağır vergiler alınır kahveden. Tüm bu sebeplerden ötürü, karaborsaya düştüğünde halka kahvenin fiyatına zam yapanlar kahve gibi azap çeksin, önce kahve gibi kavrulsun da yüzü simsiyah olsun, sonra suya batıp boğulsun dedirtecek kadar kahve kıtlığı yaşanmıştır." Elbette kimi zaman nohutla karıştırılacak kadar az bulunan bu değerli içeceği, yetişkinler dururken çocukların tüketme hoş karşılamazlardı.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp