Tarihi Kayıtlar

Tarihi Kayıtlar :

Kahve ve kahve kutusu ile alakalı ilk bilgileri dışarıdan bakanlardan, yani farklı bir kültürden gelmiş olan meraklı gezginlerin gözlemlerini aktarması sayesinde öğrenmekteyiz.

İçeriden bakan bu toprakların insanları ise duruma iki farklı şekilde dahil olurlar. Birinci durumda, içeriden bakan biri, yabancı gezginlerin ulaşamadıklarına da ulaşarak, özellikle yabancılar için tarih ve kültür ağırlıklı yazmaktadır ki bunlardan yararlanmaktayız. İkinci durumdakiler ise bir şeylerin değişmekte ve kaybolmakta olduğunu fark edenlerdir ki onlar yitip gitmekte olanı belgelemeye ve tasvir etmeye hiç de küçümsenmeyecek bir bilinç ile başlamışlardır.

Ayrıca kurgu bile olsalar, o zamana ait kartpostallar ve fotoğraflar da bilgi kaynaklarımız arasında olmak durumundadır.

1. Kahvenin muhafazası ile ilgili en eski bilgilerden biri, Fransız seyyah François de La Boullaye-le-Gouz'un (1623-1668) 1653 yılında Paris'te yayınlanan Les Voyages et Observations adlı seyahatnamesinde geçer. Seyyah, Osmanlı ülkesinde yapılacak bir kervan yolculuğundaki elzem malzemeler arasında kahveye de yer verir: "Kahve koymak için deri bir çanta .

2. Kahvenin muhafazası ile ilgili olarak Ignatius Mouradgea D'Ohsson (1740-1807) da 178l'de Paris'te basılan anıt eseri Tableau General de LEmpire Othoman'da benzer bir bilgi verir: Kavrulmuş yahut dövülmüş kahveler, deriden mamul torba veya kutularda saklanır. Bunların ağzı da kahvenin kokusunun kaçmasını önlemek için sıkı sıkıya kapatılır."

3. Abdülaziz Bey (1850-1918), Osmanlı Adet, Merasim ve Tabirieri'nde Kahvecibaşı Ağa'yı betimlerken kahvenin kavanozda muhafaza edildiğini belirtmektedir: "Ev sahi binin kahvesini nezareti altında kavurtur, doğdürür, içerisine münasip kakule koyar, ona mahsus olan kavanozlarda saklar."

4. Selim Nüzhet Gerçek (1891-1945), İstanbul'dan Ben de Geçtim - Çalgılı Kahvelerde kahve ocağında kullanılan, bir tarafı kahve diğer tarafı da şeker için olan iki gözlü kahve kutusu ile kahve kaşığını anlatır: "ve iki gözlü sağı kahve, solu toz şekeri dolu bir kahve kutusu, uzun saplı ve iki taraflı dökme bir kaşık. Bunun bir tarafı kahve ve bir tarafı şeker içindi. Bu kutular umumiyetle cevizden yapılmıştır. Kapağında bir zil ve kutunun arkalığında bir zil vardır ki, kapağın her açılışında bu iki zil birbirine çarparak ses çıkarır. Bu ocağın fiyakasıdır."

5. Ord. Prof. Dr. Ahmed Süheyl Ünver (1898-1986), Ressam Ali Rıza Beye Göre Yarım Asır Önce Kahvehanelerimiz ve Eşyası'nda iki adet kahve-şeker kutusu, bir adet porselen kahve-şekerlik ile kahve kavanozundan bahsetmiş ve bunların, Ressam Üskudarh Hoca Ali Rıza Bey (1864-1935) tarafından yapılan çizimlerini vermiştir.'

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp