Enfeksiyon Nedir?

Enfeksiyon Nedir? : Vücudun, dışarıdan gelen organizmalarca istilâ edilmesine, enfeksiyöz hastalık adı verilir. Bu durumun özelliği, hastalığın, insandan insana veya hayvandan insana bulaşabilmesidir. Organizmalar vücuda girdikten sonra, direkt etki alanları ne kadar dar olursa olsun, genel bir reaksiyon doğururlar. Vücut yüzeyinde yaşayan parazitlerin enfeksiyon yerine enfestasyona neden oldukları söylenir. Hastalık nedeni olan bakteriler, şekillerine göre sınıflandırılırlar: Basiller “çubuk”, stafilokoklar “üzüm salkımı”, sterolo- koklar “zincir”, diplokoklar “çift”, vibriyon “virgül” vb. şeklindedir.

Diğer patojen (hastalık yapıcı) organizmalar da, spiroketler (tirbuşonşeklindedir, kıvrıla büküle hareket eder, sifilis -frengi- ile spiroket sarılığına neden olurlar), virüsler, funguslar ve protozoa’ lardır (bir hücreli hayvanlar). Virüsler, genellikle, standart mikroskop altında görülemeyecek kadar ufaktırlar; bunların ancak elektron mikroskopu altında resimleri çekilebilir. (Elekton mikroskopunda; mercek yerine bir mıknatıs alanı, ışın demeti yerine de elektron akımı kullanılır). Virüsler, inflüenza, kızamık, kabakulak, poliyomiyelit (çocuk felci), çiçek, ansefalit, sarı humma, enfeksiyöz sarılık, suçiçeği ve tütün mozaik hastalığı, ağız ve ayak hastalığı gibi bitki ve hayvan hastalıklarına neden olurlar. Diğer virüs hastalıkları; domuzlarda domuz humması, tavşanlarda görülen miksomatoz’dur. Araştırmaların sonuçlarına göre, nezle de virüslü bir hastalıktır.Virüslerin başlıca özellikleri şöyle özetlenebilir:

1. Bakteriler, canlı doku dışında, la- boratuvarda buyon kültüründe üreyebilmek- tedir, buna karşılık, virüsler yalnız canlı doku üzerinde, laboratuvar koşullarında da, yaşayan doku kültürlerinde, yaşamlarını sürdürebilirler;

2. Çok ufak olduklarından, en ince delikli bakteriyolojik süzgeçten dahi geçebilirler;

3. înfluenza ve nezle dışında, geçirilmiş birvirüslü hastalık, yaşam boyu bağışıklık sağlar;

4. Virüslerde, büyüme, çoğalma gibi canlı organizmalarda görülen yaşama fonksiyonları olduğu gibi, cansız bir cismi andırırcasına, hastalık yapma yeteneğini kaybetmeksizin, kristal şekline de girebilirler;

5. Virüslerin çoğu antibiyotik ve benzeri ilâçlara karşı dirençlidir. Bazı enfeksiyonlar, “fungal enfeksiyon” adını alır ve küf sınıfından “fungus’’lar tarafından meydana getirilir. Bu tip hastalıkların en önemlisi, aktinomikoz’dur. Bununla birlikte, fungus enfeksiyonlarının çoğu deri yüzeyini ilgilendirip, önemsizdir.Hayvanlar dünyasının en basit yaratıkları, protozoerlerdir; bunlar, tek hücreli hayvanlardır. İnsanda, protozoerlerin neden olduğu başlıca hastalıklar, amipli dizanteri (basilli dizanteri ile karıştırılmamalıdır), uyku hastalığı (trypanosomiasis) ki, etkeni tripanosom adlı organizmadır ve plasmodium'un etkeni olduğu malaryadır (sıtma). İnsan vücudunu, doğru bir deyimle enfeste eden diğer organizmalar, hayvansal parazitler ve solucanlardır. Hayvansal parazitler, deride yaşar ve rahatsızlık yaratmak dışında, tehlikeli değillerdir. Bununla birlikte, bunlar, tehlikeli bazı hastalıkları bulaştırabilir: Veba pire tarafından, tifüs bit tarafından bulaştırılmaktadır.

Solucanlar ise, insan bağırsağında yaşarlar: Ufak ok- siyurler, toprak solucanını andıran yuvarlak solucanlar ve 6 metre kadar uzun olabilen yassı şeritler bunlardandır. Bu parazit solucanların çoğu, iki dönemli yaşam sürdürür: Yaşamlarının bir bölümü, insan bağırsağında, diğer bölümü de, insan tarafından yenen bir hayvanın kaslarında geçer. Örneğin, bilimsel adı taenia solium olan domuz şeritleri, yumurtalarını insan bağırsağına bırakırlar. Dışkı ile dışarı atılan bu yumurtaları, özellikle gübre olarak insan dışkısının kullanıldığı bölgelerde domuzlar yer. Domuzda, kasdokusu içinde, bu yumurtalar kistleşir ve bu etin insan tarafından yenmesiyle, aynı dönem yeniden başlar. Sığır şeridi olan taenia saginata'da da buna benzer bir hayat devrimi vardır.

Rus şeridi 9 metre kadar uzun olabilir ve az pişmiş enfekte balıktan bulaşır. Köpek solucanları, çocuklarda önemli larva enfestasyonla-rına neden olur. Mısır gibi ılık iklimli ülkelerde, Afrika’nın büyük bir bölümünde ve Güney Amerika’nın bazı bölgelerinde, schistosoma adı verilen, ufak yaprak şekilli yassı solucanlar yaşar. Bunların yumurtaları, enfekte insanların idrarıyle, kanal ve su birikintilerine atılır, bu yumurtalardan miracidium denen bir ön şekil çıkıp su sümüklüböceklerinin içine girer ve bu sümüklüböcekte evrimini tamamlayıp, ondan cercaria şeklinde çıkar, sularda yıkanmakta ve yüzmekte olan insanların derisini delip içeri girer ve karaciğer, mesane veya rektum’a erişir. Bunların yaptığı hastalığın adı, Bilharzia hastalığıdır ve kendi başlığı altında anlatılan önemli bir enfestasyon- dur. Diğer solucan hastalıkları (ki, bunların bilimsel adı, “helmint hastalıkları"dır) şunlardır: Ankiloztomyazis, filaryazis (elefantiya- zis: fil hastalığı etkenidir), dracontiasis, cy- sticercosis ve hidatik kist.

Enfeksiyonun yayılması: Bakteri ve virüs hastalıklarının yayılması en fazla damlacık en- feksiyonuyladır. Hastalığa tutulmuş bir kişinin öksürmesi veya hapşırmasıyle, içinde mikrop taşıyan ufacık tükürük damlaları havaya saçılır. Bu damlacıklar, en az 3-4,5 metre uzağa kadar yayılır. Mikropların diğer bir yayılma yolu da, bulaşmış yiyecek, içecek ve mutfakta iş görenin mikroplu elleridir: Kolera, dizanteri, gıda zehirlenmesi ve tifo bu yolla yayılır. Doğrudan dokunmayla bulaşma sanıldığından güçtür, çünkü sağlam bir deri, mikroplara karşı önemli bir engeldir, fakat parazitler genellikle bu yoldan yayılır ve ağız ya da üretim organlarının mukozaları, deri kadar kuvvetli bir engel değildir. Bundan ötürü, zührevî hastalıklarda, cinsel birleşme önemli bir bulaştırma aracıdır. Bir ara konak yoluy- le de bulaşma mümkündür. Bu ara konak, bir böcek ya da sıçan piresi gibi (vebanın insana geçişinde, sıçan, ara basamaktır) bir parazittir. Son olarak da, mikropların, vücudun bir bölgesinden diğerine bulaşmasından söz edilebilir:

Bazı bakteriler, vücudun bir bölümünde zararsızken, diğer bölümlerinde hastalık yapıcı olabilir. Örneğin, “coli” basili, insan bağırsağında zararsızdır, buna karşılık, idrar yollarına girdiğinde piyelit veya sistit(böbrek pelvisi veya mesane iltihabı) meydana getirebilir.Vücudun enfeksiyona karşı reaksiyonu:Vücudun çeşitli korunma mekanizması vardır. Bunların başlıcalan, 1. Antikor ve antitoksin denen maddelerdir; antikorlar, istilâ eden mikrobu etkisizleştirir, antitoksin ise, mikrop toksinini nötrleştirir; 2. Vücuttaki özel ak yuvarlardır (fagositler). Bunlar, antikor- larca etkisizleştirilmiş mikropları çevreleyip, yok ederler. Antikor ve antitoksinler, bir kişiden diğerine veya bir hayvandan (örneğin, attan) insana aktarılabilir ve bu olay, pasif bağışıklık (immünizasyon) adını alır. Tıpta, bu yolla, enfeksiyon hem önlenir, hem de tedavi edilir.

Muhakkak ki, vücudun kendi antitoksin ve antikorlarını yapması için uyarılması daha etkilidir ve bu, aktif bağışıklık yoluy- le olur: Vücuda, öldürülmüş bakteri eriyiği (örneğin, tifo için T.A.B.) veya zayıflatılmış, canlı bakteri (aşı) enjekte edilir. Aktif bağışıklık uzun sürebilir, ama pasif bağışıklık daima kısa sürelidir. Vücudun yerel enfeksiyonlara karşı reaksiyonu, “İltihap reaksiyonu” başlığında anlatılmıştır

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp