Zararlı Alışkanlıklarımızın Nedeni

Zararlı Alışkanlıklarımızın Nedeni

İç güzelliğini, sonsuz ve sınırsız iç enerjisini keşfedememiş insan, doğru ve berrak düşünemez. Endişeli, gergin ve sinirlidir.Her an patlamaya hazır bir bomba gibidir. Bazı kişiler bu durumdan içki, sigara ve keyif verici ilaçlarla bir süre için de olsa uzaklaşmak isterler. Transandantal Meditasyon (T.M.) tekniğini tüm dünyaya tanıtan Maharishi Mahesh Yogi bu konuda şöyle diyor: "İç potansiyelini fark etmemiş kişi, zenginliğinden haberi olmayıp sokakta para dilenen ve her an paranın eksikliğini hisseden bir milyoner gibidir."

Yapılan istatistikler, Türkiye'de yaklaşık 20 milyon kişinin sigara tiryakisi olduğunu göstermiştir. Zararlı olduğunu bile bile bundan vazgeçememelerinin nedeni, vücutlarımı nikotine alışmış olmasıdır. Tıpkı alkol gibi, nikotin de alışkanlık yapar.İnsanların daha seyrek olarak başvurdukları, ancak zehir özelliği çok daha yüksek olan diğer maddeler şunlardır: Morfin, eroin, marijuana, kokain ve LSD. Beyin kimyasını değiştirerek beyni etkileyen ve son derece zararlı olduğunu bildikleri bu maddelere insanlar neden ihtiyaç duyuyorlar? Son yıllarda keşfedilen ve doğal yapımızda yer alan içsel uyuşturucu maddeler üzerinde çalışmalar yapan araştırıcılar, bu soruya aşağıdaki yanıtı vermektedirler: Zehir etkisi ispatlanmış olan bu maddeler, muhtemelen beyindeki bazı alıcılara (reseptör) bağlanarak etki ederler. Aslında bu alıcılar, kendi içimizde doğal olarak salgılanan uyuşturucu maddelerle etkileşmek için görevlendirilmişlerdir. Ancak içindeki bu doğal uyuşturuculardan nasıl yararlanacağını bilemeyen insan, bu gereksinimini dışarıda aramaktadır. Belki de bu yüzden bazı kişiler bu maddelere ihtiyaç duyuyorlar.

Başlangıçta keyif verici özelliği olan bu maddeler, bu ihtiyacı kısa bir süre için karşılıyormuş gibi görünürler. Ancak, kısa bir süre sonra beyin dokusundaki harabiyeti nedeni ile kişiyi bunalıma ve ruh hastalığına sürüklerler. Bu duruma yakalanan bir kişi hem kendini, hem de çevresini yıkıma götürür. Tabiidir ki insan vücudu bu dış zehirlere uygun yaratılmadığı için, böyle bir uygulama sonucunda gerçek huzuru bulamadığı gibi sağlığından, bazen de canından olur. Bu dış uyuşturucular başlangıçta keyif verici bir etki yaparlar, ancak beyin dokusunda olumsuz değişikliklere yol açtıkları için zararlıdırlar. Zamanla vücut buna alışır, kişi dozu arttırmak zorunda kalır. Uyuşturucunun beyindeki etkisi de değişir. Başlangıçtaki zevk duyguları, yerini iç sıkıntısına ve bunalıma bırakır. Çünkü sürekli kullanın, beyin dokusunun yapısını değiştirmiştir.

Oysa son yıllarda varlığı keşfedilen iç uyuşturucularımızın böyle bir yan etkileri yoktur. Ayrıca gerçek mutluluğu yakalamış bir insanda salgılanmış olan bu hormonların, diğer kişileri de pozitif yönde etkilediği ileri sürülmektedir. Bu iç uyuşturucular; "endojen morfin"'de denilen endorfinler ve her gün yenileri keşfedilen diğer mutluluk hormonlarıdır.

Her normal insanın, bu mutluluk hormonlarını arttırıp, stres veya gerilim yaratan adrenalin ve kortizol gibi stres hormonlarını azaltabilme kabiliyeti vardır. Çok basit bir zihinsel teknik olan T.M. ile bunu anlamak ve öğrenmek mümkündür. Böylece bir süre sonra insan, aldığı tek bir nefesle bile, hiç bir uyuşturucunun veremediği iç huzurunu yaşayabilir. Çoğumuzun nasıl yararlanacağını bilemediği bu iç eczanemizin varlığı aslında binlerce yıldır biliniyordu. M.Ö. 460-377 yıllarında yaşamış olduğu tahmin edilen ve tıbbın babası sayılan Hippokrates "hepimizin içinde var olan doğal iyileştirme gücü, en güçlü iyileştiricidir" demiştir. Ancak biz bu gücün işlemesine izin vermiyoruz. Kendi iyileşme yolumuzu kendimiz tıkıyoruz. Psikolog Abraham Maslow, 1950-1960 yılları arasında yaptığı bir araştırmada. toplumun ancak yüzde bir kadarının zaman zaman bilinçlerinin genişleyerek yoğun mutluluk ve huzur duygulan yaşayabildiğini buldu. Maslow ayrıca "kendilerini bulanlar" dediği bu kişilerin yaşadığı bu doru k deneyimlerin iyileştirici etkileri olduğunu da saptadı. Bu kişiler genellikle yaratıcı, cesaretli, alçakgönüllü, arzularını kontrol etmekte daha başarılı ve kızgın bir karakter yapısından uzaktırlar. Bununla birlikte "Maslow herhangi bir insana bu tür deneyimleri yaşatma yolunu bulamadığı gibi, bunun kaynağını da saptayamadı" diyen Dr. Deepak Chopra, Perfect Health isimli kitabında sözlerine şöyle devam ediyor: "Elinde"şartları aşmayı" sağlayacak bir teknik olmaksızın, bu seyrek ürülen uyarıklık anlarını beklemekten başka çaresi yoktu." Maslow'un bu araştırmasını takiben, bilinçliliği genişleterek, bu doruk deneyimleri her normal insana yaşatabilen bazı zihinsel teknikler, A.B.D. ve Avrupa'da önem kazanmıştır. Daha önce de bahsedildiği gibi bunların içinde en kolay öğrenileni ve en etkilisi de T.M.' dir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp