Nabızdan Teşhis

Nabızdan Teşhis

Ayurvedik teorilere göre, her hücre, kan dolaşımı yolu ile kalbe sinyaller gönderir. Daha sonra bu sinyaller nabza iletilir.Böylece nabzı dinleyerek, iç organlardaki aksaklıklar anlaşılabilir. Ayurveda'yı 1985 yılında Batı'ya tanıtan ilk doktorlardan biri olan Dr. Deepak Chopra, nabzı radyo dalgasına benzeterek şöyle demektedir: "Bir radyo dalgasının tüm senfoniyi taşıması gibi, tüm vücut da çalışmasını nabız vasıtasıyla belli eder." İlk kez 1985'te Batı'da tanınmaya başlanan Ayurveda Dünya Sağlık Örgütü tarafından da kabul edildi. Bazı üniversiteler Ayurveda kürsüleri açıyorlar. Ancak, halen Tıp Fakülteleri'nde ders olarak öğretilmiyor. Bu yüzden günümüzde bir doktorun nabızdan teşhis yapabilmesi için özel olarak Ayurveda eğitiminden geçmesi gerekli. Türkiye'de halen bu tür eğitimden geçmiş on Ayurveda uzmanı mevcut. Nabızdan teşhisin önemi, dengesizlikleri hastalık oluşmadan önce saptayabilmesindedir. Örneğin akciğer kanserini biz, ancak kanser dokusu büyümeye başladıktan sonra röntgende tespit edebilmekteyiz. Daha önce değil. Oysa Ayurveda yöntemlerinden biri olan nabızdan teşhis yolu ile kanser dokusu büyümeye başlamadan çok önce, oluşan dengesizliği bulup tedavi etmek mümkün. Hatırlayacağınız gibi, Ayurveda 'ya göre insan "dosha" denilen üç sistemden oluşur.

Bu "Doshalar'' vata, pitta, kapha olarak adlandırılır. Vata, hareketi, pitta metabolizmayı, kapha dokuları kontrol ederse ederler, ancak bu "doshalar" vücuttaki binlerce farklı işlevi birden yönetirler. Normal bir insanda bu "doshaların üçü de iş başındadır. Ancak her insanda bunlardan biri veya ikisi daha hakimdir. Nadiren de üç "dosha" eşit derecede etkindir. Böylece çok değişik vücut tipleri ortaya çıkar.. Her insanın doğuştan sahip Olduğu bünye tipi farklıdır. "Doshalar"da oluşan herhangi bir dengesizlik, nabız yolu ile erkenden tespit edilerek ona göre tedavi uygulanır ve "Doshalar”da denge sağlanarak rahatsızlık yok edilir. Her vücut tipinin ihtiyacı olan diyet, egzersiz ve diğer önlemler farklı olduğu için, vücut tipine uygun olarak her kişiye Özel bir tedavi verilir. Böylece dengesizlikler erkenden giderilerek hastalık oluşmadan önlenir. Yani Ayurveda, aslında bir koruyucu hekimlik sistemidir.Nabız dinleyerek hastada önemli bir ruhsal ve fiziksel dengesizliğin olup-olmadığını, bunun tahmini yerini ve kişinin bünye tipini saptayabiliyoruz. Diğer teşhis vasıtalarıyla birlikte uygulandığında bu yöntem oldukça yararlıdır. Özellikle "psikosomatik" dediğimiz ve hiçbir laboratuar tetkiki ile teşhis koyamadığımız ruhsal kaynaklı hastalık grubunda, kişideki dengesizliği Ayurveda yöntemleri ile saptamak mümkün olmaktadır. Ayrıca,T.M. yapanlarda tıpkı farklı noktalardan alınan beyin elektrosunda olduğu gibi, farklı parmaklarda hissedilen nabızlar arasında da uyum oluşur. Meditasyon yapmayanlarda, fizyolojik dengesizliklerde ve hastalıklarda ise bu uyum bozulur, nabız kalitesinde de değişiklikler alınır. Bu değişikliklere göre de bir tedavi önerilir. Bu tedavi, bozulmuş olan dengeyi,yeniden düzelterek, hastalık oluşmasını önler.

"Doshalar"daki dengesizlik en iyi bir MAV uzmanı tarafından ve nabızdan saptanır. Ancak vücutta, meydana gelebilecek olan aksaklıkların herkes tarafından bilinmesi, dengesizliğin erkenden fark edilmesini sağlar. Bu belirtileri fark eder-etmez, vakit kaybetmeden bir MAV uzmanına başvurmalıdır. Çünkü hastalık oluşmadan önce bozulan dengeyi yeniden sağlamak, hastalığı tedavi etmekten çok daha kolaydır.

"Dosha" dengesizlikleri nedeni ile oluşabilecek aksaklıkları şöyle özetleyebiliriz:

Vata dengesi bozuk ise:

- Uykusuzluk başlar

- Huzursuzluk olur

- Kabızlık çekilir

- Yorgunluk ve bitkinlik hissedilir

- Tansiyon yükselir, eklem ağrıları oluşur

- Sinirlilik ve korku hisleri meydana gelir

- Cilt pürüzlenir, rengi koyulaşır

- Kilo kaybedilir

Vata yeniden dengelendiğinde ise:

- Uyku düzelir

- Huzurlu olunur

- Kabızlık çekilmez

- Canlılık ve isteklilik artar

- Hastalığa karşı dayanıklılık artar

- Zihin uyanık ve berrak bir hale gelir

Pitta dengesi bozulursa:

- Terleme başlar

- Renk sararır

- Uykusuzluk gelişir

- Sindirim sistemi bozulur

- Cilt hastalıkları oluşur

- Mide ve bağırsak ülserleri görülebilir

Pitta dengesi normale getirildiğinde ise:

- Vücut ısısı normale döner

- Neşeli ve sağlıklı bir görünüm ortaya çıkar

- Sindirim iyileşir

- Kişi iyi konuşur, zekisi parlaktır

- Soğukkanlı bir hale gelinir

Kapha dengesi bozulursa:'

- Yorgunluk ve bitkinlik ortaya çıkar

- Soğuğa karşı duyarlılık başlar

- Beniz solar

- Kilo alınır

- Depresyon görülebilir

- Astım görülebilir

- Uyku ihtiyacı artar

- Eklemler laçkalaşır

Kapha dengesi normal olunca:

- Dayanıklı ve güçlü olunur

- Acıma, hoşgörü, affetme, kendine güven ve onur gibi olumlu duygular gelişir

- Kişi enerji dolu olur

- Cesaretli bir hale gelinir

Yukarıdaki denge bozukluklarından herhangi birini hisseden bir kişinin, hastalanmayı beklemeden bir MAV doktoruna başvurması uygun olur. MAV doktoru nabızdan teşhisle bu dengesizliği kolayca saptayarak alınması gerekli önlemleri bize bildirecektir. Unutulmamalıdır ki, bizi rahatsız edecek düzeydeki hiçbir olumsuz duygu normal değildir ve mutlaka tedavi edilmelidir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp