Stres Nedir ? Stres Tepkisi Nasıl Oluşur ?

Stres Nedir ? Stres Tepkisi Nasıl Oluşur ? :

Stres Nedir ? Stres Tepkisi Nasıl Oluşur ?

Stres, sağlığımızı bozan ve özgürce yaşamamızı engelleyen en önemli nedenlerden biridir. Önlenmediği veya her gün muntazam olarak atılmadığı takdirde, zamanla birikir ve hastalıklara yol açar. Bu nedenle hastalanmadan önlem alınması gerekir.Genel kanıya göre stresin bizim dışımızda olan olaylar yüzünden oluştuğu sanılır. Oysa günlük yaşamda strese yol açan genellikle olaylar değil, bunların algılanış biçimidir. Çevremizde strese yol açtığı söylenilen birçok neden olabilir. Ancak güçlü bir kişi bunlarla kolayca başa çıkabilmektedir. Robert Roth'a göre: "Eğer sistem bahşedebilecek durumda değilse. olumlu veya olumsuz her deneyim gerilime neden olabilir". Bu yüzden; günlük yaşamda hiç ihtiyacımız olmayan, üstelik sağlığımızı bozan bu .stres tepkisini önlemek, önleyemediklerimizi de biriktirmeden atmak zorundayız.

Stresin kelime anlamı "gerilim" veya "zorlanma" demektir.Tanım olarak ise stres: Zorlanma sonucu ortaya çıkan bir tepkidir. Yani stres, bizi tehdit eden ve zorlayan tehlikelere karşı gösterdiğimiz, bedensel ve ruhsal bir tepkidir. Bu tepki sayesinde ya tehlike yerinden uzaklaşır veya mücadele ederek yeni duruma uyum sağlarız.

Stres tepkisi sırasında hem bedensel, hem de ruhsal bir dizi olay meydana gelir. Stresi başlatıcı mekanizma birey tarafından bir tehlikenin algılanışıdır. Kişi bir tehdit algıladığında beynin den bazı maddeler salgılanır. Bu maddeler yine beyinde bulunan ve bir salgı bezi olan hipofiz bezini etkiler. Hipofizden ACfH hormonunun, bu ACfH hormonunun etkisi ile de böbrek üstü bezlerinden adrenalin ve kortizol hormonları salgılanır ve sonuçta:

- Solunum hızlanır

- Kalp atım sayısı ve şiddeti artar

- Vücut yüzeyindeki damarlar daralır, yüzey sıcaklığı düşer

- Kan basıncı yükselir

- Kas gerilimi artar

- Depo yağ ve şeker kana salınır

- Ayrıca mide asidi artar

Bu dönemde enerji ve yaşamsal kaynaklarda tükenme olur.Sonuçta stresin kısa süreli etkileri çarpıntı, tansiyonda yükselme, baş ağrısı, mide ağrısı, kramplar ve adale kasılması şeklinde ortaya çıkar. Organizma dengeye kavuşunca uyum enerjisi biter,ardından tükenme ve bitkinlik dönemi başlar. Bitkinlik dönemi,vücut derin bir dinlenme sağlayıp kendini tazeleyinceye kadar sürer. Eğer beden bu dengeyi sağlayacak yeterli dinlenmeye kavuşamazsa, gerginlik yavaş yavaş fiziksel ve ruhsal sağlığı bozan sürekli bir durum alır ve bir çok hastalığın gelişmesinde önemli etkiler yapabilir. Örneğin; baş ağrısı, esansiyel hipertansiyon, iskemik kalp hastalığı, fobiler, ruhsal hastalıklar, obsesif düşünceler ve uyku bozuklukları gibi. Biriken bu stres yaşama sevincimizi engeller, yakın ilişkilerden uzaklaştırır ve üretkenliğimizi azaltır.

Böyle bir kişi huzursuz ve bitkindir, kolayca kızar. Görüşü dar ve etkinliği sınırlıdır. Kendi dertlerine umutsuzca bir çözüm yolu arar. Doktor doktor dolaşır. "Psikosomatik" dediğimiz ruhsal kaynaklı bu tür hastalıklar dahiliye polikliniklerine başvuran hastaların yaklaşık %50'sinde bulunur. Hasta olduğuna kimsenin inanmadığı bu hastalar, eninde-sonunda bedensel olarak da hasta olurlar. Bu duruma bir çözüm bulmak zorundayız.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp