Ayurveda’nın Besinlere Bakışı

Ayurveda’nın Besinlere Bakışı : Ayurveda’da yiyecek ve içecekler, onların tadı ve kokusu çok önemlidir. Çünkü vücudumuzun dışarıyla alışverişi, en çok yiyecek ve içeceklerle olur. Vücudumuza dışarıdan en çok giren maddeler besinler olduğuna göre, onların etkisi tartışılmaz. Peki bu nasıl olur? Her insanın atomlarının yüzde 98’i bir yıl içinde değişiyor. Yani şu an bu yazıları okuyan siz, geçen seneye göre yüzde 98’i tamamen farklı bir sîzsiniz. Şu an bile atomlarınızın bir bölümü değişmekte. Bu nedenle besinler, kişinin sağlığını korumakta veya bozmakta çok önemli yer tutar. Hatta besinlerin etkisi bazen ilaçlardan bile daha fazladır.Son yıllarda çok konuşulan Fransız kökenli bir zayıflama yöntemi karbonhidrat ile proteinlerin arındırılması konusuna gelince, bahis edilen sistem, kurallarını, binlerce yıl önce temellerini oluşturan Ayurve- da’dan esinlenerek oluşturmuştur. Karbonhidratlarınbakliyat ve sebzelerle birlikte, hayvansal proteinlerin ise tek başına tüketilmesi önerilir. Ayurveda’da hayvansal protein tüketimi yoktur.
Fakat Avrupa ülkelerinde bu alışkanlık yaygın olduğu İçin, bu sistemde karbonhidratlarla sebzelerin tüketilmesi, fakat hayvansal proteinlerle karbonhidratların tüketilmemesi gerekir. Karbonhidratlar (pilav, makarna, patates, ekmek vb) ile hayvansal ürünler (et ve sütlü gıdalar) aynı öğünde tüketilirse, vücut önce karbonhidratı glikoza çevirir, hayvansal ürünlerdeki doymuş yağları da depolar. Eğer kişinin enerji tüketimi yüksekse, o zaman yağları enerjiye dönüştürmek için işlemden geçirir ve yakar. Fakat çok enerji gerektiren bir iş yapamıyorsa ve hamur işi ile et beraber yendiyse vücut, 3X enerjisini hamur İşinden alır ve etteki yağı depolar. Bunedenle, hayvansal doymuş yağları ayrı, karbonhidratları ayrı tüketmek gerekir.Makarna, unlu mamuller, tatlı, şeker, pizza, pide hamuru, kek karbonhidratlara; salam, sosis, pirzola, tavuk, balık, deniz ürünleri gibi eski ve yağlı peynirler (örneğin, rokfor) doymuş yağlara örnektir.Böreğe kıyma yerine ıspanak koymak, sebzeli makarna yemek, tavuk-pllav kombinasyonları yerine, tavuk-sebze, tavuk-bakliyat kombinasyonları yapmak daha uygundur. Ekmek arası balık yerine, balık-salata, et tüketiminden vazgeçemeyenler İçin et ve sebze yemekleri kombinasyonları tercih edilebilir. Brokoll, karalahana ve semizotu az şekerli, fazla kalorisi olmayan sebzelerdir. Eğer kişi hayvanları doğada kendi hallerine, sevgiyle bırakarak vejetaryen ağırlıklı beslenmeyi becerebiliyor ve bu tip proteinleri da-ha az tüketebiliyorsa, daha sağlıklı olacağını görecektir.
Özellikle hayvansal protein alırken ekmek yerine sebzenin tercih edilmesi daha doğrudur. Doymuş hayvansal yağlar tek başına alınırsa, vücudun ihtiyacı olan enerjiye dönüşür ve depolanmaz. Bitkisel proteinlerin bu ayrıma tabi tutulmasına gerek yoktur. Bitkisel proteinlerde doymuş yağlar olmadığı İçin onlar karbonhidratlarla beraber alınır. Bitkisel proteinleri ayrıştırma programlarına katmamak gerekir.Çokça tükettiğimiz özellikli bazı besinlerYapraklı sebzelerYapraklı sebzeler güneşi (agni) gördüklerinden sindirimi daha kolaydır. Yoğun miktarda klorofil ve yaşam enerjisi içerirler. Yeşil lifli, yapraklı sebzelerin bol tüketilmediği diyetler sağlıklı değildir.Kök sebzelerToprak altında yetişen kök sebzeler, örneğin patates, çok fazla tüketilen gıdalardandır. Kök sebzeleri fazla miktarda ve özellikle kızartma olarak yemek, fazla toksin alımına ve fazla kalori birikimine yol açar, bu da kişilerin şişmanlamasına neden olur.Kök sebzeleri içine çok fazla su ve yağ çekecek şekilde pişirmemek gerekir. Hiç güneş görmeden toprağın altında yetişen bu tip sebzelerin sindirimi de zordur. Bu tip kök sebzeler güneş görmediği için, sindirimi sırasında vücutta agni çok kuvvetli olmalıdır. An-cak o zaman sindirimi mümkün olur.Patatesin fırında veya tencerede pişirilmesi su oranının ve yağ tutuculuğunun azalmasını sağladığından sindirimini kolaylaştırır. Karaturp ve havuç gibi kök sebzeler ise, genelde beden tipine bakılmaksızın tüm dosha’lar için yararlıdır.Tahıllar ve çeperli gıdalarTahıl ve çeperli gıda tüketimini artırmak ve ağırlıklı olarak bunlarla beslenmek pek çok tıbbî durumda, kansere karşı korunmada etkilidir. Rafine gıdaların alınmasından sonra, nişastanın şekere dönüşmesiyle kan şekerinde ani yükselmeler görülür ve bu, yemek sonrası, kişide ağırlık hissi yaratır.
Daha sonra pankreas insülin pompalar. Kana hızlı pompalanan insülin, kan şekerinin düşmesine yol açar. Ve sonuçta reak- tif hipoglisemi denilen, kan şekeri düşüklüğü ortaya çıkar. Özellikle streslilerde ve hızlı yemek yiyenlerde, kan şekeri hızla yükselir. Bu olay yağlanmayı tetikler ve yağ dokularını artırır, böylece şişmanlığa giden yolda bir adım atılmış olur. Hızlı yükselen ve düşen kan şekeri, yükselme eğilimi olan kişilerde sorun yaratır. Bu tip insanların rafine gıdaları (beyaz şeker, beyaz un, tuz vb) kesmeleri gerekir.Soya fasulyesiSoya fasulyesi, kuşbaşı eti veya kıymayı yemekten hoşlanmayanlar tarafından evde kolayca hazırlanabilecek, et yerini tutan bir gıdadır.Bir kilo soya fasulyesi önceden haşlanır ve bekletilir, düdüklü tencerede pişirilir ve fazla suyu dökülür. Sonra mikserden geçirilir veya benzeri bir yöntemle püre haline getirilir. Bu soya püresi, kuru tepsiye 1-1,5 parmak kalınlığında yayılır, üstü düzeltilir ve suyunu çekinceye kadar fırınlanır. Kullanılacak miktar bir kenara ayrılır, geri kalanı, istenirse gerektiğinde et yerine kullanılmak üzere derin dondurucuya konur. Çok sağlıklı ve besleyicidir.YumurtaHem yararlı hem kolesterolü yüksek ağır bir gıdadır. Genel olarak vejetaryenliğin esası, daha lezzetli beslenebilmek için yeryüzündeki diğer canlıları yok

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp