Ayurveda’da Hastalıkların basamakları,Manifestasyon

Ayurveda‘da Hastalıkların basamakları

Ayurveda'da çok önemli bir konu da hastalıkların nasıl oluştuğudur. Klasik Batı tıbbına göre hastalıklar kendini birdenbire Birdenbire gösterir, ortaya çıkar. Oysa Ayurveda'ya göre hastalıkların altı şaması vardır.

Hastalıkların basamakları:

1. Akümülasyon (birikme): Burada dosha bir dengesizliğin içine girmiştir. Bulunduğu yerae artmaya, birikmeye başlar.

2. Agrevasyon (alevlenme): Bu dönemde dosha bulunduğu yerdedir. Fakat artmaya, alevnmeye başlar.

3. Diseminasyon (ayrışma): Dosha artık bulunduğu yerden akmaya yani ayrılarak, yayılaya başlar. Örneğin Vata Dosha oturma yeri olan kolondan kalınbağırsak) çıkıp diğer subdosha'lara veya Pitta, Kapha Dosharın olduğu alanlara doğru yayılır.

4. Lokalizasyon (bölgeselleşme): Bir bölgede lokalize olma, bölgeselleşme, yerleşmedir. Bu aşamada dosha vücutta ama'nın çok olduğu veya vücudun zayıf olduğu bir yere doğru akmış, yerleşmeye başlamıştır.

5. Manifestasyon (gösterme, belli olma): Kendini gösterme dönemidir. Bu basamakta hastalıkla ilgili değerlerin ifadesi söz konusudur. Örneğin ağrı, idrar yolu enfeksionu, ülser, apse, bronşit gibi. İşte Batı tıbbı, ancak, bu aşamada hastalık olduğunu kabul eder. Yani Batı tıbbına göre hastalık, ancak beşinci safha olan manifestasyon safhasında, teşhis edilebilir. Ayurveda'ya göre, hastalık daha birinci safhadan itibaren başlamıştır. Bir dengesizlik ve ilerki safhalarda bunun yol açacağı bir hastalık çok önceden çeşitli sinyallerle kendini belli etmekte, adeta "ben geliyorum" demektedir. Beşinci safhadan önceki hastalık belirtileri, ancak dördüncü safhadayken, çok gelişmiş, tomografi, MR (manyetik rezonans) veya çok özel laboratuvar tahlilleriyle saptanabilir. Örneğin Pitta Dosha'daki artma sonucu, gece sıcak basması, terleme, gözlerde kızarıklık, öfkelenme, hiddetlenme, ciltte bazı kırmızı lekeler, yumuşak dışkılama saç dökülmesinde artma gibi üçüncü, dördüncü safhaya ait belirtiler görülür ve bunu izleyerek bir enfarktüs veya mide ülseri veya bir karaciğer rahatsızlığı gibi beşinci safha belirtileri ortaya çıkabilir. Oysa Ayurveda hekimi, anlamlı birtakım ön belirtileri sentezleyerek ve bunları özellikle nabız teşhisiyle de birleştirerek, bir müddet sonra gelmek üzere olan bir hastalığı teşhis edebilir. Böylece kısa bir süre sonra oluşacak olan, enfarktüs, mide ülseri, astım gibi bir hastalık henüz daha oluşmadan erken teşhis edilip, kökten bir tedavi şansı sağlanabilir.

6. Disrübsiyon (yıkım): Artık hastalık çok ileri derecede ve bir komplikasyon oluşturacak düzeydedir. Örneğin mide ülserinin delinmesi gibi. Doğrudan dış faktörlerin etkisiyle hastalıklar altıncı safhadan da başla ya bilirler. Örneğin kaynar suyla haşlanma veya donma, ileri derecede güneş yanığı gibi. İşte Ayurveda'nın en üstün yanlarından biri de hastalıkların, henüz birinci aşamadan itibaren teşhis ve tedavi edilebilmesidir.