Ayur: yaşam, Veda: bilgi

Ayur: yaşam, Veda: bilgi

Ne zaman yazıldıkları kesin olarak saptanmamış olmakla birlikte bilinen ilk yazılı metinlerden olan veda'ların, binlerce senelik bir geçmişe sahip oldukları kabul edilmektedir. Bazı kaynaklar, dünyaaın çok saf ve temiz olduğu bir dönemde, Hindistan ve Ne al'de gelişmiş bir uygarlığın var olduğunu; Veda metinlerinin, bize uygarlıktan kaldığını söylemektedir.

Kelime anlamı olarak Ayur, yaşam; Veda, bilgi demektir. Saf ilgi anlamına gelen Veda bilgisi, yaşamın her alanında mükemmel gelişmeyi amaçlar. Sağlıklı ve uzun yaşamın sırlarını verenAyurveda, günümüze ulaşmış en eski, mükemmel ve bütünsel bi sistemidir. Prensipleri evrensel ve her zaman geçerlidir. Doğal bilgisinin kaynağı olarak nesilden nesile aktarılmıştır. Ayurvesadece Asya kıtasındaki tıbbı etkilemekle kalmamış, Eski Mısır ve yunan tıbbının da temelini oluşturmuştur.

Ayurveda,Veda'nın kırk kolundan bir tanesidir. Bu kitapta anlatılacak olan Ayurveda, Hintli fizikçi, bilim ve felsefe adamı Maharishi Mahesh Yogi önderliğinde, özgün şekline uygun olarak, günümüze sunulmuş olan "Maharishi Ayurveda”dır. Neden Maharishi Ayurveda? Şu anda Hindistan'da Ayurz eda adı altında uygulanan yüzlerce tıbbi yöntem vardır. Fakat,Maharisbi Ayurveda, Batı'da da pek çok tıbbi araştırmayla yararlılığı kanıtlanmış ve günümüz Batı toplumunun da uygulaya bileceği geleneksel bir tıp sistemi olma özelliğine sahiptir.Binlerce yıl öncesinden gelen bu bilgi, o zamanki sınıfsal hiyerari nedeniyle sadece krallara, racalara ve asillere uygulanmış, Ayur-. eda hekimleri tarafından da nesilden nesile, kendi ailelerinde saklı tulmuştur. Bilgi, orjinalliğini, bazı ailelerde korumuşsa da, bozulmuş Ayurveda yöntemleri de ortaya çıkmıştır. İşte bu nedenle

Maharisbi, bu bilgiyi özgün şekliyle koruyan Ayurveda hekimleriye temas kurmuş, standardize etmiş ve güncelleştirmiştir.Dünyanın küreselleşmesi ve iletişim çağının başlamasıyla.birlikte bu bilgiyi sadece bazı ailelerde saklı tutma görüş ü de sona ermitir.Bilgi, ilk defa 1986 yılında açılan büyük bir kursla Batı ı hekimlereverilmiş, 1989 ve 1990 yıllarında Amerika'da, 1990-91 yıllarında da Avrupa'da popülarite kazanmaya başlamıştır. Birçok Batı ülkesinde,ileri tıp merkezlerinde bu konuyla ilgili ilaçlar ve tedavi yöntemleri,tıbbi araştırmalara tabi tutulmuştur.

Ayurveda, araştırmaların olumlu sonuçlanması, kişilerin kendilerini bu yöntemle daha iyi hissetmeleri; ucuz, basit, evde uygulanabilir, doğal ve yan etkisiz oluşu nedeniyle giderek yaygınlaştı.

Son yıllarda, Batı tıbbı süper ihtisaslaşmaya giderek, insanı ayrıntıda; yüzeyel ve dar kesimlerde ele almıştır. Bu da tıbbı bütünsellik ve derinlikten uzaklaştırmış, öte yandan insanları yorucu, zahmetli ve pahalı teşhis ve tedavi yöntemlerine maruz bırakmıştır.

Ayrıca tedavilerde de ilaçların gittikçe kimyasallaşması ciddi yanetkilere yol açmaktadır. Bu ilaçların tek başına kullanıldıkları zaman bile pek çok yan etkisi söz konusuyken, birlikte kullanıldıklarında yan etkileri çok daha ürkütücü ve yıpratıcı boyutlara ula-şabilmektedir. Batı toplumundaki sigorta şirketleri bile, sadece ilaç ve pahalı teşhis yöntemlerine dayalı, kökten tedavi edemeyen bu tıp sisteminin maddi yükünü karşılamakta zorlanmaktadır.

Ayurveda tıbbı, Batı tıbbıyla birlikte uygulanabilir ve onun yanetkilerini azaltıp iyileşme sürecine destek olur. Ayurveda, insanı, doku, organ, akciğer gibi tek yönlü değil, tüm organlarıyla ve dokularıyla, fiziksel bedeniyle. ruhsal yapısıyla, bilinç düzeyiyle, hatta yaşadığı ortamla ve makrokozmosla bir bütün olarak ele alır.Çünkü evrendeki her şeyi, bir bütünün parçası olarak kabul eder.

Tedavide hastanın iyiliği için hangi yöntem öncelikle daha faydalıysa o yöntem kullanılır. Ayurveda tedavileri, zaman içerisinde etkilerini gösteren, ancak, derin ve temelden iyileşme sağlayan yöntemlerdir. Hastanın o anki bulgularını tedavi etmek yerine,hastalanmasına yol açan nedenleri, risk faktörlerini düzeltmeye çalışır. Yanlış yaşam tarzını değiş tirmeyi önerir' kişinin kendi beden tipini ve özelliklerini kişiye tanıtır. Adeta kendi bedeninin kullanma talimatnamesini öğretir. Ayurvedik yöntemler, ileriki sayfalarda söz edeceğim şekilde, hastalıkların ortaya çıkmadan belirlenip önlenmesiyle, hastalığa gelmeden "dur" diyebilir.

Ayurveda iyi ve bilinçli uygulandığında ulandığı da, modern hayatı hem kolaylaştırır, hem de insanı yıpranmalardan korur. Kendimizi koruyamazsak modern hayat gerçekten çok yıpratıcı. Günlük hayatın zorlukları içerisinde abartmadan, Ayurvedik ilkelere aşırı derecede uyma stresine girmeden, yapılan temel hataları düzeltmek bile hayatımızı daha uzun, mutlu ve az hastalıklı kılabilir.

Ayurveda hekimi olup, bu bilgiyi öğrenme amacıyla ilk adım

olarak:

- 1989 yılında eşimle birlikte TM (Transandantal Meditasyon)

teknı ını öğren ım. Amerika'dan bazı kaseder ve kitaplar getirterek Ayurveda'yla tanışmaya başladım.

- 1990'da İsviçre'de MERU Vedik Üniversitesi'ne gidip ilk temel Ayurveda eğitimini aldım.

- 1991'de Hollanda'da Akademi Souria'da Ayurveda ileri kurslarını aldım.

- 1992'de İsviçre MERU'da Ayurveda'nın önemli bir kolu olan

Panchakarma tedavilerini içeren kursu aldım.

- 1993'te Hollanda'da ileri nabız teşhisi ve Ayurvedik Dermatoloji kursunu aldım.

- 1995'te Hindistan'da dünyanın önde gelen Ayurveda hekimlerinin katıldığı "Ved'in İnsan Fizyolojisindeki Keşfi" ile ilgili çalışmaya ve eğitime katıldım. Bu kursta özellikle, Ayurveda'yla ilgili en önemli çalışmaları yapan Dr. Tonyader'la tanışma fırsatım oldu.

- 1996'da Almanya'daki bir Panchakarma kliniğinde, uygulamaya yönelik çalışmalarda bulundum.

Ayurveda eğitimi almaya başlayınca, tıbbın sadece basit bir teş-his ve tedavi yöntemi olmaması gerektiğini, bunun ötesinde, insanın kuvantum akışkan bir bedene sahip olduğunu öğrendim .İnsanın ruhsal yapısın da genel sağlığında çok önemli rol oynadığına ilişkin bilgilerle, hayatımdaki büyük bir açığın kapanmaya başladığını hissettim.

Her kurs sonrası öğrendiğim tedavi yöntemlerini uyguladıkça,hastalarımın gerçekten iyileştiklerini görmek beni çok mutlu ediyor ve bu konuda kendimi daha da geliştirme isteği duyordum.

Bu arada dahili bir branş hekimliği uzmanı olmamın da bu yöntemle bütünleşmemde önemli bir etkisi oldu. Çünkü aile hekimliği uzmanlığı insana, Batı tıbbı açısından da daha

genel bakmayı sağlayan bir eğitim veriyor. Zamanla her iki bilginin de bana doğru gelen yanlarını harmanlamayı öğrendim. Şuanda hastalarıma daha farklı düzeyden yaklaşabiliyor ve sorunlarını daha derin düzeyden algılıyabiliyorum.Günümüzde artık, özellikle Batı toplumlarında yaşayan pek çok insan, doğadan kopuk yaşamın ve doğaya zarar vermenin,kendisine hastalık gibi pek çok olumsuzluk olarak geri döneceğinin bilincine vardı; giderek tekrar doğaya dönüş gündeme geldi.

Doğal olarak, bu yöneliş tıba da yansıdı. Özellikle Uzakdoğu'nun felsefi yaklaşımları ve buna bağlı tıp sistemleri, artan bir şekilde ilgi görmeye başladı. İnsanın doğaya dönmeye başlamasıyla beraber,Ayurveda, akupunktur, homeopati, çiatsu, bioenerji, fitoterapi, yoga, arornaterapi, refleksoloji, krarıiyosakral tedavi ve polarity (enerji) tedavi

yöntemleri de giderek yaygınlaşmaktadır. Geleneksel Çin tıbbı ve akupunkturun bilimselliği artık kabul edildiği gibiAyurveda‘nında bilimselliği kabul edilmektedir.İnsanlar, doğa ve evrenle ilgili bazı gerçekleri kavramaya başladıkça, Ayurveda geleceğin tıbbını oluşturacaktır. Ülkemizde de doğanın sunduğu olanaklar, bu tıp sisteminin uygulanması için büyük bir şans yaratmaktadır.

1996 haziran ayında Time dergisine kapak konusu olan manevi tıp ve Ayurveda'ya olan ilgi, ülkemizde de giderek artmaktadır.

1997 yılında özellikle vurgulanan, kişinin sağlıklı olması için sadece Ayurveda'nın tek başına yeterli olmayıp, ayrıca, kitap içerisinde de anlatılacak olan, Jyotish (vedik astroloji) ve Sthapatya Veda''nın da (vedik mimari) öneminin büyük olmasıydı. Bu bütünsel bakış için "Maharishi'nin Sağlığa Ve dik Yaklaşımı" (Maharishi' s Vedic Approach to Health) deyimi kullanılmaktadır.

1995 yılı sonundaı Hindistan'da katıldığım çalışmada Dr. Tony Nader, bu konunun önemini belirtiyor; uygun mimaride yaşamanın ve yıldızların da insan sağlığına olan etkisinin büyük olduğunu vurguluyordu.İnsan sağlığının mükemmel olabilmesi için gerekli yirmi Vedik yaklaşım yaklaşım hemen kitabın başında açıklanmış, Ayurveda, Jyotish,Sthapatya Veda ve TM en önemlileri olduğu için detaylı anlatılmıştır.Yıllar ilerledikçe, insan sağlığının, bir kaç ilaç yutmaktan ötebir şeyolduğunun anlaşılacağına ve mükemmel kozmik yapısı doğrultusunda, bütünselolarak ele alınışının gerçekleşeceğine inanıyorum.

Sonuçta, insan özel bir titreşimdir ve bu titreşimin uyumu bozulunca onu düzeltmek için kozmik düzeyde bakmak gereklidir.Tersi son derece dar bir bakış açısıdır, insanın ne kadar mükemmel bir yaratık olduğunun bilinmemesidir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp