Agni (sindirim ateşi) ve Ama (toksin)

Agni (sindirim ateşi) ve Ama (toksin)

Agni:

Ayurveda kurslarında agni'nin önemi bize çok sık vurgulanırdı. Agni sağlıklı ve yeterli olduğu sürece, sindirimin her noktasında, bedene giren yiyecekler çok iyi bir şekilde yakılır ve sindirilir. Dolayısıyla ama oluşmaz. Dr. Raju, agni'yi askerlerden oluşan bir orduya benzetir. Siz, öğün aralarında düzensiz beslenince, bu ordudan da beşer, onar asker, gelen düşmana saldırır. Oysa, ordunun bütünlüğünü, gücünü ve organizasyonunu bozmamak gerekir. Ordu, tüm olarak saldırdığında düşmanı daha rahat yok edecektir. Aynen sindirim sisteminde de düzensiz yemek ve öğün aralarında atıştırmak agni'nin gücünü zayıflatacaktır.

Öğlen saati, ana öğün, yani asıl büyük düşman geldiğinde ordunun birçok ön cephe askeri yorulmuş veya tüketilmiş olacaktır. Bu nedenle düzenli öğün yemek, aynı miktardaki gıdayı zamana dağılmış olarak yemekten çok daha iyidir. Pek çok kişi zayıflama veya başka amaçlarla yemek yemekten kaçınmakta ancak, sonrada öğün aralarında düzensiz olarak atıştırmakta ve agni'nin kendini toparlayıp güçlü bir şekilde yemeği sindirmesine engel olmaktadırlar. Kişi, yemeği istediği şeyleri normal öğün olarak yemelidir. Agni için önemli diğer konu da yemekleri her gün aynı saatte ve aynı miktarda yemektir. Buna sindirim sistemimizi alıştırırsak artık ordu hangi saatte ne kadar düşmanın geleceğini ve onu yok etmek için ne kadar askeri ne zaman göndereceğini bilir. Agni'nin en kuvvetli olduğu zaman, öğlen ki Pitta zamanı olduğundan, en kuvvetli öğünün öğlen olmasının nedeni budur. Agni'yi olumsuz etkileyen diğer bir etken de, aşırı soğuk yiyecek ve içeceklerle beslenmedir. Çünkü aşırı soğuk gıdalar agni'yi söndürür. Bu nedenle yazın veya Pitta'mız arttığı zaman buzdolabından çıkan aşırı soğuk su veya gıdaların tüketilmesi yanlıştır. Agni çok kuvvetli olduğunda yetersiz gıda alınırsa, bu seferde yiyecekler fazla yanar ve gıda özümsenemez. Sürekli bir açlık ve halsizlik olur. Ama: Ama ise agni'nin yetersiz oluşu veya yanlış beslenme sonucu oluşan yapışkan, kötü kokulu, soğuk, tıkayıcı toksik yapıda zararlı bir üründür.

Birçok müzminleşmiş hastalığın temelinde, agni'nin zayıflayıp ama'nın oluşması ve bedenin zayıf bir yerinde, dosha'ların bozulduğu bir yerde bu ama'ların birikmesi yatar. Son zamanlarda Batı tıbbında büyük bir buluş olarak lanse edilen '‘serbest radikaller" , ama'dır Günümüzde birçok hastalığın temeli olarak gösterilen serbest radikalleri ama Ayurveda olarak binlerce yıl öncesinden Veda metinlerinde anlatılmıştır. Pek çok hastalığa yol açtığı sanılan toksik maddeler (romatizma da eklem içerisindeki iltihaplı sıvı, apselerdeki irin, damar tıkanıklığındaki kolesterol, gut hastalığındaki ürik asit gibi) veya hastalıklarda oluşan toksik maddeler (astımdaki müküs, sinüzitteki akıntı, şişmanlıkdaki yağ dokusu, gözdeki katarakt, kemiklerdeki kireçlenme, böbrek taşı, safra taşı) aslında aynı maddedir. Sağlıklı olmayan sindirim sonucu .oluşan ama'dır. Bu madde kendini farklı zamanlarda farklı yerlerde, bulunduğu organ veya dokuya göre değişik isimlerle tezahür eder. Örneğin böbrekte oturursa böbrek taşı, damarlara oturursa damar sertliği, göze oturursa katarakt adını alabilir. Ama oluştuğu dönemde kişide hangi dosha veya dhatu'da dengesizlik varsa, ama bedenin zayıf olan bu kısmına oturacaktır. Agni'yi güçlendirmek kadar oluşmuş olan ama'yı atmakta önemlidir. Ama'dan temizlenmek için ev koşullarında, "on günlük" program Ayurveda hekimi kontrolü altında önerilir. Ancak en etkili yöntem Panchakarma'dır. Zencefil başta olmak üzere karabiber,kakule,karanfil,turp, hardal, tarçın, kırmızı biber, az miktarda bal, rezene agni'yi kuvvetlendirip ama'yı atmak için yararlıdır. Ama'yı yakmak için düzenli spor yapmak da gerekir. Ama, aynı zamanda zihinde de olur. Aşırı hırs, yalan, öfke, kin, hırsızlık, kıskançlık, kaba kuvvet gibi olumsuz duygular da insanın bilincini olumsuz etkileyen mental ama'lardır. Zihindeki ama zamanla bedeni, bedendeki ama'da zamanla zihni bozar. Örneğin çok olumsuz duyguları yoğun olarak yaşıyan kişilerde zamanla bedensel rahatsızlıklar başlar. Tersine bedensel hastalıkları olan kişilerde de zamanla ruhsal bozukluklar başlar. Panchakarma tedavileri üçe ayrılır.

1 - Purvakarma, ön hazırlık tedavisi

2 - Panchakarrna, beşli-tedavi (esas tedavi)

3 - Pasçatkarma, sonraki tedavi Purvakarma bölümünde özel bazı maddeler, yağlar içilir, uygun bir beslenmeyle esas tedaviye hazırlanılır.

1 - Purvakarma çok önemlidir. Çünkü bu dönemde vücutta biriken ama yağlanmayla sindirim sisteminde toplanır. Yağlanma içten ghee içilerek, dıştan da susam yağıyla masaj yapılarak sağlanır. Bu dönem en kısa üç gün sürer. Hafif, sulu, hazmı kolay yemekler yenilir. Agni'yi kuvvetlendiren, baharat karışımlarını kaynatmakla elde edilen, sıcak, özlü sular içilir. Bedene fazla yüklenilmez.

2 - Asıl tedavi kısmı Panchakarma'dır. Birinci ve üçüncü bölüm klinik dışında uygulanabilirken, Panchakarma'nın yatılı uygulanması önerilir. Bu dönemde klinikte özel eğitim almış Panchakarma teknisyenleri tarafından kişilere; susam yağı masajı, ısı tedavileri, bağırsak boşaltıcılar ve lavman, burun ve sinüslerin temizlenmesi, ham ipek kese masajı, bakliyatlı, tahıllı kuru masajlar, sıcak pirinç lapasıyla ve bitki özleriyle yapılan basınçlı masajlar, ghee ile gözü kuvvedendirici tedaviler gibi çok çeşitli tedaviler uygulanır. Birinci bölümde sindirim sisteminde toplanan ama, bu dönemde ısı tedavileriyle yakılmış, müshiller ve lavmanla atılmıştır. Panchkarma'da genel prensip yapılan tedavilerde erkek hastaya erkek, bayan hastaysa bayan teknisyenlerin tedavi vermesidir. Çünkü erkeğin ve dişinin kendine özgü, farklı enerjileri olduğuna inanılır. Kişi tedavilerin sürdüğü günlerde, özellikle dinlenerek enerjisini kendinde tutmalıdır.

3 - Pasçatkarma'da ise (tedavi sonrası bölüm) Ayurveda hekimi tarafıdan, toksinlerden arınmış bedenin günlük hayata adapte olabilmesi için on günlük bir program düzenlenir. Panchakarma tedavileriyle kişi, bedenindeki toksinlerden ve hastalık oluşturabilecek dengesizliklerden büyük ölçüde arınır, ama'lardan kurtulur. Köklü bir tedavi için çok önemi vardır. Çok özel durumlar dışında, çocuklara, genel olarak 16 yaşına kadar Panchakarma tedavileri uygulanmaz. Susam yağı masajı, abliyanga'ysa bu kuralın dışındadır. Her yaştan insana, yeni doğan bebeklere bile uygulanır. Sadece klinikte uygulandığı için bazı tedavi yöntemlerinin detaylarına inilmemiştir. Evde de uygulanabildiği için nasya ve abliyanga konularına kısaca değinilmiştir.

Nasya: Pançhakarma programı içinde yapılabildiği gibi, ayrıca tek başına da yapılabilir. Ayurveda'da burun, beynin kapısı olarak yorumlanır. Nasya' yla beyin kökü, sinüs ve buru 'bi içerisindeki birçok toksin temizlenebilir. Küçük parmağın ucuna az bir miktar susam yağı, ghee veya özel Ayurvedik yağlardan alıp burun içine nazikçe yapılan masajdır. Bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesi, hormonal dengenin sağlanması, yorgunluk, burun kuruluğunu önleme gibi sayısız yararları vardır. Abliyanga: Günlük susam yağı masajı veya klinikte yapılan özel Ayurvedik masajdır. Abliyanga kasların esnekliğini sağlar. Genel olarak fizyolojik dengesizlikleri gidermekte ve dengesizliklerin birikmesini önlemektedir. • Kaslar dışında, dokuları ve eklemleri de yağlayıp, esnekliklerinin sağlanmasında çok önemlidir. Ayrıca klasik Ayurveda metinleri günlük yağ masajının, cildin güzelliğini ve yumuşaklığını sağladığını aynı zamanda genç kalmaya yardımcı olduğunu belirtmişlerdir. Günlük masajın susam yağıyla yapılması önerilir. Genelde her üç beden tipi için de en uygun yağ, ılık susam yağıdır. Susam yağı ciltte reaksiyon yapabilir veya tolere edilemeyebilir. Örneğin Pitta'larda fazla ısıtıcı etkisinden dolayı veya yazın sıcak bir hava varsa, susam aV ı erine saf, iyi kalite zeytinyağı veya hindistancevizi avı kullanılabilir. Ayrıca banyodan sonra saf ve iyi kalite gül suyunu losyon olarak kullanmak Pitta'lar için uygundur. Kapha'lar içinse fazla yağlı olabileceğinden dolayı susam yağı uygun olmayabilir, garshvan yapmaları daha iyidir. Garshvan, ham ipek keseyle yapılan bir masajdır. Ancak genede aşırı yağları-madan, susam yağı masajı bu beden tipi için de önerilir. Masajlarda, zeytinyağı ve hindistancevizi yağı, tatlı badem yağı, kekik yağı, portakal ve limon yağı gibi, pek çok meyve ve bitkinin yağı da arama olarak kullanılabilir.

Tüm beden tipleri için: genel olarak susam yağı Vata: Susam yağı (özellikle Vata'lar için) Pitta: Susam yağı, hava aşırı sıcaksa hindistancevizi yağı, zetinyağı veya tatlı badem yağı Kapha: Susam yağı (az) ve ham ipek kese masajı Günlük abliyanga'nın uygulanışı:

• Masaj daima yukarıdan aşağıya, kafatasından ayak parmaklar doğru ve merkezden uçlara yani kalpten ayak, el, parmak uçlarına doğru yapılır.

• Kafatası, saçlı deri yağlanırken parmak uçları ve avuç içleri kullanılır. Abliyanga, hiçbir zaman sert, kaba bir masaj değildir. Hafif, nazik basınçla uygulanır. Ve geniş bölgelere masaj yaparken; avuç içlerini kuIanmak tercih edilir. Vücudun tüm yerlerine göre baş bölgesine daha fazla zaman ayırmak gerekir. Kafatası yapıldıktan sonra yüze ve kulaklar doğru yapılır bu kısımlar nazik yapılmalıdır. Yüz bölgesi de çok aşırı yaşlanmamalıdır. Aksi takdirde sivilece yapabilir.

• Daha sonra boynun ön ve arka tarafı ile omurganın üst bölümle ve gövdenin geri kalan kısımlarına, sonra kollara, uzun kemikler boyunca ileri geri, düz hareketlerle merkezden uçlara; büyük eklemlerin üstüne gelindiğinde, örneğin diz ve dirsekte saat dönüşü yönünde dairesel hareketlerle masaj yapılır.

• Göğüs ve karın bölgesi yapıldıktan sonra, yine saat dönüşü yönünde, karın bölgesi yağlandıktan sonra sırt ve omurganın aşağı bölümler. yağlanabilir. Ellerin gittiği yerlere kadar arka bölge yağlanır.

• Ayaklar gene aynı şekilde, ileri geri hareketlerle ve büyük eklemlere, örneğin diz gibi eklemlere gelindiğindeyse saat dönüşü yönünde dairesel hareketlerle yapılır. Son olarak da ayak tabanıları yağlanır. Ayurveda'da ayak tabanı da özellikle çok önemli olarak kabul edilir ve vücudun diğer taraflarına ayrılan zamandan daha fazla zamanı da ayak tabanlarına masaj yapmak için ayırmak gerekir. Avuç içi ve ayak tabanına ileri geri hareketlerle daha sert olarak masaj yapılır. İdeal olarak 10-20 dakika içerisinde sabah bu masaj yapılır. Fakat zaman darlığı yüzünden hiç masaj yapmamaktansa, birkaç dakika içerisinde süratli bir masajın da oldukça yararı vardır. Doğal olarak günümüzün çalışan insanının çok düzgün olarak her sabah bu masajı yapma imkanı olmayabilir. Ancak hiç olmazsa duştan önce bir, iki dakikada süratlice bir masaj yapabiliriz. Üzerine de bir ılık duş alıp fazlalığını akıtabiliriz. Yapabildiğiniz sıklıkta, bu masajı yapmak genel sağlığı tuz açısından oldukça faydalıdır. Belirli aralarla bu masajın uygulandığı bir klinikte, usulüne yakın bir şekilde, yatarak kişinin uzanıp gevşemesi, rahadaması açısından oldukça faydalı olacaktır.Aynı zamanda hiç masaj yapma imkanı oksa a arasıdaki önemli marma noktasına masaj yapılır.

Birinci nokta, alında arasındaki noktadır. Bu aynı zamanda prana noktasıdır, Vata ve özellikle prana problemlerinde, stres, uykusuzluk, endişe, korku veya gerginlik gibi durumlarda kullanabilir.

İkinci marma noktası göğüs kemiği, yani sternurnun bittiği yerin alt ucundaki noktadır; daha çok negatif, olumsuz duyguların birikim yeridir.

Üçüncü noktaysa yani göbek deliğinin kendi parmağınızla dört parmak altındaki noktadır. Jinekolojik veya genital rahatsızlıklar, yani apana bozukluklarında; kabızlık, gaz, kolit, karın ağrıları, bel, sırt ağrıları gibi durumlarda yararlıdır.

Bu üç temel marma noktasına düzenli masaj yapmak çok basit fakat oldukça yararlıdır.

Yukarıda anlatılanlar bu üç noktanın kendini göre özel etkileridir. Marma noktaları akupunktur noktalarıyla oldukça benzerlik gösterirler. Ancak Ayurveda'da dışarıdan acı verici bir manupülasyon veya müdahale pek önerilmez. Bu nedenle kişi sadece kendi parmağını kullanır. Özellikle bayanlarda ayak tabanına, sağ ve sol ayak kirişinin (Aşil kirişi) olduğu noktalara da birkaç dakika susam yağı masajı yapmanın jinekolojik bakımdan da çok yararı vardır.

Masaj yağları ve hazırlanışları:

Susam yağı, benmari usulüyle kaynar suyun içerisine, kabıyla konur. İçerisine bir derece de koyarak yağın iç ısısının ortalama 60 derece olmasına dikkat edilir, 15-20 dakika ısıtılarak işlemden geçirilebilir. Böylelikle yağ daha incelir, içindeki partiküller dibe çöker ve cilde daha iyi işiyeyebilecek düzeye gelir. Bir elektrikli ocakta da aynı işlem daha basitçe uygulanabilir; ısıyı çok fazla artırmadan işlemden geçirilir. Yağı soğuturken de birdenbire soğutmamak gerekir. Kendiliğinden yavaş yavaş soğutmalıdır. Yağın ısısı beden, ısısının civarında veya hafifçe, birkaç derece üstünde olmalıdır. Fakat gazlı ocaklarda bu ısıyı ayarlamak zor olabilir ve yağın alev alabileceğini de riskini de göz ardı etmemek gerekir. Yağ asla yakılmamalıdır, aksi takdirde niteliğini kaybeder. Her gün bu işlemin tekrarlanması ideal olmakla beraber çok zaman alıcı ve zahmetli olacağı için, yağın tümünü bir defada işlemden geçirmek kolaylık sağlayacaktır. Özellikle hava soğuksa kullanıcı daha önceden işlemden geçmiş yağdan, kullanacağı kadar bir kaba almalı ve kaynayan bir su içinde veya kaloriferin üzerinde ısıtmalıdır. Genel bir masa) için ortalama iki tatlı kaşığı susam yağı yeterlidir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp