Şimdi dikkat!

Şimdi dikkat! :

Çok sık duyduğumuz bir cümledir: "Ben hiç zayıflama diyeti yapmadım, sadece yediklerime dikkat ediyorum". Reçeteli diyet yapmamış olmak, enerji kısıtlaması yapılmadığı anlamına gelmemektedir.
Bir insan, şişmanladığını düşünerek, ya da o andaki ağırlığının altına inme hedefiyle, "boğazından kısmaya' başlarsa, bu hem adı konmamış bile olsa zayıflama diyeti yaptığı, hem de yukarıda saptadığımız ortak noktayı paylaştığı anlamına gelir.
Aslında, bu kişinin kafasında belli bir inanç cümlesi oluşmuştur -kendi farkında olsun ya da olmasın, bu sözcüklerle ifade etsin ya da etmesin- : "Şişmanladım, çünkü çok yedim zayıflamak için de az yemem gerekir.
Zayıflamak için, ya da şu andaki ağırlığımın altına inmek için az yemem, boğazımdan kısmam gerekir".
Zayıflama dayatmacı tüm yöntemlerin hareket noktası, aslında bu basit cümledir. Boğazından kısarak zayıf1.ayabileceğine inanan bir kişinin kafasından geçen, bedenin kendisine enerji stoklarının azaltılmasını dayatılmasını kabulleneceği, yeterince irade gücü gösterilirse, doğru yöntem uygulanırsa, kilo verme çabasında başarıya ulaşılabileceği düşüncesidir.
Bu düşünce ise hiç de yeni değildir; biraz kilo aldığını düşünen inanlar, binlerce yıl önce bile aynı mantığı yürütmüştür. Bu uslamlama yeni olmadığı gibi, ondan doğan uygulamaların başarısızlığı da yeni değildir.
Düşünün bir kez, "zayıflamak için boğazımdan kısmam gerekir" düşüncesi doğru olsaydı, bunca zayıflama diyetine, yöntemine ihtiyaç kalır mıydı?
Öyleyse, yukarıda oluşturduğumuz "ne yapmaya çalışıyor", "niye ne" sorularını boğazından kısarak zayıflama arzusunda olan ve bu yola kilo verebileceğine inanan kişiye uyguladığımızda yanıt aynı olmaktadır: Zayıflamak için, herhangi bir diyet reçetesi uygulamadan boğazından kısmaya kalkışan kişi de organizmayı stoklarını eritmeye zorlama çabasını göstermektedir. Onun da niyeti, organizmaya stok azaltımını dayatmaktır.
Ortak noktayı belirginleştirmek için örneklerle devam edelim.
Şimdi bir örnek daha alalım ve tespit ettiğimiz ortak noktayı, ortak mantığı paylaşıp paylaşmadığını görmeye çalışalım.
Birinci örneğimiz düşük kalorili bir zayıflama diyetiydi. Yani özet olarak, "daha az yiyin" diyen bir reçeteydi. İkinci örneğimiz ise sporla zayıflama olacak.
Yemekte olduğu miktarları azaltamayan zayıflama adaylarına sıklıkla önerilen çözüm hareketi artırmaları olmaktadır.
Özünde diyetçi dayatmacı zihniyetin elinde çok fazla seçenek yoktur.
Ya alınan kullanılabilir enerji azaltılacak, ya harcamalar artırılacak ve enerji terazisi eksiye çekilecektir; ya da bedenin stoklamış oldu enerjinin bir kısmı birtakım cerrahi yöntemlerle sökülerek alınacak Tabii ki eziyetin dozunu artırarak bu yöntemleri kombine etmek de mümkündür. Aslında son yıllarda, diyetlerin kaçınılmaz başarısızlığının gizlenmesinin giderek güçleşmesi ile birlikte, aynı mantık kendini sağlıklı, dengeli, bilinçli beslenme etiketleri ile pazarlamaya başlamış ve cafcaflı isimler altında "daha az ye, daha çok hareket et' düşüncesini sloganlaştırmıştır.
Sporla, egzersizle yani hareketin dozunu artırarak zayıflamaya çalışmak ne anlama gelmektedir? Günlük harcaması 2500 kalori olan, 2500 kalori günlük kullanılabilir enerjiyi besinlerle alan -yani ne zayıflayan, ne de şişmanlayan, enerji terazisi dengede olan- ve bu miktarın altında yemeyi başaramayan, ama zayıflamak arzusunda olan bir birey düşünelim.
Bu bireye verilecek öğüt çok basit görünmektedir: " Mademki daha az yemeyi başaramıyorsun, öyleyse daha çok hareket etmeli, fazlalıklarını yakmalısın".
Aslında çoğu zaman, söz konusu kişinin öğüt almaya bile ihtiyacı yoktur, kendisi de üç aşağı beş yukarı böyle düşünmektedir.
Şimdi bu uygulamaya koyduğunu ve günde örneğin 700 kalori yakmasını sağlayan bir sporu düzenli olarak yaptığını varsayalım ve bu kişinin enerji terazisi ile ilgilenelim:
Bu örnek, hem ortak noktanın ortaya çıkartılabilmesi, hem de kilo sorunlarının anlaşılabilmesi açısından çok önemlidir, çünkü insanların çoğu -tabii ki diyetçi dayatmacı zihniyetin beyin yıkayıcı propagandasının etkisiyle- spor yapmayı, hareket etmeyi,yağları yakmakla eş anlamlı olarak algılamaktadırlar.
"Hareketi artırıp, yağlarımı yakıyorum, zayıflıyorum" inanışı birçok insanın kafasının derinliklerine kazınmış görünmektedir.
Fazla enerji harcayan bir bedenin, aslında enerji ihtiyaçlarını artırmakta olduğu basit gerçeği nedense akla gelmemektedir.

Alınan kullanılabilir enerji = 2500 kalori

Harcanan enerji = 2500 + 700 = 3200 kalori

2500 - 3200 = -700 kalori

Peki bu kişi diyet yapmayı becerebilse ve günde kendisine 1800 kalori değerinde kullanılabilir enerji sağlayan bir reçeteyi uygulasaydı ne olacaktı?

Alınan kullanılabilir enerji = 1800 kalori

Harcanan enerji = 2500 kalori

1800 - 2500 kalori = -700 kalori

Görüldüğü gibi harcamaları 700 kalori artırmakla, yemeği(alınan kullanılabilir enerjiyi) 700 kalori azaltmak arasında enerji terazisi açısından hiçbir fark yoktur. Her ikisi de bizi -700'e götürmektedir.
Yani günde kendisine 700 kalori yaktıran (doğru deyişle harcatan) bir sporu zayıflama amacıyla yapan kişi aslında farkında olmadan -700 kalorilik bir diyet yapmaktadır.
Dikkat, bu aşamadaki hedefimizi unutmayalım; amacımız şimdilik sporla zayıflamanın da tespit ettiğimiz ortak noktayı paylaşıp paylaşmadığını ortaya çıkartmak.
Yukarıda verdiğimiz örnekte de açıkça görülmektedir ki, organizma eksik olan kalorileri -enerji miktarını- stoklarından karşılamak zorun kalacaktır. Tabii burada kişinin yemeyi artırmadığını, yani alınan kullanılabilir enerji miktarında artış olmadığını varsayıyoruz, çünkü burada özellikle yapılmak istenenle ilgileniyoruz.
Sonuç itibarıyla yapılmak istenen ve niyet yine aynıdır:
Amaç organizmayı stoklarını azaltmaya zorlamaktır. Diyet yaparak zayıflamaya çalışmak ile, hareketin dozunu artırarak kilo vermeye uğraşmak yöntem olarak birbirinden farklı gözükse de, ikisinin de içerdiği mantık ve hareket noktaları aynıdır.
Sporla zayıflamaya kalkışan kişi, çoğu zaman kendi bile bilmeden zayıflama diyeti yapmaktadır. Öyleyse sporla zayıflamayı da tereddüt etmeden zayıflamayı dayatmacı yöntemler arasında sayabiliriz.
İddiasında olan, ismi ilaç olsun olmasın tüm ürünleri kastedeceğiz.Biliyoruz ki yasal olarak ilaç adlandırmasına hak kazanmış olanlar, gerekli yasal kontrollerden geçtikten sonra piyasaya sürülmüşlerdir; ancak bizi bu aşamada ilgilendiren bu tür ürünlerin zayıflama hedefine ulaşmak için ne yapmaya çalıştıkları, niyetlerinin Zayıflama ilaçları ve ürünlerini birkaç başlıkta toplayabiliriz:

O İştah kesici-baskılayıcı ilaçlar

O Yağ bağlayıcı ilaçlar

O Metabolizmayı artırıcı ürünler

O Yağları eritme "iddiasındaki" ürünler

O Kasları geliştirerek dolaylı olarak metabolizmayı artırma "iddiasındaki" ürünler.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp