Porsiyon Büyüklüğü Nasıl Ayarlanır?

Porsiyon Büyüklüğü Nasıl Ayarlanır? : ne zaman duracağını bilmek

Bazı çocuklar ne zaman duracaklarını bilmez. Bu cümle düşündüğünüzden de gerçek olabilir, özellikle de konu yiyecekler olunca. Aynı şey bebekler için söylenemez, hepsinde kendi içlerinde bir "porsiyon kontrol” sistemi var gibidir. Büyüdükçe çoğumuz öyle görünüyor kİ bu yeteneği kaybediyoruz. Pratikte şekerli ve yağlı yiyeceklere sınırsız erişimimiz olduğu modern dünyada bunun sonucu çocukluk obezitesi salgını.

Büyüyen bir problem

İngiltere’de okul çağındaki çocukların yaklaşık beşte biri aşırı kilolu. ABD’de bu rakam üçte bir. Bu oranlar son yirmi yılda neredeyse üç katına çıktı. Kilolu çocukların kilolu yetişkinler olması ve bu nedenle de diyabet, kanser ve kalp hastalığına yakalanma riskinin artması daha olası. Ne yazık kİ kilolu çocuklar cüsseleri nedeniyle diğer çocukların dayılanmasına da daha fazla maruz kalıyorlar. Her 20 çocuktan yaklaşık biri, boy ve kiloyla hesaplanan VKİ itibariyle klinik anlamda obez.

Çocuklukta obezlteye pek çok farklı unsurun katkısı var. Örneğin rahimdeyken az bes- lendllerse; fakir ailelerden geliyorlarsa; ailede sigara içiliyorsa; depresyondalarsa ve steroid- lerglbi belli ilaçları kullanıyorlarsa, çocuklar kilolu olmaya daha yatkın oluyor. Tabii ki obezi- tenin nihai nedeni—hem çocuklar hem de yetişkinler için—bedenin ihtiyacından daha fazla kalori tüketmektir. Düzenli egzersiz yapmak ve daha az kalori almak, fazlaları azaltmanın tek etkin yoludur.Bazı çocukları ihtiyaçlarından fazla kalori almaya İten ne? Tüm obezlte vakalarının yüzde 5’inde genetiğin rolü var.

Demek ki 20 obez çocuktan l’i ne zaman yemeği kesmesi gerektiğini hissetme kabiliyetinden yoksun doğuyor. Bu problem yeterince erken teşhis edilirse, doktorlar ve beslenme uzmanları müdahale edip sorunun idaresine yardımcı olabilir. Diğer herkes yeterli yediklerini ölçme yeteneğiyle dünyaya geliyor gibi.Doğal “doyma" hissimiz, emzirilen bebek- lerce mükemmel şekilde sergilenir. Yeterince emdiklerinde durma eğilimindeler—anneler ozaman genelde rahatlar.

Ote yandan biberonla besleyen pek çok ebeveyn genelikle bebek ne kadar tokluk hissederse hissetsin, bebeklerini biberonun İçindekilerin hepsini bitirmeye teşvik eder. Sonuçta biberonla beslenen bebekler emzirilen bebeklere kıyasla, obez olmaya daha yatkındır, belki de onlara durmalarını söyleyen sinyalleri dinlememeyi öğrendikleri İçin.içimizdeki iştah sinyalleri tükettiğimiz besin miktarıyla sınırlı değildir. Biberonla beslenen bebekler üzerinde yapılan bir deney bir şekilde ne kadar kalori aldıklarını sezebildiklerini gösterdi. Deneyi yapan araştırmacılar sütteki kalori miktarını değiştirdi ve şaşırtıcı bir şekilde bebeklerin içtiği miktar da buna göre değişti—ne kadar çok kalorisi varsa o kadar az içtiler.

Çocukların ve genç yetişkinlerin yemeyi ne zaman kesecekleri hissi üzerinde araştırmalar yapıldı. Her seferinde önlerine ne kadar konulduysa, o kadar yediler. Bazı araştırmalar yaklaşık üç yaşına kadar çocukların bedenlerinin iştah sinyallerini dinlediğini öne sürdü, diğerleri ise iki yaşında çocukların bu yeteneklerini kaybettiğini. Tüm vakalarda çocukların yemeği kendileri aldığında— kendi porsiyon büyüklüklerine kendileri karar verdiğinde—daha az yediği görüldü.

TV yemekleri

Artan obezite problemine ilişkin unsurlar arasında en önemlisi televizyon izleme alışkanlığı gibi. Londra’daki University College’den Dr. Russel Viner'in yaptığı, 2006’da yayımlanan ingitere’den bir araştırmada yaklaşık 11.000 kişinin televizyon izleme alışkanlıkları 1970’te doğumlarından itibaren takip edildi. Şaşırtıcı bir bulgu beş yaşında haftasonu televizyon seyredilerek geçirilen fazladan her saatin yetişkinlikte obezite riskini yüzde 7 artırdığıydı.Çocukluklarında ne kadar televizyon seyretti- lerse yetişkinliklerinde de o kadar hareketsiz bir hayatları oluyor.Televizyon izleme ve çocuklukta obezite arasındaki bağlantı teyit edilmedi. Bazı araştırmalar arada bağlantı olmadığı sonucuna vardı. Ama televizyon izlemenin çocukluk obezitesln- de neden rol oynayabileceğine dair sağlam üç neden var.Birincisi, çok televizyon seyretmek çok uzun zamanı hareketsiz geçirmek anlamına gelir.

2006'da Harvard Sağlık Okulunun bir araştırmasında kutunun karşısında geçirilen zaman ile egzersiz düzeyi arasında net bir bağlantı bulundu. Araştırmacılar Massachu- setts, Boston sakinlerinin gün içinde attığı adımları ölçmek için adımsayar kullandı. Araştırmaya katılanların TV karşısındaki her saat için günde 144 daha az adım attığı görüldü, insanların TV seyrederken geçirdikleri ortalama süre 3,6 saatti ve bu, günde 500’ün üzerinde potansiyel adım anlamına gelir. Bu adım sayısı önemli miktarda kalori kullanımı demektir —özellikle de bir yıla yayıldığında.

Bu araştırma yetişkinler üzerindeydi, ama bulgular—ne kadar televizyon İzlerseniz o kadar az kalori yaktığınız—muhtemelen çocuklar içinde aynı derece geçerli.Televizyon izlemenin obeziteyi artırabilmesinin ikinci nedeni reklamlar. Çocuk programları sırasındaki reklamların büyük kısmı atıştırmalıklar, diğer işlenmiş yiyecekler ve fast food restoranlara ait. işveç’te 1991’den beri 12 yaş altını hedef alan TV reklamları yasak. 2006’da televizyon takip kurumu Ofcom “Çok yağlı, şekerli ve tuzlu” yiyeceklerin ve içeceklerin reklamlarında kısıntı yapılmasını tavsiye eden öneri niteliğinde bir belge yayımladı.

İngiliz reklamcılar zaten bu tip reklamları azaltmıştı, ama yasak konusunda anlaşılır şekilde dikkatliler; reklamların çocukların yeme alışkanlıkları üzerinde etkisi olduğunu varsaymakanlaşılabilir, yoksa bunun üzerinde bu kadar durulmazdı.Üçüncüsü televizyon dikkat dağıtır. Televizyon önünde yerken doyma sinyallerine aldırmama eğiliminde oluruz—televizyon kapalıyken olduğundan çok daha fazla. Bir film ya da sevdiğimiz bir diziyi izlerken azar azar da olsa fazla kaçırmak kolaydır.

Bilimsel testler

Çocukların iştah sinyallerine ne kadar kulak verdiğini araştırmak için kendi deneyimizi yaptık.

Önce sırf öğlen porsiyonlarını değiştirerek onları kandırıp daha fazla yedirebilir miyiz, görmek istedik. Sonra TV seyretmenin gerçekten çocukların onlara doyduklarını söyleyen kendi bedenlerini duymazdan gelmelerine neden olup olmadığını bulmaya çalıştık.

Büyük porsiyon, küçük porsiyon

Çocukların “doydum” sinyalini dinlemeyip yemeye devam edip etmeyeceklerini görmek için ilk deneyimiz kapsamında İngiltere’deki Amerikan okulundaki yaz spor kampına gittik, iki gün boyunca beş ila altı yaşındaki aç kampçılar için öğle yemeği hazırladık. Toplamda sekiz çocuk vardı.

Her iki gün de—porsiyonlar dışında—her şeyi aynı tutmaya dikkat ettik.Her iki sabah da çocukların çok meşgul olmasını sağladık—hepsini çok acıktıracak bir dizi fiziksel aktlvite yaptırdık. Birinci gün yemekhane çalışanlarından “normal” porsiyonda bolenez soslu spagetti hazırlamalarını istedik—o yaştaki çocuklar için önerilen öğle yemeğine uygun olması İçin tarttık ve kalori hesapladık.

Çocukların günlük kalorilerinin üçte birini öğlen yemeğinden alması gerektiğinisöyleyen beslenme uzmanı Tanya Carr’la çalıştık.İkinci gün, yemekhane çalışanları çocuklara aynı yemeği çıkardı, ama porsiyonlar iki kat büyüktü ve iki kat fazla kalori İçeriyordu. Her iki gün de tabakta ne kadar yemek kaldığına baktık.Tahmin edebileceğiniz gibi, ilk gün çocukların hepsi yemeklerinin tamamını ya da hemen hemen tamamını bitirdi, ikinci gün çocukların bazıları tabaklarını neredeyse temizledi ve iki tabak da tamamen boş kalktı.

Deneyimizdeki çocuklar ikinci gün toplamda yüzde 73 daha fazla spagetti yedi. Çocukların hepsi ayrıca kurabiye ve taze meyvelerden oluşan tatlılarını da yedi.

Oyalanırken yemek

ikinci deneyimizi bir aile evinde iki akşam boyunca yaptık. Deneğimiz on bir yaşındaki Rosie’ydi. iki akşam da bir tabak dolusu dilim piza verdik, Rosie’nin en sevdiği yemek. Önemli olan kendi servisini kendisinin yapması gereğiydi.

Pişirdiğimiz pizzaların her biri 696 kaloriydi ve pizzaların her birini dokuz dilim olarak kestik. Pizza dilimlerinin kabuk kısmını çıkardık, her bir dilim yaklaşık 75 kaloriydi.İlk akşam Rosie televizyon açıkken annesiyle yemek masasında oturdu. TV seyrederken yemek yiyen Rosie on üç dilim pizza aldı, ikinci akşam Rosie’ye aynı yemek verildi, ama TV kapalıydı.

Bu sefer sadece on dilim aldı.Kısaca Rosie TV seyrederken üç dilim fazla almıştı. Bu bir pizzanın üçte biri ya da 25 kalori demekti. Bu çok fazla bir miktar değil, ama bir yıl içinde 120 pizza anlamına gelir.Deneylerimiz hiçbir şekilde katı değildi. Çocukların iştahı deneyden önce ne kadar yediklerine ve ne kadar egzersiz yaptıklarına bağlıydı. Ancak daha kapsamlı pek çok araştırmada bulunan bir şeyi yansıttılar: Çocuklar kolaylıkla iştah sinyallerine aldırmayıp İhtiyaçlarından fazla yerler.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp