Organik endokrinolojik edenlerle dengenin bozulması

Organik endokrinolojik edenlerle dengenin bozulması :

Endokrinolojik bozukluların, hastalıkların kilo artışına yol açıp açmadığı günümüzde çok tartışmalı bir konudur.
Ancak tüm tıp çevreleri şişmanlamanın çok nadiren tiroit veya böbreküstü bozuklukları sonucu ortaya çıktığında hemfikirdir.Öne sürülen bir görüş tiroit eksikliğinin bazal metabolizma düşüşü ile şişmanlamaya yol açtığıdır.
Sık sık söylediğimiz bazal metabolizmanın enerji harcama kalemlerinden biri olduğu, tek başına metabolizma artış ya da azalmasının zayıflama ya da şişmanlamaya yol açamayacağıdır.
Şişmanlama her zaman terazinin iki kefesi arasındaki dengesizlik (fazlalık yönünde) ile ortaya çıkmaktadır.
O zaman sorulması gereken soru yine aynıdır? Neden organizma ağırlık dengeleme görevini yerine getirememektedir?
Bizim görüşümüz hormonal değişikliklerin, bir süre için beslenme duyumlarının alınmasını güçleştirdiği yönündedir.
Özellikle söz konusu kişinin doğal ağırlık dengeleme mekanizmaları ve acıkma, doyma, tokluk hazinesinin önemi konusunda herhangi bir fikri yoksa, bu duyumların daha az keskinleştiği dönemlerde, ihtiyaçları azalmış olmasına rağmen alışık olduğu miktarlarla yemeye devam ederek kilo aldığıdır.
Yapmanız gereken, bir kez daha hazinenizin bilincinde olarak, zaman zaman oluşacak iştah değişiklikleri doğrultusunda yemek yemeye devam etmek olacaktır.
Yapılmaması gereken ise, isterse kökeni endokrinolojik kökenli bir kilo alınması olsun kıtlığı dayatarak sorunu (kilo sorununu) çözmeye kalkışmaktır.

Fizyolojik kilo artışı - hamilelik

Fizyolojik kilo kaybı - doğum sonrası

Hamilelik sırasında kilo alınması ne kadar doğalsa, bu kiloların doğum sonrasında kaybedilmesi de o kadar doğal ve fizyolojiktir.Karnında kendisinin ve çevresinin yaşamına bin bir mutluluk katacak minik bir canlının gelişmekte olduğunu öğrenen anne adayı:
O güne dek doğal beslenme sürecini korumuşsa ve hamileliği sırasında da korumaya devam ederse, Artması doğal ve fizyolojik olan enerji ihtiyaçlarını beslenme duyumları güdümünde karşılamaya devam ederse,Hamilelikte alacağı kiloları nasıl vereceği konusunda gereksiz korkulara kapılmazsa,Doğum sonrasında da, bir yandan bebeğin gerektireceği koşuşturma, bir yandan da, eğer süt verirse bunun getireceği artmış harcamaları yine acıkma, doyma, tokluk duyumlarının yönlendirilmesi ile karşılamaya devam ederse ...
Doğa her zamanki gibi görevini yerine getirecek, yeni bir canlıya yaşam vermek için artırılmış olan enerji stokları bir süre sonra hamilelik öncesi düzeyine dönecektir.
Yani kısa bir süre sabretmesini bilen anne, hiçbir enerji kısıtlaması yapmak zorunda kalmadan (hiçbir enerji kısıtlamasını dayatmadığı için) eski kilosuna geri dönecektir. Anne adayları, baba adayları siz de bu dediklerimi kontrol edin!
Bakın bakalım kimin kiloları kolaylıkla geri gidiyormuş. Bu dönemde yapılabilecek hataların tamamı diyetçi dayatmacı zihniyetin propagandasından kaynaklanmaktadır.
Son zamanlarda basında sıklıkla, hamilelik sırasında aldığı kiloları nasıl -diyetçi kontrolünde- verdiğini ballandıra ballandıra anlatan "ünlülerin tefrikaları yayınlanmaktadır.
Hamilelilikte alınan kiloların geri verilip, doğal ağırlığa dönülmesi ağırlık dengeleme yeteneğini kullanmaya devam edenler için hiçbir kısıtlama gerektirmeyen fizyolojik bir süreçtir.
Bu tür tefrikaların altında ya söz konusu kişinin reklam hevesini aramak, ya da yaşadığı kısıtlamalı beslenme sürecinde kendi doğal savunma sistemlerini yitirmiş bir kadının, neden kilolarını kendiliğinden veremediğini sorgulamak gerekir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp