Kilo korkusu, kilo terörü, tartı saplantısı

Kilo korkusu, kilo terörü, tartı saplantısı :

Kilo korkusu kısıtlama" beslenme sürecinin olmazsa olmaz koşuludur.
Bir insan, ağırlığını kontrol altına alamayacağı kaygısına kapılmasa,neden canının istediklerini yemek, karnı acıktığında doyana kadar beslenmek yerine, kendisini önlemler almak zorunda hissetsin.
Estetik ve sağlık kriterleri doğrultusunda" ideal kilo"nun sürekli ve düzenli olarak aşağılara çekildiği, insanların doğal ağırlıklarının ne anlama geldiğini anlamalarının önüne geçmek için hiçbir çabadan kaçınılmadığı, ağırlığın doğal kontrol mekanizmalarının varlığından bile söz edilmediği bir dünyada kilo korkusunu beyinlere şırınga etmek giderek kolaylaşmaktadır.
Kısıtlamalı beslenme sürecinin ilk basamaklarına zayıflamak veya mevcut ağırlıklarını korumak amacıyla adımlarını atanlar ne yazık ki, bu korkunun zaman içinde birçokları için hayatlarını istila edecek bir saplantıya, kilo terörüne dönüşme riskini taşıdığından habersizdirler.
Yapılan her diyet, kalkışılan her zayıflama girişimi, denetimli besl enmeye eklenmek zorunda kalınan her yeni önlem bu korkuyu pekiştirmektedir.
En az giriştiği zayıflama diyetin i hedeflediği düzeye ulaşamadan bırakanlar kadar, hatta belki de onlardan daha fazla, "başaranlarda, istedikleri kadar incelenlerde kilo korkusu giderek güçlenmekte, varlığı-nı yaşamın giderek daha çok anında hissettirmektedir.
İstendiği kadar kilo verilsin, eğer zayıflayan kişinin kilo korkusu ortadan kalkmamışsa, onun için kilo sorunlarının çözülmemiş, tam aksine ağırlaşmıştır.
Verdiği kiloların geri gelebileceğini, geri geleceğini, çok beğendiği yeni, incelmiş görünümünü ya da "sağlıklı ideal kilosunu" korumak için yeni fedakarlıkların, yeni yoksunlukların kendisini beklediğini fark eden birey için korkunun bir üst basamağına sıçranmış demektir.

Tırmanan kısıtlamalı beslenme sürecinde, önlemler sıkılaştırıldıkça kilo korkusuda kilo terörüne dönüşüp, sorunu daha da ağırlaştırmaktadır:
Yasak serbest besin şemasında, ya da okumakta olduğunuz adımın yukarıdaki satırlarında, öğrenilmiş inanışlarla, kurallarla denetimli-kısıtlamalı beslenmeye çalışmanın yol açtığı her türden olumsuz duygu ve heyecandan bahsetmiş ve bu tür olumsuz hislerin, boğazlarından kısmaya çalışanları daha fazla yemeye ittiğini görmüştük.
Verilen kilolar geri gelip vücutlara yapışma eğilimi gösterdikçe, kilo terörü de aynı yapışkanlıkla beyinlere yerleşmektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp