Doğum Sonrası

Doğum Sonrası :

Kafasında kısıtlamacı-dayatmacı fikirler yer etmiş, beslenme duyumlarından uzaklaşmış, besin alımı ile enerji ihtiyaçları arasındaki haberleşmeyi koparmış bir anne için bu dönem hamilelikten çok daha zordur.
Artık beslenmesi denetlenmesi gereken bir kişi daha yaşamına girmiştir.
İlk zorluk bebeğin nasıl besleneceğindedir. "Acaba yeterli besleyebiliyor muyum, acaba fazla mı besliyorum?" Kendi acıkma-doymasını unutmuş olanlarda en büyük zorluk bebeğin, çocuğun acıktığını-doyduğunu ifade ettiğinde, bunu anlamakta çektikleri güçlüklerdir.
Bu durumdaki annelerin çoğu bebeklerini tıkıştırarak gereğinden fazla yedirmeye, bebek daha acıkmadan memeyi ya da biberonu zorla ağzına dayamaya eğilimlidirler.
Bazıları zamanlamayı yapamamaktan şikayet ederek saat kurarak yavrularını beslemeye kalkışmakta, beş dakika gecikseler karalar bağlamakta, bazıları ise acıktığı için avaz avaz bağırmakta olan bebeğe zamanı gelmediği için dönüp bakmamaya çalışmaktadırlar. Yoğun bir panik ve telaş genellikle tabloya hakimdir.
Dış destekler ise bu durumlarda kaçınılmazdır.
Anne bebeğini doğru besleyemeyeceği korkusuyla,bazen onunla beş dakika yalnız kalmaktan bile çekinmektedir. Hepimiz çocuklarımızı büyütürken yaşça bizden büyüklerin, daha önce çocuk büyütmüş olanların desteklerini alır, öğütlerini dinleriz. Çocuk doktorumuzun bilgisine, tecrübesine baş vururuz.
Bu da son derece doğaldır. Kısıtlamalı beslenme sürecindeki anne için sorun dış destek almasında değil, bu destek olmadan günlük yaşamını sürdürmekte büyük güçlük çekmesindedir.
İkinci zorluk ise, annenin kiloları nasıl vereceğidir.
Doğum sonrasına kalan kilolar fazla da, az da olsa bunların kaybedilmesi kısıtlamadaki anne için önemli bir sorundur. Bir yandan bebeğini "doğru" beslemeye çalışacak, bir yandan da kendisi için kiloları vermesini sağlayacak "doğru" yöntemi bulmaya çalışacaktır. İnsan yeryüzünde belirdiğinden bu yana yüz milyarlarca doğum olmuş ve sonrasında da anneler hamilelik sürecinde fizyolojik olarak biriktirdikleri kiloları hiç özel bir çaba göstermeden vermiş, hamilelik öncesi ağırlıklarına dönebilmişlerdir. Kısıtlamadaki anne ise bu hedefine ulaşabilmek için yoğun çaba göstermek zorunda kalacaktır.
Ne yapacağını iyice şaşıracağı bu dönemde, diyetçiler yine imdadına yetişerek, bin bir öğütleri ile, kurallara yenilerini ekleyerek kısıtlamanın kafadaki dozunun iyice yükselmesine yol açacaklardır.
Dikkat: Bazı anne adayları için kısıtlamalı beslenme sürecine geçiş hamilelik sırasında olabilmektedir. Anne adayı çevresine baktığında,gebelikleri sırasında çok kilo almış, sonra da bunları verememiş, hatta giderek artırmış bir sürü kadın görmektedir.
O güne dek kilo sorunu yaşamamıştır, ama gördükleri kendisini korkutmaktadır.
Doğal ağırlık dengeleme mekanizmalarının varlığından ise haberdar değildir. Bir diğer deyişle o güne dek kilo sorunu yaşamamış olmasının sebebini sırrını anlamı Şu değildir. Ama eğer korku, şişmanlama kaygısı kafasında yer etmeye başladıysa, bebek beklediği dönem ağırlığını" bilinçli kararlar' ile kontrol altına almaya girişeceği dönem olabilir.
Bazen de bu kontrolün yapılmasına onu doktoru itecektir. Ne yazık ki günümüzde, bazı kadın-doğum uzmanları anne-baba adaylarına müjdeyi verdikten sonra ağızlarından çıkan ikinci cümle "kendinizin ve bebeğinizin sağ-lığı için kilolara dikkat etmek gerekecek, 9-10 kilodan fazla almak yok" olmakta ve enerji kısıtlaması içeren bir listeyi daha ilk günden uzatıvermektedirler.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp