Prostatın nodüller Hiperplazisi

Prostatın nodüller Hiperplazisi :

Normal prostat üretra çevresindeki glandüler ve stromal elemanlardan oluşur. Prostat parankima biyolojik olarak farklı bazı bölgelere ayrılabilir, Bunların en önemlileri periferim santral geçiş ve periüretral alanlardır. Proliferatif lezyonların tipi her bölgede farklıdır.

Örneğin hiperplastik lezyonlar en çok prostatın içmek geçiş ve santral bölgelerinden çıkarken karsinomaların büyük bölümü (%70 ile %80) periferim bölgelerden çıkar. Glandüler ve stromal hiperplazi olarak da isimlendirilen nodüller hiperplazi prostatın son derece yaygın bir anormalliğidir. Kırk yaşlanandaki erkeklerin önemli bir kısmında mevcuttur ve sıklığı yaşla birlikte sekizinci dek atta %90'a varan şekilde ilerleyerek artar. Prostat hiperplazisi bezin büyümesiyle ve bazı vakalarda üriner obstrüksiyonla ortaya çıkan hem stromal hem de epitelyal elemanların proliferasyonu ile karakterizedir. Prostatın nodüller hiperplazisi için eskiden beri eş anlamda kullanılan "Benign prostatik hipertrofi" (BPH), tüm hipertrofilerin benign ve temel lezyonun bir hipertrofiden çok bir hiperplazi olması nedeniyle yanlış isimlendirmedir. Nodul er hiperplazinin sebebi tamamıyla anlaşılamasa da gelişimlerinde androjenlerin önemli bir rolünün olduğu açıktır.

Nodüler hiperplazi püberteden önce kastre edilen erkeklerde ve androjen aktivitesi bloke edilen erkeklerde ve androjen aktivitesi bloke olan genetik hastalıklı erkekte ortaya çıkmaz. Saredüktaz un etkisiyle testesterondan ortaya çıkan bir androjen olan dihidro testesterondan ortaya çıkan bir androjen olan dihidrotestesteron (DHT) ve metoboliti 3aandrostanediol erkeklerdeki nodüler hiperplazi ile birlikte olan stromal ve glandüler proliferasyonun en büyük hormon al stimulusu gibi görülmektedir. DHT nükleer androjen reseptörlerine bağlanır ve hiperplazi ye neden olan DNA, A, büyüme faktörleri ve diğer sitoplazmik proteinlerin sentezini stimüle eder.

Bu günümüzde semptomatik noduler hiperplazinin tedavisinde Saredüktaz inhibitörlerinin kullanılmasının temelini teşkil eder. Dolaşımdaki androjen seviyesi ile nodüler hiperplazinin gelişimi arasındaki ilişkiyi gösteren ikna edici bir çalışma olmadığından lokal androjenlerin intraprostatik konsantrasyonlan ve androjen reseptörlerinin bu durumun patogenezine katıldığı sonucuna vanlmaktadır. Prostatik parenkimal hücrelerde DHT reseptörlerinin ekspresyonunu arttırabilen, bu nedenle de nodüler hiperplazinin patogenezinde rol oynayan östrojen seviyelerindeki yaşla ilişkili yükselme deneysel çalışmayla da gösterilmiştir.

Morfoloji

Belirtildiği gibi hiperplazi en çoğunlukla içteki prostatın periüretral özellikle de verumontanum üzerini kaplayan bezlerinde ortaya çıkar. ileri vakalarda etkilenen prostatın 300 grama kadar büyüdüğü rapor edilmiştir. Kesit yüzeyi çok sayıda oldukça iyi sınırlı, kesit yüzeyinden taşan nodüller içerir . Bu nodülarite prostatın tamamında bulunabilir, fakat çoğunlukla içteki bölge (santral ve geçiş) de en dikkat çekicidir. Nodüller solid bir görünümde olabilir veya kistik alanlar içerebilir. Kistik alanlar histolojik kesitlerdeki genişlemiş glandüler elemanlara uyar. Üretra çoğunlukla hiperplastik nodüllerce, sıklıkla bir yarı k şeklinde açıklık kalacak şekilde, slkıştırılır.

Vakaların bir kısmında proksimal prostatik üretra epitelyumunun tam altındaki hiperplazik glandüler ve stromal elemanlar, bilye şekilli tipte bir uretral obstrüksiyonla sonuçlanan, mesane lümenine saplı bir kütle şeklinde uzayabilir. Mikroskobik olarak hiperplazik nodüller proliferasyon gösteren değişen oranlarda glandüler ve fibromüsküler stroma elemanlarından meydana gelmiştir. Hiperplazik bezler uzun kolumnar epitel hücrelerle ve basıklaşmış bazal hücreler ve bazı bezlerde prolifere epitelyumun kümelenmesi sonucunda papiller uzantılar oluşturan periferal bir tabakası ile döşelidir . Glandüler lümen sıklıkla koyulaşmış korpera amilasea olarak isimlendirilen proteinokazeöz salgı materyali içerir. Bezler prolifere olan stromal elemanlarla çevrelenir. Diğer nodüller başlıca iğ şekilli stromal hücreler ile bağ dokusundan oluşur. Nodüler hiperplazinin ilerlemiş vakalarında infarktüs alanlarına oldukça çok rastlanır ve sıklıkla komşu bezlerde skuamöz metaplazi odaklarıyla birliktedir.

Klinik Bulgular

Prostat hiperplazisinin klinik görünümleri hastalığı olan erkeklerin yalnızca yaklaşık %10'unda ortaya çıkar. Nodüler hiperplazi prostatın tercihen içteki bölümlerini tuttuğundan alt idrar yolu obstrüksiyonu en çok görülen belirtidir. Bunlar idrar akışının başlamasındaki zorluk ve boşalma sırasında idrar akışındaki aralıklı kesilmeler şeklindedir. Bazı erkeklerde mesanenin ağrılı şişmesi ve gecikilirse hidronefrozla sonuçlanan tam üriner obstrüksiyon gelişebilir . Obstrüksiyon semptomları sıklıkla mesane irritasyonu belirtisi, idrar sıkışıklığı, sık ve gece işemeleriyle birliktedir. Mesanede rezidüel idrar ve kronik obstrüksiyon birlikteliği üriner kanal infeksiyonu riskini arttırır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp