Antenatal Hidronefroz Nedir?

Antenatal Hidronefroz Nedir?

Tüm gebeliklerin yaklaşık %1'inde bebeğe ait anomali saptanır. Bu anomalilerin dağılımına bakıldığında;

Antenatal Hidronefroz Nedir? %50 Santral sinir sitemi (Beyin ve omurilik)

Antenatal Hidronefroz Nedir? %15 Gastrointestinal sistem (Mide-Bağırsak)

Antenatal Hidronefroz Nedir? %8 Kardiyovasküler sistem (Kalp ve Damar)

Antenatal Hidronefroz Nedir? %20-30 Genito-üriner sistem (Böbrek ve idrar yolları)'e aittir.

Genitoüriner sistem anomalileri içinde ise en sık görülen patoloji bebeğin böbreklerinde görülen Hidronefroz'dur. Yani idrarı böbrekten taşıyan sistemin başlangıcı olan pelvisin genişlemesi olarak tanımlanabilir. Beraberinde bu sistemin devamı olan üreterlerin genişlemesi de (hidroüreter) hidronefrozla birlikte olabilir. Altta yatan patolojiye göre 1 veya 2 taraflı olabilir. Antenatal dönemde yani annenin hamileliği sırasında bebekteki bu genişlemeler ultrason ile saptanır. Bu dönemde var olan genişlemeler saptanamazsa bebek doğduktan sonra mevcut anormalliğin şiddetine göre herhangi bir dönemde tekrarlayan idrar yolu ve böbrek enfeksiyonları karın ağrıları böbrek taşlarıhipertansiyon hatta böbrek yetmezliği ortaya çıkabilir. Bu sonuçlar göz önüne alındığında ülkemiz şartları ne olursa olsun hamile bayanlara mutlaka hamilelikleri döneminde birkaç defa fetal ultrason yapılmalıdır.

Patofizyoloji:

Antenatal hidronefrozun oluşumunda embriyolojik gelişimdeki defektler etkilidir. Bu defektlerin oluşumunda ise başta genetik faktörler olmak üzere bir çok faktör de etkili olur. Üriner sistemin embriyolojik gelişimi 2 aşamada gerçekleşir. Wolf kanalları veya Mesonefrik kanal Metanefrik blastem ile öncelikle renal parankimi oluştururken gebeliğin 5. haftasında wolf kanallarından üreteral tomurcukta oluşur. Üreteral tomurcukla da yaklaşık 15.getasyon haftasında pelvis kaliksler üreter ve mesane oluşur. Üreteral tomurcuğun gelişimi sırasında oluşan defektlerde değişik patolojiler oluşur. Bu patolojilerin ultrasona yansıması çoğunlukla hidronefroz olarak karşımıza çıkar.

Özetle hidronefrozun oluşumunda allta yatan bir çok sebep vardırgenelde bu sebepler üreteral tomurcuğun gelişimindeki defektlerle olur. Bu defektlerin oluşmasında başta genetik faktörler bunun dışında çevresel nedenler (radyasyon) ayrıca bu süreçte kullanılan ilaçlar ve daha bilmediğimiz birçok faktör etkilidir.

Antenatal Hidronefrozun Nedenleri:

Daha önce de belirtildiği gibi üriner sisteme ait patolojilerin çoğu hidronefrozla karakterlidir. Bunların çoğu üriner sistemde obstrüktif (tıkayıcı) lezyonlardır. Bununla beraber non-obstrüktif sebeplerde nadir değildir.

Anne karnındaki bebekler ve yenidoğanlar pelvis basıncını çok fazla arttırmadan fazla miktarda idrarı belli süre depolayabilirler. Ancak bu yüksek depolama kabiliyetine rağmen pelvik dilatasyonun giderek artması ile böbrek parankimi (böbreğin iş yapan alanı) bir süre sonunda bu durumdan olumsuz etkilenmeye başlar. Bu nedenle antenatal dönemde hidronefroz saptanan olgular doğumu takiben yakından izlenmelidirler.

İntrauterin Ultrason:

Ultrason 15. haftadan itibaren böbreği görmeye başlar. 18-20. haftalarda böbrek pelvisi ultrasonda seçilir. 20. haftadan itibaren fetus daha da büyüdüğünden mevcut anormallikleri saptamak daha da kolaylaşır. Yani bebeğin üriner sistemine ait anormallikler 20. haftadan itibaren görünür hale gelmeye başlar. Sistematik bir ultrason ile saptanabilen üriner sistem patolojilerinde saptanan yalnızca böbrek pelvisinin geniş olmasıdır. Yani ultrasonlarda altta yatan patoloji çoğunlukla bilinemez. Bu sebeple de bir patoloji saptandığında anne karnındaki gelişmeler belli aralıklarla takip edilmeli ve özellikle bebek doğduktan sonra tanıya giden araştırmalar yapılmalıdır. Prenatal ultrasonda ürolojik anormalliklerin saptanmasında %30'a varan hata payı söz konusudur. Genellikle USG'yi yapan kişinin tecrübe bilgi ve becerisi bu işte önemli rol oynar. Aslında doğum sonrası yapılan USG de olduğu gibi maternal USG de de böbreklerin boyut parankim kalınlığı yerleşim anomalileri üreterler mesane bebek erkekse posterior üretra değerlendirilir. Ayrıca anne amnion sıvısının miktarı bebekte başka anomali varlığı araştırılır. Burada antenatal hidronefrozu değerlendirmede en önemli kriter renal pelvis ön-arka (AP) çapının ölçülmesidir. Bu değerlendirmelerin tek USG den ziyade tekrarlayan USG ler ile belirlenmesi daha önemli kriterlerdir. Günümüzde pelvis genişliği ve böbrek parankim kalınlığı esas alınarak Fetal Üroloji derneğinin yaptığı sınflama ile anne karnında yapılan USG de hidronefroz kriterleri değerlendirilmektedir.

Bu sınıflama önemli olmakla beraber pratikte postnatal erken ve acil değerlendirme açısından 4 soru önemlidir.

1- Hidronefroz erken mi saptandı?

2- Pelvik dilatasyon iki böbrektede var mı?

3- Amnion sıvısı tekrarlayan USG'lerde azalış mı?

4- Böbrek parankimlerinde incelme söz konusu mu?

Tüm bu sorulara yanıt evet ise bebeğin prognozunun kötü olma olasılığı yüksektir.

Yapılan çalışmalar genelde intrauterin dönemde yapılan USG lerde pelvis AP çapının ölçümleri ile risk yüzdeleri üzerinde durulmaktadır.

Pelvis AP Çap:

< 33. Gestasyon haftası;≥ 4 mm

>33. Gestasyon haftası ≥ 7 mm

Herhangi bir dönemde > 10 mm ise bu yüksek risk anlamına gelmektedir.

IU dönmede

Pelvis AP çap & Operasyon yüzdesi;

•> 20 mm & % 94

•10-15 mm & % 50

•< 10 mm & % 3

AP çap ne kadar büyük ise anomali şiddeti o kadar fazladır

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp