Ödağacı

ÖDAĞACI (aguilaria agollocha)

Hindistan'da yetişen bir ağacın parçalarıdır. Özellikle Keşmir ve Çin'de yetişir. Beyaz ve siyah renkte olanları vardır. Bu bitkiye"Kust-ı Hindî"denildiği gibi, eskiden tüccarların deniz yoluyla Arap ülkelerine getirmelerinden dolayı da "Kust-ı Bahrî" denilmiştir. Beyaz cinsine "Kust-ı Bahrî veya Kustı Arabî" denildiği gibi, siyah cinsine de "Kust-ı Hindî" denildiği olmuştur. Hafif bir kokusu vardır ki bu koku zencefil kokusuna yakındır."1

Kust-ı Bahrîile Ud-ı Hindî aynı şeydir, ancak Kust-ı Bahrî, Ud-ı Hindî'den daha beyaz ve daha tatlıdır."2

Ödağacı (Ud-ı Hindî)'nin kökü, dalları ve kabuğu hoş kokulu bir ağaçtır. Hekimlikte ve esans yapımında kullanılmıştır.

İbni Kayyim de "Tıbb-ı Nebevisinde şöyle demiştir: "Ödağacı iki kısımdır. Biri tedavide kullanılır ki ona "kust" veya "küst" denilir. Diğeri ise güzel koku yapımında kullanılır ki ona da "el-Elüvve" denir. Nitekim İbni Ömer Hz.'leri güzel koku süründüğü zaman ödağacı kokusunu sade olarak veya öd ile kâfur karıştırılmış koku sürünür, sonra da: "Peygamber Aleyhis-Selâm işte böyle koku sürünürdü" derdi."3

Yine Peygamber Aleyhis-Selâm cennet ehlini tavsif ederken: " ... Onların tarakları altın ve gümüş, terleri misk, buhurdanlıkları ödağacından, eşleri huriler, ahlakları bir kişinin ahlakı gibi" buyurmuştur."4

Bazılarına göre de ödağacından güzel koku eldeetmekiçin ödağacı kesildikten sonra bir sene boyunca toprağa gömülür, toprak onun faydasız kısımlarını yeyip, yok eder, fakat güzel kokulu kısmı kalır, bu kısma toprak birşey yapmaz. Kabuğu ve kokusuz kısmı kokuşur ve toprağa karışır."5

Hekimlikte Kullanılması:
Peygamber Aleyhis-Selâm: "Tedavi olduğunuz şeylerin en iyisi kan aldırmak ve öd ağacı kullanmaktır" buyurmuştur."6

* Câbir b. Abdullah ve İbni Ebî Utbe (r.a.) demiştir ki: "Peygamber Aleyhis-Selâm, Aişe'nin yanına varmıştı. Onun yanındada burun deliklerinden kan akan, bir çocuk vardı. Bunu görünce Peygamber Aleyhis-Selâm: "Bu çocuğa ne oldu?" diye sordu. "Bademciği var" dediler. Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Çocuklarınıza niçin eziyet edersiniz? Sizlerden birinin ödağacının tozunu su ile karıştırdıktan sonra yedi defa ağızdan akıtması veya burundan damlatması kâfidir" buyurmuştur. Hadisin ravisi der ki: "Tavsiye edilen bu tertibi uyguladılar, çocuk çok geçmeden iyileşti"7

Ümmü Kays binti Mihsan ise şöyle der: "(Daha yemek yemeyen küçük) oğlum ile beraber Peygamber Aleyhis-Selâm'ın yanına girdim. Parmağımla çocuğun, boğazındaki iltihaplı bademciğini patlatmıştım. Bunu gören Peygamber Aleyhis-Selâm: "Niçin böyle yaparak çocuklarınızı incitiyorsunuz? Sizlere şu ödağacının tozunu tavsiye ederim. Zira bunda yedi derde şifa vardır, bunlardan birisi de zâtülcenb (Akciğer zarı iltihabı) hastalığıdır. Bademcik olanlara burundan akıtılır. Zâtülcenbten hasta olanlara ise ağızdan verilir" buyurdu."8

Zeyd İbni Erkam (r.a.) de: "Peygamber Aleyhis-Selâm bizlere zâtülcenb (Akciğer zarı iltihabı) hastalığından dolayı ödağacı tozu ve zeytinyağı ile tedavi olmamızı tavsiye etti" demiştir."9

Ödağacı tozu ve zeytinyağı bu hastalığın tedavisinde ayrı ayrı kullanıldığı gibi, birbirine karıştırılarak ta kullanılmıştır. Mizacı sıcak ve kurudur. ZATÜLCENB-ZEYTİNYAĞI md. debk.

Özellikleri:
Ödağacı tozu hem içilerek ve hem de merhem gibi cilde sürülerek kullanılır. Yalnız başına kullanıldığı gibi, başka maddelerle karıştırılarak ta kullanılır. Kâfur ile karıştırıldığında birinin diğeri ile ıslâhı gibi tıbbî bir maksat vardır. Balgamı emer, nezleyi keser.

Şerbet yapılıp içildiği zaman karaciğer ve mide zafiyetine ve bunların üşütülmesinden dolayı meydana gelen rahatsızlığa karşı; gün aşırı ve dört günde bir nöbetle gelen sıtma hastalığına ve zehirlenmeye karşı faydalıdır.

Su veya bal ile macun yapılır ve yüzdeki çilliklere sürülürse giderir.
Kazıklıhumma ve yanlardaki ağrılara karşı faydalıdır. Suyunun içilmesi bağırsaklardaki kurtları öldürür. Bazı cahil tabipler ödağacı tozunun zâtülcenb hastalığına karşı olan faydasını anlayamadıkları için inkar etmişlerdir. Eğer bu söz Câlinus'tan nakledilecek olsaydı bu cahil kimseler, değişmez bir kanunmuş gibi ona sarılırlardı. Halbuki daha önce gelip geçmiş tabiplerden birçoğu, ödağacı tozunun zâtülcenb hastalığının balgamlı çeşidine faydalı olduğunu kabul etmişlerdir.

Ödağacı gözeneklerdeki tıkanıklıkları açar. Ağrı ve sızıyı dağıtır. Vücuttaki rutubet fazlasını giderir. Bağırsakları kuvvetlendirir, kalbe ferahlık verir, dimağa faydalıdır, duyuları kuvvetlendirir, kabızlık yapar, idrarını tutamayan kimseler için faydalıdır."10

* Mideyi ısıtır, cinsel istek ve arzuyu tahrik eder. Zehirlenmeye karşı faydalıdır."11

Felç hastalığına karşı gayet iyi gelir. Yılan ve akrep sokmasına karşı tiryak (panzehir) olarak kullanılır. Koklanması nezleyi giderir. Yağı, sırt ağrısına karşı faydalıdır. Eğer hacamatçı kimsenin neşteri ödağacının suyuna batırılırsa, deride iz bırakmaz. Eğer deride iz kalacak olursa, görenler bunu abraşlık veya alaca hastalığı sanırlar ve bu gibi şeylerden tiksinirler. Ödağacının faydaları sayılamıyacak kadar çoktur."12

* İdrar ve âdet kanamasını çoğaltır. Tütsüsü, nezle ve veba hastalıkları için gayet faydalıdır. Güzel kokusundan dolayı tütsüsü yapılır."13

Kaynaklar:
[1]- Nesîmî 3/266-68. [2]-I. Kayyım s. 164; Kamus 3/110. [3]- i. Kayyım s. 391; Müslim edeb H.2I; Nesâîzinet 8/156 [4]- Müslim, cennet H. 15. 17; Tirmizî, cennet H. 2537; i. Mâce. zühd H. 4333; Müsned 2/232, 253, 316, 357; i. Kayyım s. 391. [S]- I. Kayyım s. 391. [6]- Buhârî tıp 7/15; Müslim, müsâgât H. 63; Müsned 3/107, 182; I. Kayyim s 399, E. Nuaym vr. Illb. [7]- Müsned 3/315 Bu hadis Hz. Aişe ve Ümmü Seleme (r.a.) tarafından da rivayet edilmiştir. [8]- Buhârî tıp 7/17-19; Müslim, selam H. 87; E. Davud tıp H. 3817; I. Mâce tıp H. 3462; Müsned 6/355: Abdürrezzak 11/152. 19]- Tirmizî tıp H. 2079. [10]- i. Kayyim s. 391. 399-400; M. Ledüniyye 2/164. [II]- Aynî 10/160. [12]-Bağdâdî s. 137. [13]- Kamus 3/110.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp