Gül

GÜL (verd, rose)

Gülgillerin örnek bitkisi ve bu bitkinin birbirine girmiş güzel kokulu çiçeğine verilen isimdir. Sap kısmı dikenli, genellikle beyaz ve kırmızı renkli çiçekler açan iki cinsi vardır. Nâdir olarak sarı ve siyah renkli olanları da vardır. Uzun ömürlü bir bitkidir. Çiçekleri etli, yumuşak, tatlı bir kokusu olup tadı ise ekşidir. En iyisi, kokusu kuvvetli son derece kırmızı ve yaprakları, birbirine girmiş olanıdır. Yaz aylarında tomurcukları, çiçekleri ve yaprakları toplanıp gölgede kurutulur, baharat ve ilaç olarak kullanılır. Zararsız ve tehlikesiz bir bitkidir. Gül'den gül reçeli yapıldığı gibi, güzel kokusundan dolayı esans yapımında da kullanılır.

Özellikleri:
Gül, gülsuyu ve gülyağının güzel kokusu yanında, soğutucu, temizleyici, ku rutucu, sürüldüğü organı kuvvetlendirici özellikleri vardır. Gülün kokusu gönüle hoş gelir.

* Gülün kendisi, tomurcukları ve yeşil yaprakları hafif ishal yapar, yara ve yanıklar üzerine merhem gibi sürüldüğü zaman iyileştirir. Taze tomurcukların tıbbî değeri (vitamin yönünden) yüksek olduğu için zayıfların, yorgunların ve dermansızların tedavisinde kullanılmıştır.

*Gül; mideye, karaciğere gayet iyi gelmektedir. Karaciğerdeki kapalı gözenekleri açar, bal ile karıştırılıp kaynatıldıktan sonra ağızda gargara yapılacak olursa, boğaz sertliğine ve boğaz ağrılarına karşı faydalıdır. Harareti teskin eder, aksırmayı ve nezleyi ise artırır.

* Gül kurusu toz haline getirildikten sonra yaralara, apış arasındaki tahrişlere, ciltteki iltihaplı sivilceler üzerine atılırsa, gayet faydalıdır, parazitleri öldürür, derin yaralar üzerine ekildiğinde ise et bitirir, göz kapaklarının sertleşmesine karşı da faydalıdır. Ağızda çiğnenmesi ağız yaralarına ve ağızdaki sivilcelere karşı iyi geli r. Özellikle kâfur ile karıştırılırsa, etkisi daha da artar. Yine ağızda çiğnenmesi dişleri ve diş etlerini kuvvetlendirir. Gül, ter kokusunu giderir. Taze gülün koklanması sıcak özellikli başağrısını teskin eder. Gül, susuzluk yapar.

* Eğer bal ile reçeli yapılırsa, mideyi balgamdan temizler, mide ve bağırsaklardaki kokuşmayı da giderir. Eğer şeker ile reçeli yapılırsa, yine faydalı olur, fakat etkisi bal ile yapılandan biraz daha az olur. Eğer güle sirke katılarak kullanılır, üzerine ılık su içilir ve belli bir süre devam edilirse gayet faydalı olur, ancak midesinde hararet ve iltihap olanlara tavsiye edilmez, özellikle sıcak mevsimlerde daha da zararlı olur. Çünkü sirkeli gül hem harareti artırırve hemde susuzluk yapar.

* Eğer gülün taze yaprağı macun hâline getirildikten sonra, merhem gibi göze sürülürse, vücuttaki sıvı maddelerin göze hücumuna karşı faydalıdır. Gül, gerek taze ve gerekse kurumuş olarak suda kaynatılır ve göze merhem gibi sürülürse, göz iltihabına karşı iyi gelir, göz ağrısını da teskin eder, özellikle içine biraz süt karıştırılırsa daha etkili olur. Kurutulmuş gülün övütülmüş tozu, çiçek ve kızamık hastalığına yakalanmış olanların yataklarına serpilirse faydalı olur, eğer çiçek ve kızamık yaraları iltihaplı hâle gelmişse, kurutur. Gül, kanamalara karşı da faydalıdır.

Gül şurubuna belli bir süre devam edilecek olursa, bütün iç organları kuvvetlendirir. Bağırsak yaralarına iyileştirmek, kabızlığı ve gâitanın zor yapılmasını gidermek için, gül suda kaynatılarak lavman yapılır. Gül, kalbi ve dimağı da kuvvetlendirir. Eğer gül belli bir süre yenilir veya üzerine yatılırsa, soğutucu ve kurutucu özelliğinden dolayı cinsel istek ve arzuyu zayiflatir.
(el-Mütemed s. 544; Mücemü'l-A'şab s.328)

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp