Zihin-beden Etkileşimine Örnek Olarak Gms: Eşdeğerlik İlkesi

Zihin-beden Etkileşimine Örnek Olarak Gms: Eşdeğerlik İlkesi : Artık GMS’nin daha geniş bir zihin-beden taslağında nereye oturduğu sorusunu mercek altına alabiliriz. Böyle bir tepkinin kesinlikle başlıca örneği budur. Benim bakış açımdan bu, hepsi de aynı hedef doğrultusunda üretilen bedensel tepki topluluklanndan biridir. GMS peptik ülser, huzursuz bağırsak sendromu, kabızlık, gerilim kaynaklı bağ ağrısı, migren kaynaklı baş ağrısı, kalp çarpması, egzama, alerjik rinit (saman nezlesi), prostat (sıklıkla), baş dönmesi (sıklıkla) ile eşdeğer bir rahatsızlıktır. Bu kısmi bir listedir ancak bu tepkilerin en yaygın olanlarım temsil eder. Eklemek gerekirse aynı görevi gören larenjit (gırtlak yangısı), patolojik ağız kuruluğu, sık idrara çıkma ve buna benzer daha pek çok vakayla da karşılaşmış bulunuyorum.

Bu rahatsızlıkların yer değiştirebilir ve birbirinin eşdeğeri olduğunu düşünüyorum çünkü bunların çoğu GMS hastalarıma geçmişlerinde rasdanan, kimi zaman da biri diğerinin ardında gizli de olsa GMS ile eşzamanlı olarak rastlanan rahatsızlıklardır. Yakın zamanda migrene bağlı (aslında tanımına bakılırsa gerilim kaynaklı) şiddetli baş ağrıları çeken ancak alt sırt ve siyatik ağrıları başladığından bu yana baş ağrıları dinen bir hastam olmuştu.Hastaların genellikle GMS ağnian kaybolduktan sonra bu rahatsızlık topluluğuna giren kimilerinin de ortadan kalkağını bildirmeleri de bunların eşdeğer oldukları gerçeğini vurgulamaktadır. Bu özellikle alerjik rinit için geçerlidir.

Ben hastalanma bu liste-deki tüm durumların psikolojik açıdan aynı görevi üsdendiği bilgisini veriyorum.Birkaç ay önce elime geçen bir mektuptan yapüğım almaya dikkat edin. Adam önce sırt ağrısı hastası olan eşinin durumunun iyi olduğunu ardından da şunu yazmışa:“Hatırlarsanız seminerden sonra sizin yanınıza gelip yirmi yıldır mide sorunları yaşadığımı belirtmiştim. Bana bunda da aynı ilkenin geçerli olduğunu söylemiştiniz, inanmamama karşm işe yaradı doğrusu! Aklıma bile getirmek istemediğim denli uzun yıllardır her türlü ilaç ve Maalox kullanıyordum. Mide sorunlarım lise üçüncü sınıfta başlamışa. Hemen ardından bir çeşit mide ilacı almadan yemek yiyemiyordum. Sizin kuramınızı uygulayıp bilin- çala zihnin günlük yaşam üzerinde ne denli hükmü olduğunu fark edince, mide sorunum da tamamen ortadan kalka. Anlatmaya çalışağımda kimse .bana inanmıyor, ancak sizin anlayacağınızı biliyorum.”Kimsenin ona inanmadığına emin olabilirisiniz, ne de olsa sıradan vatandaş sağlık meselelerinde ipuçlarını np uzmanlarından alır ki abbın bu tür meselelere bakışına da zaten değinmiştik.

Bana kalırsa toplumun ancak % 10’u bu hastanın deneyimini anlayabilecektir.Kuramsal bir bakış açısından eşdeğerlik ilkesince öne sürülen kimi ilginç noktalar da mevcuttur. Listelediğim rahatsızlık topluluğu göz önüne alındığında, bunun Franz Alexander’in belirli rahatsızlıkların belirli psikolojik öneme sahip oldukları savından sapağı görülür. Alexander klasikleşen kitabında psikolojik dinamiklerin mide-bağırsak, solunum yollan ve kalp-damar rahatsızlıklarından sorumlu olduğunu belirtir. GMS ve bununla ilişkili durumlarla olan deneyimlerden bu rahatsızlıkların her birinin ortaya çıkmasına neden olan endişe gibi ortak bir birimin olduğu sonucu çıkarılabilir. Bu durumda örneğin öfke gibi bir başka duygunun endişeye de kaynaklık ederek belirtilerin ortaya çıkmasına neden olduğu söylenebilir.Kişisel olarak, tipik GMS belirtileri olan midede aşın asit salgısı, kolit, migrene bağlı baş ağnsı, çarpıntı ve bir dizi kas- iskelet sistemi rahatsızlığına rasdamış bulunuyorum ve bunlann tümünün de bastırılmış öfkeden kaynaklandıklannı biliyorum.

Ortada dönen hileyi kavradığım zaman genellikle öfkenin nedenini tanımlayabilmekte ve belirtileri tersine çevirebilmekteyim.Yukanda listelenen rahatsızlıkların çoğunun otonom sinir sisteminin arabuluculuğuyla ortaya çıkıyor olması, vurgulanması gereken ilginç bir noktadır. Bildiğimiz kadarıyla saman nezlesi böyle değildir ancak bu da bağışıklık sistemindeki işlev bozukluğunu temsil eder. Bu konuya yeni bir alan olan “psikonöroimmü- noloji”yi ele aldığımızda geri döneceğiz.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp