Psikolojik Sorunlarda Seçim Sorunu

Psikolojik Sorunlarda Seçim Sorunu : Nakle elverişli organ ve bağışlayıcı sayısındaki azlık, bu konuda halkın tam olarak duyarlı hale gelmemiş olması ve gereksinimlerle tam dengelenmiş bir yasal sistemin yokluğu nakil konusunda karşılaşılan başlıca güçlüklerdir.Organ nakli için sıra bekleyen adayların çokluğu ve eldeki organ sayısının azlığı nedeniyle, alıcılara öncelik tanımada yaşanan ikilem organ naklinin ahlaki, psikolojik ve yasal açıdan sorunlar yaratan bir yönünü oluşturmaktadır. Organ nakli merkezlerinin çoğunda bu karar, bir hekimler kurulunca verilmektedir. Seçim ölçütleri arasında hastanın yaşı, sistemik ve hastayı dirençsiz kılabilecek başka hastalıkların varlığı, hastanın ve ailesinin katılımcı ruhu ve değerlendirilmesi zor da olsa alıcının iyileşme olasılığı sayılabilir. Seçim sorumluluğunun hekimlere bırakılması ve kararın yalnızca klinik bulgulan değil, psikolojik ve sosyal etmenleri de temel alarak verilmesi gerektiği konusunda herkes görüş birliğine varmış bulunmaktadır.

Bu amaç doğrultusunda bütün olgularda başka uzmanlara da danışılmalıdır. Örneğin seçimin olabildiğince nesnel temellere dayanması için sosyal hizmet uzmanla- n ve psikologlarla işbirliği yapılmaktadır. Hastanın kişiliği ve zihinsel özellikleri hakkında bir yargıya varmak vebunun sonucunda hastanın organ nakline uyum sağlama olasılıklarının ne olduğunu değerlendirmek için konsültasyona çağnlan psikiyatr iki biçimde hareket edebilir: Ruhsal özellikleri değerlendirmeyle ilgili standart ölçütleri katı bir biçimde uygulamak ya da bir deneme tedavisini önermek. Birinci uygulamada hasta kendisini bekleyen olası bir rahatsızlığa dayanabilecek durumda olmalıdır. Bir başka deyişle olgun bir kişilik, sağlıklı bir ruhsal denge ve sağlam güdülenimlere dayanan bir yaşam görüşüne sahip olmalıdır. Herhangi bir nedenden, örneğin ağır bir üremiden ötürü yukarıda sayılan ölçütlerin belirli bir hastaya uygulanması çok zorsa, psikiyatr organ nakline hazırlayıcı nitelikte bir hemodiyaliz (kan diyalizi) yapılması önerisinde bulunulabilir. Ama organ nakli sonrasında gerekli olan bütün psikoterapik ölçümler ve uygulamalar yapılmalıdır.

Ayrıca organ naklini gerçekleştirecek ekip de hastanın kişilik özellikleri hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmalıdır. Hastaya buna göre özel dikkat gösterilmeli ve tedavi uygulanmalıdır. Bir organ naklini engelleyecek belki de tek gerçek koşul, tedaviye olumsuz yansıyacak ağır şizofrenik psikozlar ya da ileri düzeyde zekâ gerilikleridir.Organ naklinin hemen uygulanmasının gerektiği olgularda, daha az katı ölçütlere göre hareket edilmesinin doğru olduğu sonucuna varılmıştır. Buna karşılık hemodiyaliz işleminin uygulanması nedeniyle uzun bir dönemin söz konusu olduğu olgularda bu katı ölçütlere uyulması gerektiği vurgulanmaktadır.Bütün potansiyel alıcılarda, belirli ölçüde bir depresyon (ruhsal çöküntü) görülür. Bu depresyon sağlık, ekonomik koşullar, sosyal durum, aile ve yaşam gibi konularla ilişkili duygulardan kaynaklanıyorsa normaldir. Bu tür depresyon biçimleri destek psikoterapisine ve sanatla meşguliyet tedavisine iyi yanıt verir. Öte yandan patolojik türde depresyon biçimleri de vardır: Hasta içine kapanır, her türlü umudunu yitirir; sabah çok erken uyanma, huzursuzluk, intihar girişimlerinde bulunma eğilimi gibi belirtiler gösterir. Bu daha ağır biçimler uygun antidepresan bir ilacın kullanılmasıyla ya da klinik koşulların iyileşmeye yüz tutmasından sonra uygulanacak ruhsal tedaviyle kontrol altına alınabilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp