Psikolojik Hastalıklar Uygulama Alanı

Psikolojik Hastalıklar Uygulama Alanı : Hekimin bütün bilgi, görgü, deney vesezgilerini ahlâk kuralları içinde, vicdanının sesini dinleyerek hasta için kullandığı alandır. Hekimin bütün bilgi ve ahlâk kuralları içinde hastaya yardımcı olduğu andır. Bu nedenle hekimin hastayı iyi tanıması, kimi belirti ve bulgulara dayanarak geleceğe ilişkin çıkarımlarda bulunabilmesi, hastalığın gelişmesini iyi değerlendirmesi, tedavi sırasında hastaya tedavi yöntemlerine ve çevreye ilişkin değişmeleri iyi izlemesi gereklidir.

Bu amaçla, hekim hastayı çok iyi gözlemeli, hastanın yakınlarıyla görüşmeli, bedensel ve ruhsal muayenesini eksiksiz yapmalı, gerekiyorsa yardımcı labora- tuvar muayenelerinden yararlanarak, hastayı yakından izlemeli, zaman zaman yeniden değerlendirmelidir. Uygulama alanında hekimin iyi değerlendirme yapabilmesi hastayı dinleme ve anlamasına bağlıdır.Her hastalık, hastanın bireysel ve toplumsal özellikleri içinde değişik yakınmalar ve belirtilerle ortaya çıkar. Bu özellikler içinde her hasta diğerlerinden farklı kaygı, tasa, korku, acı içindedir.

Hastalığının anlaşılmadığı korkusunu taşır. «Hekimden sorma, çekenden sor» ve «Hekim kim, başına gelen» atasözleri bu kuşkuyu dile getirmektedir. Hekim, hastalıktan acı çeken kişi kadar hastayı tanımak, anlamak ve bu konuda güven vermek zorundadır. Aksi durumlarda hastalığı tamsa bile hastaya yardımcı olması çok güç hatta olanaksızdır.Hekimin hastaya yararlı olması onu anlamakla başlar. Hasta, bedensel, ruhsal, toplumsal yönleriyle bir bütündür. Hastalık ne olursa olsun, hasta bu bütün içinde ele alınıp değerlendirilmelidir.

Hekim ve hasta açısından yararlı olan böyle bir değerlendirmenin ilk adımı hastayı dinlemekle atılır. Dikkatli bir dinleme hastaya rahatlık ve güven verirken hekime de tanıya götürecek verileri sağlar.Hastalık ne olursa olsun, hastanın gözlemi ve muayenesi ilgi ve anlayış içinde sürdürülen bir konuşmayla başlamalıdır. Hastanm yakınmaları ve anlattıkları dikkatle dinlenmeli, hastanın ve hastalığın özelliklerine göre değişecek bir konuşma ve soru biçimi seçilmelidir.Hekimle hasta ilk karşılaştıklarında, aralarında zamanla azalan sonra tümüyle kalkan bir uzaklık vardır. Bu uzaklığın kalkması, hekimin hastayı benimsemesi, yararlı konuşmanın başlaması üç evrede olur.Hekime başvuran hasta beklenti içindedir.

Hekimden yardım istemektedir, tik karşılaşmada hekimin tutumu «İşte ben buradayım, ne istiyorsun» dercesine soğuk ve katıdır.Yüzeysel, kısa bir konuşmadan sonra hekim hasta arasında etkileşim başlar. Hasta hekime, hastalığına ilişkin önemli bulduğu yakınmaları, belirtileri, olayları anlatmaya hazırlanır. Hekim hastayı bir vaka olarak dinlemeye başlar.Konuşma sürdürüldükçe hasta da hekim de birbirlerini iki insan olarak değelendirme yoluna giderler. Hasta hekimin, dinlediğini, anladığını, kendisine yardımcı olacağını düşünürken, hekim de hastanın yakınmalarını anlar.

Ondan yardım bekleyen bir kişi durumuna girer. Konuşma sırasında hastanın duraklamaları, susmaları, ses tonu, mimik ve jestleri tanıda, hastayı anlamakta hekime yardımcı olduğu gibi, hekimin de konuşma biçimi, ses tonu, mimik ve jestleri, olumlu ya da olumsuz olarak hastayı etkiler.Hekimin, hastayla konuşmasını hoşgörü içinde, ön yargı ve art niyetlerden arınmış olarak ilgi ve anlayış havası içinde sürdürmesi gereklidir. Hastayı anlamak ve ona güven vermek için iyi dinlemek temel koşuldur. Ancak, dinlemek mutlak anlamak değildir.

Dinlemenin bir çok türü vardır. En yaygını görünüşte dinlemedir. Hekim dış görünüşüyle dinler gibidir, ancak düşünceleri başka bir konuyla uğraşmaktadır. Çeşitli konulara ilişkin ön yargısı olan hekim saplanmış dinleyicidir. Kendi duygu ve düşünceleri dışında dinlediklerini anlamaz. Hasta ve hastalığa ilişkin olarak her işittiğine cevap vermek, hastanın kuşkuları karşısında mesleğini ya da kendini savunmak durumuna geçer. Böylece hastaya yararı olmayan savunucu dinleyici durumuna geçer.

Hastasını baştan sona dikkatle izleyen bazı hekimler, dinlediklerinden yararlanarak hastanın tutarsız, çelişik durumlarını yakalayıp onu sıkıntılı ve zor durumasokacak fırsatlar yakalamaya çalışır. Bu tuzak kurucu bir dinleme biçimidir. Hastayı tedirgin eder. Hekime hastalıkla ilgili gerekli ve sağlam bilgileri sağlayan, hastaya güven veren en iyi dinleme biçimi seçerek dinlemelidir.

Hekim, hasta ve hastalıkla ilgili olan, dikkati çekecek, üstünde durulacak bir ifade ya da sözcük ortaya çıkana kadar görünümde dinleyici olarak kalır. Daha sonra ilgilendiği bölümü dinlemeye başlar. Başka bir anlatımla seçerek dinleme, hastayı yakınmaların ve belirtilerin nedenlerini araştırmaya yönelmiş bir güdülenme içinde dinlemedir. Hastayı dinleyen hekimin düşünce ve duygularını denetleyebilmesi, yargılarında esnek olması, hastanın durumunu daha iyi anlayabilmesi için kendini onun yerine koyup değerlendirmesi, yani hastayla duygu sezgisi (empati, empathy) içinde olması gereklidir. Ancak, hekimin uzun süre kendini hastanın yerine koyup öyle düşünmeye başlaması hekim-hasta arasında sağlıksız bir ilişki doğmasına yol açar.

Hekim gereksiz bir biçimde ve olumsuz bir yaklaşımla hastayı benimser. Bu yüzden onu değerlendirmesi duygusal olur. Onu anlaması ve yardımcı olması zorlaşır.Hastayı anlamanın ve yardımcı olmanın en iyi yolu hekimin bilgisini, yeteneklerini ve elindeki olanakları gerçekçi biçimde değerlendirmesine bağlıdır. Hastanın her türlü sorumluluğunu yüklenip gereksiz konuşmalar, geçersiz ve boş vaadler, hekimi güç duruma düşürür. Hasta düş kırıklığı yaratır.Hekimin hastayı, bedensel, ruhsal ve toplumsal bir bütün içinde ele alıp anlaması ve değerlendirmesi zorunludur.

Ancak, hekimin rolü ve sorumluluğunun hiç bir zaman hastanın bütün yaşam sorunlarını yüklenecek ve çözecek nitelikte olmadığını gözden uzak tutmamalıdır.Hekimin hastalığın oluşmasında ya da tedavisinde etkisi olmayan sorunlara karışması, bunlara çözüm aramak için çabala- sı onu gerçek amacından saptırır.

Hasta için, hekimin önerilerine uymak, tedavi için gerekeni yapıp yapmamak hastaya ya da ailesine ilişkin bir sorundur.Türü ne olursa olsun, hastalığa karşı hastanın gösterdiği ruhsal tepkiler anlaşılıp değerlendirmeden hastaları anlamak, onlara yardımcı olacak yolları bulmak çok güçtür.ilk konuşmalarda, hastanın anlatmaktan, açıklamaktan, kaçındığı noktaların olduğu sezilse bile bunların açıklanması için soru sormamalı, zorlama yapılmamalıdır, tanı koymak ve hastaya yardımcı olmak için bilinmesi gerekli yönler varsa, dolaylı sorularla bilgi edinmeye çalışmalıdır.

Hasta, yeteri kadar tanınmadan, hastalığa ilişkin bilgiler toplanın değerlendirilmeden, hastalıkla ilgili bilgi verilmemeli, hastanın bu konuda sorduğu sorular onun anlayacağı biçimde kısa cevaplarla karşılanmalıdır.Konuşma sırasında, hasta, olanaklar elverdiğince rahat olmalıdır. Hasta, ruhsal sıkıntı içinde bulunuyorsa, ya da ağrı, bulantı, kusma, baş dönmesi gibi fiziksel yakınmalar gösteriyorsa, konuşma çok kısa olmalıdır. Ayrıntılı bilgiler bu belirtiler bütünüyle kaybolduktan ya da hastaya fazla tedirginlik vermeyen bir düzeye indikten sonra alınmalıdır.

Ruhsal yakınmaları olanlarla konuşurken not almaktan özellikle kaçınılmalıdır. Hastanın üzerinde durduğu yakınmaları, belirtileri, olayları ya da olguları değişik zamanlarda yeniden dinlemeli, değişik zamanda elde edilen bulgular toplanmalıdır.Hastaya ve hastalığa ilişkin olarak aşağıda sıralanan biçimde bilgi toplamak gereklidir:

I. GENEL ANEMNEZ

1— Hastanın doğum yeri, doğum tarihi, cinsiyeti.

2— Geliş ve kabul biçimi

.3— Anne, babasının yaşı, meslekleri, sağlık durumu.

4— Kardeşler, kardeş sayısı, hastanın kardeşler sırasındaki yeri.

5— İlk evlenme yaşı.

6— Medeni durumu (evlenmemiş, evli, ayrılmış, boşanmış)

7— Çocuk sayısı.

8— 18 yaşından önceki gelişme çağında bulunduğu çevre (Büyük şehir, küçük şehir, köy, değişik çevreler gibi)

9— Hastanın konuşma düzeni (iyi, yeterli, kötü)

10— Okul öğrenimi.

11— Mesleği ve mesleğe karşı tutumu (olumlu, olumsuz, ilgisiz)

12— Askerlik çağı.

13— Aile içi ilişkileri.

14— tş yeri ilişkileri.

15— Kamuya açık yerlerde insanlar arası ilişkileri.

16— Ev geçiminin sağlanması.

17— Evde bulunanların sayısı.

18— Evin durumu (iyi, yeterli, yetersiz, kendi mülkü, kira).


II. HASTALIK ANEMNEZİ

1— Aile bireyleri arasında göze çarpan ruhsal ve bedensel hastalıklar
a) Birinci derecede akrabalarda görülenler.
b) Uzak akrabalarda görülenler.

2— Çocukluk çağında aile içi dinamikleri.

3— Kişisel, ruhsal ve toplumsal davranış bozuklukları (cinsel ilişkiler, suçluluk, alkol, ilâç bağımlılığı, intihar girişimi gibi)

4— Evvelce geçirilen hastalıklar (kronik bedensel yakınmalar, endokrin hastalıklar, serebral nöbetler, kafatası-beyin travmaları gibi).

5— Evvelce geçirilmiş ruhsal bozukluklar (15 yaşından önce 15 yaşından sonra).

6— Şimdiki hastalanma (ilk hastalanma mıdır? Hastalığın ilk ortaya çıktığı muhtemel yaş, hastaneye yatmcaya kadar hastalığın seyri).

7— Hastalığın güncel durumu.a) Başlangıçtan üç ay öncesine kadar, bedensel ve ruhsal yüklenme durumu.b) Hastaneye kabul edilinceye kadar geçen süre.c) Hastalığın son günlerindeki belirtileri (azalma, artma, gibi).

8— Yapılmış olan tedaviler.Hastanın yakınlarından ve kendisinden gelen ve hastalığa ilişkin bilgiler toplandıktan sonra görüşme ve gözlem, davranış ve ruhsal melekelerdeki değişmelerin değerlendirilmesi yönünde sürdürülür.

Bu görüşmeden amaç, önce hastanın bir çözümünü yapmak, melekelerdeki bozuklukları birer birer bulup ortaya çıkarmak daha sonra, bu bozuklukları birleştirerek bir sendrom oluşturmak ortaya çıkan bu sendromu oluşturan hastalıklar arasında ayırıcı tanı yaparak, olanaklar elveriyorsa, kesin tanı ve tedaviyi saptamaktır.önce hastanın genel görünüşü ve davranışı değerlendirilir.

Hastanın görüşme ve gözlem sırasındaki konuşması, jestleri, mimikleri, ilgisi, kaygısı, neşesi, durgunluğu dikkatle izlenir. Genel olarak giyinişi, temizlik durumu, bakımı gözden geçirilir.Hastanın kendisinden hastalığına ilişkin yakınmalar, öz ve soy geçmişiyle ilgili bilgi alınır. Kendi hastalığına karşı tutumu belirlenir.

Hasta olup olmadığı, hastalığına karşı kendisinin ve çevresinin yorumu sorulur. Daha sonra melekelerin muayenesi ve bozuklukların tanınıp ortaya çıkarılması amacına yönelik konuşma yapılır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp