Psikoloji Tedavi Yöntemleri

Psikoloji Tedavi Yöntemleri : Psikoterapi ,kişinin şikayetlerini, problemin veya hastalığın belirtilerini azaltma veya ortadan kaldırmaya yönelik, kişiye ve psikoterapi yapmaya uygun ortamda gerçekleştirilen, yapılandırılmış yani belli bir program dahilinde gerçekleşen görüşmelerdir. Terapideki işleyiş ,uygulama ve süre kişiden kişiye değişim göstermektedir ve bir ya da birden fazla yöntem aynı terapi seansı içinde uygulanabilmektedir.Bir çok psikoterapi yöntemi birbiriyle benzerlik gösterebilir,zira yöntemler arasında farklılıklar da olabilir ancak tüm psikoterapi yöntemlerinde ortak bir amaç vardır; kişiyi iyileştirmek farkındalık kazandırmak ve güçlendirmek.

Psikoterapi Uygulamaları:

EMDR Terapisi:


EMDR -Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme-

Kişi için küçük yada büyük ölçekte şok yaratan yaşam olayları ortaya çıktığında bu olay çeşitli fotograflarla sinir sistemine kilitlenir.EMDR rahatsız edici yaşam deniyimlerinin neden olduğu duygusal sorunların yanı sıra fobiler,performans kaygısı,panik bozukluk,beden algısı bozukluğu,yas kronik ağrı,ve farkındalıkların oluşmasında kullanılan psikolojik yöntemdir.EMDR farklı yaklaşımların(bilişsel,davranışsal ve danışan merkezli yaklaşımlar)sentezlenmiş ve yeniden işlenmiş halidir.
Son yıllarda geliştirilen özgül psikoterapi tekniklerinden biri de kısaca EMDR olarak adlandırılan ve travmatik yaşantılarla ilgili genellikle olumsuz duygu ve düşünceleri zihinde yeniden işlemden geçirmeye dayanan bir yöntemdir.

Göz Hareketleri Eşliğinde Duyarsızlaştırma ve Yeniden Proses Etme adını taşıyan bu teknik kısaca Ingilizce adının baş harfleri (Eye Movement Desensitization and Reprocessing) ile anılmaktadır. Kaliforniyalı bir psikolog olan Francine Shapiro tafarından 1987 yılından bu yana geliştirilmiştir.Halen bir çok ülkede binlerce terapist tarafından başarı ile kullanılmakta fakat ülkemizde görece az bilinmektedir. Bu standart yöntem, travmatik yaşantılara uğrama sonucunda genellikle bellekte dağınık bir biçimde kalan anıları birleştirme, gözden geçirme ve kişinin kendine verdiği değer duygusundaki azalmayı yeniden zihin süzgeçinden geçirme olanağını veren bir yaklaşımdır. Bu teknik psikodinamik ve davranışsal yöntemleri özgün biçimde birlikte kullanmaktadır. Ancak tüm bu yöntemlerden daha hızlı biçimde olumlu sonuç alınabilmektedir.

Kognitif (Bilişsel) Terapi:

Çocukluğumuzdan beri kendimize kazandırdığımız bazı temel inançlar vardır. Bu temel inançlar tamamen çevremizdeki diğer insanların ve dış dünyanın gerçeklerine bağlıdır. Bu "öz inançları", dışsal dünyayı anlamak, ana tepkiler vermek ve genel bir felsefe geliştirmek için kullanırız. Öz inançlarımızla temel varsayımlar ve tavırlar ortaya koyaruz. Bunlara "aradaki inançlar" denir. Özel olaylar olunca, bizim genel yaşam felsefemiz karışır ve bu olayları izah eden düşünceler ön plana çıkar. Bu düsünceler ve izahlar tepkilerimizi yaratır. Bunlara "otomatik düşünceler" denir.

Kognitif terapi problemli duygu ve davranışlara yol açan bozuk düşünce kalıplarını (otomatik düşünceleri) tespit etmek ve düzeltmek için çalışır. Hayattaki tecrübelerin nasıl yorumlandığının, kişinin duygularını ve davranışlarını o yönde değiştireceğine inanır. Bilinçaltında yada geçmişte yaşanmış eski çatışmalar yerine kişinin şimdiki zamanda olan problemlerine ve semptomlarına yoğunlaşılır.Kognitif Terapi Model'ine göre, duygularimiz ve davranışlarimiz, olayları izah etme tarzımızdan oluşur. Biz olaylardan değil, olaylara bakış açımızdan ve onları görme tarzımızdan etkileniriz.Günlük hayatta yaşanılan tecrübeler sorunun parçası olarak görülür ve terapinin önemli bir parçasıdır.

Bilişsel-Davranış Terapi:

Sağlıksız, negatif inanç ve davranışları tesbit etmek ve sağlıklı, pozitif inanç ve davranışlarla değiştirmek için kullanılır.Kişilerin kendi düşüncelerinin (başka insanların düşünceleri yada çevresel koşullar değil) nasıl yaşamaları gerektiğini belirlediğine inanırlar. İstenmeyen ortam ve çevre koşulları değişmese bile, kişinin olaya bakış açısını ve davranışlarını değiştirebileceğine ve daha pozitif bir yaklaşım geliştirebileceğine inanırlar.

Bilişsel psikoterapiler bilgi işleme modeline dayanır. Bu terapilerde psikolojik sorunlarda bilişsel işlevler üzerinde durulur. Bilişsel işlevle kastedilen şey klinik anlamda kişinin kendisi , çevresi, yaşantıları ve geleceğiyle ilgili algıları, anlamlandırılmaları, yorumları, düşünceleri ve değerlendirmeleridir. Bilişsel yaklaşım temel olarak olayların kendisinden çok algılanma ve yorumlanma tarzına önem verir, bu bağlamda bilişsel süreçler, kişinin olayları algılaması, değerlendirmesi, ardından aralarındaki ilişkiyi saptayarak öngörmesiyle,bireyin değişen ve kişiye zaman zaman engeller çıkaran çevresine uyum yapmasını sağlar.Tedavide danışan kişi ile terapist çeşitli sorunları belirlemek ve anlamak için, iyileşmeyi hedef alan bir işbirliği içinde düşünce, duygu ve davranışlar arasındaki ilişkiler konusunda çalışırlar. Bu yaklaşım genellikle "şimdi ve burada" üzerine, yani o anda güncel olarak kişide sıkıntı yaratan sorunlar üzerine odaklanır.

Davranış terapileri ise, öğrenme ilkelerinin davranış bozukluklarının analiz ve tedavilerine sistematik bir biçimde uygulanışıdır.
Davranışçı yaklaşım, temelde “semptom” adı verilen “hedef uyumsuz davranış”ı doğrudan değiştirmeye yönelik bir tedavi yöntemidir. Uygulamada hedef uyumsuz davranışların sıklığı, şiddeti ve bireyin yaşam alanlarında oluşturduğu kısıtlamalar tedavinin başlangıcında danışan ile birlikte değerlendirilir. Terapi oturumları sırasında elde edilen bilgilerin beceriye dönüşmesi ve yaşama geçirilmesi amacıyla danışanını oturumlar arasında yürüttüğü aktivitelere “ev ödevleri” adı verilir. Ev ödevleri, etkili tedavinin hiç değişmeyen elemanlarından biridir .

Kognitif (Bilişsel)

Davranışçı Terapilerin yelpazenin bir ucu bilişsel( kognitif) ,diğer ucu da davranışçı geleneğe yaklaşmaktadır. Sorun çözmeye yönelik, kısa süreli, ekonomik yaklaşımlardır. Yalnızca tedavide değil, rahatsızlıkların önlenmesinde de kullanılabilirler. Etkili tedavi için iyi bir terapötik ilişki ve işbirliği gerekir.

Diyalektik Davranış Terapisi :

Bilişsel-Davranış Terapisinin değişik bir biçimi olan bu terapi çeşidinin amacı, stres ile mücadele edebilmesi, duygularını sakinleştirebilmesi ve başkaları ile olan ilişkilerini geliştirebilmesi için kişileri eğitmektir. Bu terapi özellikle intihar eğilimi olan Borderline Kişilik Bozukluğuna sahip kişiler için ortaya çıkmıştır. Fakat Yeme Bozukluğu yada Madde Bağımlılığı gibi sorunları olan hastalara da başarı ile uygulanmaktadır. Diyalektik Davranış Terapisi, filozofide diyalektik olarak bahsedilen bir olaydan gelmektedir; Bir birine zıt gibi görünen iki kavramın yada fikrin karşılıklı uygulanması sonucunda dengeli bir çözüm bulmak için çalışılması. Örneğin kişi kendini olduğu gibi kabul etmesi gerektiğini öğrenir ama bunu başarabilmek için aynı zamanda düşüncelerinde ve davranışlarında değişiklikler yapar.

Sistematik Duyarsızlaştırma Terapisi:

Davranış terapisinin bir çeşidi olan bu terapi tipi, kişiyi korktuğu yada rahatsız olduğu bir olay ile özellikle yüzleştirmeye çalışır. Bu terapi yöntemi genelde Obsesif-kompulsif kişilik bozukluğu olan kişiler yada Travma sonrası stres problemi olanlar için faydalıdır. Hastalar, kontrol altında tutulan koşullar içinde, obsesif duyguları canlandıran yada travmatik tepkileri yaratan olaylarla, cisimlerle yada varlıklarla yüzleştirilirler.

Sorun Çözme Terapisi:

Sorun çözme terapisi bilişsel-davranışçı bir psikoterapi yaklaşımıdır. Sorun çözme terapisi (SÇT), danışana günlük hayatta karşılaştığı problemler veya sorun durumları, etkin bir biçimde çözebilmesi için gerekli bilgi ve becerileri kazandırmayı amaçlayan sağaltımsal bir yöntemdir. Ana amacı, insanlara karşılaştıkları sorunlar karşısında nasıl bir yaklaşım sergilemeleri gerektiğini ve problemleri çözüme kavuşturmak için izlenecek yol ve stratejileri öğretmektir. Bu şekliyle SÇT, hem sorunların yol açtığı ruhsal sıkıntıları tedavi etmeyi hem de önlemeyi hedefler.

Dışavurumcu Sanat Terapisi:

Duygu ve düşüncelerini ifade etmekte zorlanan insanların yaratıcı yöntemler kullanarak bu sorunu aşmalarını hedefler. Sanat Terapisi kişinin kendine olan güvenini arttırmasını, travmatik tecrübeler ve semptomlarla baş etmesini ve pozitif değişimlerin gelişmesini sağlayabilir. Bu terapi sanat, dans, hareket, tiyatro, müzik ve şiir gibi değişik sanatsal aktiviteleri kapsar.

Kişiler Arasi Terapi:

Bu yöntem, kişinin başka insanlar ile olan ilişkilerine yoğunlaşır. Terapinin amacı kişinin ilişki kurmaktaki yeteneklerini geliştirmektir (aile, arkadaşlar ve iş arkadaşları ile iletişim yetenekleri). Bu terapi ile kişi başkaları ile olan iletişimini nasıl değerlendirmesi gerektiğini ve ilişkilerde yaşadığı problemleri aşmak için ne tür stratejiler geliştirmesi gerektiğini öğrenir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp