Kronik glomerulonefrit

Kronik glomerulonefrit :

Glomerül hastalıklarının değişik şekillerini tartıştıktan sonra bunların şansız sonuçlarından birine kronik glornerül hastalıklarına dönebiliriz. Bunlar; önceden glomerüler inflamatuar zedelenme olup olmamasına bakmaksızın bazıları tarafından kronik glomerülonefrit olarak da isimlendirilebilir. Kronik böbrek yetmezliği olarak bulgu veren son evre böbrek hastalığının en önemli sebebidir.

Kronik hemodiyaliz ya da böbrek transplantasyonu gereken tüm bireylerin %30-50'si kronik GN tanısına sahiptir. Kronik GN saptandığı zaman glomerül değişiklikleri özgün lezyonun niteliği anlaşılarnayacak kadar ilerlemiş-tir. Bu olasılıkla bir grup hastalığın son dönemidir; bunlar arasında göze çarpanlar; CrGN, FSG, MN, IgA nefropati ve MPGN‘ dir. Olguların muhtemelen %20'sinin semptomatik böbrek hastalığı ya da böbrek hastalığı hikâyesi olmaksızın ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Her ne kadar kronik GN herhangi bir yaşta gelişebilirse de, genellikle başlangıcı genç ve orta yaş erişkinlerdir.

Morfoloji

Klasik olarak böbrekler, iki taraflı olarak büzülmüş, yüzeyleri kırmızı kahve renkte ve diffüz granüller görünümdedir. Mikroskobik olarak, tüm olgularda ortak özellik glomerüllerin ve Bowman aralığının ilerlemiş nedbeleşmesidir, bu bazen glomerüllerin tamamını ortadan kaldırmakta ya da hyalinizasyona kadar ilerleyebilmektedir (14-13) Glomerüllerde obliterasyona kadar giden hyalinizasyon tüm olguların son dönemini temsil etmektedir ve bu böbreklerde erken lezyonun niteliğini belirlemek olanaksızdır.

Peritübüler kapiller ağın bölümlerinin azalması ve kaybı sonucu korteksteki birçok tubulusta düzensizlik ve atrofi ile birlikte belirgin interstisyel fibrozis görülür. Küçük ve orta çaplı arterler genellikle hipertansiyona sekonder kalın duvarlıdır ve lümenleri daralmıştır. Fibrotik interstisyel dokuda lenfositçik (ve nadiren plazma hücre) infiltrasyon bulunur. Tüm yapılarda zedelenme ilerledikçe birincil lezyonun glomerüler, vasküler ya da interstisyel olup olmadığını anlamak zorlaşır. Bundan dolayı, böyle belirgin zedelenmiş böbrekler "son evre böbrekler" olarak adlandırılır.

Klinik Gidiş

Kronik GN sıklıkla sinsi gelişir ve ancak geç dönemde böbrek yetmezliği geliştikten sonra hastalık saptanır. Böbrek hastalığından, ilk olarak sıklıkla rutin tıbbi incelemelerde proteinüri, hipertansiyon ya da azot eminin saptanması ile kuşkulanılmaktadır. Bazı hastalarda klinik gidiş nefritik ya da Nefrotik sendrom geçici atakları ile seyretmektedir. Bu hastalardan bazıları ödemleri nedeni ile tıbbi yönden dikkati çeker. Glomerüllerde obliterasyon başladıkça protein kaybı için gerekli yol giderek kapanmakta ve böylece ilerlemiş hastalıkla birlikte Nefrotik sendrom olasılığı da azalmaktadır. Yine de tüm olgularda bir miktar proteinüri mevcuttur. Hipertansiyon oldukça sıktır ve etkileri klinik tabloda ön plana geçebilir. Mikro kolik hematüri çoğunlukla mevcut olup, makroskopik hematüri ilk değildir.

Tada i edilmez e hatalığın prognozu kötüdür; kesintisiz üremiye gidi ve ölüm kuraldır. Bu ilerlemenin hızı oldukça değişkendir. İlk semptomların ortaya kışı ile terminal böbrek yetmezliği arasında 10 yıl veya daha fazla zaman bulunabilir. Ancak böbrek diyalizi ve böbrek transplantasyonu bu gidişi değiştirmekte ve uzun süreli yaşarca olanak sağlamaktadır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp