Konfüzyon Mental
Konfüzyon Mental : Esası bilinç bozukluğu, karışıklık olan bir psikozdur. Bilinçli hal deyince uyanıklık hali anlaşılır. Bilinç, kişinin psişik veya somatik bir bütün olarak kendinden, düşüncelerinden etrafında olup bitenlerden doğru bir şekilde haberdar olması halidir.
Gerçekte bilinçli olmak bir şey hakkında bilinçli olmayı ifade eder. Bilincin veya haberdarlık halinin çeşitli dereceleri vardır:
1) Kişinin psişik ve fizik uyarılara reaksiyon gösterebildiği, kendinden ve etrafından doğru bir şekilde haberdar olduğu normal hal,
2) Uyku hali, uyandırabilen gayrı faal hal,
3) Şahsın derin bir uykuda göründüğü, bilinçli hale tekrar getirilemediği koma,
4) Diğer bir hal grubu; burada hasta uyanık ve faal olabilir, fakat tam uyanık olmadığına dair bazı belirtiler vardır. Yaptıklarının farkında değildir veya farkında olsa da sonradan hatırlamaz. Bazen başka kişiliğe bürünür veya bir şaşkınlık içerisindedir. îşte konfüzyon mental budur.
Kişinin gösterdiği bilinç bozukluğu, şaşkınlık, psişik fonksiyonlarındaki karışıklık, sislenme hali bu hastalığın temelini oluşturmaktadır.Bu sendromu ilk kez Delasiauve (1851) tanımlamış ve konfüzyon mental diye isimlendirmiştir. Meyııert (1881).
Venvirtheit (şaşkınlık) kelimesini kullanarak bu hastalığı tanımlamış, amentia diye, isimlendirmiştir. Chaslin (1895) mani melenkoli gibi bir de primerkonfüzyon mentali kabul etmiştir. Régis (1895) konfüzyonun bir hastalık olmadığını, hemen daima enfeksiyöz veya toksik orjinli olduğunu ileri sürerek, bu sendromun bazı şekillerinin rüyâya benzer bir delir (délire onirique veya onirisme) ile beraber olduğu üzerinde durmuştur. Böylece konfüzyon mental psikiyatride tanınmıştır.
Bu sendromda kişinin bütün psişik faaliyetleri akut bir şekilde bozulmaktadır. Ve hemen bütün sendromlarda olduğu gibi, bunun da bir idiopatik ve bir de semptomatik iki şekli vardır. Semptömatik şekilde çeşitli sebepler söz konusudur. Bunlar, beyin metabolizmasını bozarak veya yarattıklar serebral lezyonlarla psişik karışıklıklara yol açabilirler. Enfeksiyöz, toksik, besinsel, endok- rinien, tümöral, travmatik sebepler bu tabloyu ortaya çıkarabilir, ayrıca büyük heyecan şokları gibi psişik etkenler de patojenisinde rol oynar.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
