Kişinin Kendisini Kuramlaştırması

Kişinin Kendisini Kuramlaştırması : Kendini algılama kuramı, bir kişide iki benlik portresi çizer. Bunlardan biri denek-benlik, diğeri psikolog-benliktir. Denek-benlik davranışta bulunur, psikolog-benlik ise davranışı yorumlamaya ya da açıklamaya çalışır ve bunu yaparken sezgisel bir bilimcinin eğilimlerini açığa vurur ve aynı türden hatalar yapar. Hilgard’ın neodissosiasyon hipnoz kuramım tartıştığımız 6. bölümde benzer bir fikirle karşılaştık. Bu kurama göre, bir “gizli gözlemci”, hipnoz sırasında deneğin algıladığını bilinçli olarak fark etmediği olaylan da kapsayan bir zihinsel yapı vardır.Nöropsikoloji araştırmaları gözleyen ve gözlemlenen benlik kavramının basit bir meta- fordan daha fazla olabileceğini öne sürmektedir. 2. bölümde beyinlerinin iki yarıküresinin tıbbi nedenlerle cerrahi olarak ayrıldığı hastalar üzerine yapılan araştırmalardan söz ettik. Beyindeki dil alanı sol yarıkürede bulunduğu için, bu türden hastalar sağ serebral yanküreye gönderilen görsel uyarıcıları sözlü olarak betimleyemezler. Daha sonraki deneyler, beynin diğer bölümlerinde oluşan duygu ve davranışları anlamaya çalışan bir “sol beyinyorumcusu”nun var olduğunu göstermiştir.

Gazzaniga’nın yaptığı deneylerden birinde, bir tavuk pençesi görüntüsü aynk beyinli hastanın sol beyin yarıküresine verilirken, bir kar manzarası da sağ yarıküresine verildi. Bu koşullarda sol yanküre kar manzarasını kaydetmez. Daha sonra hastaya bir dizi resim gösterildi ve daha önce verilen resimlerle bağlantılı olan resimleri seçmesi istendi. Doğru bağlantılar, kuşkusuz, tavuk pençesi için bir tavuğun, kar manzarası için de bir kar küreğinin resmi olacaktı. Hasta, kar küreğini sol eliyle (sağ yanküre tarafından kontrol edilen), tavuğu da sağ eliyle işaret ederek doğru resimleri seçti. Neden bu parçalan seçtiği sorulduğunda, şu karşılığı verdi: “Çok basit. Tavuk pençesi tavuğa denk düşer ve tavuk pisliğini temizlemek için de kürek gerekir.” Sol beyin yorumcusu -kar manzarasından habersiz olan, ancak elinin kürek resmini seçtiğini görerek- davranışı açıklamak için uygun bir kuram oluşturmuştur.Bir başka deneyde, “Gül” yazılı komut hastanın sağ yarıküresine verildi. Hasta güldü ve neden güldüğü sorulduğunda şu yanıtı verdi: “Sizin çocuklar her ay buraya gelip bizi test ediyorlar. Böylece geçinip gidiyorlar.” Bir başka hastanın sağ yanküresine “Yürü” emri verildiğinde, hasta ayağa kalkıp dışanya yöneldi. Nereye gittiği sorulduğunda, bir kola almaya karar verdiğini açıkladı.Duygularımızı anlamanın da bir sol beyin yorumcusunu gerektirdiği görülür. Bir deneyde, aynk beyinli bir hastanın sağ yarıküresine bir kişinin diğerini ateşe atışını gösteren bir film gösterildi. Beklendiği gibi, hasta gördüğü şeyi betimleyemedi, ancak bir tür ürküntü ve irkilme duygusuna kapıldığını söyledi. Daha sonra bir arkadaşına şöyle dedi: “Dr. Gazzaniga’yı sevdiğimi sanıyorum ama şimdi bir nedenden ötürü ondan korkuyorum.” Duygunun kaynağına ilişkin bilgiyi reddeden sol beyin yorumcusu, hissettiği duygusal durumu açıklamak için uygun bir kuram oluştumuıştu.

Genelde insanlardan seçimlerini, davranışlarını ve duygusal durumlarını betimlemeleri istendiğinde, uygun gördükleri nedenleri öne sürme -bu nedenler geçerli olmasa da- ve uygun görmedikleri gerçek nedenleri göz ardı etme eğilimi gösterirler Örneğin,çeşitli araştırmalarda kişilere ruhsal durumlarını ve bu durumlan etkileyen etkenleri (haftanın hangi günü olduğu, hava durumu, ne kadar uyudukla günlük olarak kaydetmeleri istendi. Her araştırmanın sonunda, deneklerden bu etkenlerin her birinin ruhsal durumlarını ne kadar etkilemiş olduğunu belirlemeleri istendi. Bir etkenin ne kadar önemli olduğuna ilişkin algılan ile o etkenin ruhsal durumlanyla nasıl ilişkili olduğuna ilişkin algılan arasında çok az ilişki vardı. Aslında kişiler, haftanın belirli bir gününün ya da hava durumunun ruh hallerine ilişkin nasıl bilgi verdiğini değerlendirmek bakımından, kendilerinden yalnızca uygun sezgisel değerlendirmeler yapmalan istenen yabancılardan daha iyi değildiler .

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp