Bilişsel Kuram

Bilişsel Kuram : Abramson ve meslektaşları (1978) tarafından önerilen değiştirilmiş bir öğrenilmiş çaresizlik kuramı, insanlann önemli olaylara atfettikleri özelliklerle ya da bu olaylar hakkında yaptıklan neden-sonuç açıklamalanyla ilgili bir kişilik tipi üzerinde yoğunlaşır. Bu araştırmacılar, insanlar olumsuz olaylan kendileri için içsel olan (“bu benim hatam”), zaman içinde istikrar kazanan (“sonsuza dek sürecek”) ve yaşamın birçok alanını etkileyen (“her şeyimi etkileyecek”) nedenlere atfettikleri zaman, olumsuz olaylara çaresiz, depresyonlu bir tepki göstermelerinin büyük bir olasılık taşıdığını öne sürerler.

Örneğin, eşi tarafından terk edilen bir kişi, evliliğinin bozulmasını kendi “kötü” kişiliğine bağlarsa (içsel, istikrarlı ve her şeyi kapsayan bir atıf), kendine saygısını kaybetme ve gelecek ilişkilerin de başansız olacağını bekleme eğilimi gösterir. Ayrıca, düşük güdülenme, edilgenlik ve üzüntü gösterecektir. Tam tersine daha az kötümser bir yorum yaparsa, örneğin evlilikteki başansızlığı kendisiyle kansı arasındaki anlaşmazlığa bağlarsa kendine saygısını ve gelecek güdülenmesini sürdürme eğilimi gösterecektir.

Weiner, 1972).Abramson ve meslektaşlan, insanlann yaşam- lanndaki olaylara atfettikleri özelliklerin tutarlı olduğunu öne sürerler. Buna atfetme tarzları denir ve bu tarzlar insanlann olaylan stres etkeni olarak değerlendirme ve zor olaylar karşısında çaresiz, depresif tepkiler geliştirme derecelerini etkiler. Bu kuramı destekleyen birçok araştırma vardır (Peterson ve Seligman, 1984). Bir araştırmada, öğrencilerin bir yanyıl sınavına girmeden birkaç hafta önceki atfetme tarzlan değerlendirildi. Öğrencilere, sınavdan hemen önce, ala- caklan hangi notun kendilerini başarısız say-malanna yol açacağı, hangi notun kendilerini memnun edeceği soruldu. Araştırmacılar, öğrencilerin sınavdan çıktıktan sonraki üzüntü ve depresyon düzeylerini ölçtüler. Kendi standartlarının altında not alan öğrenciler arasında kötümser atfetme tarzlan olanlar daha iyimser atfetme tarzlan olanlara kıyasla önemli ölçüde daha fazla depresyon içindeydi (Metalsky, Hal- berstadt ve Abramson, 1987).Kötümser bir atfetme tarzı, fiziksel hastalıkla da bağlantılıdır (Peterson, Seligman ve Vaillant, 1988; Peterson ve Seligman, 1087).

Daha kötümser atfetme tarzlan olan öğrenciler, iyimser atfetme tarzlan olan öğrencilere kıyasla daha çok hastalandıklarını ve okulun revirini daha sık ziyaret ettiklerini bildirmişlerdir. Harvard’ın 1939-1940 mezunlan üzerinde 35 yıl süren bir araştırmada, 25 yaşındayken kötümser atfetme tarzı olan erkeklerin, sonraki yıllarda, daha i- yimser atfetme tarzı olan erkeklere kıyasla fiziksel hastalık geliştirmeleri olasılığının daha fazla olduğu görüldü. Atfetme tarzı sağlığı nasıl etkiler? Kesin olarak bilemiyoruz. Kötümser atfetme tarzı olan insanlar, yaşamlan üzerinde çok az denetimleri olduğunu hissetme eğilimindedirler ve daha önce belirtildiği gibi, denetlenemez- lik algılan düşük bağışıklık sistemiyle bağlantılı olmuştur. Taylor ve meslektaşlarının (1992) yap- tıklan bir araştırma, kötümser bir bakışın kişileri sağlıksız davranışlara yönelterek sağlığı bozabileceğini öne sürer.

Bu araştırmanın odağı eşcinsel erkeklerdir. Bunların bazılan AIDS’e neden olan virüsü taşımaktaydılar (yani, HIV-pozitif idüer) ve bazılarının böyle bir sorunu yoktu (HIV-nega- tif idüer). Araştırmacılar HIV-pozitif ve HIV-negatif erkekler arasında, kötümser ve kaderci olanların, uygun bir diyet uygulamak, yeterince uyumak ve egzersiz yapmak gibi sağlıklı davranıştan daha az benimsediklerini buldular. Bu, özellikle HIV-pozitif erkekler için önemlidir, çünkü bu davranışlan sürdürmek AIDS geliştinne riskini azaltabilir. Demek ki, kötümser bir bakış doğrudan bağışıklık sisteminin işlevini azaltarak ya da dolaylı biçimde kişinin daha sağlıklı olmayı sağlayan davranışlan sürdürme eğilimini azaltarak sağlığı etkileyebüir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp