Prof. Dr. Canan Karatay Doğal Olmayan Sıvı Yağların Özellikleri

Prof. Dr. Canan Karatay Doğal Olmayan Sıvı Yağların Özellikleri : Doğal olmayan, dayanıklı kılınmış sıvı yağlar kısa süre içinde bozulmazlar. Acı tat almadan, uzun süre evlerde veya market raflarında saklanabilirler. Bu nedenle fazla miktarlarda üretilip, toptan olarak satın alınıp, sorun çıkarmadan saklanmaları mümkündür. Bu tip sıvı bitkisel yağlarla hazırlanan hazır yiyeceklere, ayrıca damak tadı ve kullanımını artırmak amacı ile gizli meyve şekeri (fruktoz), kimyasal güzel kokular, çeşitli yiyecek boyaları ve doğal olmayan katkı maddeleri de eklenmektedir.Trans yağların kimyasal formülü, plastiğin kimyasal formülüne çok yakındır. Mısırözü ya da ayçiçeği yağları açıkta uzun süre bırakıldıkları zaman, bu yağların bozulmadığına, fakat yağ şişelerinin dibinde kalın plastik bir tabaka oluştuğuna hepimiz şahit olmuşuzdur.

Bol miktarda trans yağ içeren margarinler de, uzun süre açıkta kaldıkları zaman kolay kolay bozulmazlar ve hiçbir şekilde üzerlerine sinek konmaz ve börtü böcek gelmez. Modern hayatımızda, fabrikalarda üretilen ve aşırı miktarda (bilerek ya da bilmeyerek) tükettiğimiz trans yağları kullanmaya, hiçbir canlı organizma programlanmamıştır. Bu nedenle sağlığımıza asıl zarar veren, kilo aldırıp her türlü hastalığı başlatan yağlar, fabrikalarda birçok işlem sonucu üretilen, doğal olmayan ve plastiğe benzeyen trans yağlar ve bu yağların aşırı miktarda tüketilmeleridir.

Bu sebeple son 100 yıl içinde kronik ve dejeneratif hastalıklar artmıştır ve de artmaya devam etmektedir. ABD’nin en ünlü kalp uzmanı Dr. Dudley White, “1921 yılında kardiyolog olarak çalışmaya başladım ve 1928 yılına kadar bir tek miyo- kard infarktüs vakası görmedim” demiştir. Miyokard infarktüsü görülmeyen o yıllarda bütün halk, yağ olarak doğal tereyağı, hayvansal iç yağları ve zeytinyağı ile besleniyordu. Bitkisel sıvı yağlar henüz keşfedilmemiş, mutfak ve küçük bakkal raflarında ucuz ve sağlıklı oldukları gerekçesi ile tereyağı ve zeytinyağının yerlerini almamışlardı. Geçen asrın başı olan 1900’lü yıllarda kanser vakalarının da hiç görülmediği bilimsel yayınlarda bildirilmektedir.Özetle trans yağların oluşum şekillerini şöyle sıralayabiliriz:

• Mısırözü ve ayçiçeği yağı gibi bitkisel sıvı yağların fabrikalarda tam ya da yarı katılaştırılmaları, yani margarin haline dönüştürülmeleri sırasında sağlıklı olmayan trans yağlar oluşmaktadır.

• Bitkisel yağların rafine edilmeleri sırasında da trans yağlar oluşmaktadır.

• Bitkisel yağların açıkta bırakılmaları, ışık, hava ve oksijen ile uzun süre temas etmeleri sonucu acımaları ile de trans yağlar oluşur.

• Yemeklerin yüksek ısıda pişirilmeleri ve kızartmalar sırasında, yağların ve yemeklerin yanması sonucu aşırı miktarda trans yağlar oluşmaktadır.

• Bütün yiyecek ve içeceklerin işlenmeleri sırasında da trans yağlar oluşur.

Yaygın şekilde tükettiğimiz trans yağlar vücudumuza nasıl zarar verir?

Trans yağlar vücudumuza iki şekilde zarar verir:

1. Öncelikle bir organizmaya girdikleri zaman, her türlü hücresel ve kimyasal (histobiyokimyasal) bozuklukları başlatan serbest oksijen radikallerinin artmasına neden olurlar.

2. Hücre zarlarında sağlıklı ve gerekli olan, Omega-3 ve Omega-6 yağlarının yerini işgal ederler. Bu nedenle de doğal olarak aldığımız Omega-3 ve Omega-6 yağlarının hücre zarlarına girmelerini engellerler. Hücre zarları ve hücrelerin normal işlevleri bu şekilde engellenmiş olur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp