Canan Karatay Kalbini Krize Sokma!

Cevap:Kan şekeri yüksekliği, kalp adalesi olan miyokardı aynen alkol gibi tahrip eder. Elizabeth Selvin ve arkadaşlarının yürütmüş olduğu bir çalışma, önemli bir şeker hastalıkları dergisi olan Diabetes Çare’da yayınlanmıştır.Bu çalışmada Elizabeth Selvin ve arkadaşları, kan şekeri yüksekliği de dediğimiz hiperglisemi ve diyabetin birbirine bağlı olmaksızın kalp krizini ve koroner arter hastalığını tetiklediğini bildirmişlerdir. Diyabet hastalarında, kalp krizinin ve koroner kalp hastalığının, damar sertliği yani ateroskleroz sonucu değil de, birbirinden bağımsız bir şekilde insülin hormonu ve kan şeker yüksekliğine bağlı olduğunu bildirmişlerdir.İsveç Karolinska Enstitüsü’nde yapılan bir çalışmada da, kan insülin ve şeker düzeyleri yükseldikçe, damar içlerindeki plakların kararsız plaklar haline dönüşerek tehlikeli oldukları bildirilmiştir.Kalp adalesi, vücudumuzda enerjiyi en çok kullanan yani enerjiye en çok ihtiyacı olan organlarımızdan biridir. Ancak kalp adalemiz, kan şekerimizi değil de kan yağlarımızı enerji olarak kullanmaya programlanmıştır. Bunun nedeni, vücudumuzda şekerin karaciğer ve adalelerimizde glikojen olarak az miktarda depo edilebilmesidir.Gece gündüz sürekli enerjiye ihtiyacı olan bir organın, dışa bağımlı olarak karbonhidrat ve şeker tüketimine dayalı bir şekilde enerji kaynağı beklemesi, bu organ için tehlike arz eder! 12 saat süren bir uyku sırasında, kalbin çalışması için dışarıdan enerji kaynağı beklemek, doğaya aykırıdır! Bu nedenle, bir yaşam sigortası ve güvencesi olarak, kalbimiz her daim enerjisini yağlardan almaktadır.Bütün sağlıklı yağlar kalbimizin gücü ve kuvvetidir, düzenli ve tam çalışması için yaşam güvencesidir.

Dikkat:

1. Şimdiye kadar olan bölümlerde anlattığımız gibi, kan şekerimizi hızla yükselten yüksek glisemik indeksli yiyeceklerin, karaciğer yağlanmasına neden oldukları için, sağlığımıza ne kadar zararlı oldukları bilimsel çalışmalarla bildirilmiştir.

2. Günümüzde miktar kısıtlaması yapmadan meyve sularının birçok hastaya ve sağlıklı kişiye, özellikle çocuk ve gençlere sık sık ve bol bol tüketmelerinin önerildiğini görüyoruz. Oysa ABDde 2012 yılı içinde, gerek New York gerekse California eyaletlerinde şekerli içeceklere yasak getirilmesi için kanun teklifleri verildi ve şekerli içeceklerin tüketilmemesi için yaygın biçimde kampanyalar başlatıldı.

3. California Üniversitesi Çocuk Hastalıkları Bölümünde endokrinoloji profesörü olan Robert Lustig, Şubat 2012de, şekerli içeceklerin, çocukların ve halkın sağlığını bozduğunu, obezite ve diyabet hastalığının temel nedeninin de FRÜKTOZ olduğunu belirterek, bu içeceklerin yasaklanması için kanun teklifi vermiştir.Prof. Lusting ayrıca, ABDde yayın yapan CBSNEWS televizyonunun ünlü “60 Minutes” (60 dakika) programında şunları söylemiştir: “Meyve şekeri früktoz, yalnız kilo alma ile ilgili bir problem yaratmaz. Birçok bilimsel araştırma, früktozun karaciğerin alkole bağlı olmayan yağlanmasını başlatarak birçok kronik dejeneratif hastalığa da neden olduğunu göstermektedir.”

4. BİRÇOK BİLİMSEL ARAŞTIRMA, MEYVE ŞEKERİ OLAN FRÜKTOZUN, YAYGIN OLARAK KULLANILAN SOFRA ŞEKERİ OLAN SÜKROZDAN, KARACİĞER İÇİN YEDİ KAT DAHA ZARARLI OLDUĞUNU ORTAYA KOYMUŞTUR.

California Üniversitesinden bilim insanları, ilginç bir araştırma yürütmüştür. Araştırmacılar, 33 aşırı kilolu ve obez yetişkin deneğin bir kısmına meyve şekeri olan saf früktoz, geri kalan kısmına da yalnız glikoz vermiştir. Yalnız früktoz ile beslenen kişilerde, karaciğer ve göbek yağlanmasının geliştiği, göbek çevresinin genişlediği gözlemlenmiştir. Glikoz ile beslenen grupta ise bu değişikliklerin daha az oranda görüldüğü bildirilmiştir.Aşırı miktarda meyve, sebze ve meyve suyu tüketen kadınlarda diyabet riskinin arttığı da ayrıca bildirilmiştir.

Erkeklerde de şeker ve suni tatlandırıcı içeren içeceklerin diyabet riskini artırdığı Şekerli içecekler, likit kalori ya da likit karbonhidrat olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, şekerli içeceklerin metabolik sendrom ve diyabet riskini artırdığı birçok bilimsel araştırma ile kanıtlanmıştır.Ayrıca, laboratuarlarda yapılan araştırmalarda, deney hayvanlarına, insülin direnci ve tansiyon yüksekliği yani hipertansiyon geliştirebilme amacıyla bol bol früktozlu içecekler verilmektedir.