vitaminler ve bulunduğu besinler

Elli yaşlarında bulunan bir iş adamı, sıhha inin çok iyi olmasından iftiharla bahsederek bunu vitaminlere borçlu olduğunu söylüyor.Vitaminlersayesinde günde onbeş saat çalışabiliyorum ve hiç hasta olmuyorum ...» diyordu. Günün birin de, bu adamcağız soğuk algınlığından yatağa düştü ve hiçbir vitamin almaz oldu. Çünkü artık vitaminlere karşı prestiji azalmıştı. Bu iş adamının sıhhatini öteden beri almış olduğu vitaminlere borçlu olduğunda şüpheliyim, Devamlı olarak vitamin alan insanlar ve bunun üzerine düşenler, yeteri kadar uyurlar, besin alırlar ve yürüyüşler yaparlarsa, kendilerini çok iyi hissederler. Oysa ki, bu gibiler, sıhhatlerini vitaminlere borçlu olduklarını söylemekle kendi kendilerini kandırmış oluyorlar. Bazıları da vitaminlerin yirminci asrın mucizesi olduğunu söyleyerek daha ileri gitmiş oluyor. Evet, vitaminlerin olumlu etkileri vardır. Fa kat bu, onları yerinde kullanmakla olur. Rejimlerde, nekahetlerde ve ameliyatlardan sonra kullanılırsa çok iyi etkileri vardır. Aksi takdirde vitamin kullanmak, para sarf etmek ve zaman kaybetmekten başka bir şey değildir. Ölçülü ve iyi besin alan insanlar için vitamine hiç de lüzum yoktur. Fakat Asya memleketlerinde olduğu gibi aylarca pirinç yiyenler için vitamin almak çok gereklidir. Vitaminlerin asıl menşei besinler olduğuna göre, çeşitli besinler almakla vitamin ihtiyacımızı temin eder ve ayrıca eczanelerden bir sürü para verip de vitamin almaya lüzum görmeyiz, Vitaminler insanı sıhhatli ve ayakta tutmadığına göre neden para harcamalı ve boşu boşuna vitamine dayanmalı? 1897 yılında Hollandalı Christian Eijkman. dalarında yaptığı incelemelerinde, bir beş usurundan olan Beriberi hastalığını soydu. Eğer hayvanlar üzerinde bir deney ve bunlara kabuksuz pirine verilirse in cine benziyen bir Beriberi hastalığı meydana bu hayvanlara yalnız birine verilirse beri ımazlar. Çünkü cilalanmış yani kabuğu soyulan birine Bl1 vitamininden mahrumdur. . B1 vitamini, yalnız pirincin kabuğunda ur. Bundan sonra yapılan bir sürü deney insan ve hayvanlarda meydana çıkan ciddi alıkların besin noksanlarından ileri geldiği anmıştır. İşte hayat için gerekli ve bilinmeyen saslı maddelere 1920 yılında vitamin adı ve bu ayrılan her madde bir harfle adlandı- Keşif sırasına göre bunlara A, B, C, D, E vitaminleri adları verildi. Bu keşfedilen vitamin e bir akrabalığı görülenlerin harflerine birer takıldı. Böylece bunlara B1, B12, B6 adla verildi. Vitaminler 1930 yılından sonra halk tarafından tanınmağa ve kullanılmağa başladı. Halk tarafından kullanılan bu vitaminler ilk zamanlar çok pahalı idi. Fakat rekabet ve fazla istihsal ebiyle vitaminler halen eczanelerin en ucuzları arasındadır. Bilinmiyor Maalesef halkımız, az miktarda da olsa bu vitaminlerin yediğimiz besinler içinde bulunduğu- .i bilmekten uzaktır. Eğer bir insan, bazı vitaminlerden mahrum kalırsa ancak aylarca sonra hastalık belirtileri meydana çıkar. Bu ilaçlara verilen para, vitaminleri havi besinlere verilen paradan fazladır. Fakat bir taraftan bu vitaminleri eczanelerden temin etmek zorundayız, çünkü be sinlerin bir çoğu kış aylarında, kurutulmuş konserve, olmuş ve dondurulmuş olarak yendiğinden vitaminlerini kaybederler. Bugün vitaminlerin o kadar geniş kullanış sahası var ki cinsel kudreti tamir etmekten tutunuz da, cildi tazeleştirmeğe kadar gider.İIk zamanlarda Amerika'da vitaminlerin faydaları hakkında o kadar reklam yapılmıştır ki, melankoliden, mide hastalıklarının iyileşmesinden tutunuz da kadın göğüslerinin düşüklüğüne iyi geldiği bile söylenmiştir. Vitaminlerin Zararı Var mıdır? Vitamin hapları fazla alınırsa acaba vücuda bir zararı olur mu? Vitaminler çocuklara verildiği gibi, büyüklere de verilir. Fakat bunları içmek ve kullanmak ancak bir hekimin nezareti altında olmalıdır. Çocukların büyüme çağlarında bazı vitaminlere şiddetle ihtiyaçları vardır. Büyüklerde ise hastalıklar dan ve sıkı perhizlerden sonra vitaminler verilir. On sekiz ile altmış beş yaşları arasında nadir olarak fazla vitamin almanın zararları ispat ediIememiş ise de fazla A ve D vitamini almakta tedbirli olmalıdır. Vitaminlerin insan vücudunda asıl ödevi bilinmiyorsa da, kimyevi katalizör ödevi gördükleri nazariyesi hakimdir. Yani protein, yağ ve karbonhidratlar, vitaminler aracı ile vücuda daha faydalı olurlar ve fazlası vücuttan çıkar gider. Vitaminlere ihtiyacı olursa doktorunuza baş vurunuz. Vitamin gerçekten ihtiyacınız varsa, doktor muayene tedavisine de ihtiyacınız var demektir.Korkak ve ddetli bir hayvanın bağırsak hareketleri ve midesinde sindirilmemiş besinler bulunur. clar da öyle değil midir? Sofrada çocuğunuzu dırırsanız, gider musluğun içine kusar ve neşeli olanlarda asabi hazımsızlıklar çok görüIür. Mutlu bir insan birdenbire mide ra- .:lığından şikayet ederse, işi ciddiye almalı ve sen dahil, bütün teşhis vasıtalarına başvur Pek çoğumuz yemek yemede çok acele eder' Bazıları, lokantaya oturdukları zaman sanki s dalye ateş üzerindeymiş gibi acele acele yerle Yemek yemenin de bir sanatı vardır. Yemek, sü kunetle, acele etmeden, sakin bi ratmosfer için yenmelidir. Çekici bir sofrada ve neşeli bir çev rede yenilen yemeğin sindirimi daha kolay ol Kahvaltı yapalı daha iki saat geçmeden bir gezir. tide öğle yemeğine başlamak, oburluktan başka b' şey değildir. Acele yenen yemeklerin sonu hazım sızlıktır. Çünkü acele yenince hazım zorlaşır sonunda mide bölgesinde ağrı olur, gaz topl ve hazımsızlık belirtileri başlar. Eğer yemek y rnek için yeteri kadar zamanınız yoksa hiç yeme yemeyiniz. Yalnız bir bardak süt veya meyva su yu içmekle yetininiz. Rahat ve huzur içinde yemek yemeği niniz. Böyle olursa kendinizi daha iyi hissedece ve yaşamadan daha çok zevk alacaksınız. Sinirli bir hastam vardı; çoğunlukla asabt hazımsızlık belirtileri gösterirdi. Bu belirtiler şun lardı: Gaz, midede dolgunluk hissi, devamlı geğirme ve ara sıra gelen şiddetli mide sancıları. Bağırsak yolu dahil olduğu halde, sindirim sympatik ve para-sympatik sinir sisteminin etkisi

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp