Uyku

UYKU (nevm, somnus)

Bütün organların dinlenmesini sağlamak için merkezî sinir sistemi faaliyetinin azalması ve duyu organları üzerindeki tepkinin asgari düzeye inmesi, yarı şuur hâline verilen isimdir.

Uyuyan kimse hareketsiz ve yarı şuur hâlinde olduğu için ölüye benzetilmiştir. Hatta uykuya "Küçük Ölüm" veya "Ölümün Kardeşi" denilmiştir. Çünkü uyuyan kimse yarı şuur hâlinde olduğundan dolayı vaktin geçtiğini de bilmez. Nitekim Câbir(r.a.)'in rivayetine göre, Peygamber Aleyhis-Selâm'a: "Ey Allah'ın Rasûlü! Cennet ehli uyur mu?" diye sorulduğunda: "Hayır uyumazlar! Zira uyku ölümün kardeşidir, cennet ehli ise ölmezler ve uyumazlar"buyurmuştur."1

* Uyku hâlinde ruh, bedenin derinliklerine çekilir, vücûdun dışarısı ise soğumaya başlar, bunun içindir ki uyuyan kimseye yatak-yorgan gerekir. Uyanıkken ise bunun tersi meydana gelir."2

* Kur'ân-ı Kerim'de ise: "O Allah ki, sizleri geceleyin uyutarak ölü gibi yapıyor, gündüz ise yaptığınız işleri biliyor. Sonra takdir edilen ömrün tamamlanması için (sizleri sabahleyin uykudan) uyandırıyor. Nihayet dönüşünüz O'na olacaktır. Sonra O, dünyada yapmış olduğunuz işleri size haber verecektir" (Enam eo).

* "Allah ölenin ölüm zamanı gelince; ölmeyenin de uykusunda ruhlarını alır. Bu suretle hakkında ölümünü takdir ettiği ruhu tutar, ötekini ise belirli bir zamana kadar bedene geri salıverir. Şüphe yok ki bunda iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır" buyrulmuştur. (Zümer42)

Uyku, Dinlenme Vâsıtalarından Birincisidir:

Uyku; bilhassa gece uykusu, ruhu ve bedeni dinlendirir. Kişiyi hayatın sıkıntılarından, gürültülerinden belli bir süre uzaklaştırır, sinir ve kaslardaki gerginliği giderir, mafsalları yumuşatıp gevşetir, böylece vücutta bir rahatlama ve dinlenme meydana gelir. Uyku, yeme ve içme gibi bir ihtiyaçtır. İnsanın vücut ve ruh dengesini sağlar, sinir sistemini düzenler, vücudu dinlendirir. Zira uykusuz insan, asabî ve huysuz bir görünüm alır, gereğince bir iş yapamaz.

* Nitekim Kurân-ı Kerim'de: "Sizin için geceyi bir örtü, uykuyu istirahat, gündüzü de, dağılıp çalışma zamanı olarak yaratan O'dur (Furkan 47)

* "Evet sizi erkekli-dişili olarak yarattık. Uykunuzu bir dinlenme kıldık, geceyi de üzerinize bir örtü yaptık. Gündüzü ise maîşetiniz için çalışma zamanı kıldık"(Nebe 8-11; ayrıca bak. ibrahim 33-34; Kasas 71-73)

* "Geceleyin uyumanız, gündüzün ise Allah'ın lutfundan nasibinizi aramanız, O'nun varlığının delillerindendir. Gerçekten bunda anlayan bir kavim için ibretler vardır" buyrulmaktadır. (Rum 23)

* Peygamber Aleyhis-Selâm da: "İnsan sırt üzerine (veya yan tarafına) yatarak rahat bir uyku uyuduğu zaman mafsalları gevşer."3

* "Gözler, makatın bağıdır. Göz uyuduğu zaman bağ çözülür."4 Her kim uyuyacak olursa abdest alsın!."5 buyurarak, insan uyuduğu zaman vücudundaki gerginlik gidip, bir gevşeme meydana geleceğine işaret edilmiştir.

Uykunun Faydalı veya Zararlı Olduğu Zamanlar:
Gündüz uykusu zararlıdır, rutubetli hastalıklar ve nezleye sebep olur, rengi bozar, dalak hastalığı meydana getirir, sinirleri gevşetir, tembelliğe sebeb olur ve iştahı azaltır, fakat yaz mevsimi öğle sıcağında uyumak böyle değildir.

Uykunun en kötüsü gündüzün ilk saatlerinde uyumak, bundan da kötüsü ise ikindi vaktinden sonra uyumaktır. Nitekim İbni Abbas (r.a.) günün ilk saatlerinde uyumakta olan oğlunu görünce: "Kalk! Rızıkların taksim olduğu bir saatte uyumak mı istersin! (Zira bu saat ibadet etme ve çalışma zamanıdır)."1' diye ikazda bulunmuştur.

* Seleften bazıları da: "Her kim ikindi vaktinden sonra uyuyup aklına bir özür, (şuur bozukluğu meydana) gelirse, kendinden başkasını suçlamasın" demiştir.

* Sabahın ilk saatlerinde uyumak vücudu gevşetir, vücudun, normal harareti ile dışarı atılması gereken fazlalıkları bozduğu için vücuda çok zararlıdır.
Vücutta kırgınlık, acizlik ve zayıflık meydana getirir. Eğer sabahleyin daha dışarı çıkmadan, hareket ve idman yapmadan, kahvaltı etmeden önce uyuyacak olursa; bu uyku, çeşitli hastalıklar meydana getiren tehlikeli bir hastalığa dönüşür. Güneşte uyumak ise, gizli dertleri açığa çıkarır. Kişinin bazı yerleri güneşte ve bazı yerleri gölgede olarak uyuması da iyi değildir. Nitekim Peygamber Aleyhis-Selâm: "Sizden biriniz güneşte iken gölge gelir de yarısı güneşte ve yarısı gölgede kalırsa, kalksın, yerini değiştirsin!" buyurmuştur.

* Yine Peygamber Aleyhis-Selâm: bir kimsenin gölge ile güneş arasında oturmasını da yasaklamıştır."6

* Yine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Kişinin bir kısmının güneşte, diğer bir kısmının ise gölgede olarak uyumasını da yasaklamıştır, E Dâvud edeb H. 4821: i. Mâce edeb H. 3722; Müsned. 11267, 350, 21383; Hâkim 4/271

* Ebû Hüreyre Hz.'leri ise:Peygamber Aleyhis-Selâm, yatsı namazından önce uyumayı, namazdan sonra da sohbet etmeyi sevmezdi" demiştir."7

* Yatsı namazından sonra sohbet etmek yoktur. Ancak namaz kılmak, yolcu olmak, (ilim öğrenmek, iyi işler yapmayı konuşmak) gibi durumlar bunun dışındadır."8

* Sabah namazından sonra güneş doğmadan ve yatsı namazından önce uyumak zararlıdır. Yüzükoyun yatıp uyumak ta sağlık açısından sakıncalıdır."9

* Uykunun en sağlıklı olanı, midedeki yemek hazmedildikten sonra uyumaktır. Akşam yemeğinden sonra hemen uyumak, mide ve kalbe ağırlık verdiği için zararlıdır."10

Kuşluk vakti uyumak ise, sağlık için faydalıdır."11

Uykunun Faydaları:
Yorgunluktan sonra, organların dinlenerek istirahat etmesini sağlar. Uyanıklığın verdiği yorgunluktan dolayı duyu organlarının istirahat etmesini, yorgunluğun ve bitkinliğin giderilmesini sağlar. Gıdaların sindirilmesi ve olgunlaştırılmasını temin eder. Çünkü uyku za-manında tabîî hararet vücudun iç kısmına çekilir, hazma ve olgunlaştırmaya yardımcı olur. İşte bu sebeple vücudun dış kısmını soğutmaya başlar, bu nedenle uyuyan kimse üzerini örtmeye ihtiyaç duyar. Uykunun en faydalısı ise, yemeğin midede en iyi bir şekilde yerleşmesi için sağ yan üzerine yatılarak uyunan uykudur. Çünkü mide biraz sol tarafa meyillidir. Sağ yan üzerine yattıktan sonra, sindirimi kolaylaştırmak üzere (midenin karaciğere doğru eğilmesi için) birazcık sol yan üzerine yatılır, daha sonra gıdaların mideden daha çabuk inmesi için sağ yana dönülerek, uykuya böyle devam edilir. Böylece uykunun başlangıcı ve sonu sağ tarafa yatarak gerçekleşmiş olur. Sol yan üzerine çokça yatmak, organların kendisine doğru eğilimi ve ona karşı dikilmesi sebebiyle, kalp için zararlıdır. Uykunun en zararlısı ise, sırt üzerine yatarak uyumaktır. Uyumak-sızın sırt üzeri yatarak dinlenmek zararlı değildir. Yüzüstü yatarak uyumak ise, sırt üzerine yatarak uyumaktan daha zararlıdır. Nitekim Peygamber Aleyhis-Selâm, mescidde karnı üzerine yatarak uyuyan bir kimseye ayağıyla dokunarak; "Kalk, otur! Zira bu şekilde uyumak iyi bir uyku değildir" buyurmuştur."12

* Hz. Aişe (r.a.) ise: "Peygamber Aleyhis-Selâm uyuyacağı zaman yüzünü kıbleye doğru çevirir ve sağ yanı üzerine yatardı" demiştir13 Hz. Hafsa(r.a.)da: "Peygamber Aleyhis-Selâm uyumak istediği zaman, sağ elini yanağının altına koyar ve: "Allahım! Kıyamet gününde beni azabından koru" diye duâ eder ve bunu üç defa tekrarlardı" der."14

Çok Uyumanın Zararları:
Dört şey bedeni hasta eder. Çok konuşmak, çok uyumak, çok yemek ve cinsî münasebeti çok yapmak. Çok konuşmak, beynin iliğini, özünü zayıflatır ve saçları çabuk ağartır. Çok uyku ise, yüz rengini soldurur, kalp çalışmasını zayıflatır, gözü tahrik edip tembelleştirir, bedende rutubet meydana getirir."15

* Peygamber Aleyhis-Selâm da: "Ümmetim üzerine en çok korktuğum şey, yeme ve içmeye dalarak karınlarının büyümesi, çok uyumaları, tembelleşmeleri ve inançlarında zayıflama meydana gelmesidir" buyurmuştur."16

Uykuya Yatarken,Uykudan Kalkarken Duâ Etmek: Yine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Sizden biriniz yatmak istediği zaman, elbisesinin kenarı ile yatağını silkip temizlesin. Çünkü yatacak kimse, dünden beri ne gibi bir şeyin yatağa girdiğini bilemez. Sonra sağ tarafı üzerine yatsın ve şöyle duâ etsin!" buyurmuştur:

* "Ey Rabbim! Senin adınla sağ tarafımı yere koydum, senin adınla da kaldırırım. Ey Rabbim! Eğer bu yattığımda ruhumu alırsan ona rahmet eyle, günahlarımı bağışla. Eğer geri iade edip hayatta bırakırsan, iyi kullarını koruduğun gibi onu da koru, muhafaza eyle!."17

* Uykudan uyandıktan sonra da: "Hamdü sena, sayısız övgü; bizi öldürdükten (uykudan) sonra tekrar dirilten Allah'a mahsustur. Gerçek ölümden sonra dönüş ise yine O'nadır" diye duâ ederdi."18

Uyku Celbeden Maddeler:
Marul uyku getirir, bütün sebzelerden daha gıdalıdır. Reyhan yaprakları su ile kaynatılıp içilirse, uyku getirir. Nilüfer çiçeği uyku verir ve baş ağrısını teskin eder."19

* Bal şerbeti, uykusuzluğa karşı gayet faydalı bir ilaçtır. Bal, asabî hastalıklar, zehirlenmeler ve aklî hastalıklara karşı da gayet faydalıdır."20

* Süt ve yoğurt ta sinirleri yatıştıran ve uyku celbeden gıdalardandır.

Uzun Müddet Uyku:
Yüce Allah'ın irâdesine bağlı olarak, canlıların yeyip-içmeden uzun müddet uyuması da mümkündür. Nitekim Kur'ân-ı Kerimde Ashâb-ı Kehf'in mağarada uzun zaman uyuduklarından bahsedilirken: "Onları bir mucize olarak uyuttuğumuz gibi, birbirlerine sorsunlar diye, kudretimizle onları uyandırdık da, içlerinden birisi: "Burada ne kadar kaldınız?" diye sordu. (Onlardan) kimi: "Bir gün veya yarım gün kadar kaldık" dediler. Kimisi de: "Ne kadar kaldığımızı Rabbimiz daha iyi bilir" dediler... Halbuki onlar mağaralarında üç yüz dokuz sene kaldılar" buyrulmuştur. (Kehif 19.25)

* Yılan, fâre, haşerât ve benzeri hayvanlar kış mevsimi geldiği zaman kış uykusunayatarlar, bahar gelinceye kadar yerine göre iki-üç veya dört ay kadar kış uykusuna yattıkları bilinmektedir. Bunlar, öldükten sonra yeniden dirilmeye ve yüce Allah'ın kudretine en büyük delillerdir.

Kaynaklar:
[1]- Nihaye 4/369; K Haß 2/329 H. 2868: ayrıca bak K Hakâyık 2/186. [2]- Bagdad! s 10. [3]- Tirmizi taharet H. 77: Müsned 1/256, 5/231: Dârımî salat 78: Beyhaki 1/121. [4]- S Kübrâ III 18: ayrıca bak. Nihaye 5/222: Herevî 1/414; Müsned Ulli. 4/97. Dârimî vuzû 1/184. [S]- E. Davud taharet H. 203; i. Mâce taharet H. 477 [6]- i. Kayyım s. 299-300; ayrıca bak Bağdadî s. 29-30: F. Kadir 2/277: E. Nuaym vr. 3la; i. Sünni vr. 14a; C. Sağır 2/167. [7]- Buhârî mevâkıt 1/142: Ayni 2/608-12: E. Davud Edeb H. 4849: ayrıca bak K Ummal 7/21478; Tahâvi 41329-31 [8]-Abdürrezzak 1/561: Beyhaki 1/452; K Ummal 7/21479; Bağdadi s. 30 [9]- Bağdadi s 30 [10]- K. Hakâyık 1/51; Bağdadi s. 26 [II]- E Nuaym vr. 3 la. [12]- i. Kayyım j. 298-299; i. Mâce edeb H. 3725 [13]- Bağdadi s 26; ayrıca bak Buhâri ezan bab 15: Ayni S/140. [14]- E. Davud edeb H. 5045. [IS]- i. Kayyım s. 450-451 [16]- C. Sağır l/l I: F. Kadir 11215; Râmuz s. 20; K Ummal 3/7434; L. Ukûl 1/ 145-146. [17]- i. Mâce duâ H. 3874; E. Davud edeb H. 5050. [18]- Müslim zikir H. 59: Buhârî tevhid 13. daavât 7,15; Müsned 4/294. 302, Sil 54. 385. [19]- Bağdadi s. 100. 110, 166. [20]-Aselün-Nahl s. 149-150, 157-158, 168-173: 192-197: 205. 207.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp