Tıbbi Mucize

Tıbbi Mucize : TIBBÎ MUCİZE

Mucize: "Peygamberlik dâvasında bulunan zâtın dâvasında sâdık ve maksadına uygun olarak meydanagelen, başkalarını bir benzerini meydana getirmekten âciz bırakan, fennî sebeplerden hiçbirşeye muhtaçolmadan meydanagelen olağanüstü bir hâdisedir. Tıbbî Mucize ise; tedavi ile ilgili olarak meydana gelen olağanüstü hâdise demektir.

* Kur'an-ı Kerimde Hz. İsa'nın tıbbî mucizelerinden kısaca söz etmek yerinde olacaktır. Hz. İsa'nın kendi ifadesiyle şöyle buyrulmaktadır: "Size Rabbiniz tarafından bir elçi olarak geldim. Size çamurdan bir kuş sureti yapar ona Ciflerim, Allah'ın izni ile o, kuş oluverir. Yine Allah'ın izni ile anadan doğma gözü kör olan kimseyi ve alaca tenli hastayı tedavi edip iyileştirir, ölüleri de diriltirim. Ayrıca evlerinizde ne yeyip ne biriktirdiğinizi size haber veririm. Eğer iman ederseniz bunda sizin için bir ibret vardır"(Al-i imran 49) Buâyet-i kerimede Hz. İsa'nın dört tıbbî mucizesinden bahsedilmiştir:

* Çamurdan kuş sureti yaptıktan sonra üfleyip canlandırması ve uçurması; Anadan doğma gözleri kör olan kimseyi tedavi edip gözlerini açması; Vücudunda alaca (abraş) hastalığı bulunan kimseyi iyileştirmesi; Ölmüş kimseleri diriltmesi. Bunların hepsi de olağanüstü birer mucize olarak meydana gelmiştir. Bu dört husus, bugün dahi tıbbın âciz kaldığı konular olmaya devam etmektedir.

Peygamber Aleyhis-Selâm'ın tıbbî mucizelerine gelince; bu ansiklopedi baştan sona onun tıbbî mucizeleri ile doludur. Ancak burada konuya uygunluk arzeden bir kaç tanesini açıklamakla yetinmek yerinde olur, kanaatindeyim.

Kırık ve Çıkık:
Hicaz bölgesinin ünlü tüccarlarından olup aynı zamanda İslâm düşmanlığı ile tanınan Ebû Râfî isimli şahsın tenkilinde vazîfe alan Abdullah b. Atîk'in görev sırasında ayağı kırılmıştı. Peygamber Aleyhis-Selâm'ın yanına geldiğinde: "Uzat ayağını!" buyurmuş, mübarek eli ile meshetmesi ile beraber hemen iyileşmiş ve hiç ağrımamış gibi olmuştur."1

Gözleri Görmeyen Kimse:
Osman b. Huneyf (r.a.) şöyle der: "Gözleri görmeyen bir kimse Peygamber Aleyhis-Selâm'a gelerek: "Ey Allah'ın Rasûlü! Gözlerim görmez oldu, benim için Allah'a duâ ediniz de, gözlerim açılsın" diye ricada bulundu. Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selâm da: "Abdest al, iki rek'at namaz kıl, sonra şöyle duâ eyle" dedi: "Allahım! Peygamberin Muhammed'i vesîle ederek sana yöneliyor ve duâ ediyorum. Ey Muhammedi Gözümün açılması için senin şefaatçi olmanı istiyorum! Allâhım! O'nun, hakkımdaki şefaatini kabul eyle!" Hadisin ravisi der ki: Bu duadan sonra adamcağızın gözleri açıldı ve iyileşti."2

Yaralamalar:
Asım b. Ömer b. Katâde (r.a.) demiştir ki: Uhud savaşı günü, Katâde'nin gözü isabet aldı da, yanağının üzerine sarktı. Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selâm eliyle onu yerine koyup yerleştirdi. Bunun üzerine bu göz öyle iyileşiverdi ki, iki gözünün en sağlamı ve en keskini hâline geldi."3

* Yezid b. Ebî Ubeyd (r.a.) şöyle demiştir: Seleme b. Ekvâ'nın bacağında bir kılıç yarası izi gördüm, bu nedir?" diye sorduğumda: "Hayber Savaşı sırasında aldığım bir yaranın izidir. Yaralandığım sırada, bütün insanlar: "Seleme öldürüldü" demişlerdi. Peygamber Aleyhis-Selâm'ın yanına getirildim, bana üç defâ duâ edip nefes etti. O günden bu güne kadar vücudumda hiç ağrı hissetmedim" dedi."4

Ruh Hastalığı:
Ümmü Cündüb (r.a.) ise şöyle rivayet eder: "Peygamber Aleyhis-Selâm, Hac sırasında Mina'daki taşlamalardan sonra; yanında bir oğlu ile beraber bir kadına rastladı. Kadıncağız: "Ey Allah'ın Rasûlü! Bu oğlumun aklî dengesi yerinde değil, bunun iyileşmesi için Allah'a duâ etseniz" dedi. Peygamber Aleyhis-Selâm da: "Bana bir miktar su getir!" buyurdu. Kadıncağız, taştan yapılmış küçük bir çanak içinde bir miktar su getirdi. Peygamber Aleyhis-Selâm, sudan birazcık ağzına alıp çalkaladı ve tükrüğü ile karışık olarak kabın içinedöktü, suyun şifalı olması ve çocuğun iyileşmesi için duâetti, sonra kadına: "Bu sudan çocuğa içir ve banyo yaptır ve iyileşmesi için yüce Allah'a sen de duâ et!" buyurdu.

Hadisin ravilerinden olan Ümmü Cündüb, sözüne devamla der ki: "Bundan bir müddet sonra ben çocuğun annesine: "Çocuk nasıl oldu?" diye sordum. O da: "En güzel bir şekilde iyileşti" diye cevap verdi."5

Sar'a Hastalığı:
İbni Abbas (r.a.) demiştir ki: "Bir kadın, yanında oğlu ile beraber, Peygamber Aleyhis-Selâm'ın yanına gelerek: "Ey Allah'ın Rasûlü! İşte şu oğlum yok mu, bunda sar'a hastalığı vardır. Sabah ve akşam yemek yerken sar'a nöbeti gelip yakalıyor, huzurumuzu bozuyor"diyerek şikâyette bulundu. Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selâm, saralı çocuğun göğsünü sıvazladı ve iyileşmesi için duâ etti. Bu sırada çocuk öğürmeye ve kusmaya başladı ve bu esnada çocuğun ağzından küçük ve siyah birşey çıktı, böylece çocuk iyileşip şifâ buldu."6

Kaynaklar:
[1]- Buhar! mağâzi 5/27-28 [2]- Tirmizi daavât H. 3578: i. Mâce ikâmet H 1385: Müsned 4/138. [3]- E. Nuaym Delâilü'n-Nûbüvve 3/100: Hasâis 1/541: K. Ummal H. No 35394 [4]- Buhar! mağâzi S/75. E Dovud tıp H 3894 f5J-el-Hasâis 21209: Müsned b/379: E. Nuaym Detâilü'n-Nübüvve s 399: Bu hâdise i. Ebi Şeybe. Beyhaki ve Taberân! tarafından da zikredilmiştir. [6]- Müsned 1/239. 254, 268: Herevi 1/ 323: Faik 1/147: ayrıca bak Müsned 4/172.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp