Teşhis

TEŞHİS (diagnasis)

Teşhis; bir şeyi belirlemek, çeşitli cinsler arasından bir cinsi seçip ayırmak manalarına gelmektedir. Tıp Istılahı'nda ise; Tabip kimse hastayı muayene ederek, hastalığın cinsini, türünü tesbit ettiği zaman, hastalığa teşhis koymuş, daha açık bir ifadeyle hastalığı tanımış olur. Teşhis, tedaviden daha önemlidir. Çünkü doğru teşhis yapılırsa, tedavi fayda sağlar, aksi halde hasta zarar görür, zarardan daöte bazan ölüpgider. İşte bu sebepden dolayıdır ki atasözlerimizden birinde: "Yarım hoca dinden, yarım doktor candan eder" denilmiştir.

Teşhis Nevileri: El İle Deriye Temas Edilerek Yapılan Teşhis (palpation):
Sa'd İbni Ebi Vakkâs (r.a.) demiştir ki: "Ben bir hastalığa yakalanmıştım. Peygamber Aleyhis-Selâm hasta hatırı sormak için yanıma gelmişti. Elini göksümde iki mememin arasına koydu. Hatta ben, Peygamber Aleyhis-Selâm'ın elinin soğukluğunu kalbimde hissettim. Biraz sonra şöyle buyurdu: "Sen, kalp hastalığına yakalanmışsın! Sakîf in kardeşi Haris İbni Kelede'ye git (tedavi ol)! Zira o tabib bir kimsedir. Medine'nin Acve denilen hurmasından yedi tane alsın, onları çekirdekleri ile beraber döğsün, sonra onu süt ile sulandırıp macun yaparak sana yedirip içirsin!"1

İlaç Kullanılarak Yapılan Teşhis:
Hz. Ömer'in oğlu Abdullah (r.a.) anlatıyor: "Ömer İbni Hattâb (r.a.); Firuz isimli Hıristiyan bir köle tarafından ucu çatal, zehirli bir hançerle üç yerinden yaralanmıştı. Biri göbeğinin altındandı, ölümüne sebep olan da bu yara oldu. Birisi iki omuzu arasından, üçüncüsü ise böğründen idi. Göbeğinin altındaki yara üzerine siyah bir sargı sarmıştı, fakat buna rağmen kan akmaya devam ediyordu. "Bana bir tabib çağırın da, şu yarama baksın! dedi. Arab'dan birtabibe haber gönderdiler. Tabib, Hz. Ömer'e hurma suyu içirdi, fakat bu su, Hz. Ömer'in göbeğinin altındaki yara yerinden çıktı. Bunun üzeri ne oradakiler; bu çıkan, kan rengindedir, kanın kendisidir gibi sözler söylemeye başladılar. Bundan sonra Ensar'ın Muâviye Oğullarından bir tabib daha çağırdım. O da süt içirdi, fakat süt, yara yerinden beyaz bir şekilde katılaşmış olarak çıktı. Bunu gören tabib:"Ey Müminlerin Halifesi! Vasiyetet!"dedi.Bunu duyan Ömer yanındakilere: "Muâviye Oğullan kardeşinin teşhisi benim kanâatimi doğruladı" dedi ve tabîbe hitaben: "Eğer bundan başka bir şey söyleseydin seni tasdik etmeyecektim" dedi. Bu sözleri işiten halk ağlamaya başladılar. Hz. Ömer onlara: "Ağlamayın her kim ağlayacaksa dışarı çıksın" dedi. Sonra kanama devam etti ve bayıldı. Nihayet yaralandıktan üç gün sonra öldü."2

Tecrübe ve Ferasetle Yapılan Teşhis (physiognosis)
Tecrübe; deneyerek sınayarak elde edilen bilgiye denir. Feraset ise; dıştaki belirtilerle içteki durumu anlamak demektir.Veya "Kalbe aniden doğan ve diğer fikirleri kalpten çıkaran yeni bir fikirdir" diye de tarif edilmiştir. Bir kimsenin aklı, imanı ve sezgi usûlüne ait bilgileri ne kadar kuvvetli olursa, firâseti de o kadar kuvvetli olur. Hastalık sebeplerinin iyice bilinmediği zamanlarda feraset çok işe yarar. Tabib kimse hastanın mîzâcına, yüzünün rengine, ateşine, nabzına ve gözüne... bakar. Nitekim Peygamber Aleyhis-Selâm: "Allah'ın öyle kulları vardırki insanları ferasetle teşhis ederler"
K. Hakâyık 1198. 21148; K Ummal 11/30732; Fethu'l-i Kebir 1/409: E. Nuaym 16/b: i. Sünni vr. 7la.

"Müminin ferasetinden sakınınız! Çünkü o Allah'ın nuru ile bakar" buyurduktan sonra: "Elbetteki bu (Kur'an)'da akıl ve feraset sahihleri için ibretler vardır."3 âyetini oku¬muştur."4

Yine bir hadis-i şerifte ise; "Hastalık ve aşırı ibadetten olmaksızın bir kimsenin benzinin sarardığını görürseniz, biliniz ki onun kalbindeki müslümanlığın tam olmayışındandır" buyurulmuştur."5

* İbni Abbas (r.a.) anlattığına göre: "Hz. Abbas ile Hz. Ali, Peygamber Aleyhis-Selâm'ın son hastalığında ziyaretinden çıktıklarında, oradaki cemâat: "EyHasan'ın babası! Peygamber Aleyhis-Selâm bugün nasıl sabahladı?" diye sordular. Hz. Ali de: "Allah'a şükür iyi olarak sabahladı" dedi. Bunun üzerine Hz. Abbas, Hz. Ali'nin elinden tutarak: "Görmez misin! Yemin olsun ki sen, üçgün sonra yanılmış olduğunu anlayacaksın! Benim tecrübelerime göre, Peygamber Aleyhis-Selâm bu hastalığından dolayı yakında vefat edecektir. Zira ben, Abdülmuttalib Oğullarının ölüm döşeğinde yüzlerinin nasıl bir şekil aldığını gayet iyi biliyorum" dedi."6 Gerçekten de üçgün sonra Peygamber Aleyhis-Selâm vefat etmiştir.

* Sahabeden Eş'as b. Kays'ın torunlarından arapların filozofu diye meşhur tabip Ebû Yûsuf Yakub b. İshak el Kindî (ölüm 236 H.) tecrübe ve ferasetle teşhis konusunda "Risale fi'l-Ferâse". "Risale fî Takdimeti'l-Ma'rife bil-Ahdâs" adında eserler yazmıştır.Kindî'nin "Risale fîTakdimeti'l-Marife bi'l-İstidlâl" isminde bir eseri daha vardır.(İ.E. Usaybia 2/187)

Hastayı Konuşturarak Yapılan Teşhis:
Hasta kimseyi konuşturmak (intak) suretiyle de teşhis yapılmaktadır. Bu şekildeki teşhis; teşhis kelimesinin genel anlamı ile, kişinin niyetinin, karakterinin, mensup olduğu gurubun tesbit edilmesi, bir suçun itiraf veya reddedilmesi gibi çeşitli konularda da şahsın konuşturulması, teşhisin yapılabilmesinde faydalı bulunmuştur. İşte bu sebepledir ki, hastayı konuşturarak teşhis yapmak, tababette bir usul olarak kabul edilmiştir. Nitekim Peygamber Aleyhis-Selâm, bir şahsa hitaben: "Konuşmalarınızdan içinizde ne olduğunu tesbit ve teşhis ettik" buyurmuştur."7

Kaynaklar:
[1]- E. Davud tıp H. 387S; Nihâye S/IS2; Faik 3/8S; Hattâbû 1/195-196: ibni Sâd Tabakat 3/146-147 Hadis munkatıdır. "Acve" Medine'nin eniyi hurmasının adıdır, iri taneli olup. gayet lezzetlidir. [2]- Müsned 1/42: ayrıca bak. Abdürrezzak 5/475-76 H 9775. /. Sâd Tabakât 3/34S; Buhâri Fezâil 4/205: S Kübrâ 6/245. 8147-48. 274; Nihâye 4/302: Fezâilü's-Sahâbe 1/316: K Ummâl 12/36048, 36076. 36078; Hâkim M. Sahabe 3/91. [3]- Hıcr sûresi âyet 75. [4]- Bağdadi. Tıbbü'n-Nebevî s. 192; Zehebî s. 235; Tirmizi S/298. [5]- Zehebî. Tıbbü'n-Nebevî s. 235; Bağdadi s 192; Tifasi, Muhtasaru't-Tıbbı'n-Nebevîli EbîNuaym vr. 9/ a [6]- Buhâri mağâzî 5/141. İstizan 7/136: Aynî, Umdetü'l-Kârî. 8/447; Abdürrezzak 5/435 H. 9754; Nihâye 1/1 II; I. Sâd Tabakât 2/245. [7]- E. Davud tıp H 39/7. Müsned 21 388; Câmiu's-Sağîr III I; F. Kadir 11212.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp