Karbonat İle Beslenmenin Dengelenmesi

Karbonat İle Beslenmenin Dengelenmesi :

Batı dünyasındaki beslenme tarzı asit üretmektedir.

Asit üreten et, balık, yumurta ve tahıllı yiyeceklerin alimim dengelemek için yeterince alkali üreten sebze ve meyve alımı eksik olan bir beslenmedir ve sonuç kronik, hafif metabolik asidozdur. Bikarbonat, vücudumuzun asidoza karşı koymasına yardımcı olan düzenleyici sistemlerde önemli bir rol oynar.

Asitli yiyecekler

Asitli bir yiyecek asit üreten bir yiyecekle aynı şey değildir. Asitli yiyeceklerin asitli tadı vardır; çünkü organik gıda asidi (sitrik, asetik, oksalik, malik, pirüvik ve asetilsalisilik asitler) içerirler, buradaki “organik” sadece karbon, oksijen ve hidrojen içerdikleri anlamınagelir. Turunçgiller, sirke, yoğurt, ekşi krema, ayran ve kesik süt gibi bazı asitli yiyeceklerin gerçekten de asitli tadı vardır. Bira, elma suyu, bal, şeker pekmezi, akça- ağaç şurubu, kahve, “doğal” kakao ve çikolata (kakao çekirdeğinden yapılmış, işlem görmemiş, koyu, tatlandırılmamış çeşit) gibi diğerleri asitlidir ama tatları asitli değildir.Organik gıda asitleri vücutta asit üretmezler çünkü karaciğer onları karbondioksit ve suya ayrıştırır. Karbondioksitin fazlası nefesle dışarı atılır, suyun fazlası böbrekler ve akciğerler tarafından ortadan kaldırılır. Bu yüzden çoğu asitli gıdaların asit-alkali dengemiz üzerinde hiçbir etkisi yoktur; limon suyu ve elma sirkesi gibi birkaçının bile alkali üreten bir etkisi vardır.

Asit üreten yiyecekler

Bu yiyecekler gerçekte asitli değildir, tatları da asitli değildir, ama sindirilip metabolize edildiklerinde vücut sıvılarını daha az alkali yapan asit üretirler. Asit üreten bir beslenme tarzı et, tahıl, şeker ve gazlı içecekler bakımından zengin, sebze ve meyve bakımından zayıftır.Asit üreten bazı yiyecekler, potasyum bikarbonat oluşturmak için bikarbonatla birleşen potasyum gibi güçlü alkali katyonlardan (Bkz. sf. 82) daha fazla güçlü asitli anyonlar (sülfirik asit oluşturmak için hidrojen iyonlarıyla birleşen sülfat gibi) açığa çıkararak asit üretirler.Böbrekler her saat sadece sınırlı bir miktarda güçlü asitli iyon yükünü atabilirler, bu yüzden fazlalıklar asi- doza neden olur.

Asit üreten yiyecekler:

• Protein (et, balık, yumurta, peynir, fasulyedeki gibi)
• Tahıllar (ekmek, kahvaltı gevreği, makama, kek, bisküvi, çoğu puding ve pirinç gibi; inceltilmiş taneli tahıllar tam tahıllı yiyeceklerden daha fazla asit üreticidir)
• Şeker (özellikle de rafine şeker -hem beyaz, hem de esmer)
Bazı asit üreten yiyeceklerin ve gıda bileşenlerinin toplam beslenmenin asit üretici yükünden bağımsız olarak asitleştirici bir etkisi vardır
• Sofra tuzu (sodyum klorür) kanın güçlü iyon farkını düşürerek asidoza teşvik eder. (Bunu klorürü sodyumdan daha fazla artırarak ve böbrekleri potasyumu atmaya teşvik ederek yapar.)
• Çay, kahve, kakao, çikolata ve baklagiller (soya fasulyesi ve nohut gibi) ürik aside metabolize edilen pürinler içerir.
• Alkol laktat üretimini artırarak asidoza teşvik eder.

‘Mide asidi’ne neden olan yiyecekler

Çok asitli yiyecekler (limon suyu gibi), artı bazı asit üreten yiyecek ve içecekler, “mide yanması”na neden olan mide asidi üretimini artırabilir. Bu tür yiyecekler arasında beyaz şeker ve beyaz undan yapılanlar; çay, kahve (kafeinsiz olan bile) ve kakao; bira ve şarap (muhtemelen amino asitler ve fermantasyon sırasında üretilen aminler gibi protein yıkıcı ürünler nedeniyle) vardır.

Alkali üreten yiyecekler
Bu yiyecekler güçlü asitli iyonlardan daha fazla güçlü alkali içerirler, bu yüzden de metabolize edildiklerinde, bikarbonat gibi alkali tuzlar üretirler. Bunlar arasında
• Sebze ve meyveler
• Bazı kabuklu yemişler, fasulyeler, tahıllar, peynirler ve şekerler vardır.
Çoğu uzmanlar alkali üreten yiyeceklerin beslenmemizin yüzde 80’ini oluşturması gerektiğini ileri sürerler, geri kalanını da asit üreten yiyecekler oluşturur. Öte yandan, Batı tarzı ortalama bir beslenme sadece yüzde 2’si sebze ve meyve (başlıca alkali üreten yiyecekler) olmak üzere, esas olarak asit üreten yiyeceklerden oluşur!

Beslenme düzeni
Bütün beslenmemizin asit-alkali dengemize etkisi tek tek yiyeceklerin etkisinden daha önemlidir. Bunun nedeni, bir yemek sindirilip metabolize edildiğinde, onun net etkisinin ya asitli ya da alkalin olmasıdır.Amacımız alkali üreten bir beslenme olmalıdır. Arada sırada yenen asit üreten yemeğin geçici asidozuyla başa çıkabiliriz, ama haftalar ya da aylar süre kronik, hafif asidoz semptom verebilir.American Journal of Clinical Nutrition (1998; 68:576-583)’da yayınlanan bir araştırma, asit-alkali dengemizi etkileyen iki faktörün aşağıdakilerin alımı olduğunu ileri sürmektedir;
• Asitleştirici olan protein (özellikle et) ve
• Alkalileştirici olan potasyum (en önemlileri sebze ve meyveler).33.994 kişiyle 1988-94 arasında yapılan 3. ABD Ulusal Sağlık ve Beslenme Araştırması, ortalama bir Amerikan beslenme tarzının asit üretici olduğunu ortaya koymuştur. Öte yandan, çalışmalar 70 bin yıl önceki tarım öncesi toplumlarda insanların yüzde 87’sinin alkali üreten yiyecekler tükettiğini ileri sürer. Demek ki, yeme alışkanlıklarındaki büyük değişim son bin yıl içinde meydana gelmiştir.

Protein

Hayvansal protein et, balık, yumurta ve süt ürünlerinde bulunur. Araştırmalar süt ürünlerindeki yüksek seviyede kalsiyumun, proteininin asidoz oluşturan etkisine karşı savaşmaya yardımcı olduğunu ileri sürer. Bitkisel protein özellikle fasulye ve bezelye, kabuklu yemişler, tahıllar ve diğer tohumlarda bulunur.

Potasyum
Potasyum sebze ve meyvelerde bol miktarda vardır ve vücut sıvılarında güçlü alkalileştirici iyonlar üretir. Özellikle zengin olan kaynaklar arasında yeşil yapraklı sebzeler, domates, muz, hurma ve avokado bulunur.

Asit üreten ve alkali üreten yiyecekler ve içecekler hangileridir?
Laboratuarda bir yiyeceği yakmak ısı üretir ve yiyeceği asit ya da alkali küle çevirir. Bu, hücrelerimizin enerji üretmek için yiyecekleri yakmasıyla aynı şeydir. Bu yüzden, yakılan bir yiyeceğin külünün pH’ını ölçmek, o yiyeceğin vücudumuzdaki asit ya da alkali üreten etkisini gösterir. Ortalama bir vejetaryen beslenmeden üretilen kül, her şeyin yendiği bir beslenmeninkinden bariz bir şekilde daha alkalidir. Bunun başlıca nedeni hayvansal proteinin yüksek bir asit üretme potansiyeli olmasıdır.

Beslenmenin geliştirilmesi
Eğer tipik bir Batılı tarzıyla besleniyorsanız, yukarıdaki listeyi alkali üreten yiyecekler için bir rehber olarak kullanın ve beslenmenizi yeniden dengeleyin. İlave bir ödül de, böyle bir beslenmenin sebze ve meyve içeriğinin, vitamin, fenollü bileşenler, karotenoidler, bitki hormonları, salisilatlar, fiber ve omega-3 yağlarını da içeren sağlık artırıcı unsurlar açısından bir zenginlik sunmasıdır.

• Daha önce belirtildiği gibi, araştırmalar, asidozu önceden haber veren iki faktörün çok fazla protein (özellikle çok fazla kırmızı et) ve yeterince alınmayan potasyum (özellikle sebze ve meyveden) olduğunu gösteriyor. Öte yandan, konu halen İncelenmekle birlikte, benim anlayışıma göre, tipik bir Batı tarzı beslenmeden kaynaklanan sağlık problemlerinin en olası nedeni sebze ve meyve eksikliğidir.

•Üçü sebze, ikisi meyve olmak üzere günde en az beş porsiyon sebze ve meyve yiyin. Patates (tatlı patates, manyok ve plantain*) potasyum bakımından çok zengin olduğundan alkali üreten bir beslenme için çok önemlidir. Öte yandan, sizin günde beş porsiyonunuza girmezler, çünkü sebze olarak değil nişastalı karbonhidrat (ekmek, pirinç, şehriye, makama ve mısır gibi) olarak sınıflandırılırlar. Bezelye, fasulye ve mercimek ne kadar yediğinizin bir önemi olmadan, günde bir öğün olarak sayılır, çünkü diğer sebzelerden daha az besin değeri içerirler. Öte yandan, tatlı patates, yaban havucu, san şalgam ve şalgam sizin günde beş porsiyonunuza girmezler. Meyve ve sebze suları ne kadar içtiğinizin bir önemi olmadan, günde bir öğün olarak sayılır.

• Günde beş porsiyon AB D’de ve diğer birçok ülkede resmi olarak önerilmektedir. Ama Amerika’daki kapsamlı bir çalışma (American Journal ofPreventive Medicine, 2007) insanların sadece yüzde 32’sinin sebze kurallarına, sadece yüzde 28’inin meyve kurallanna, yüzde 11 ’den azının da her ikisine uyduğunu ortaya koymuştur. Dört kişiden biri günlük bazda hiç sebze yemiyor, beşte üçü de bütün bir meyve yemiyordu!

• Bazı uzmanlar iki porsiyon meyvenin yanı sıra günde dokuz porsiyona kadar sebze öneriyor. Bu, sizin asit üreten yiyeceklere karşı iştahınızı kesinlikle kesecektir!Sebzeleri hafifçe pişirin, çorbalarda ya da yemek sularında potasyum bakımından zengin pişirme suyu kullanın ya da çiğ yiyin.

• Her öğüne ya da aperatiflere alkali üreten yiyecekler ekleyin.

• Yedi gün boyunca tükettiğiniz her şeyin günlüğünü tutun. Asit üreten yiyecekleri kırmızıya alkali üretenleri yeşile boyayın. Bu sizin beslenmenizin dengesini değerlendirmenize yardımcı olur.İlave tuzdan kaçının, daha az kullanın ya da potasyum zenginliği “düşük” tuzu seçin.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp