Mustafa Eraslan Saç Dökülmesi

Mustafa Eraslan Saç Dökülmesi :

Lekeler çoğunlukla kasıntısız olduğundan, hastayı yalnızca görünüş açısından rahatsız ederler; ilaçla geçirilebilseler de, bir süre sonra yeniden belirirler. Bazı hastalarda sedef hastalığı, bir eklem iltihabıyla birlikte görülmektedir.

Sedef hastalığının (psoriasis) baş­langıç belirtileri deride kızarma ve pullanmadır. Hastalık, ömür boyu bir­kaç cilt lekesiyle sınırlı kalabileceği gibi, tüm vücuda yayılıp sonu ölüme kadar varan eklem iltihaplarına da yol açabilir.

Kalıtsal etkenlerin sedef has­talığında belirleyici bir rol oynadığı kabul edilmektedir. Ama kalıtım yo­luyla doğrudan hastalığın kendisinin değil, hastalığa karşı bir yatkınlığın geçtiği düşünülmektedir.

Sedef hastalı­ğı olan kişilerin çocukları ya da akra­baları arasında hastalanma olasılığı, öteki kişilerden daha yüksektir. Hasta­lığın görülme sıklığı yüzde 2′dir. Se­def hastalığı olanların akrabalarının yüzde 6,4′ünde hastalık başlangıç ev-resindedir. Çocuklarla yaşlılarda ender olarak ortaya çıkar. Çoğunlukla 20-50 yaş arasındaki kişilerde başlar.

NEDENLERİ

Sedef hastalığının nedenlerine ilişkin birçok varsayım ve kuram vardır. Deri metabolizmasındaki değişimler hasta­lığın nedeni olmaktan çok sonucudur. Bu değişimler Özellikle nükleoprotein sentezi ve yıkımıyla ilgilidir.

Sedef hastalığından etkilenmiş üstderinin (epidermis) tabanındaki hücrelerin boynuzsu katmana sağlıklı hücrelerden daha çabuk ulaşmasından da anlaşıla­cağı gibi, bu hücrelerin yenilenme hızı artmıştır. Üstderi tabanındaki normal hücreler 20-30 gün arasında yüzeye ulaşır.

Oysa sedef hastalıklı deride bu süre 4 günü bulmaz. Bu hızlı göç, boy­nuzsu katmanda hücre birikmesine yol açar. Sonuç, hastalığın tipik klinik bul­guları olan pullanma ve hiperkeratoz-dur (aşın keratin oluşumu).

Gene hızlı hücre göçü sonucunda boynuzsu kat­man hücreleri çekirdeklerini yitirmezSedef hastalığının nedenlerine ilişkin birçok varsayım ve kuram vardır. Deri metabolizmasındaki değişimler hasta­lığın nedeni olmaktan çok sonucudur.

Bu değişimler Özellikle nükleoprotein sentezi ve yıkımıyla ilgilidir. Sedef hastalığından etkilenmiş üstderinin (epidermis) tabanındaki hücrelerin boynuzsu katmana sağlıklı hücrelerden daha çabuk ulaşmasından da anlaşıla­cağı gibi, bu hücrelerin yenilenme hızı artmıştır. Üstderi tabanındaki normal hücreler 20-30 gün arasında yüzeye ulaşır.

Gene hızlı hücre göçü sonucunda boynuzsu kat­man hücreleri çekirdeklerini yitirmezler. “Parakeratoz” olarak tanımlanan bu olay dikensi tabakanın kalınlaşma­sına ve dermiş papİUalannın (deri me­mecikleri) uzamasına yol açar. Böyle­likle papillalar iplik gibi ince uzun bir biçim alır. Her dermiş papillasında kıl­cal damar bulunduğundan, sedef hasta­lığı lezyonu kaşındığında papillanın en dış katmam kazınır ve kılcal damar ze­delenerek kanar.

BELİRTİLERİ

Sedef hastalığının klinik belirtilerinin birçoğu, hastalığın dokularda yol açtı­ğı değişikliklerin incelenmesiyle açıklanabilir. Sedef hastalığı başta saçlı deriyi seçer ve yüzde görülmez.

Ayrı­ca diz, dirsekler ve kuyruksokumu de­risi sedef hastalığının sık görüldüğü bölgelerdir. Ama hastalığın tüm vücut­ta görülebileceğini de unutmamak ge­rekir. Lezyonlar çeşitli büyüklükte ola­bilir.

Madeni para büyüklüğünde, avuç içi kadar ya da daha büyük lezyonlar görülebilir. Bu lezyonlann büyüyüp birleşmesiyle geniş alanları, hatta tüm deriyi etkileyen (eritrodermik ya da genelleşmiş) sedef hastalığı biçimi or­taya çıkabilir.

Hastalık genellikle yuvarlak ve ku­ru küçük lezyonlarla başlar; gümüş renginde pullanma görülür. Daha son­ra lezyonlar yayılır ve deri üstünde bir harita görünümü alabilir. Hastalığın bir başka biçimi dışa açık cilt yüzeyleri yerine koltukaltı, kasık gibi içe dönük yüzeyleri etkileyen “ters dönmüş” se­def hastalığıdır.


SENDE YORUM YAP!

Whatsapp