Canan Karatay Kolesterolünü Sev!

Canan Karatay Kolesterolünü Sev! : SORU:

Metabolik ve hormonal bozukluklar nasıl gelişiyor?

CEVAP:

Metabolik ve hormonal bozukluklar, dismetabolik ya da metabolik send- rom diye tanımlanan birçok klinik sorunun bir araya toplanmasıdır.

Nedir, bu metabolik ve hormonal bozuklukların altında yatan birçok klinik sorun?

• Kan yağlarının alt üst olması ve özellikle kan yağlarından trigliseridlerin yükselmesi, insülin ve kan şekeri yüksekliğine bağlıdır. Karaciğer yağlanmasının bir sonucudur.

• KOLESTEROL VÜCUDUMUZUN ÜRETTİĞİ EN ÖNEMLİ ANTİOKSİDANDIR. Yüksek kan şekerinin ve yüksek insülin hormonunun toksik etkilerini ortadan kaldırmak ve organizmayı korumak amacıyla vücudumuzun tüm hücreleri tarafından üretilmektedir (kolesterol konusunda detaylı bilgileri Karatay Diyeti, Karatay Diyetiyle Yaşam Boyu Sağlık kitaplarında ve önsözünü yazdığım dostum UfFe Ravnskov’un Kolesterol Gerçeği kitabında bulabilirsiniz).

• Karbonhidrat metabolizmasının bozulması, gizli şeker ve aşikâr şeker hastalığı gibi hastalıklarda da, kan yağlarında aşırı dengesizlik ve bozukluk gelişir, ortaya çıkar. Bir organizmada şeker (früktoz) zehirlenmesinin en önemli belirtilerinden biri, kan trigliseridlerinin aşırı düzeyde yükselmesidir. Trigliseridlerin aşırı düzeyde yükselmesi, kolesterolün ve lipitlerinin dengesinin bozulmasını tetiklemesinden dolayıdır.

• ÎNSÜLİN YÜKSEKLİĞİ, TANSİYON YÜKSEKLİĞİ NEDENİDİR. HASTALARDA TANSİYON YÜKSEKLİĞİ HORMONAL DENGESİZLİĞİN BELİRTİSİDİR.

• Kalp damar hastalıkları ve kalp krizi, insülin yüksekliğine ve kan şekeri yüksekliğine bağlıdır. Nedeni de, insülin hormonunun, kanın pıhtılaşmasını ve yapışkanlığını artırmasıdır; kanın (trombositlerin) pıhtışalma- sını sağlayan kan hücrelerinin birbirine yapışması, bir araya toplanarak kümeler oluşturması ve kanın pıhtılaşma özelliğinin artmasıdır.• KISACA KALP DAMARLARI, BEYİN DAMARLARI, BÖBREK DAMARLARI, GÖZ DAMARLARI, BACAK DAMARLARININ KAN PIHTISI İLE TIKANMASININ NEDENİ, KAN ŞEKERİ VE KAN İN- SÜLİNİNİN DEVAMLI BİR ŞEKİLDE YÜKSELMESİ VE YÜKSEK DÜZEYLERDE KALMASIDIR.

• Kan şekeri ve insülin yüksekliğinin sebebi de, bildiğimiz gibi glisemik indeksi yüksek yiyeceklerin (tatlılar, şekerler, hamur işleri, asitli ve şekerli içecekler, trans yağ içeren yiyecekler) aşırı şekilde yenmesi sonucudur! Hayati önemi olan hormonların ana maddesi kolesterol yüksekliğinin sebebi de, insülin ve şeker metabolizmasının bozukluğuna bağlıdır.• Kolesterol, hücrelerimiz ve hücre zarlarımız için, binaları depreme karşı dayanıklı kılan taşıyıcı ‘kolonlar’ gibidir; HÜCRE ZARININ TAŞIYICI KOLONLARI KOLESTEROLDÜR. Kolesterol hücre zarları için bir tutkal görevi görmektedir.

HÜCRE ZARININ SAĞLAM VE GÜÇLÜ OLMASI, KALINLIĞI, DİRENCİ/ DAYANIKLILIĞI, GEÇİRGENLİĞİ (PERMABİLİTESİ), DE- FORMASYONU HÜCRE ZARINDA BULUNAN KOLESTEROL DÜZEYİNE BAĞLIDIR.

• Xia ve arkadaşları, 2008 yılında yaptıkları çalışmada, pankreasın beta- hücrelerinin zarlarından kolesterolü çıkardılar, neticede insülin yapımının ve sekresyonun bozulduğunu gösterdiler.

• Sukhija ve arkadaşları da, 2009 yılında yaptıkları araştırmada, hastaların ‘statin ile tedavisi sonucunda tüm vücut kolesterolünün azaldığını ve Tip-2 diabetes mellitus (yetişkin şeker hastalığı) riskinin arttığını gösterilmişlerdir.

• Dr. Bernard Forette ve arkadaşları, 1989 yılında yaptıkları çalışmada, yüksek kolesterolü olan yaşlı kadınların daha uzun yaşadıklarını, düşük kolesterolü olan kadınlarda mortalitenin (ölüm oranı) yüksek kolesterollü kadınlara oranla yüzde 5 daha fazla olduğunu bildirmişlerdir.

• Shestov ve arkadaşları, 1993 yılında, kan LDL’sinin (düşük dansiteli lipop- rotein) bildirilen ve o dönemde normal olarak kabul edilen (150 mg/dl) değerler içinde olan kişilerde, İKH (kalp krizinin) hakikaten düşük oranda görüldüğünü, buna karşın kan LDL’si 112 mg/dlden düşük olanlarda ise İKH (kalp krizi) görülme riskinin daha fazla olduğunu bildirilmişlerdir.

Aslında LDL kolesterol değerleri nedense her sene yeniden düzenlenmekte ve her sene daha düşük düzeylerin normal olduğu bildirilmektedir. Peki hangisine inanacağız, hangisini kriter olarak alacağız?

• İsveç Karolinska Enstitüsü tarafından da, yüksek kolesterolün damar sertliği denilen ‘aterosklerotik’ hastalıklara bağlı ölüm oranını artırmadığı bildirilmiştir.

• Shanoff ve arkadaşlarının 1970 yılında yayınladıkları önemli Toronto Çalışmasının sonuçları da oldukça ilginçtir. Shanoff ve arkadaşları, üniversite hastanesinde kalp krizi geçiren 120 erkek hastayı 10 yıl süreyle izlemişler, düşük kolesterolü olan hastaların, yüksek kolesterolü olan hastalarla eşit oranda kalp krizi geçirdiklerini bildirmişlerdir.

• ABD’ye tüm medikal uygulamaları dikte eden, uluslararası tıp otoritesi olarak kabul edilen ve tanınan Ulusal Kalp Akciğer ve Kan Enstitüsünden de (National Heart Lung Blood Institute) oldukça çarpıcı sonuçlar bildirilmiştir. Düşük kolesterolü olan kadınlarda, yüksek kolesterolü olan kadınlara oranla mortalite oranının (ölüm oranı) daha yüksek olduğu gösterilmiştir.

• 1980 yılında, British Medical JournaMa (İngiliz Tıp Dergisi) yayınlanmış olan bir bilimsel çalışmada da, kan kolesterolleri düşük, normal ya da yüksek olanların mortalite (ölüm) oranlarının aynı olduğu bildirilmiştir.

• TOTAL KOLESTEROLÜ (KAN LİPİDLERÎ/LİPOPROTEÎNLERİ) ÇOK YÜKSEK OLANLAR, HER ŞEYDEN ÖNCE METABOLİK BOZUKLUKLARINI DÜZELTMELİDİRLER. YALNIZ KOLESTEROL İLACI KULLANARAK, HİÇBİR METABOLİK BOZUKLUK DÜZEL- MEMEKTEDİR. Burada önemli olan bataklığın kurutulmasıdır, sinekleri öldürmeye uğraşmanın hiçbir faydası yoktur.

Familyal hiperkolesterolemi (familial hypercholestrolemi) denen hastalık nedir?


Familyal hiperkolesterolemi dediğimiz, kolesterol yüksekliği ile seyreden ve toplumlarda son derece ender olarak görülen genetik bir varyasyon vardır. Familyal hiperkolesterolemi bir toplumda ancak 500/1 oranında görülen genetik bir mutasyondur, genetik bir varyasyondur, hastalık değildir!Familyal hiperkolesterolemili kişilerde doğuştan, kandaki kolesterolü hücrelerin içine alacak olan LDL/düşük yoğunluklu lipoprotein reseptörleri yoktur, bulunmamaktadır. Her toplumda 500/1 gibi çok az oranda görülen bu kişilerin, bütün vücut hücrelerinde kolesterolü hücre içine alacak LDL bağlantıları inşa edilmemiştir. Bunu aynen bir marangozun, kapılara menteşe koymayı unutmasına benzetebiliriz!Hücrelerin LDL reseptörlerinin yokluğuna bağlı olarak, kanda dolaşmakta olan kolesterol, hücrelerin içine giremediği ve kullanılamadığı için yüksektir, yüksek kalmaktadır. Bu kişilerde, her hücre yaşayabilmek ve hayatta kalabilmek için kendi kolesterollerini yapar.


Bu hastalarda görülen yüksek kolesterol, kalp krizi için risk faktörü değil midir?

Familyal hiperkolestrolemisi olan kişilerin (ki bunlar hasta değildir), doğal besinlerle beslenip sağlıklı bir yaşam biçimi sürdükleri zaman daha uzun süre yaşadıkları bilinmektedir.Kolesterol vagonuna binenler tarafından sık sık ileri sürülerek örnek olarak kullanılmış olsa da, bu kişilerde yüksek kolesterolün risk faktörü olmadığı birçok bilimsel çalışma ile gösterilmiştir.

1980-1989 yılları arasında, İngiltere Ulusal Bilim Kurulu tarafından, 60-74 yaşlarında olan, familyal kolestrolemili 282 erkek ve 244 kadın izlenmiş, ölüm oranlarında ve kalp krizine bağlı ölümlerde bir artış olmadığı gösterilmiştir. Önemli olan bir nokta ise, bu kişilerde kalp krizinden ölüm oranının yüzde 56 azaldığı bildirilmiş olmasıdır. Bütünhastalıklardan meydana gelen ölüm oranının da yüzde 31 oranında azaldığı bildirilmiştir.Ender bir genetik varyasyon olan bu metabolik bozukluğun, klinikte rastladığımız, genç yaşlarda gelişen ‘hiperkolesterolemi’ ya da ‘hiperlipoproteinemi’ olan kişiler ile kesinlikle karıştırılmaması gerekmektedir, nedenleri tamamen farklıdır. Her iki metabolik bozukluğu aynı hastalık belirtisi olarak anlamak ve anlatmak, elmalar ile armutları aynı sepete koyup bir tek meyveymiş gibi kabul etmeye benzemektedir.

Peki, niçin LDL kolesterole ‘kötü kolesterol’ deniyor?

Nobel ödülü kazanmış olan iki bilim adamı, Michael Brown ve Joseph Goldstein, familyal hiperkolestrolemisi olan kişilerde görülen damar bozukluklarını LDL kolesterolün yüksekliği sonucu olduğunu düşünmüşlerdir. Daha sonraları bu düşünceye dayanarak, LDL kolesterolü yüksek olan tüm kişiler aynı sınıfa konup LDL kolesterolün damarları tıkayarak kalp krizine neden olduğu görüşü geliştirilmiştir. Bunun sonucunda LDL’nin adı ‘kötü kolesterol’ olarak anılmaya başlanmıştır.

Familyal hiperkolesterolemi ile metabolik bozukluk sonucu oluşan aterom plakları arasındaki fark ne?

FAMİLYAL HİPERKOLESTROLEMİSİ OLAN KİŞİLERİN, ANNELERİNİN VE BABALARININ ‘CYP27A1’ ADLI GENLERİNDE MUTASYON (DEĞİŞİKLİKLER) OLUŞMUŞTUR.124 Her iki ebeveyndeki bu değişiklik genler ile çocuklarına geçince, familyal hiperkolestrolemi denilen varyasyon ortaya çıkmaktadır. Bu durumun son derece ender görüldüğünü bir kez daha vurgulamak istiyorum! Ülkemizde akraba evliliklerinden doğan çocuklarda daha sık görülür. Dünyada en sık olarak Fas’ta yaşamakta olan Musevi cemaatinde (108 kişiden 1 kişide) görülmektedir.Familyal hiperkolestrolemisi olan kişilerde LDL reseptörleri bulunmaz demiştik, bu kişilerde genel olarak cilt altlarında sarı renkli olan LDL birikimleri meydana gelmektedir. Sarı renkte olan LDL toparlaklarına, bilimsel olarakXantoma’ adı verilir, bunların damarların içinde oluşan aterom plaklarıyla hiçbir alakası yoktur. Xantoma, eski Yunancadan alınmış bir kelimedir ve ‘sarı’ anlamına gelmektedir.Xantomalar açılıp mikroskopta incelendikleri zaman, kristalize saf kolesterol birikimi olduğu görülür. Aterom plaklarının içini mikroskopta incelediğimizde ise, son derece komplike yani karmakarışık bir yapı ile karşılaşırız; damarları tıkayan aterom plakları, beyaz kan hücreleri (lökositler), düz kas hücreleri, kalsiyum, bağ dokusu, çeşitli yağ asitleri ve kolesterolden oluşurlar.Bu noktada dikkatinizi bir kez daha çekmek isterim ki, LDL kolesterol, Xantomayı tek başına oluşturmaktadır ama aterom plaklarını tek başına oluşturmamaktadır! Bu sebeple familyal hiperkolestrolemi ile metabolik bozukluk sonucu organizmada meydana gelen ve damar tıkanıklarının nedeni olarak gösterilen aterom plakları’ arasında hiçbir benzerlik yoktur.Ancak, kolesterol vagonuna binmiş olanlar, bilimsellikten uzak bir şekilde sadece kolesterol yüksekliğini bahane ederek, temel nedenlerinin değişik olduğunu görmezlikten gelmekte ve halkımıza her iki metabolik bozukluğu aynıymış gibi anlatmaya devam etmektedirler.Yetişkin yaşlarda, metabolik bozukluklar sonucu lipit profilinin bozulmasının, familyal hiperkolesterolemi sorunuyla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Maalesef bugün hekimlerin çoğu, kolesterolü yüksek bulunan hastalara, kolesterol yüksekliklerinin familyal olduğunu söyleyerek işin kolayına kaçmakta, aynı zamanda da halkımızı korkutarak yanlış yollara sürüklemektedir.FAMİLYAL YA DA AİLESEL KOLESTEROL YÜKSEKLİĞİ TERİMİNİ, METABOLİK BOZUKLUKLAR SONUCU KOLESTEROLÜ YÜKSELEN KİŞİLER İÇİN KULLANMAK TAMAMEN YANILTMACADIR VE YANLIŞ BİR YORUMDUR!Maalesef bilerek ya da bilmeyerek bu korkular yaratılmakta ve insanlar perişan edilmektedir! Birçok çalışmada, genetik olan, ana rahminde/doğ- duğu andan itibaren yüksek kan kolesterolü olan kişilerin, 50-60 yaşlarına kadar yaşadıkları gösterilmiştir. Bu kişilerde görülen yüksek kan kolesterolünün ise kalp hastalıkları açısından bir risk oluşturmadığı gösterilmiş ve kanıtlanmıştır.İleri yaşlarda veya ergenlik çağında ortaya çıkan kolesterol yüksekliğininise birçok nedeni bulunmaktadır. En önemli neden, yüksek glisemik indeks- li yiyeceklerdir (tatlı ve şekerlemeler, gazlı ve şekerli içecekler, unlu ve nişastalı yiyeceklerdir vb). Yiyecek ve içeceklere bağlı olarak karaciğer yağlanması ve insülin direnci gelişen çocuk ve gençlerde görülen kolesterol yüksekliğinin, genetik varyasyona bağlı olan ve familyal hiperkolesterolemi diye adlandırılan hastalıkla hiçbir alakası yoktur.

Çocuklarda yiyecek ve içeceklere bağlı metabolik bozukluklar sonucu görülen kolesterol yüksekliği tehlikeli mi, bu durumda ilaçlarla kolesterolü düşürmeye çalışmak doğru mu?

• Çocuklarda görülen kolesterol yüksekliği tehlikeli değildir.• Çocuklarda görülen kolesterol yüksekliğinin ileri yaşlarda kalp krizine neden olduğu gösterilmemiştir.• Gelişme ve büyüme çağında olan çocuklarda görülen kolesterol yüksekliği, yeni hücre yapımı için gerekli olduğu için yüksektir.• Ana rahmindeki bebelerin de bu nedenlerle kolesterolleri yüksektir.• Ayrıca çocuklarda kan kolesterolünün yüksek olması, ileri yaşlarda da yüksek kalacağının bir göstergesi değildir. Eğer sağlıklı besleniyorlarsa ve ergenlik çağından sonra da buna devam ederlerse kolesterolleri düşmeye başlamaktadır.• BU NEDENLERLE GENÇLERİMİZDE KOLESTEROL DÜŞÜRÜCÜ İLAÇ KULLANMAK DOĞRU DEĞİLDİR, ONLARIN GELİŞMELERİNİ VE BÜYÜMELERİNİ ÖNLEDİĞİ İÇİN SON DERECE ZARARLIDIR.

Çocukların ve gençlerin neden erken yaşlarda karaciğerleri yağlanıyor?

Anne babalar, çocuk bakıcıları, öğretmenler ya da büyükanne ve büyükbabalar, şekerli ve kolalı içecekleri, tatlı ve şekerlemeleri ve kek, pasta, börek gibi hamur işlerini çocukların yanında sıkça tüketiyorlarsa, doğal olarak çocuklar da onu görüp isteyeceklerdir. Bundan ‘doğal’ ne olabilir ki? Ama bunun bedeliolarak hem büyüklerin hem de küçüklerin trigliseridleri yükselecektir.134,135KARACİĞERİNİN YAĞLANMASI/GÖBEKLENMELERİNİN EN ÖNEMLİ SEBEPLERİNİN BAŞINDA, KANA HIZLA KARIŞAN VE KAN ŞEKERİNİ ANİDEN YÜKSELTEN, GAZLI VE ŞEKERLİ İÇECEKLER, DONDURMALAR GİBİ SIVI ŞEKERLER GELMEKTEDİR. Karaciğerlerinin yağlanması ve trigliseridlerin yükselmesi, çocuklarımızda ve gençlerimizde kolesterol yükselmesinin en önemli sebebidir!Karatay Diyeti, Karatay Diyetiyle Yaşam Boyu Sağlık, Karatay Mutfağı ve Ka- ratay Diyetiyle Obezite ve Diyabete Çözüm Var adlı kitaplarımda, bilimsel referanslar ile birlikte açıklamış olduğum gibi, konjenital olanının dışındaki kolesterol yüksekliği genetik değildir, önlenebilir, ‘sağlıklı beslenme ve yaşam biçimi’ ile ve yüksekliğin temelindeki hastalık tedavi edilerek kolesterol dengelenebilir.Familyal hiperkolestrolemi dışında, çeşitli metabolik ve hormonal bozukluklar sonucu aynı aile içinde yüksek kolesterol görülmesinin tek nedeni, aynı aile içinde alışılmış olan ve devam eden sağlıksız beslenme ve bozuk yaşam biçimidir.134 135 136HORMONAL DENGESİZLİKLER SONUCU GELİŞMİŞ OLAN METABOLİZMA BOZUKLUKLARINA TIP DİLİNDE ‘DİSMETABOLİK HASTALIKLAR’ DENİR. İLAÇLARLA DÜZELTİLEMEZ, ANCAK SAĞLIKLI YAŞAM VE BESLENME BİÇİMİ DEĞİŞİKLİKLERİ İLE DÜZELTİLEBİLİR.Çocuklara ne verirsek, onları nasıl beslersek ve onlara ne şekilde örnek olursak, çocuklar odur! O şekilde büyüyüp, gördükleri gibi yaşayacaklardır. Önemli bir atasözümüz “Armut dibine düşer” der, unutmayalım!

Kolesterole değil, temelindeki hastalıklara bak diyorsunuz...

Evet, kolesterolün birçok faydası vardır ve yararları birçok bilimsel araştırma ile gösterilmiş, kanıtlanmıştır. Kronik/dejeneratif hastalıkların nedeninin yüksek glisemik indeksli yiyecekler (gazlı ve şekerli içecekler, tatlı ve şekerlemeler, kek, pasta ve börek gibi unlu/nişastalı hamur işleri vb) olduğu artık biliniyor. Bu konuda tarih öncesi dönemden beri binlerce bilimsel yayın yapılmış ve birçok kitap yayınlanmıştır. Bu alanda Karatay Diyeti, Karatay Diyetiyle Yaşam Boyu Sağlık, Karatay Mutfağı ve Karatay Diyetiyle Obezite ve DiyabeteÇözüm Var adlı kitaplarımda da 300 e yakın bilimsel referans ve kaynak kitap adı verilmiştir.

Önemli bir kardiyoloji dergisi olan American Journal of Cardiolojvde, 1989 yılında yayınlanmış olan meşhur Framingham çalışmasının bazı bölümlerindeki sonuçlarını, nedense bazı kimseler kaynak olarak görmemekte ve göz ardı etmektedir. Peki, neden bu kadar prestijli bir kardiyoloji dergisinde yayınlanan ve çok önemli bir araştırma olarak ileri sürülmekte olan Framinham çalışmasının o bölümleri senelerden beri sümen altı edilmektedir? Bütün kardiyologların titizlikle kaynak gösterdiği Fragminham çalışmasında, kan kolesterolü lmg/dl düşen kişilerin koroner arter hastalığı ve total mortalité oranlarının yüzde 11 artmakta olduğu bildirilmiştir. Ayrıca, kalp krizine bağlı ölümlerin de arttığı bildirilmiştir!

Hocam bildiğimiz kadarıyla hekimlerin kullanmakta olduğu kılavuzlar, sizin bu açıkladıklarınıza ters düşüyor, neden?

Hekimlerin kullanması gerekliymiş gibi ileri sürülen kılavuzların ilaç firmaları tarafından hazırlatıldığı bilinmektedir. Mesela 2004 yılında, Amerikan Kalp Derneği tarafından, bir komiteye yetişkinler için ‘kolesterol tedavisi’ kılavuzu hazırlatılmıştır ve daha sonra bu kılavuzu hazırlayan saygın hekim otoritelerinin, ilaç firmalarıyla fınansal bağlantı ve ilişkileri bulunduğu yine Amerikan Kalp Derneği tarafından açıklanmıştır.ABD kurallarına göre, firmaların bu gibi fınansal ilişki ve bağlantıları bildirmeleri zorunludur. Çünkü bildirmedikleri ortaya çıkınca, oldukça yüklü cezalar ödemeleri gerekmektedir. Bu isimlerin kimler olduğu, hangi firmalarla ilişkili oldukları Liste-l’de görülmektedir.

Hocam, basında yer alan konuşmalarda sık sık hekimlerin “kılavuz kılavuz” dediklerini duyuyoruz. Hasta tedavisi için düzenlenmiş olan kılavuzlar ne anlama geliyor?

Kılavuzun lügat anlamı, yol gösteren demektir. Ancak medikal uygulamalar için düzenlenmiş olan kılavuzlar daha başka amaçlarla hazırlanmaktadır.İleri sürülenin aksine, bu kılavuzlar ABD’de özellikle hekimleri korumak için hazırlanırlar, sandığımız gibi hastalar için hazırlanmaz. ABD’de hekimlik, pasif hekimliktir yani hastaları iyileştirme, hastaları düzeltme amacı ikinciplandadır. Hekimler, herhangi bir şikâyet ve hukuki yargılama durumunda, bu kılavuzlar içinde hareket ettiklerini belirtikleri ya da ispat ettikleri zaman, savcı ve hâkimler tarafından suçlanamıyorlar. Böylece yüksek miktarda tazminat ödemekten kurtuluyorlar.Biliyorsunuz, ABD’de ‘mal-practice’ yani yanlış’ ya da ‘kötü’ hekimlik diyeceğimiz olaylarla hekimlerin suçlanması ve yüksek miktarda tazminat talep edilmesi büyük bir sektör halindedir. Bu amaca yönelik hekim ve hastaneleri suçlamak ve tazminat alabilmek için özel avukatlar yetişmiş, özel avukatlık büroları açılmıştır. Yalnız bu yolla, medikal hataları ispatlayarak geçimini sağlayan avukatlar yüksek miktarda para kazanmaktadır.İşte hekimleri ve sağlık kuruluşlarım bu davalarda koruma amacıyla, tıp dernekleri, uzmanlarına kılavuzlar hazırlatırlar. Bu kılavuzlar hasta bakımı ya da hasta tedavi amaçlı değildir.Ülkemizde maalesef çok önemli belgelermiş gibi ileri sürülmektedir. Katılmış olduğum kardiyoloji uzmanlık imtihan jürilerinde, kılavuzların maddeleri adaylara sorulmakta ve ezberlenmiş olarak, teker teker aynı şekilde sıralamaları istenmektedir. Kılavuzların hiçbiri medikal bilgi kaynağı değildir ve olmamalıdır!İlaçlarla ilgili olan kılavuzlar hazırlanıyorken de, tabii ki ilaç firmalarının desteği alınmaktadır. Amerikan Kalp Derneğinin, kolesterol ve kan yağları konularında hazırlatmış olduğu ve daha sonra tespit edip bildirdikleri, kılavuzu hazırlayan hekimlerin fînans bilgileri ve ilaç firmalarıyla ilişkileri orijinal şekli ile Liste-l’de yer alıyor. 2004 yılında, kolesterol tedavisi kılavuzunu hazırlayan 9 kişiden, yalnız bir tanesinin firmalarla fınansal ilişkisi bulunmamaktadır. Geri kalan 8 hekimin ise, birçok firmayla bağlantıları ve firmalardan aldıkları yardımların ve desteklerin miktarları gösterilmiştir (Liste-1).

‘ATP III Update 2004: Financial Disclosure’

1. Dr. Grundy has received honoraria from Merck, Pfizer, Sankyo, Bayer, Merck/Schering-Plough, Kos, Abbott, Bristol-Myers Squibb, and AstraZeneca; he has received research grants from Merck, Abbott, and Glaxo Smith Kline. Dr. Grundy.

2. Dr. Cleeman has no financial relationships to disclose.

3. Dr. Bairey Merz has received lecture honoraria from Pfizer, Merck, and Kos; she has served as a consultant for Pfizer, Bayer, and EHC (Merck); she has received unrestricted institutional grants for Continuing Medical Education from Pfizer, Procter & Gamble, Novartis, Wyeth, AstraZeneca, and Bristol-Myers Squibb Medical Imaging; she has received aresearch grant from Merck; she has stock in Boston Scientific, IVAX, Eli Lilly, Medtronic, Johnson & Johnson, SCIPIE Insurance, ATS Medical, and Biosite.

4. Dr. Brewer has received honoraria from AstraZeneca, Pfizer, Lipid Sciences, Merck, Merck/Schering-Plough, Fournier, Tularik, Esperion, and Novartis; he has served as a consultant for AstraZeneca, Pfizer, Lipid Sciences, Merck, Merck/Schering-Plough, Fournier, Tularik, Sankyo, and Novartis.

5. Dr. Clark has received honoraria for educational presentations from Abbott, AstraZeneca, Bristol-Myers Squibb, Merck, and Pfizer; he has received grant/research support from Abbott, AstraZeneca, Bristol-Myers Squibb, Merck, and Pfizer.

6. Dr. Hunninghake has received honoraria for consulting and speakers bureau from AstraZeneca, Merck, Merck/Schering-Plough, and Pfizer, and for consulting from Kos; he has received research grants from AstraZeneca, Bristol-Myers Squibb, Kos, Merck, Merck/Schering-Plough, Novartis, and Pfizer.

7. Dr. Pasternak has served as a speaker for Pfizer, Merck, Merck/Schering- Plough, Takeda, Kos, BMS-Sanofi, and Novartis; he has served as a consultant for Merck, Merck/Schering-Plough, Sanofi, Pfizer Health Solutions, Johnson & Johnson-Merck, and AstraZeneca.

8. Dr. Smith has received institutional research support from Merck; he has stock in Medtronic and Johnson & Johnson.

9. Dr. Stone has received honoraria for educational lectures from Abbott, AstraZeneca, Bristol-Myers Squibb, Kos, Merck, Merck/Schering- Plough, Novartis, Pfizer, Reliant, and Sankyo; he has served as a consultant for Abbott, Merck, Merck/Schering-Plough, Pfizer, and Reliant.

Liste-1
2004 yılında ‘yetişkinler için kolesterol tedavisi’ konusunda kılavuzu hazırlayan hekimlerin finans bilgileri ve ilaç firmalarıyla ilişkileri (Kaynak: Amerikan Kalp Derneği, orijinal metin)

Kılavuzların kimler tarafından hazırlandığı bildirildikten sonra, 28 Şubat 2012 tarihinde Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu yani meşhur FDA, kolesterol ilaçlarının yan etkilerinin ilaç kutularına yazılmasını zorunlu kılmıştır. Bunun orijinal belgesi de Liste-2’de yer almaktadır.

Safety Alerts Cite Cholesterol Drugs’ Side Effects

February 28,2012 - FDA Warning on Statin Side Effects Federal health officials on Tuesday added new safety' alerts to the prescribing information for statins, the cholesterol-reducing medications that are among the most widely prescribed drugs in the world, citing rare risks of memory loss, diabetes and muscle pain.It is the first time that the Food and Drug Administration has officially linked statin use with cognitive problems like forgetfulness and confusion, although some patients have reported such problems for years. Among the drugs affected are huge sellers like lipit or . Zocor. Crestor and Vvtorin.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp