Canan Karatay Kolesterolün Suçsuz Olduğunu Artık Gör, Esas Suçluyu Bul!

Canan Karatay Kolesterolün Suçsuz Olduğunu Artık Gör, Esas Suçluyu Bul! : Soru:Obezite/diyabet hastalığı neden zararlıdır?

Cevap:Obezite/diyabet hastalığı, başta kalp ve damar hastalıkları olmak üzere birçok ölümcül hastalığa sebep olmaktadır.1819 Bu nedenle, öncelikle obezite, diyabet ve kalp hastalığının ilişkisini anlamamız gerekiyor.

DİYABETLİ HASTALARIN, DİYABETİ OLMAYAN HASTALARA ORANLA KALP KRİZİ GEÇİRME RİSKİ 8 KAT DAHA YÜKSEKTİR.
Buna karşın, kalp krizi geçiren hastaların kan kolesterol değerleri hiçbir zaman 8 kat yüksek olarak bulunmamıştır. Kalp krizi geçiren hastaların yarısının kan kolesterolleri normaldir ve kolesterolü yüksek olan kişilerin de yarısının koroner arterleri normaldir. Diğer bir deyişle kolesterolleri yüksek olan kişilerin yarısı da kalp krizi geçirmemektedir. İsveçli bilimadamı Dr. Uffe Ravnskov, Kolesterol Gerçeği adlı kitabında bu konuları bilimsel olarak geniş bir şekilde açıklamaktadır.20Boston, Massachusettsde Dr. Elliot P. Joslin (meşhur Joslin Diyabet Merkezinin kurucusudur), 36 yıldan fazla bir süre diyabetli hastalarının yüzde 97’sini izlemiştir. Kalp hastalığında kolesterolün rolü olduğu düşüncesiyle, tüm hastalarının kolesterol değerlerini merak ederek ölçmüştür. Sonuç olarak, arteriyosklerozu olan hastalarının kolesterolünün yüksek olmadığını görmüş ve bildirmiştir. Kan kolesterolü değerlerinin gerek diyabet, gerekse damar sertliği yani arteriyosklerozla bir ilişkisi olmadığını uzun süren incelemeleri ve gözlemleri sonucu açıklamıştır; damar serliği ile kan kolesterolü arasında bir ilişki bulamadığını bildirmiştir. Dr. Elliot P. Joslin, bulgularını şu şekilde açıklamıştır: “Damar sertliği en çok kan kolesterolü düşük olan diyabet hastalarında görülmektedir.”21Dr. Joslin’in bilimsel makalesi 1930’lu yıllarda yayınlamıştır. Aynı gözlem ve bulgular, 1995 yılında Dr. Y. D. Chen tarafından yapılan bilimsel araştırmayla da desteklenmiştir. Dr. Chen, diyabetik hastalara önerilen az yağlı ve fazla miktarda karbonhidratlı (yüksek glisemik indeksli) beslenme tarzının, şeker hastalarında, kalp ve damar hastalıklarının birçok risk faktörünü artırdığını bildirmiştir. Dr. Chen’in bilimsel çalışması Diabetes Care dergisinde 1995 yılında yayınlaşmıştır.22Son zamanlarda yapılan geniş epidemiyolojik çalışmalarda, yiyeceklerimizde bulunan yağların değil de, işlem görmüş, unufak edilmiş karbonhidratların, yani sağlıksız karbonhidratların fazla miktarda tüketilmeleri sonucu, kalp hastalıkları riskinin arttığı gösterilmiştir.23 24 25ABD’nin önde gelen ve en güvenilir halk sağlığı okulunda (Johns Hopkins Bloomberg School of Public Health) 2005 yılında araştırmacılar, diyabetik olan ve olmayan kişilerde kan şekeri düzeylerini izlemişler; gerek diyabet hastalarında, gerekse diyabet tanısı konulmamış kişilerde kan şekerinin yüksek olmasının, kalp krizi riskini anlamlı olarak artırdığını bildirmişlerdir. Sonuç olarak da,

KALP KRİZİ RİSKİNİN ARTMA NEDENİNİN, YENİLEN DOYMUŞ YAĞLARA (TEREYAĞI, İÇ YAĞI, KUYRUK YAĞI) DEĞİL DE, KAN ŞEKERİNİ VE KAN İNSÜLİNİNİ YÜKSELTEN İŞLEM GÖRMÜŞ KARBONHİDRATLARA VE ŞEKERLİ İÇECEKLERE BAĞLI OLDUĞUNU BELİRTMİŞLERDİR.
2425Obezlerde/diyabet hastalarında, koroner damar hastalığı çok sık görüldüğü için, bu hastalara gerek kilo vermeleri gerek kalp krizi risklerinin azaltılması ya da giderilmesi amacıyla, sağlıklı olduğu sanılarak, sürekli bir şekilde az yağlı, fazla karbonhidratlı (yüksek glisemik indeksli) beslenme tarzı önerilmektedir. Oysa fazla miktarda karbonhidratla beslenen aşırı kilolu obez kadınlarda kalpkrizi riskinin çok artmış olduğu Harvard Tıp Fakültesi bilim insanları tarafından bildirilmiştir.19 Çünkü aşırı miktarda rafine edilmiş karbonhidratları yani Karatay Mutfağında sağlıksız karbonhidratlar’ olarak adlandırdığımız yiyecekleri tüketmenin zararlı etkisi, şişman kişilerde, zayıf kişilere oranla daha fazla olmaktadır. Maalesef diyabet hastalarının büyük çoğunluğu obezdir, şişmandır, göbeklidir ya da bel çevreleri oldukça genişlemiştir. Obezlere/diyabet hastalarına önerilmekte olan fazla karbonhidratlı beslenme sonucu, koroner hastalıklarının ilerlediği, kalp krizi risklerinin artmış olduğu ve genel durumlarının giderek daha da kötüleştiği bilimsel olarak bildirilmiştir.26Koroner damar hastalıklarının ilerlemesi, kalp krizinin artması ve kan şekeri kontrollerinin güçleşmesinin nedeninin, diyabetlilerde kan şekerinin ve insülin hormonunun uzun süre yüksek kalması olduğu bildirilmiştir. Selvin ve arkadaşları, ABD’de Johns Hopkins Hastanesinde yapılmış olan başka bir çalışmada, diyabetli olmayan fakat şeker yani karbonhidrat metabolizmasında düzensizlikler gelişmiş olan kişilerde dahi koroner kalp hastalığı riskinin iki kat arttığını göstermişlerdir.27Adı geçen çalışmada, menopozda olan kadınlarda, az yağlı ve fazla karbonhidratlı diyetle beslenme sonucu kalp hastalığı riskinin arttığı bildirilmiştir. Aynı bilimsel çalışmada menopozda olan kadınlara önerilen günlük besin değerlerinin oranları; yüzde 15 protein, yüzde 60 karbonhidrat ve yüzde 25 yağdan oluşmaktaydı.28ABD’nin California eyaletinde bulunan Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesindeki araştırmacılar ise 2000 yılında, az yağlı ve fazla karbonhidratlı (yüksek glisemik indeksli) beslenme ile fazla yağlı ve az karbonhidratlı (düşük glisemik indeksli) beslenmenin kan yağlarına ve kan kolesterolüne etkisini incelemişlerdir. Sonuç olarak, fazla karbonhidratlı beslenen grupta anlamlı şekilde kan yağı olan trigliseridlerin aşırı miktarda arttığını bildirmişlerdir.29Trigliseridler, şekerli ve unlu gıdalarla beslenme sonucu yükselen kan yağlarıdır. Bu nedenle araştırmacılar öneri olarak şöyle demişlerdir:

“AMERİKALILAR DİYETLERİNDE KARBONHİDRAT YERİNE, DOYMUŞ YAĞ TÜKETMEYE BAŞLAMALIDIRLAR.
Trigliseridler bir çeşit kan yağıdır. Rafine edilmiş unlar, hızlı hazmolunan yüksek glisemik indeksli yiyecekler (sağlıksız karbonhidratlar), şeker, şekerli içecekler, alkol, tatlı, fazla miktarda meyve ve meyve suyu tüketme sonucu yükselirler.30'31

İNSÜLİN DİRENCİNİ BAŞLATAN ZARARLI YAĞLAR TRİGLİSERİD- LERDİR, YANLIŞ BİLİNDİĞİ ÜZERE DOYMUŞ KATI HAYVANSAL YAĞLAR VE ZEYTİNYAĞI GİBİ BİTKİSEL YAĞLAR DEĞİLDİR!
Doğal köy tereyağı, soğuk sıkım zeytinyağı ya da işlem görmemiş yağlı, doğal kırmızı et tüketmekle kanda trigliserid değerleri azalmaktadır. Bunun sonucu olarak da karaciğer yağlanması gerilemekte, göbek çevresi incelmektedir. Ancak işlem görmüş (salam, sosis, sucuk, jambon vb) kırmızı etlerin gerek diyabet gerekse koroner kalp hastalığı riskini artırdığı gösterilmiştir.32İsveç Karolinska Üniversitesi Hastanesinden Dr. Lars, diyabet olmayan, fakat akut kalp krizi geçirmiş olan hastalarının şeker metabolizmalarında bozukluk başlamış olduğunu bildirmiştir (diğer bir deyişle hiperinsülinemik hastalık başlamıştır). Dr. Lars 2004 yılında Avrupa Kardiyoloji Kongresinde,

“KOLESTEROLÜ UNUTMALISINIZ, KALP KRİZİ GEÇİRMENİN VE ERKEN ÖLÜMLERİN EN GÜÇLÜ RİSK FAKTÖRÜ VE HABERCİSİ KAN ŞEKERİNİN YÜKSEK OLMASIDIR”
diye vurgulamıştır.332005 yılında da Dr. Chen ve arkadaşları yukarıda da değinmiş olduğumuz gibi az yağlı ve fazla karbonhidratlı diyetle beslenen diyabetli hastaların, kalp ve damar hastalıkları riskinin fazlasıyla arttığını bildirmişlerdir.34Bu bağlamda yeri gelmişken, aşırı tüketilen işlem görmüş rafine un ve unlu gıda (ekmek, kek, pasta, makarna, börek, çörek vb), pirinç, patates, şekerli içecek, meyve suyu (taze sıkılmış veya fabrikasyon), enerji içeceği ve alkolün, çok çabuk hazmedildiklerinden dolayı hemen kan şekerine dönüşerek kan şekerini ve insülin hormonunu aniden yükselttiğini ve uzun süre yüksek kalmasına sebep olduğunu hatırlatmak isterim!Birçok bilimsel çalışma, kalp krizi görülme oranının, yağlı yemeklerden sonra meydana gelmediğini göstermiştir. Bilinenin aksine, enfarktüs ya dakalp krizlerinin yüzde 75’inin fazla karbonhidratlarla yüklü (yüksek glimesik indeksli) yemeklerden sonra meydana geldiği gösterilmiştir.35,36Ülkemizde de çok yaygın bir kanı olan, yağlı yemeklerden hemen sonra kalp krizinin geçirildiği, kalp krizi vakalarının artmasının nedeninin aşırı yağlı yemeklerle beslenme olduğu fikri bilimsel olarak henüz hiçbir çalışma ile gösterilmemiştir. Çok ya da normal yağlı ve az karbonhidratlı beslenme, kalp hastalığı riskini artırmadığı gibi, genel olarak kabul edilmiş olan görüşün tam aksine bilakis azaltmaktadır.37,38 Bu alanda bir otorite olan, değerli bilimadamı J.}.

Kabaranın 2008 yılında yayınlanmış olan Fats are Good for You and Other Secrets: How Saturated Fat and Cholesterol Actually Benefit the Body adlı kitabı, sağlıklı yağların insan vücuduna ne kadar faydalı olduğunu açık bir şekilde anlatmaktadır.Peki, o zaman gerçekte kolesterol vücudumuzu nasıl etkiliyor?Kolesterolün vücudumuz için önemiyle ilgili detayları Karatay Diyetiyle Yaşam Boyu Sağlık kitabında uzun uzun anlatmıştık. Burada konuyu bir şekil ile özetlemek istiyorum.Kolesterol tüm hormonların anasıdır! Şekil-l’de görüldüğü gibi C23=Kolesterol formülünde 23 adet karbon (C) vardır. Bundan 2 karbon kaybettiği zaman seks hormonlarının temeli olan 21 karbonlu hormonlar oluşur; C21=Pregnelanon ve C21=Progestagenler (gebelik hormonları) yani glukokor- tiodler (stres hormonu olan kortisol), minertlokortikoidler (böbrek üstü bezlerinden üretilen vücutta tuz dengesini düzenleyen hormon).C23’ten 4 karbon kaybedildiğinde ise C19=Androgenler (androjen dediğimiz erkeklik hormonları) meydana gelmektedir. C23’ten 5 karbon kaybedildiğinde de C = Estrogenler (östrojen dediğimiz kadınlık hormonları) meydana gelmektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp