epilepsi hastalığı hemşirelik bakım planı

Epilepsi (sara), beyindeki hücrelerin kontrol edilemeyen, ani, aşırı ve anormal “deşarjlarına” bağlı olarak ortaya çıkan bir durumdur. Beyin, insan vücudunun ana kumanda merkezi gibidir. Beyin hücreleri arasındaki uyumlu çalışma, elektriksel sinyallerle sağlanır. Epileptik nöbet beynin kuvvetli ve ani bir elektriksel boşalımı sonucu oluşan kısa süreli ve geçici bir durumdur. Bir çocuk hayatında sadece bir defa epilektik nöbet yaşamış ve bir daha hiçbir sorunla karşılaşmamış olabilir. Epilepsi okul çağındaki her 1.000 çocuktan 8’ini etkilemektedirBirçok epilepsi vakasında, hastalık için kesin bir neden tespit edilememiştir. Epilepsi genetik kökenli olabilir. Nadiren de olsa, doğum esnasında beyine alınan bir darbe, yeni doğan çocuğun epilepsi hastası olmasına yol açabilir.

■ En sık rastlanan tipi, “jeneralize tonik-klonik” nöbetlerdir. Epilepsinin bu türüne “grandmal epilepsi” adı da verilir. Kişi önce kaskatı kesilir ve yere düşer. Tüm vücut kaslarında oluşan kasılıp gevşemeler bu durumu izler. Nöbet esnasındaki şiddetli hareketler ve hareketlerin kişinin kontrolü dışında olması, epilepsiyi esrarengiz kılan “mitlerin” dayanak noktasını oluşturmaktadır.Nöbetin “tonik” dönemi kişinin kaskatı kesildiği dönemdir. Beyin hücreleri omurilik üzerinden kaslara sinir lifleri gönderir. Beyin bu şekilde kasların kasılmasını sağlar. Göğüs kafesi kaslarının kasılması ile akciğerden boşalan hava, haykırmaya neden olur. Kısa bir süre soluk alma fonksiyonu durur ve kişi morarır. İdrar torbası dolu ise idrarını kaçırabilir. Bir dakika kadar sonra “klo- nik dönem” başlar. Bu dönem kasların kasılıp gevşemeleri ile karakterizedir. Hasta bu esnada dil veya yanaklarını ısırabilir. Bir dakika kadar süren bu durumdan sonra hareketler azalarak durur ve kaslar gevşer. Bu dönemlerde bilinç kaybı yaşanır. Hastalar yavaş yavaş kendilerine gelir. Bilinç önce kısmen düzelir, hasta şaşkın haldedir, bir süre bir şey hatırlamaz, uykulu bir hali vardır. Baş ağrısı ve kas ağrılarından yakınır. Kendine gelme süresi kişiden kişiye ve nöbetin şiddetine göre değişir. Nöbet bir veya iki dakika sürer. Nöbet beş dakikadan uzun sürerse veya kişi ilk kez nöbet geçiriyorsa hemen tıbbi yardım almak için acil servise başvurmak gerekir.

■ Bu nöbetler öncesinde herhangi bir öncü belirtinin olmayışı kişi için büyük bir dezavantajdır. Bu durumda nöbet öncesinde tedbir alma fırsatı bulunmamaktadır. Bu tür ön uyarısız nöbetler tehlikeli kazalara neden olabilmektedir. Bu nedenle hastaların tehlikelere karşı daha dikkatli olması gerekir. Ancak bazı hastalar yaşadıkları nöbetin saatler öncesinde kendilerini iyi hissetmediğini, huzursuzluk ve ağırlık hissettiklerini söylemektedir.

■ Başka bir nöbet tipi ise “dalma (absans, petit-mal) nöbeti”dir. Bu nöbet o kadar kısadır ki, hissedilmeden geçebilir. Absans nöbeti geçirenler hayal kuru- yormuşçasına çevrelerine birkaç saniye anlamsız gözlerle baktıktan sonra yaptıkları işlere devam ederler. El kol hareketi yoktur, kişi kısa bir zaman için şuurunu yitirmiştir. Bu hastalık tedavisiz kalırsa bir gün içinde defalarca tekrarlayabilir. Bu tip nöbetler çok kısa süreli olduğundan aile tarafından pek önemsenmeyebilir veya fark edilmeyebilir. Petit-mal dediğimiz ve ani bilinç kaybı ile birlikte konuşma yürüme, yeme gibi motor aktivitelerin kesilmesiyle birlikte görülen sara nöbetleri sık sık görülebilir. Nöbet sırasında vücut pozisyonu korunur, hasta yere düşmez, gözler bir noktada odaklanmış gibidir. Hasta iletişim kuramaz ve etrafının farkında değildir. Ani iletişim bozukluğu, tek bir kasta veya kas grubunda ani, kısa süreli kasılmalar vb. şekillerde ortaya çıkabilir. Hastada bilinç kaybı oluşur.

■ “Miyoklonik nöbetler”, şuur kaybı olmaksızın, tek veya tekrarlayan kas seğirmeleri şeklinde ortaya çıkar. Miyoklonik nöbetler özellikle yüz kasları gibi sınırlı gruptaki kaslarda meydana gelebilir veya kollarda veya bacaklarda büyük kas kitlelerini etkileyebilir, bu durum hastanın düşmesine veya kıvrılıp geriye gitmesine neden olabilir. “Juvenil miyoklonik epilepsi” (JME) genellikle ergenlik döneminde görülür ve şuur kaybı olmaksızın, genellikle kollarda düzensiz miyoklonik seğirmelerle karakterizedir. Nöbetler genellikle uyanmadan hemen sonra oluşur. Uykusuzluk bu tür nöbetleri tetikler. Hastalar ışığa duyarlıdır.

■ “Temporal lob epilepsi” çocukluk çağında ve erişkinlerde en sık görülen epilepsi sendromudur. Nöbetler genellikle “geç çocukluk” (çocukluktan ergenlik dönemine geçiş) aşamasında veya “ergenlik” döneminde başlar. Hipokampu- sun hemen yanında bulunan temporal beyin lobu (şakak bölgesi), hipokam- pusun diğer beyin bölgeleriyle ve özellikle de serebral korteks (beyin kabuğu) ile iki yönlü bağlantısını sağlar. Bu bölgeler zarar gördüğünde, “amnezi” olarak bilinen hafıza kaybı sendromları ortaya çıkar. Temporal lob epilepsisinin çocuklarda teşhis edilmesi oldukça zor olabilir çünkü çocuklar çektikleri sıkıntıları ifade etmekte zorlanabilir. Bu epilepsi türünün dışarıdan gözlemle- nebilen belirtileri arasında yüzde seğirmeler, tikler, sürekli yutkunma, ortalıkta olanları fark etmeden mırıldanma gibi durumlar yer almaktadır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp