Kuranı Kerimden Örnek Dualar

Kuranı Kerimden Örnek Dualar :

Bu bölümde de size Kur'ân-ı Kerîm'den bazı dua örneklerini nakletmek ve onların yararlarının bazılarından söz etmek istiyorum...

Okunuşu:
"...Rabbena atine fiyddünya haseneten ve fiyi ahırati haseneten vekına azaben nar." (2.Bakara: 201)

Anlamı:
"Rabbimiz, bize dünyada da hasene (Esmâ'nm güzel-liklerini yaşamayı) ver, sonsuz gelecek sürecinde de hase-ne (nefsimizdeki Esmâ'nm güzellikleri) ver; (ayrı düşmenin) ateşinden bizi koru."

Bilgi:
Rasûlullâh (s.a.v.)'in pek çok duasında bu âyete yer verdiğini Enes (r.a.) naklediyor bize... Bildiğimiz ve bilmediğimiz tüm dünya ve âhiret güzelliklerini dileyip; do-layısı ile ateş azabına yol açacak şeylerden korunmayı talep etmeyi öğretiyor bize bu dua.

Okunuşu:
"Rabbena la tuzığ kulubena ba'de iz hedeytena ve heb lena min ledünKE rahmeten, inneKE entel Vehhab."
(3.Â1-İ İmrân: 8)

Anlamı:
"Rabbimiz, bize hidâyet ettikten (hakikati gösterip idrak ettirdikten) sonra şuurumuzu (nefsaniyete-egoya) döndürme ve bize ledünnünden bir rahmet bağışla. Muhakkak sen Vahhab'sın."

Bilgi:
"Mümin'in kalbi Rahman'ın iki parmağı arasındadır"

Hadîs'inin işaret ettiği şekilde, kalplerimiz yani bilincimiz her an ilâhî kudrete tabiidir.

Bu sebeple ne kadar gerçeğe ermiş olursak olalım, her an o gerçekten sapmak mümkündür. İşte bu dua, hâline güvenmeyip, ilâhî inayeti talep içindir.

Bu duaya devam, kişinin saadet hâli üzere ölümü tatması için iyi bir işaret olarak değerlendirilebilir... Çünkü ısrarla devam edilen dua icabet işareti taşır.

Namazlarda son oturuşta, salâvatlardan sonra okunması şâyânı tavsiyedir.

Okunuşu:
"Rabbena ma halakte haza batıla * sübhaneKE fekma azaben nar; Rabbena inneKE men tüdhılinnare fekad ah-zeytehu, ve ma lizzalimiyne min ensar; Rabbena innena semi'na münadiyen yünadiy lil iymani en aminu Bi Rab-biküm fe amenna * Rabbena fağfir lena zünubena ve kef-fir anna seyyiatina ve teveffena maal'ebrar; Rabbena ve ati-na ma veadtena alâ RusuliKE ve la tuhzina yevmel kıyameti, inneKE la tuhlifül miy'ad." (3.Â1-İ İmrân: 191-194)

Anlamı:
"...Rabbimiz, bunları boş yere yaratmadın! Subhan'sın (yersiz ve anlamsız bir şey yaratmaktan münezzeh, her an yeni bir şey yaratma hâlinde olansın)! (Açığa çıkardıklarını değerlendirmemenin getireceği pişmanlıktan) yanmadan bizi koru" (derler). Rabbimiz, sen kimi ateşe atarsan onu muhakkak aşağılamış olursun. Nefsine 230 zulmedenlere hiçbir yardımcı (kurtarıcı) olmaz! Rabbimiz, gerçekten biz 'Hakikatinizi Esmâ'sıyla oluşturan Rabbinize iman edin' diye imana davet edeni duyduk ve hemen iman ettik. Rabbimiz, suçlarımızı bağışla, yanlışlarımızı sil; sana ermiş kullarınla birlikte olarak yanma al. Rabbimiz, bize, RasûUerine vadettiğini ver ve kıyamet sürecinde bizi rezil duruma düşürme! Muhakkak ki vaadinden dönmeyensin sen."

Bilgi:
Burada da Allâhû Teâlâ bizlere en kıymetli dua şekillerini öğretiyor.
Ayrıca, bu şekilde dua edildiği takdirde, bu duaya icabet edileceği de daha sonraki âyette kesinlikle ifade edilmistir.

Artık Cenâb-ı Hak tarafından icabet sözü verilmiş bir duaya da devam edemiyorsak, elbette diyecek bir şey kalmaz.

Okunuşu:
"...Rabbena zalemna enfüsena ve in lem tağfir lena ve terfianına lenekûnenne minel hasiriyn." (7.A'râf: 23)

Anlamı:
"Rabbimiz! Nefsimize zulmettik... Eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmet etmez isen, biz kesinlikle hüsrana uğrayanlardan oluruz."

Bilgi:
Hazreti Âdem ve Havva, cennet hayatı yaşarken, kaderlerindeki o mahut hatayı yaptıktan sonra, kendilerinden sâdır olan bu fiilin üzüntüsü içinde, yukarıda ifade olunan biçimde bağışlanma talep ettiler.

Ve bu duaları kabul olunarak, bir süre dünyada yaşa-dıktan sonra, yeniden cennet yaşamına dönme imkânına ulaştılar.

İşte Kur'ân-ı Kerîm'deki bu dua bize, "nefse zulmetmek" hâlinde ne yapmamız gerektiğini öğretiyor.

Hayatı nefsine zulmetmekle, yani "nefs"inde mevcut olan sonsuz kemâlin hakkını yerine getirememek suretiyle ona eziyet etmekle geçen bizlere de bu duaya devamdan başka bir şey kalmıyor.

Okunuşu:
"...HasbiyAllâhu, lâ ilahe illâ HUve, aleyhi tevekkeltü ve Huve Rabbül arşil azîym." (9.Tevbe: 129)

Anlamı:
"Allah bana yeter! Tanrı yoktur sadece 'HÛ'! O'na tevekkül ettim... Arş-ı Azîm'in Rabbi 'HÛ'dur!"

Bilgi:
Başınız haksız yere derde girdiği zaman bu âyeti günde beş yüz veya bin kere okumaya devam ederseniz, inşâAllâh kısa zamanda selâmete çıkarsınız...

Bu âyetteki duayı ilk okuyan İbrahim (a.s.)'dır.

ibrahim Aleyhisselâm Nemrud tarafından yakalattırılıp, mancınıkla ateş dağının içine fırlatıldığı zaman, havadayken Cebrail isimli melek gelir ve sorar...

— Yâ İbrahim senin için ne yapmamı istersin? İbrahim Aleyhisselâm cevap verir:

— Allah'a güvendim. O bana yeter... Tanrı yoktur O vardır! Ben O'na bağlanıp, işimi O'na bıraktım... Ki O Arş'm Azîm Rabbıdır...

İşte ibrahim Aleyhisselâm'm bu şekildeki ifadesinden sonra mucize olur; ve ibrahim Aleyhisselâm yavaş bir şekilde ateşin içine düşer fakat onu ateş yakmaz... Çünkü, Kur'ân-ı Kerîm'de anlatıldığı üzere "ateş soğumuş ve selâmet verici olmuştur" ibrahim Aleyhisselâm için, Allah emri ile... İşte, böyle bir mucizenin meydana gelmesine vesile olan anlayış ve ifade vardır bu duada...

Bakın bu dua için ne buyuruyor Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz bizlere:

"Kim sabah kalktığında ve geceye girdiğinde Allah'a güvendim o bana yeter, Tamı yoktur, Arş'ın Azîm Rabbi olan O vardır derse; bunu ister sıdk ile söylesin ister YA- 233 LANDAN (inanmayarak) söylesin, yedi defa söylediğinde Allah ona kâfi gelir..." Ebû Davud.

Dikkat edin!..

Bu hadîs-i şerîf'te çok önemli bir hususa işaret ediliyor!.. Allah'ın SİSTEM'ine!.. "Allah'ın düzeninde asla değişiklik olmaz" âyetiyle de vurgulanan SİSTEME...

Siz belli duaları veya zikirleri yaptığınız zaman, inan-sanız da, inanmasamz da, o yapılan çalışma, ilgili mekanizmayı, sistemi harekete geçirir ve mutlaka semeresini verir; demiştik...

İşte bu hadîs-i şerîf, söylediklerimizin açık-seçik ispatıdır. "Kişi ister SIDK ile ister yalandan yani inan-mayarak" yaptığında denmesi bunun apaçık göstergesidir.

Bu sebeple diyoruz ki, siz inanmasanız dahi bu zikirlere veya dualara bir süre devam edin, söylenildiği sistem üzere... Elbette neticesine ulaşacaksınız.

Allah bize bunun mânâsına ermeyi ve bu duayı edebil-meyi nasip etmiş olsun.

Okunuşu:
"...Rabbi inniy euzü BiKE en es'eleKE ma leyse liy Bihi 'ılm * ve illâ tağfirliy ve terhamniy ekün minelhasiriyn."(ll.Hûd: 47)

Anlamı:
"Rabbim! Bilgisine sahip olmadığım (içyüzünü bilmediğim) şeyi senden istemekten sana sığınırım! Beni bağışlamaz ve bana rahmet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum."

Bilgi:
Nuh Aleyhisselâm kavmini uyarmış, ama kendisini dinlememişlerdi. O da aldığı emri ilâhî üzerine bir gemi yaptı ve hayvanlardan birer çift ile yakınlarını gemiye davet etti. Ne çare ki oğlu ona inanmamış ve gemiye de binmemişti.

Tufan başladıktan sonra, seller üzerinde gemi yüzerken, dalgaların arasında boğulmak üzere olan oğlunu gördü ve onun kurtulması için ısrarla Rabbine dua etti... Ama ne çare ki duasına icabet gelmiyordu...

"... Muhakkak ki o senin ailenden değildir! Muhakkak ki o (hükmüme karşı oğlun konusunda ısrarlı olman) imanın gereği olmayan bir fiildir! Hakkında bilgin olmayan şeyi benden isteme! Muhakkak ki Ben sana cahillerden olmamam öğütlerim..." (ll.Hûd: 46)

İşte bu uyarıdan sonra Nuh Aleyhisselâm, yukarıda metnini verdiğimiz özrü, bağışlanmayı ihtiva eden duayı yaptı...

Bize, burada büyük ders vardır!.. Birçok akrabamız veya daha yakınımız, ailemizden kişiler vardır ki, gerçeği 235 örtmekte, inkârda, tanrı kabulünde inad edip dururlar. Oysa onlarla her ne kadar kan bağımız varsa da, ölüm ötesi yaşam içinde hiçbir yakınlığımız mevcut değildir...

Bu sebepten de onlar hakkında ısrar etmemiz, ya da onları zorlamamız abestir. Bize düşen sadece onların hidâyet bulması için Rabbimize dua edip, gerisini O'na bırakmaktır.

Muhakkak ki Allah'ın takdiri yerine gelecektir... Öyle ise bize hayırlı nesil talep etmek düşüyor... Bakın o da bize nasıl öğretiliyor:

Okunuşu:
"...Rabbena heb lena min ezvacina va zürriyyatina kurre-te a'yunin vec'alna lil müttekıyne imama."
(25.Furkân: 74)

Anlamı:
"Rabbimiz... Eşlerimizden (veya bedenlerimizden) ve evlatlarımızdan (bedenî çalışmalarımızın semeresinden) göz aydınlığı (cennet yaşamını) oluşturacakları bize ihsan et; bizi, korunmak isteyenlere uyulası önder kıl."

Bilgi:

Evlât isteyen ana-babalara Cenâb-ı Hakk'm öğrettiği bir dua bu... Hayırlı evlâdı olsun isteyenler, şayet bu duaya namazlarından sonra devam ederken çocukları olursa, umulur sâlih bir nesil sahibi olurlar.

Okunuşu:
"Rabbic'alniy mukıymes Salâti ve min zürriyyetiy, Rabbena ve tekabbel dua'; Rabbenağfir liy ve li valideyye ve lil mu'miniyne yevme yekumül hısab." (14.İbrahim:40-41)

Anlamı:
"Rabbim, salâh ikameyi (Esma hakikatine yönelişin getirişini yaşayanlardan) kıl, beni ve zürriyetimden de (ikame edenler yarat)! Rabbimiz; duamı gerçekleştir (Dikkat: İbrahim (a.s.) gibi bir Zât, salâtm ikamesini yaşantısını talep ediyor; bu ne anlam taşır, derin düşünmek gerekir. Ahmed Hulusi). Rabbimiz, yaşam muhasebesinin ortaya serildiği süreçte, beni, ana-babamı ve iman edenleri mağfiret eyle!"

Bilgi:
ibrahim Aleyhisselâm'm Kur'ân-ı Kerîm'de yer alan bu duası NAMAZ ile ilgili tek duadır.

NAMAZI ikâme etmeyi hedef alan bu dua, namazın 237 hakikatma yönelmek isteyenlere özellikle tavsiye olunur...

Namaz vardır kılınır...

Namaz vardır ikâme olunur...

Namaz vardır içinden hiç çıkılmaz, daimîdir...

Biz namaz konusuna Abdülkâdir Geylânî Hazretleri'nin yazmış olduğu "Risâle-i Gavsiye" isimli eserin şerhi olan "GAVSİYE AÇIKLAMASI" isimli kita-bımızda ve "8" numaralı "İslâm" kasetinde değindik. Arzu edenler namaz hakkında geniş ve derinlemesine bilgiyi buralarda bulabilir.

"Namaz dinin direğidir" uyarısı gereğince, Allah bize namaza gereken önemi vermeyi ve hakkını edâ edebilmeyi nasip etsin...

Tekrar ediyorum, namazın özüne ermeyi dileyenler, secdelerde bunu talep etsinler...

Okunuşu:
"...Rabbi inni messeniyeş şeytanu binusbin ve azâb; Rabbi euzü bike min hemezatiş şeyaüyni ve euzü bike rabbi en yahdurun. Ve hifzan min külli şeytanin marid."
(38.Sâd: 41, 23.Mu'minûn: 97-98, 37.Sâffât: 7)

Anlamı:
Rabbim muhakkak ki şeytan (beden olma fikri) bana bitkinlik ve azap yaşattı. Rabbim! (Dışsal ve içsel) şeytanların vesveselerinden sana (varlığımdaki koruyucu Esma' na) sığınırım. Ve sana (varlığımdaki koruyucu Esmâ'na) sığınırım Rabbim, çevremde bulunmalarından. (Dünya semâsını) kurallara itaatten çıkan her şeytandan koruduk.

Bilgi:
ŞEYTANLARA yani CİNLERE KARŞI OKUNACAK EN TESİRLİ DUALAR... CİNLERİN her türlü zarar veren tesirlerine karşı Kur'ân-ı Kerîm'de bulunan bir iki dua âyeti, beraberce okunduğu zaman son derece tesirli olmaktadır.

"Sad" Sûresi'nin 41. âyeti olan kısmı Eyyûb (a.s.) okumuştur... "Mü'minun" Sûresi'nin 97 ve 98. âyetleri olan kısmı ise Cenâb-ı Hak tarafından Rasûlullâh (s.a.v.)'e öğretilmiştir.

Saffat Sûresi 7. âyetindeki bölüm ise cinnî ilhamlara karşı korunmayı temin etmektedir.

CİNLER tarafından kandırılmış bulunan herkes bu duaya devam hâlinde çok büyük faydalar görür...

MEDYUMLAR, RUHLARLA, UZAYLILARLA GÖRÜŞTÜKLERİNİ SANANLAR, KENDİNİ EVLİYA, ŞEYH veya MEHDİ zannedenler bu dualara şayet bir süre devam ederlerse, o zannı oluşturan tüm veriler kesiliverir.

Bu duanın tesirli olabilmesi için birkaç yol vardır...

1. Kişinin kendisinin, üzerindeki etki kesilene kadar her gün sabah ve akşam iki yüz veya üç yüz kere bu duayı okuması ve ayrıca her okuyuşta bir sürahi su içine nefesini de üfleyerek ve daha sonra da o suyu içerek bünyesini güçlendirmesi...

2. Güvenilen sâlih birkaç kişinin bir araya gelerek o kişinin üzerine üçyüzer kere okumaları ve bu arada ortada geniş ağızlı bir kap içinde su bulundurmaları ve daha sonra o kişiye peyderpey bu suyu içirmeleri... Mümkünse o kişinin kendisinin de bu dualara devamı...

3. Ayrıca bu kişinin her gün 41 defa "kul euzü birab-bil felâk" ve "kul euzü birabbin nâs" Sûrelerini sabah akşam okuması.

Şayet bunların hepsi bir arada yapılırsa daha kolay neticeye ulaşılır...

Burada şunu da belirtmeden geçmeyelim...

Gerek "Âyet'el Kürsî" ve gerekse "muavvizeteyn" denilen "Kul Euzüler" pasif korunma sistemleridir. Kişinin beyin gücünü kuvvetlendirmeye, ruh gücünü kuvvetlendirmeye ve koruyucu manyetik kalkan içine almaya yarayan formüllerdir...

Yukarıda verdiğimiz âyetler ise tamamıyla aktif for-müldür... Yani kişi bu dualara devam ettiği zaman; o kişinin beyni lazer tabancasının ışını gibi, fakat çevresine yaygın olarak öyle bir ışınsal yayın yapmaktadır ki; bun-240 dan bütün CİNLER rahatsız olmakta ve uzaklaşma zorunluluğunu hissetmektedirler.

Burada ayrıca şu hususu da belirtmeden geçmeyelim:

CİNLERİN musallat olduğu kişiler ve CİNLERİN çeşitli etkileme sistemleri hakkında "RUH, İNSAN, CİN" isimli kitabımızda ve "RUH, CİN, MELEK" isimli video kasetimizde son derece geniş kapsamlı bilgi vermeye çalıştık; İlâhî lütfü inayet neticesinde... Burada şunu da özellikle vermek istiyorum:

CİNLERİN etkisi altında olan kişiler, bu duaları okumaya başladıkları zaman, önce içlerinde büyük sıkıntı duyarlar. Hatta bırakın kendilerinin okumasını; çevresindekiler okumaya başlasa, hemen oradan uzaklaşmak isterler.

Bunun sebebi, bilinçleri dışında kendilerini elegeçirmiş olan cinlerin o dalgalardan zarar görerek uzaklaşmak istemeleri ve onları da yanlarında götürmeyi arzulamalarıdır.

Sıkıntının arkasından, ateş basması, tepeye ateş çıkması gibi hâller hissedilir, avuç içlerinde terlemeler görülür... Cinlerin etkisi sonucu; adrenalin salgısının kana karışması neticesi hissedilen şeylerdir bunlar...

Şayet kişi bütün bunlara dayanabilir ve kendisi de duaya devam edebilirse, birkaç gün içinde bu sıkıntıları azalır ve rahatlamaya başlar... Bütün mesele, kişinin iradesini kullanıp, direnebilmesi ve korkuyu atabilmesindedir.

Bu bahsettiğimiz duaların tatbiki için de, bize göre, hiçbir hocaya gidip para kaptırmanın âlemi yoktur!.. Kişinin kendisi veya güvendiği yakın dostları, bunu rahatlıkla yapabilirler.

Allah cümlemizi bu konuda bilinçlendirsin ve CİNLER'in elinde oyuncak olup, elâleme rüsvây olmaktan korusun.

Okunuşu:
"...Lâ ilahe illâ ente subhaneKE inniy küntü minez zâlimiyn." (21.Enbiya: 87)

Anlamı:
"Tanrı yok (benliğim yok); sadece Sen (hakikatimi oluşturan EL Esma mânâların)! Senin (Esma mânâlarını açığa çıkaran olarak bu işlevimle) tespihindeyim! Muhakkak ki ben nefsime zulmettim."

Bilgi:
Bakın bu hususta Rasûl Aleyhisselâm ne buyuruyor:


"Zün Nun (Yunus Aleyhisselâm) balığın kanımda iken 'Lâ ilahe illâ ente Subhaneke inniy küntü minez zalîmîn' diye dua ederdi. Bir şey hakkmda bunu okuyan müslüman yoktur ki, Allah onun duasını kabul etmesin."

Yunus Aleyhisselâm Kur'ân-ı Kerîmin "Enbiya" Sûresi'nin 87. âyetinde belirtilen şekilde, bu duaya devam ederek, yaptığı bir yanlıştan dolayı bağışlandı... Sonra da 242 o devir şartlarına göre yüz bin kişiden fazla olan büyük bir topluluğa hidâyet ulaştırdı.

Dünya şartları ve şartlanmaları içinde, âdeta balık karnında boğulmak üzere olan insan gibi, sıkıntı içinde olanlara çok büyük ferahlık ve kurtuluş getirecek olan bir tespihdir, duadır bu âyetİleride tavsiyemiz olan çeşitli zikir formülleri içinde de yer alan bu duaya günde üç yüz defa çekmek suretiyle devam edenler çok büyük fayda görürler. Kesinlikle devam edin.

♦ ♦ ♦
Okunuşu:
"...Rabbişrah liy sadriy; Ve yessirliy emriy." (20.Tâhâ: 25-26)

Anlamı:
"Rabbim, şuuruma genişlik ver (bunları hazmedebileyim ve gereğini uygulayabileyim)... İşimi bana kolay-laştır."

Bilgi:
Musa Aleyhisselâm'm duasının bir kısmıdır yukarıdaki bölüm... Yapılan çalışmalara göre görülmüştür ki, günde üçyüz defa çekenlerde bir süre sonra iç sıkılmaları, daralmalar ortadan kalkmakta, daha hazımlı olunmakta ve işler yoluna girmektedir.

Yanısıra "Elem neşrah leke sadrek" âyeti de üç yüz defa okunursa, tesiri çok daha kısa zamanda da görülebilir.

İç sıkıntılarından yakman, içe kapanık, huzursuz, bu-nalımlı kişilere bu formül yanısıra "Bâsıt" ismi de bin sekiz yüz kere çekilmek suretiyle bir üçlü tertip şeklinde tavsiye edilir.

Okunuşu:
"Ve in yemseskellahu Bidurrin fela kâşife lehu illâ HU * ve in yüridke Bihayrin fela radde li fadliHİ, yusıybu Bihi men yeşau min ıbadiHİ, ve 'HU'vel Ğafurur RaMym." (lO.Yunus: 107)

Anlamı:
"Allah sende bir sıkıntı açığa çıkarırsa, onu O'ndan başka kaldıracak yoktur! Eğer sende bir hayır irade ederse, O'nun lütfunu geri çevirecek de yoktur! O, lütfunu kullarından dilediğine nasip eder... O Gafûr'dur, Rahîm'dir."

Bilgi:
"Yunus" Sûresi'nin 107. âyeti olan bu metin iç sıkıntısına düşenler, bir derdi sıkıntısı olanlar tarafından günde yüz defa okunursa büyük yarar sağlarlar. Kısa sürede Allah o dertlerinden, sıkıntılarından selâmete çıkartır.

Kime böyle Allah'a yönelmek kolaylaştırılırsa, sıkıntıdan kurtulmak da ona yakındır elbet!..

Okunuşu:
"...Rabbirhamhüma kema Rabbeyaniy sağıyra."
(17.İsrâ: 24)

Anlamı:
"Rabbim... Merhamet et onlara (anne ve babama), küçükken beni terbiye ettikleri gibi."

Bilgi:
İnsan üzerindeki en büyük hak anne ve baba hakkıdır... Dünyada varoluş vesilesi olan anne-baba hakkının bir evlâd tarafından ödenebilmesi çok güçtür.

Ama bu âyeti kerîmede onlar için yapabileceğimiz dilde çok kolay fakat mânâda çok değerli bir duayı öğretiyor Cenâb-ı Hak bize...

Şayet ana-babamızm hakkını bir nebze olsun ödeme sorumluluğuna haiz bir vicdanımız varsa, dualarımızda mutlaka bu dört kelimeye de yer verelim.

Okunuşu:
"...Rabbi evzı'niy en eşküre m'metekelletiy en'amte aleyye ve alâ valideyye ve en a'mele salihan terdahu ve ashh liy fiy zürriyyetiy* inniy tübtü ileyke ve inniy minel müslimiyn." (46.Ahkaf: 15)

Anlamı:
"Rabbim... Bana ve ana-babama lütfün olan nimetlere şükretmemi, razı olacağm yararlı fiiller yapmamı nasip et. Benim zürriyetime de salâhı nasip et... Ben sana tövbe ettim ve muhakkak ki ben Müslimlerdenim!"

Bilgi:
Yukarıdaki duayı ihtiva eden âyeti kerimenin (46.Ahkaf: 15) inzaline sebep Hazreti Ebû Bekir Sıddîk (r.a.)'dır.

Ailesinin de müminlerden olması yolunda bu şekilde yaptığı dua Cenâb-ı Hak tarafından kabul olmuş ve bu durum, işbu âyet ile de tasdik olmuştur.

246 Aynı duaya biz de devam edersek, ailemizin ve nesli-
mizin kurtuluşu için çok hayırlı bir iş yapmış oluruz... Namaz ardından yapılan dualar içinde bu duanın da yer almasını özellikle tavsiye ederiz.

Okunuşu:
"înne rabbiy yebsutur rızka limen yeşau ve yakdiru leh ve ente hayrur razıkiyn."

Anlamı:
"Rabbim, şüphesiz ki sen dilediğinin rızkım genişletir,

dilediğinin de daraltırsın. En hayırlı nzık ihsan edicisin." Bügi:

Daha önce metnini verdiğimiz "Âl-i Imrân" Sûresi'nin 26-27. âyetleri olan "Allâhümme mâlikel mülk" duasıyla birlikte bu duaya devam edilirse, nzık sıkıntısı çekenler çok fayda görürler. Bu duanın günde üç yüz defa okunması tavsiye olunur.

Okunuşu:
"...Rabbi edhılniy müdhale sıdkm ve ahricniy muhrace sıdkm vec'al liy min ledünke sultanen nasıyra." (17.İsrâ: 80)

Anlamı:
"Rabbim, girdiğim yere sıdk hâlinde girdir ve çıktığım yerden sıdk ile çıkart; ledünnünden zafere erdirici bir kudret oluştur bende!"

Bilgi:
Kur'ân-ı Kerîm'deki çok önemli dualardan biridir bu... Girişilen işe sıdk ile girmeyi, o işten sıdk üzere tamamlanmış olarak ve o işte başarıya ulaşmak için özel ilahî güçle donanmayı talep etmeyi öğretiyor Cenâb-ı Hak bizlere...

Sıdk; sadakat doğruluk, teslimiyet iyi niyet, güvenirlilik gibi kavramları içine alan bir kelimedir. Hazreti Ebû Bekir'e "sıddîk" denilmesi de işte bu özelliklerin hepsinin onda mevcut olması dolayısıyladır. Bütün bu özelliklerle bezenmiş olarak bir işe girişmek veya bir ortama girmek, elbette ki başarılı olmanın birinci basamağıdır. İkinci ba-samak ise, ilâhi güçle destekli olmaktır ki, bunun ne kadar önemli olduğunu ehli bilir...

Allah, yolunda çalıştığımız sürece indinden bir güçle bizi desteklesin ve başarıdan başarıya koştursun!..

Okunuşu:
"...Rabbena atina min ledünKE rahmeten ve heyyi' lena min emrina raşeda." (18.Kehf: 10)

Anlamı:
"Rabbimiz (hakikatimiz olan Esma bileşimimiz) bize ledünnünden (asim olan mutlak El Esma mertebesinden açığa çıkan özel bir kuvve ile) bir rahmet (lütfunla oluşacak bir nimet) ver ve bize (bu) işte bir kemâl hâli oluştur."

Bilgi:
Bu âyette de Cenâb-ı Hak bize, işlerimizde başarılı olmamız için DUA etmemiz gerekliliğini öğretiyor... Ayrıca, başarı niyazında bulunurken, Allah'ın "İNDÎNDEN" yani ZÂTİ rahmetinden talep etmemiz yolunda uyarıda bulunuyor...

Öyle ise bu işareti iyi değerlendirip, "İNDİNDEN" diyerek talep edelim, ZATÎ sıfatlarıyla alâkalı konularda, Üim, Rahmet, Kudret gibi...

Okunuşu:
"...Rabbi la tezerniy ferden ve ente hayrul varisiyn."
(21.Enbiya: 89)

Anlamı:
"Rabbim... Beni hayatta tek başıma bırakma (bir vâris ihsan et)! Sen vârislerin en hayırlısın."

Bilgi:
Zekeriya (a.s.) ihtiyarlamış ve buna rağmen hâlâ bir çocuğu olmamıştı...

Bunun üzerine yukarıda naklettiğimiz şekilde dua etti Rabbine...

Ve duası kabul edilerek Yahya ismini koyduğu bir oğula kavuştu...

Bu, İsa (a.s.)'m gelişini müjdeleyen Yahya (a.s.) idi...

Çocuğu olmayıp da ısrarla çocuk isteyenlerin, bu duaya devamları çok faydalı olur... Gece yarısından sonra birkaç gece, ileride tarif ettiğim, "Hacet namazı" kılınır, ardından da bin defa bu duaya devam edilirse, umarım Allâhû Teâlâ bir kolaylık ihsan eder.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp