Renk Projesiyonu

Renk Projesiyonu

Renk terapileri genelde herkes tarafından kolayca anlaşılıp uygulanabilen özellikler taşırlar. Bu türlü bir tedavi yöntemini, ilaçlara ve diğer tedavi yöntemlerine alternatif bir çare olarak görmeyin. Bu çalışmalar insanı kendi sağlığı üzerinde düşünmeye ve emek vermeye yönelttiği için faydalıdırlar.Kitabın şimdiye kadar okuduğunuz bölümlerinde üzerinde durduğumuz bir konu da, bizlerin bu dünyada sadece fiziksel varlıklar olarak yer almadığımızdır. Her birimiz insan aklının kolayca kavrayamayacağı bir takım enerji alanlarının biraraya gelmesiyle varolduk. Geliştirilen bazı yöntemler yardımıyla söz konusu enerji alanlarıyla bağlantılar kurmak mümkün hale gelebilir. Kitabınızın "Renk Projeksiyonu" başlıklı bu yedinci bölümü, özellikle holistik (bütünselci) tedavi bilimiyle uğraşan ve sağlığı fiziksel araçlarla olduğu kadar, ruhsal açıdan da incelemek isteyen kişilerin ilgisini çekecektir.


Renklerin Dokunuşu

Renk enerjilerinin istenen bölgelere eller vasıtasıyla nasıl iletilebileceği konusu, sizlere daha önceki bölümlerde sunulmuştu.Söz konusu yöntem, konsantrasyonu ve zihin gücünü ön plana çıkardığı için, çoğu kez ruhsal yönlü bir tedavi biçimi olarak algılanmıştır. Ancak bazı kimseler tedavinin "ruhsal" olarak gerçekleştiğini duyunca, her nedense bunun inançla ve ilahî güçlerle bir bağlantısı olduğunu düşünüyorlar.Gerçi renk terapisinin konsantrasyon açısından ilahî öğelerle süslenmesi güzel olabilir. Ancak bunlar, yapılan tedavinin gücüyle asla bağlantılı değildir. Yine de tüm çalışmalara rağmen, renk terapisinin hastalıklar üzerinde nasıl etkili olabildiği tam olarak anlaşılamamıştır. Ama kesin olan birşey var, o da, fiziksel ve ruhsal dünyamızda bazı değişiklikler yapabilme gücüne sahip olmamızdır. Bizim yapmamız gereken, bu gücün sırrını çözmeye çalışmak yerine, ondan en faydalı biçimde faydalanmaya çalışmaktır.

Tedavi süreci içten gelen bir arzunun açığa çıkmasıyla gerçekleşir. Bir kişiyi sağlığına kavuşturmak için bir çok yardımcı etken bulunabilir. Ama yine de tedavi işleminin son ve en önemli öğesi "istek"dir.Eğer renk terapisi yöntemleriyle başka birisini tedavi etmek istiyorsanız, herşeyden önce amacınızı tam olarak belirlemelisiniz. Daha sonra karşınızdaki kişide fizyolojik veya psikolojik bozulmalara yol açan etkenleri onunla tartışarak açığa çıkarmalısınız. Ayrıca tedavi etmek istediğiniz kişinin enerji sistemlerinden, chakralardan ve renk terapilerinden haberdar olmasını sağlamalısınız.
Tedaviye başlamak için de, kendinizi her açıdan formda ve sağlıklı hissettiğiniz bir anı bekleyin.


Dokunuşlarla Tedavi Nasıl Yapılır?

Karşınızdaki kişiyi tedavi ederken, bir tür enerji köprüsü konumuna gelirsiniz. Nefes aldıkça içinize giren hava, enerjiye dönüşür ve siz de bu enerjiyi elleriniz vasıtasıyla karşınızdaki kişiye aktarırsınız. Bu işlemi belirli bir renk üzerine konsantre olarak gerçekleştirirseniz, renk ışınımlarıyla sizin enerji frekanslarınız birleşerek karşınızdaki kişi tarafından absorbe edilir. Böylece hastanızın ihtiyaç duyduğu sağlık ve denge sağlanmış olur. İşte bu yöntemi uygulayabilmeniz için yapmanız gerekenler:
1 Dikkatinizi yapacağınız işe verin. Gevşeyerek kendinizi rahatlatın ve ritmik solumayı uygulayın.
2 Tedavi edeceğiniz kişinin rahat bir şekilde uzanmasını sağlayın. Siz de kollarınızı uzatarak, ellerinizi hastanın 510 cm üzerinde tutun.
3 Daha sonra saf ve billur gibi bir enerjiyle doluptaştığınızı ve bu enerjiyi elleriniz vasıtasıyla hastaya ilettiğinizi hayalinizde canlandırın.
4 Terapiye beyaz ve billur enerjiyi kullanarak başlayın. Ellerinizi önünüzde yatan hastanın üst (taç) chakrası üzerine getirerek, bu beyaz enerjiyi ona iletin. Birkaç dakika boyunca karşınızdaki kişiye güç, sağlık ve denge aktarmaya devam edin. Sezgilerinizle karşınızdaki kişinin biraz toparlandığını anlayınca, işlemi durdurun.
5 Şimdi sıra, şikayetin sebebi olan esas bölgeye gelebilir. Bu esnada siz ritmik olarak nefes almaya devam etmelisiniz. Hastanın şikâyetine uygun rengi belirledikten sonra, o renk üzerine konsantre olun ve renk ışınımlarını yakalamaya çalışın. Kendinizi söz konusu renkle bütünleşmiş hissettiğiniz anda, içinize dolan renk enerjisini hastanızın rahatsız bölgesine aktarın. Kısa bir süre içinde hastanın rahatsızlığı hafifleyecek ve tüm bünyesine denge gelecektir.
6 Bundan sonra yapmanız gereken, hasta bölgeye en yakın olan chakrayla ilgilenmektir. Örneğin karşınızdaki kişinin sorunu midesindense, sahip olduğunuz enerjiyi hastanın mide bölgesine aktarın. Daha sonra da o bölgeye en yakın yerde olan güneş sinirağı chakrasıyla ilgilenin. Güneş sinirağı chakrası, mide ve sindirim sistemiyle ilgili enerjilerin toplandığı bir merkezdir. Yine bu örneğe göre, güneş sinirağı chakrasının ilgili olduğu rengi belirleyerek, o renk enerjisini chakra üzerine ellerinizle yansıtın.
7 Yukarıda anlatılanları bir süre uyguladıktan sonra, alt (temel) chakranın olduğu yere gelin. Bu enerji merkezini hareketlendirmek ve canlandırmak için iletmeniz gereken renk enerjisi kırmızıdır. Bu işlemi de birkaç dakika boyunca devam ettirin ve sonra sırasıyla tüm chakralarla tek tek ilgilenin. Ancak her chakranın değişik bir renk enerjisiyle ilgili olduğunu unutmayın. Bütün chakralara enerji depolamakla, chakra sistemini dengelemiş ve güçlendirmiş olursunuz.
8 Terapinin son adımı olarak, tekrar en başa dönün ve hastayı bir kez daha saf ve billur enerjiyle şarj edin.


Tedavide Işık Projeksiyonu

Renkli ışıkları tedavi amacıyla kullanabilmek için birçok yöntem geliştirilmiştir. Bunların içinde en basit olanı, renkli ampullerle aydınlatılmış olan mekânlarda bulunmakdır. Bu arada yayılan ışığa maruz kalırken onların ritmik enerjisiyle kendi chakranızı doldurabilirsiniz. Ancak çok çeşitli renkteki ampullerin bulunması zor olduğundan renkli ışık kaynaklarını kendi kendinize üretme şansınız var. Birçok farklı renkte slayt hazırlayarak bunları normal bir ışık kaynağının önüne koyabilir ve renkli ışıklar elde edebilirsiniz.

Ortalarına küçük birer pencere açılmış olan iki karton parçasının arasına renkli bir folyo yapıştırarak, kendi slaytınızı üretebilirsiniz. Bu şekilde yapacağınız slaytların ilk takımı, gökkuşağının yedi renginden (kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lâcivert ve mor) oluşmalı. İlk aşamada yaptığınız bu yedi ayrı slayt, chakra sisteminizi güçlendirici bir özellik taşır.Slayd çerçevesini açın ve filtre kâğıdını, çerçevenin deliğini kapayarak şekilde kesin. Filtrenin çevresinde yeteri kadar çerçeve payı bırakın ki, çerçevenin iki yanı yapıştırılabilsin.

Bundan başka, genel sağlık terapilerine uygun renkte slaytlar da hazırlayabilirsiniz. Bu tür slaytlar yedi temel rengin yanısıra, bunların ara renklerini de ihtiva ederler. Böyle bir takım, chakraların genel sağlığından başka, belirlenmiş bir takım hastalıkların tedavisinde de kullanılabilir. İşte böyle bir takımda kullanabileceğiniz renkler:

• Kırmızı KızılTuruncu Turuncu
• Kavuniçi Sarı Fıstıkî Yeşil
• Yeşil Camgöbeği Mavi
• Lâcivert MaviMor Mor
• KızılMor Limon Sarısı Turkuaz
• Eflâtun Morumsu Kırmızı Kızıl
(vişne çürüğü)

Bu renklerin herbirini folyo kağıdı olarak bulmanız çok zordur. Ancak değişik renkteki iki folyoyu aynı slayt üzerinde üst üste koyarak (örneğin sarı ve turuncu renkteki iki folyoyu) gerekli rengi elde edebilirsiniz. Elinizdeki renkli slaytları ışık projektörünün önüne koyduğunuz zaman, slayttaki renkler enerjik açıdan harekete geçecektir. Folyo kâğıtları ince olduğu için rahatlıkla üst üste konabilir ve aralarından geçen ışık da fazla zayıflamaz. Şimdi size en temel olan bazı renk bileşimlerinin listesini veriyoruz:
Kırmızı, sarı ve mavi ana renklerdir. Bu üç ana rengi kullanarak, diğer tüm renkleri elde edebilirsiniz.


Renk Bileşimleri Listesi

Renk Folvo Sayısı
• Kızıl 2 Kırmızı
• KızılTuruncu 2 Kırmızı, 1 Sarı
• Turuncu 1 Kırmızı, 1 Sarı
• Kavuniçi 2 Sarı, 1 Kırmızı
• Fıstıkî Yeşil 2 Sarı, 1 Mavi
• Yeşil 1 Sarı, 1 Mavi
• Camgöbeği 3 Mavi, 1 Sarı
• Turkuaz 2 Mavi, 1 Sarı
• Lâcivert 2 Mavi, 1 Kırmızı
• Mor 1 Kırmızı, 1 Mavi
• MaviMor 2 Mavi, 1 Kırmızı
• KızılMor 2 Kırmızı, 1 Mavi
• Vişne Çürüğü 3 Kırmızı, 1 Mavi

Renkli Slaytlarla Terapi Nasıl Uygulanır?

Hazırlamış olduğunuz slaytları tedavi amacıyla kullanmaya başlamadan önce, önem sırasına göre sınıflandırın. Daha sonra tedavisiyle ilgileneceğiniz kişiyi slayt projektörünün tam karşısına oturtun. Projektörden sırasıyla renkli ışıklar yayıldıkça hastanın ritmik solunum tekniğini uygulamasına dikkat edin. Ayrıca ondan hasta renk enerjilerinin kendisini canlandırdığını ve iyileştirdiğini de gözünde canlandırmasını isteyin.Hastayı her renge yaklaşık olarak 23 dakika boyunca maruz bırakmalısınız. Ancak kronik durumlarda bu süre biraz daha uzun olabilir. Yine de her türlü tedavide, süreyi sezgileriniz vasıtasıyla ayarlamalısınız.

Terapi seansını kapatmanın birçok yolu vardır. Örneğin son renk olarak yeşili kullanmak, kişinin enerji sistemini dengelemesi bakımından her zaman etkili olur.Ancak, kanserli olsun ya da olmasın, tümörlü her türlü hastalıklarda yeşili kullanmamaya özen göstermelisiniz. Zira yeşil, canlı olan her şeyin büyümesini hızlandırır.Chakraları renklere maruz bırakırken alt chakradan başlayıp üst chakraya kadar sırasıyla gitmelisiniz. Ve eğer yeşili kullanmakta tereddüt ediyorsanız, onun yerine pembe veya beyazı kullanabilirsiniz.

Eğer slayt projektörünüzü uzaktan kontrol etme imkânınız varsa, siz de hastanın yanına geçip, aynı renkli ışığa maruz kalabilirsiniz. Böylece kendi sağlığınızı ve vücut dengenizi de ihmal etmemiş olursunuz. Söz konusu renkli slaytları meditasyon seanslarından önce kullanmanız da faydalı olur. Çünkü renk enerjileri vücudun sadece fizyolojik sistemini değil, bilinçaltı dünyasını da etkiler. Konsantrasyonunuzu koruyamıyorsanız, kendinizi meditasyon boyunca mavi ışığa maruz bırakın. Böylelikle konsantrasyon kunusunda bir sorununuzun kalmadığını görürsünüz.
Uzaktan Renk Terapisi Uzaktan renk terapisi tekniği çoktandır uygulanan eski bir yöntemtir. Burada yapılan, mantıklı düşünceyi beyin gücüyle başka bir mekâna iletmektir. Psişik enerji olarak da adlandırılan bu şey, gerçekte tüm varlıkların yaratıcı hayat kaynağından başka birşey değildir. Bu enerji bizi çepeçevre saran, içimize işleyen ve her zaman bizimle birlikte yaşayan bir güçtür. Psişik enerjiyi kontrol etmek, şekillendirmek, yönlendirmek ve kendi yararımıza kullanmak mümkündür.

İnsan vücudu biokimyasal ve elektromanyetik bir enerji sistemi bütünüdür. Psişik enerji de, tüm bunların temel taşı konumundadır. Psişik hayat kaynağımıza fiziksel olarak bulunabilmiş tek açıklama "biokimyasal" ve "elektromanyatik" terimleriyle sağlanmıştır. Bizleri hayatta tutan öğelerin temel taşı sayılan bu enerji, fiziksel zamanın ve boşluğun ötesindeki bir düzlemden kaynaklanır.Psişik enerji konusunun açıklığa kavuşması için, kuantum fiziği düzeyinde birçok araştırmalar yapılmıştır. Evrendeki tüm hayat biçimleri varolan enerji türleri ile bağlantılıdırlar. Aslında biz de değişik formlarda hayat bulmuş ve biraraya gelmiş "enerjiler bütünü" olduğumuz için, hareket ederken evrendeki her objeyi etkilemiş oluruz. Enerjiler üzerinde kusursuz bir konsantrasyon sağlamakla, zamanın ve mekânın ötesine geçmek mümkündür. Bu şekilde davranarak, yani enerjinin zaman ve mekân ötesi oluşumdan istifade ederek uzaktan tedavi yapabiliriz.

Konsantrasyonda, enerji düzeyimizi ayarlamada ve bu enerjileri başkalarına iletmede renklerin önemi ve yardımları kesinlikle gözardı edilemez. Ayrıca psişik enerjimizi daha etkin bir biçimde kullanmak için bilinç ötesi bir düzleme geçmek üzere uyguladığımız konsantrasyon da renklerden çok yönlü olarak yararlanabiliriz.Uzaktan renk terapileri yapılırken yanınızda bir "yardımcı" bulundurmanız gerekir. Olay sırasında yanınızda bulunduracağınız bu yardımcı, yapılan terapinin sebebini psişik olarak temsil eden bir şey olmalı. Bu bir fotoğraf, imza, kan örneği, saç teli, tırnak parçası veya sizinle tedavi edeceğiniz kişi arasında bağlantı sağlayan herhangi bir şey olabilir. Seçmiş olduğunuz bu "yardımcı" zihnin akılcı ve sezgisel yanlarını birleştirmek ve bu sayede enerjileri uzak yerlere göndermek için kullanılan bir araç görevini üstlenecektir.

Hastayla aranızda ki bağlantıyı sağlayan "yardımcı" düşüncelerinizin şekillenmesini ve hastaya iletilmesini kolaylaştırır. Onun sayesinde rezonans üretiminiz artar ve fiziksel düzlemin ötesinde ki bir yerlerde olduğunuzu daha iyi hissedebilirsiniz. Tüm bunları sağladıktan sonra, zaman ve mekân engeline takılmaksızın enerjilerinizi dilediğiniz yere gönderebilirsiniz.Enerji iletmeye başlamadan önce, hasta için en faydalı olacak renkleri belirlemelisiniz. Eğer belirli bir renk üzerinde karar kılamıyorsanız, saf ve billur enerjiyle çalışmalısınız. Uygun renkleri belirlemek için, sarkacınızı kullanabilirsiniz. Söz gelimi, sol elinizi yardımcı olarak kullandığınız resmin üzerine koyabilir ve sağ elinizle de, sarkacı tutarak resme yöneltebilirsiniz.

Tedaviyi etkili hale getirecek olan renkler belirlendikten sonra, enerjinizi iletmek üzere çalışmalara başlayabilirsiniz. Bunu yapmanın da çeşitli yolları vardır:

1 Takip edebileceğiniz ilk yol, göz önüne getirme yeteneğinizi kullanmaktır. Bunun için belirlediğiniz yardımcıyı iki elinizin ara sına alarak, ritmik soluma işlemine başlayın.
Bir süre sonra içinizden taşan uygun renk enerjisinin hasta kişiye geçtiğini ve onun içine nüfuz ettiğini düşünün ve bunu gözünüzün önüne getirmeye çalışın. Ancak bunun
için çok iyi bir konsantrasyon sürecinden geçmiş olmanız gerekir. Görünür kılma işle mini yaklaşık on dakika boyunca sürdürün ve bu arada hasta kişiye denge ve sağlık ilettiği
nizi düşünerek, durumunun düzeldiğine ina
nın.
2 Kullanabileceğiniz diğer bir yöntem de,slayt projektörüdür. Bunun için, hasta kişinin resmini beyaz bir zemin üzerine yapıştırın. Ardından yedi chakraya ait olan renkleri sırayla resmin üzerine yansıtın. Bu işlemden sonra tedavi için seçtiğiniz renkle, resmi 1015 dakika boyunca aydınlatın.
Artık söz konusu renk enerjisinin hasta kişiye nüfuz ettiğinden emin olabilirsiniz. Bu yöntemi geceleyin uygulamanız daha etkili olur. Çünkü bu sırada hasta kişi uykuda olur ve renk enerjilerini daha kolay toplayabilir.
3 Uzaktan renk terapisinde mum ışığından yayılan dalgalardan da faydalanabilirsiniz. (Bu konudaki ayrıntılı bilgi kitabın 8. Bölümü'nde yer almaktadır.) Söz konusu yöntemi uygularken, yardımcı öğenizi kitabın bir sonraki bölümünde anlatılacak şekilde mumun yanına koyun. Mumun etkilerinden faydalanmak için bunu, günde 1530 dakika boyunca uygulamalısınız.
Herhangi bir renk terapisi yöntemini uygularken en verimli sonucu almak istiyorsanız, karşı tarafın da bu olaydan haberdar olmasını sağlayın. Üzerinde terapi uygulanacak kişinin rızasının alınması, hem sizin, hem de o kişinin yararına olur. Ayrıca renk çalışmalarının bir çıkar veya kazanç amacıyla yapılması, bazı durumlarda yasalara aykırıdır. Bu nedenle sizler renk terapilerini amatörce bir hobi olarak uygulamak daha doğru olur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp