Sünnet Olmak

SÜNNET OLMAK (hıtân, circumcision)

Erkeğin kamışı ucundaki deri (gulfe)'nin kesilerek, kamışın tepesinin meydana çıkarılmasına "sünnet olmak" denir. İslâm alimlerinin bir çoğuna göre, bu işlemin yapılması vacip derecesinde bir sünnet-i müekkede'dir.

Sünnetin Tarihçesi:
Sünnet olmak, bütün peygamberlerde ortak bir haslettir. Nitekim Peygamber Aleyhis-Selâm: "Beş şey, peygamberlerin müşterek sünnetlerindendir. Sünnet olmak, kasık kıllarını traş etmek, bıyıkları kısaltmak, tırnakları kesmek, koltuk altı kıllarını yolmak" buyurmuştur."1

* Bir başka hadis-i şerifte ise, bu beş haslet, on olarak zikredilmiş ve şöyle buyrulmuştur: "On şey, peygamberlerin müşterek hasletlerindendir. (Bunlar yaratılışta mevcut vasıflardandır) Ağızı yıkamak, buruna su çekip temizlemek, misvak kullanmak, bıyığı kısaltmak, tırnakları kesmek, koltuk altı kıllarını yolmak, kasık kıllarını traş etmek, vücutta kirin toplandığı kıvrıntılı yerleri yıkamak, su ile taharetlenmek ve sünnet olmak"2

Bu hadis-i şeriflerden anlaşıldığına göre bütün peygamberler, yâ sünnetli olarak doğmuş veya sonradan sünnet olmuşlardır. Hatta Hz. İbrahim dışında bütün peygamberlerin sünnetli olarak doğduğu rivayetleri de vardır. Buna göre, Hz. İbrahim ilk sünnet olan kimse değil, fakat kendi kendini sünnet eden ilk insandır."3

Tevrat ve İncil gibi mukaddes kitaplarda da, sünnetle ilgili bahisler vardır. Hıristiyanlar bu sünneti terketmişlerse de yahudiler sünnet olmaya devam etmektedirler."4

* İbni Abbas Hz.'leri de: "Rabbi, İbrahim'i birtakım emirlerle imtihan etmiş, o da bu emirleri yerine getirmişti" (Bakara 124) mealindeki ayet-i kerimeyi tefsir ederken şöyle demiştir: "Yüce Allah, İbrahim Aleyhis-Selâm'ı on şeyin temizliği konusunda imtihana tabi tuttu. Bunlardan beşi başta, diğer beşi ise bedendedir. Başta olanlar: Bıyığı kısaltmak, ağızı yıkamak, buruna su çekip temizlemek, misvak kullanmak, saçları yağlayıp taramak. Bedende olanlar ise: Tırnakları kesmek, kasık kıllarını tıraş etmek, sünnet olmak, koltukaltı kıllarını yolmak, küçük ve büyük abdest bozduktan sonra su ile temizlenmek"5

Sünnet İslâm'ın Şiarıdır:
Nitekim Useym b. Küleyb, babasından o da babasından rivayetle demiştir ki: "Ben müslüman olup, Peygamber Aleyhis-Selâm'ın huzuruna vardığımda, bana: "Üzerindeki küfür alâmeti olan kılları temizle ve sünnet ol!" buyurdu."6

* Beyhakî'nin rivayetine göre, Peygamber Aleyhis-Selâm'a: "Sünnetsiz kimse Kabe'yi tavaf edebilir mi?" diye sorulduğunda: "Hayır, sünnet olmadıkça tavaf yapamaz" buyurmuştur."7

İbni Abbas veHz. Ali'ye göre: sünnetsiz kimsenin kestiği yenmez, namaz kıldırması caiz olmaz, şahitliği de kabul edilmez."8

İbni Şihâb ez-Zührî ise şöyle der: "Bir erkek müslümanlığı kabul ettiği zaman, yaşı ne olursa olsun, sünnet olmakla emrolunur."9

Hasan-ı Basrî (r.a.) de: "Yaşlı bir kimse sünnet olur, fakat sünnet edildiği takdirde kanın durmaması veya yaranın iyileşmemesi gibi, kendisine zararlı olacağından korkulursa, sünnet edilmez. Böyle bir kimsenin kestiği yenir, namazı makbul, şahitliği de caizdir" demiştir."10

Sünnet Olma Yaşı:
İbrahim Aleyhis-Selam, sünnet olmakla emrolunduğunda seksen yaşında idi. Acele edip keser ile kendisini sünnet etti. Acısı fazlalaşınca, Rabbisine niyazda bulundu, bunun üzerine kendisine: "Ne ile sünnet olacağını, biz sana bildirmeden önce sen acele ettin!" diye vahyedilince Hz. İbrahim: "Ey Rabbim! Senin emrini geciktirmek istemedim" dedi."11

Hz. İsmail onüç yaşında sünnet olmuştur."12

Câbir b. Abdullah (r.a.)'ın rivayetine göre, Peygamber Aleyhis-Selâm, torunları Hasan ile Hüseyni doğumlarının yedinci gününde sünnet ettirmiştir."13

Sünnet olma yaşı konusunda kesin bir fikir yoktur. Çocuğun buna tahammül edebileceği sıfır yaştan başlıyarak 7, 10 ve 12 yaşlarına kadar yapılabilir. Sünnet olma yedi yaşına girince müstehab, onbeş yaşına varınca ise vâcibdir, diyenler de vardır. Eğer bu yaşlarda sünnet yapılmamışsa, hangi yaşta olursa olsun sünnet edilir.

Kızların Sünnet Edilmesi:
Kadınların da sünnet edilebileceği, böyle yapıldığı zaman cinsî yönden daha tatminkar olacağı açıklanmıştır. Kadınların sünneti, vaginanın üst dudağında horoz ibiği gibi kırmızı dilciklerden az bir miktar kesmek suretiyle gerçekleşmektedir. Arabistan ülkesinin sıcak ve geleneklerinde de böyle yapıla geldiğinden bu uygulama kadınlarda da yapılmıştır. Nitekim Peygamber Aleyhis-Selâm: "Sünnet olmak erkekler için Peygamber sünneti, kadınlar için ise bir şeref, onur vesilesidir" buyurmuştur."14

* Ümmü Atıyye el-Ensârî (r.a.) demiştir ki: "Medine'de bir kadın, kızları sünnet ediyordu. Peygamber Aleyhis-Selâm, bu kadına: "Fazla derin kesme! Böyle yapman, hem kadın için daha çok zevkalma vesilesi, hem de kocası için daha hoştur" buyurdu."15

* Ümmü'l-Muhâcir (r.a.) da şöyle der: "Rum cariyeleri arasında esir edildiğimde Hz. Osman bize müslümanlığı anlattı. İçimizde benden ve başka bir kadından başkası müslüman olmadı. Bunun üzerine, Hz. Osman: "Bu iki kadını götürünüz de sünnet ettiriniz ve temizlik yaptırınız!" dedi."16

* Bu uygulama genel olarak sıcak ülkelerde yapılmaktadır.

Sünnetçiler de Tabipler Gibi Sorumluluk Taşırlar:
Ebü'l-Müleyh (r.a.) demiştir ki: "Sünnetçi bir kadın bir kızı sünnet etmişti. (Fazla kesmesinden dolayı kan kaybından) kızcağız öldü. Durum Hz. Ömer'e bildirildi. Ömer, kadına: "Nasıl sünnet ediyordun?" diye sordu. Kadın: "Evvelki yaptıklarım gibi yapmıştım" dedi. Bunun üzerine Ömer: "Az kesipte yerinde fazla bıraksan olmaz mıydı?" dedi ve sünnetçi kadın aleyhine, ölen kızın diyetinin verilmesi ile hükmetti"17

Sünnet Olmanın Tıbbî Faydaları:
Asrımız tabiplerinin bildirdiğine göre; sünnet olmak, erkeklerde kamış kanserinden, kadınlarda ise rahim ağzı kanserinden koruyucudur. Frengi ve bel soğukluğu gibi zührevî hastalıklar, sünnet olmayanlarda daha sık görülmektedir. Sağhkaçısından bazı hıristiyanların sünnet olduğu haberleri de duyulmaktadır.

Kaynaklar:
[1]- Buhârîistizam 7/143-144; Müslim taharet H. 49; Nesâî taharet 1/13, ayrıca bak F. Kadir 1/465. [2]-1. ^taharet H 294 E. Davud taharet H. 54; Müsned 4/264. [3]- Ş. İslam s 456; ayrıca bak İthâfü'l-Verâ 1/47; Nihaye 3/196. [4J-Tekvin bab 17: Luka bab 2. [S]- Hâkim tefsir 2/226; Abdürrezzak 11/174; ed-Dürrü'l-Mensur l/l II. [6]- t.Davud taharet H. 356: Müsned 3/415: Ş Müsned 17/312: S Kübrâ 8/324 [7]- S. Kübrâ 8/324 [8]- S. Kübrâ 8/325; ayrıca bak K Ummâl 7/20440: Nihaye 2/238 [9]- Buharı. E. Müfred 2/611: ayrıca bak. Râmuz s. 96: K. Ummâl 7/ 18323 [10]- Abdürrezzak 4/484, 11/175. [II]- Nesîmî 1/383 (ibnü Ebî Şeybe'den naklen): ayrıca bak. Buhârî E. Müfred 2/604 [12]- i. Sâd 1/47. 51 [13]- Nesîmî 1/383: (Ebü'ş-Şeyh'den naklen). [14]- Müsned 5/75; Abdürrezzak 11/174: S Kübrâ 8/325; K. Ummâl 16/45305: F. Kadir 3/ 505 [IS]- E. Davud edeb H. 5271: Hâkim M Sahabe 3/ 525: S Kübrâ 8/324: ayrıca bak. K. Ummâl 6/17451-453: Nihâye 2/54. 503. 5/137; Faik 1/385. [16]- Buhârî. E. Müfred 2/605; el-isâbe 4/501. [17]- Harbî 2/553; Abdürrezzak 9/470. H. 18045.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp