Soyaçekim

SOYAÇEKİM (irsiyet, heredity)

Çocuğun vücut yapısı ve diğer unsurlarıyla babasına, amcasına, teyzesine veya anasına, dayısına yahud halasına benzemesi ne soyaçekim denir. Çocuk; anasına, babasına, amcasına, dayısına, halasına, teyzesine, yakın veya uzak akrabadan birine; hatta Adem Aleyhis-Selâm ile kendisi arasındaki neseblerden herhangi birisine; renk, uzunluk, kısalık, erkeklik, dişilik, sağlamlık, sakatlık, iyilik, kötülük, zekilik, ahmaklık gibi bütün karakterlerde soya çekim geçerlidir. Buna göre bir damla su olan nutfe (sperma); Hz. Adem'den kendisine kadar atalarından intikal edegelen özelliklerin hepsini ihtiva etmektedir."1

* Fezâre Oğullarından bir bedevî, Peygamber Aleyhis-Selâm'a gelerek: "Kendisi beyaz tenli olduğu halde, karısının doğurduğu siyah çocuğu yadırgamış ve nesebine kabul etmiyerek, itiraz etmek istemiştir. Fakat bu itirazı kabul etmeyen Peygamber Aleyhis-Selâm, çocuğun bazan ana-babaya değil de, uzak ecdadından birine benzeyebileceğini, mutlak renginin başka olması sebebiyle, babasının onu reddedemiyeceğini açıklamıştır."2

Hâdise şöyle cereyan etmiştir: Ebû HüreyreHz.'leri demiştir ki: "Fezâre Oğullarından bir kimse, Peygamber Aleyhis-Selâm'a gelerek: "Karım siyah bir oğlan doğurdu. Ben bu çocuğu kabul etmiyorum" dedi. Peygamber Aleyhis-Selâm, ona: "Senin develerin var mı?" diye sordu. Adamcağız: "Evet" dedi. Peygamber Aleyhis-Selâm: "Renkleri nedir?" diye sorunca, adamcağız: "Kırmızıdır" dedi. "İçlerinde boz renklileri var mıdır?" diye tekrar sordu. Adamcağız: "Evet" dedi. Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Yâ bu boz renkliler nereden geldi?" deyince adamcağız: "Ey Allanın Rasûlü! Belki o bir damara (soya) çekmiştir "dedi. Peygamber Aleyhis-Selâm da: "Belki bu çocuk ta bir damara (soya) çekmiştir" buyurdu."3

* Yine bir defasında Peygamber Aleyhis-Selâm, Rebah b. Kasîr adındaki bir sahâbiye: "Ne çocuğun oldu?" diye sorduğunda, O: "Ey Allanın Rasûlü, ne olabilir? Ya oğlan ya kız" demiş. Peygamber Aleyhis-Selâm: "Kime benziyor?" diye sormuş, O: "Ey Allanın Rasûlü! Kime benzeyecek, ya anasına ya babasına" demiş. Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Sakın öyle söyleme! Zira nutfe, ana-rahmine yerleşip tutununca, yüce Allah onunla Adem Aleyhis-Selâm arasındaki bütün nesebleri, soyları hazır eder, böylece o nutfeyi, bu suretlerden birinin şeklinde terkib edip yaratır. Allah'ın kitabında: "Seni değişik suretlerden dilediği herhangi bir surette terkip ve tasvir edip yaratan O'dur" âyetini okumadın mı?" buyurdu."4

Evlenirken Dikkatli Olmak:
Soyaçekim kânunlarına göre, çocuklar anaya, babaya, amcaya, dayıya, hala ve teyzeye yahud uzak akrabalardan birine benzeyeceği ve onun karakterini taşıyacağı için; Peygamber Aleyhis-Selâm: "Erlik suyunu boşaltmak için iyi yerler seçiniz, soyu-sopu temiz hanımlarla evleniniz! Çünkü kadınlar, erkek kardeşi veya kız kardeşlerinin benzerlerini doğururlar."5

"Soyu-sopu temiz, iffetli kadınlarla evleniniz! Zira ırk aldatıcıdır."6

"İnsanlar, madenler gibi çeşitlidir. Irk aldatıcıdır. Kötü ahlak, kötü ırk gibidir" buyurmuştur."7

* Hz. Ömer (r.a.) de şöyle demiştir: "Çöplükte biten gülden, kötü soydan gelmiş güzel kadından sakınınız! Çünkü o kadın, aslının aynısını doğurur. Sizlere temiz ırktan gelmiş iffetli kadınlarla evlenmenizi tavsiye ederim. Zira temiz ırktan gelmiş olan kadın, babası, amcası ve kardeşlerinin aynısını (aynı karakteri taşıyan çocuklar) doğurur."8

Ebû Hüreyre(r.a.)'ın rivayetine göre bir kimse Ensar kadınlarından bir kadınla evlenmek isteyince, Peygamber Aleyhis-Selâm, O kimseye: "Kadına iyi bak! Zira Ensar kadınlarının gözlerinde irsî olarak küçüklük veya gök gözlülük gibi kusur sayılabilecek şeyler vardır" buyurmuştur.
(Tahâvî3/i4;Müslim nikah H. 74;Ayrıca bak. K. Ummâl 16/44573)

* Abdülmelik b. Umeyr de şöyle der: "İyi bir ailenin çirkin kızı, benim için kötü bir ailenin güzel kızından çok daha iyidir."9

Ahlâkî Karakterler, Dostluk ve Düşmanlık Gibi Fikirler de İrsîdir: Yine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Sevgi ve düşmanlık her ikisi de veraset yoluyla (baba ve anadan çocuklarına geçmek suretiyle) kazanılır."10

* "Doğan her çocuk İslâm fıtratı üzere doğar. Ancak ana babası yahudi ise, çocuk yahudi; hıristiyan ise, çocuk hıristiyan; mecûsi ise, çocuk mecûsi olur. Tıpkı sağlıklı bir deveden doğan yavrunun sağlıklı olduğu gibi. Doğuştan kulağı kesik olarak özürlü doğmuş bir canlı bilir misiniz?" buyurmuştur"11

* Doğumda asıl olan özürsüz ve kusursuz olarak doğmasıdır. Çünkü genel olarak sağlıklı kimselerin bebeklerinin desağlıklı olarak dünyaya gelmesi beklenir. Çünkü hadis-i şerifte: "... Tıpkı sağlıklı bir deveden doğan yavrunun sağlıklı olduğu gibi. Doğuştan kulağı kesik olarak özürlü doğmuş bir canlı bilir misiniz?" ifadesiyle: "Hasta kimseden hasta çocuklar, hasta hayvandan da hasta yavrular meydana gelmesi normal görülmüştür." Sakatlanma ve özürlü olma durumlarının ise sonradan meydana geldiği apaçık olarak açıklanmıştır. Hatta yahudi, hıristiyan ve mecûsi çocuklarına; ana babalarının tesiri, ahlak ve karakterlerindeki irsîlik sebebiyle çoğu kez aynı inançta kaldıkları pek güzel bir şekilde ifade edilmiştir.

* Anne-babanın hayatta iken sevdiği kimseler; anne-babanın ölümünden sonra da çocukları tarafından da sevilmektedir. Anne-babanın hayatta iken sevmediği kimseler ise, bunların ölümünden sonra, çocukları tarafından sevilmemektedir. İşte bu hadis-i şeriflerde bildirildiği gibi; ahlak, karakter, hatta dostluk ve düşmanlık gibi kavramlar dahi irsidir.

Çocuğun Dedesine veya Uzak Dedelerinden Birine Benzemesi:
Ebû Cuhayfe (r.a.) demiştir ki: "Peygamber Aleyhis-Selâm'ı gördüm. Hz.Ali'nin oğlu Hasan tıpkı ona benziyordu"12

Câbir b. Abdullah (r.a.)'ın rivayetine göre, "Peygamber Aleyhis-Selâm, miraç gecesinde bütün peygamberleri görmüş, bu arada Hz. Musa'yı, Şeûne Kabilesi adamlarına; Hz. İsa'yı ise Urve b. Mes'ud'a benzetmiş; Hz. İbrahim'e gelince (kendisini kasdederek) bu arkadaşınıza benzemektedir..." buyurmuştur."13

Kaynaklar:
[1]-ed-Dürrül-Mensûr 6/323 [2]- Müslim Şerhi 7/546. [3]-Müslim Han H. 18-20; Buhâri talak 61178, hudud 813I, 150: Aynî 9/605 [4]- ed-Dürrül-Mensur 6/323: Hadisi Buhârî Tarihinde, i. Cem, I. Münzir, I. Şahin, Taberânî. I. Mürdeveyh rivayet etmişlerdir, ayrıca bak. i. Kesir 4/514: el-isâbe 4/501-502: E. Nuaym vr. 19a. [5]- K Ummâl 16/44557: Aliyyü'l-Kârî. Erbaûne hadisen fi Fazâli'n-Nikâh vr. 241b: ayrıca bak i. Mâce nikah H. 1968: Hâkim nikah 2/163: Dârekutnî nikah 3/299: C. Sağır 1/108: F. Kadir 3/237. [6]. C. Sağır 1/109: F. Kadir 3/241: ayrıca bak. Faik I/263.K. Ummâl 16/44559: ihya 2/42 Hadis zayıftır. [7]- C. Sağır 2/175: F. Kadir 3/241: K Hakâyık 1/14-15: 2/185: Beyhakînin Şuabül-lmanından naklen. [8]- Aliyyül-Kârî vr. 241b: K. Hafâ 1/272: Bu hadis merfü olarak ta rivayet edilmiştir. Ayrıca bak. Ilhâ 2/42: Herevî 1/422: Faik 1/377: Nihâye 21134: K. Ummâl 16/44587. 45615. 45620. [9]- Nihâye 4/164. [10]- E. Müfred 1/53-54: Hâkim birr 4/176: C. Sağır 1/72: F. Kadir 6/373: Râmuz s. 240 [I t]- Müslim kader H. 22: Buhârî cenâiz 2/97: E. Davud sünnet H. 4714: i. Hıbbân 1/194. [12]- Fazâilüs-Sahâbe 2/766 H. 1348. [13]- Müslim iman H 271, 278: Buhârî Enbiyâ 24: Tirmîzî semâil vr. 3a.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp