Sihir

SİHİR (büyü, magic)

Birtakım acayip işler vasıtasıyla alışılan ve bilinene uymayan fevkalâde tesirler meydana getiren şeylere "Sihir" denir.

Çeşitleri:
Sihrin göz bağıcılık denilen ve gerçek olmayan çeşidi yanında, gerçek netice ve tesirleri olan nevileri de vardır. Sihrin bazı çeşidi öldürür, bazısı hasta eder, bazısı kişinin eşi ile cinsî münasebette bulunmasına engel olur, bazısı karı-koca arasını açar boşanmalarına sebep olur, bazısı da karı-koca arasına düşmanlık sokar. Daha başka çeşitleri de vardır.

Sihir Yapmak Haramdır:
Sihir itikadı bozduğu, tevhid inancına zarar verdiği, karşısındakini aldatma, iğfal etme vs. gibi zarar verme vasıtası olarak kullanıldığı için haram kılınmıştır. Sihir çok eski zamanlardan beri bilinmektedir. Meselâ: Bâbillilerin sihirle uğraştıklarını Kur'an haber vermektedir.
(Bakara 102)

* Sihir, fikirleri bozmakta, kalpleri çelmekte, ahlâk ve cemiyeti perişan etmektedir. Kur'an sihrin varlığını kabul etmiş, fakat yapılmasını yasaklamıştır.

Sihrin Tesiri:
Sihir; bir şeyler konuşularak veya okunarak yahud yazılarak veya düğümlenerek yapılır. Kendisine sihir yapılan kişinin bedenine veya gönlüne yahud aklına tesir edip mizacını bozar, hastalıklardan bir hastalık olmuş olur. Bu sebeple sihir gerçektir, hakikati vardır, fakat yapılması yasak ve haramdır."1

* "Bazı ilim adamları, Peygamber Aleyhis-Selâm'a sihir yapılması meselesini kabul etmemişler, bunu peygamberlik müessesesi için bir eksiklik, bir kusur olarak görmüşlerdir. Halbuki bu durum onların düşündükleri gibi değildir. Sihir de, Peygamber Aleyhis-Selâm'a isabet eden diğer hastalık ve ağrılar gibi bir hastalıktır. Tesirini icra etmesi de, zehirin tesirini icra etmesi gibidir. Evet sihir, hastalıklardan bir hastalık, illetlerden geçici bir illettir. Diğer hastalıklarda olduğu gibi, Peygamber Aleyhis-Selâm'ın da bu hastalığa yakalanması caizdir, bu durum onun peygamberliğine zarar vermez."2

* İmâm Ahmed b. Hanbel'e; "Bazı tabipler, insanın ruhuna hiç bir şeyin tesir edemiyeceğini söylüyorlar, ne dersiniz?" diye sorulduğunda: "Otabipler, boş konuşuyorlar. Zira Peygamber Aleyhis-Selâm:"Şeytanın vesvese ve evhamı, insanoğlunun vücudunda, kanın dolaştığı gibi dolaşır" buyurmuştur, diye cevap vermiştir."3

Sihir Yapmak En Büyük Günahlardandır:
"Nitekim Peygamber Aleyhis-Selâm, sihir yapmanın en kötü bir iş olduğunu açıklamak üzere: "(Fertleri ve toplumları) mahveden yedi şeyden sakınınız!" diye tenbihte bulununca, sahabeler: "Bunlar nedir, yâ Rasûlallah!? diye sordular. Buyurdu ki: "Allah'a ortak koşmak, "Sihir yapmak..."4

* "Bu ümmetten on sınıf insan Allah'a isyan etmiştir. Adam öldüren (devlet malına hainlik eden). Sihir yapan, deyyusluk yapan. Karısına makattan yaklaşan. Malının zekatını vermeyen. Kudreti olduğu halde hacca gitmiyerek ölen, içki içen. Cemiyette fitne ve fesat çıkaran. Fitne ve harp zamanlarında silah mermi alıp-satan. Kendisine nikahı haram olan yakınları ile evlenen."5

Kur'ân-ı Kerim'de ise Hz. Süleyman ve Hz. Musa'dan bahsedilirken sihre temas edilir: Nitekim Bakara Sûresi'nin 102.âyetinde: "Süleyman'ın hükümranlığı hakkında onlar (Bâbilliler), şeytanların uydurdukları sözlere uydular. Halbu ki Süleyman, küfre gitmemişti. Fakat o şeytanlar, küfre gittiler. İnsanlara sihri ve Bâbil'de Hârut ve Mârut adlı meleklere indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki onlar, biz ancak fitneyiz (imtihan için gönderilmişiz), sakın sihir ve büyü yayıp da küfre gitmeyin demedikçe kimseye bir şey öğretmiyorlardı. Fakat bunlar (Babil-liler), onlardan erkekle karısının arasını açacak şeyler öğreniyorlardı. Ama onlar, Allah'ın izni olmadan sihir ile kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine faydalı olanı değil, zararlı olanı öğreniyorlardı" buyrulmuştur.(ayrıca bak Araf I16; Isrâ 101: Şuarâ 153)

Tedavi:
Sihrin tesirini gösterdiği organa en yakın yerden kan aldırmak. Nitekim Peygamber Aleyhis-Selâm, kendisine sihir yapılmasından sonra tedavi maksadıyla alnının her iki tarafından kan aldırmıştır."6

Yapılan sihir, yazı veya düğüm cinsinden ise bulup iptal etmek; bu işlem, zararlı maddenin boşaltım yollarından biriyle, vücuttan çıkarılması gibidir."7

Arabistan kirazı yaprağının tozu, su ile iyice karıştırıldıktan sonra üzerine Ayetel-Kürsî, İhlas, Nâs ve Felak sûrelerini okuyup sonra içmek."8

* Sihir, kötü ruhlar ve kötü ruhlu kimselerin tesirinden meydana geldiği için, tedavisinde iyi kimselerin duâ, âyet ve ezkarlarının büyük tesiri vardır. Bu hususta en faydalı ilaç ve en faydalı tedavi; duâ, zikir ve Kur'an okumaktır. Kalbin yüce Allah'ın zikri ile dolu olması, kötü ruhların tesirinden meydanagelen sihrin zararını gidermek için bütün ilaçlardan daha kuvvetlidir."9

* Sihrin çözülmesi için Nâs ve Felak sûreleri ile yine Kur'an-ı Kerim'den bazı âyetlerin okunması tavsiye edilmiştir. Meselâ: "Yaptığınız şey sihirdir, fakat Allah onu boşa çıkarıp iptal edecektir. Çünkü Allah, bozguncuların işini elbetteki iyi bir hâle koymaz" (Yunus 81)

* "Ey Rabbim! Şeytanların verdiği kuruntulardan sana sığınırım. Onların yanımda hazır bulunmalarından da sana sığınırım" (Müminûn 97-98)

Falcılık (arrâf, fortune-telling):
Falcı; çalınan veya kaybolan malın yerini bulacağını iddia eder, bu malı kimin çaldığını ve duyguların tesiri ile nerede bulunduğunu bildiğini söylerdi. Bir kadın zina suçu ile itham edildiği zaman ise, hangi erkekle ilişki kurduğunu bildiğini iddia ederdi. Kâhin ise; kâinatta gelecek zamanlarda meydana gelecek olaylardan haber veren ve gizli sırları bildiğini iddia eden kimsedir. Bunlardan bazıları kendilerinin emrinde cinler bulunduğunu ve onlar vâsıtası ile bir takım bilgiler edindiklerini iddia ederlerdi. Diğer bir kısmı da kendilerinde bulunan bir nevi ilham ve kudretle bazı şeyleri bildiklerini ve bazı ruhları çağırdıklarını ve bazı hastalıkları da iyileştirdiklerini iddia ederler."10

* Hz. Aişe (r.a.) demiştir ki: "Bir kısım insanlar Peygamber Aleyhis-Selâm'a falcıların durumunu sordular: "Falcılar birşey değildir, bir değer ifâde etmezler" buyurdu. Bunun üzerine ashab: "Ey Allah'ın Rasûlü! Siz böyle söylüyorsunuz ama, onlar bazan bize bir şey söylüyorlar, doğru çıkıyor" dediler. Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selâm: "O söz cinlerdendir, cinler onu meleklerden kaparlar da, falcının kulağına şişenin şırıltısı gibi şırıldatırlar. İşte böylece falcılar da buna yüz mislinden daha fazlasını ekleyip karıştırırlar" buyurdu."11

* Yine bir hadis-i şerifte Peygamber Aleyhis-Selâm: "Her kim bir falcıya gider ve ona birşey sorarsa, o kimsenin kırk günlük namazı kabul olunmaz" buyurmuştur."12

Kaynaklar:
[1]- Bağdadî s. 230: Zehebîs 280: M. Ledüniyye 2/153. [2]-I. Kayyım s. 194. [3]- Bağdadî s. 231; Hadis için bak Buhârî ahkam 8/114: Müsned 3/156. Ayrıca bak Buhârî b. halk 41 91. etime 6/212, edeb 7/88. 164, tıp 7/29-30, hudud 8/33-34; Müslim selam H. 43, 145; Müsned 4/367, 6/57. 63; /. Mâce tıp H, 3545; Dârekutnî 41140: Hâkim tıp 4/219-220; S. Kübrâ 10/313: Müsned 6/40. E. Müfred 1/177: i. Sâd 21 196-199 [4]- Müslim iman H. 44; Buhârî vasâya 3/195. tıp 7/29 [S]- i. Kayyım s. 315; F. Kadir 5/7-8; C. Sağır 2/318. [6]- I. Sâd 2/201; Herevî 1/232; Faik 2/332. 3/179: Nihâye 31110. 4/54; Rivayet mürseldir. M. Ledüniyye 2/155. [7]- i. Kayyim s. 195-197 [8]- M. Ledüniyye 2/155. [9]- i. Kayyim s. 195-197: Nesîmî 3/164. 167; M. Ledüniyye 2/155. [10]-Nesîmî 31148-155: Müslim Şerhi 9/682 Kâhin'e Arraf: Arrafa da Kâhin denildiği de olmuştur. [II]- Müslim selam H. 122-124; Buhârî tıp 7/28: tevhid 8/218; Müsned 1/218. 6/ 87. [12]- Müslim selam H. 125.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp