Doğum

DOĞUM (psyehosis, vilâdet)

Vilâdet kelimesi kök itibariyle doğmak, doğurmak, doğurtmak, beslemek ve terbiye etmek gibi manalara gelmek-tedir. Tıp ıstılahında ise, hamilelik müddetini tamamlayan kadının karnındaki yavruyu dünyaya getirmesine doğum denilmiştir."1

* Tabip İbni Kayyim el-Cevzî merhum, "et- Tibyân fî Aksâmi'l-Kur'an" isimli eserinde doğumu şöyle açıklamıştır: "Cenin, annesi karnında; yüzünü, ayaklarına ve avuçlarını da dizlerine dayamış vaziyettedir. Bacaklar ayaklara yanaşmış, yüzü ise annesinin sırtına çevrilmiştir. O dar yere bu'şekilde oturması, ilâhi bir lütuftur. Çünkü doğum sırasında dışarı ilk çıkacak olan organı başıdır. Zira baş önce çıkınca, diğer organların çıkması kolaylaşır. Eğer cenin (embryo) bu şekilde çıkmasaydı, doğum mümkün olmaz veya çok zor olurdu. Meselâ önce ayaklar çıksa, diğer organların çıkması zorlaşır (ters doğum meydana gelir). Önce bir ayak çıksa, ikincinin çıkmasına engel olabilir. Ayakların ikisi birden çıkacak olsa, kolların çıkmasına engel olabilir. Eğer ayaklar ve eller birlikte çıksa, başın çıkması imkansızlaşır (zorlaşabilir). Bu zorlamadan da doğum zorlaşır ve çocuğun zor doğmasına veya ölmesine sebep olurdu."2

Doğum Nevîleri:

Normal Doğum:
Doğum sırasında, önce ceninin başı, sonra omuzlar, kollar ve en sonunda da ayakları çıkmak sûretiyle meydana gelen doğum, normal doğumdur. Doğumda asıl olan da budur. Fakat bazan anormal doğum şekilleri meydana gelmektedir.

Ters Doğum:
Doğum sırasında önce bebeğin ayakları, sonra kolları ve başının gelmesi ile meydana gelen doğuma "ters doğum" denir. Aslolan önce başının, sonra ayakların gelmesidir. Nitekim bir defasında Hz. Ömer, normal doğum şekliyle iftihar ederek: "Annem beni ters doğurmadı" demiştir."3

Zor Doğum (mogistocia):
"Kadın zor doğum yaptığı zaman Araplarda gelenek olarak doğumun kolaylaşması için kadını devenin üzerine bindirip hızlıca dolaştırırlardı. Bazan da bebek ana karnında ölmüş olduğundan doğum zor, hatta pek güç olurdu"4

* Doğum yapacak kadın, terletici hamama değil, rutubet verici hamama götürülür, göbeğine kadar sıcak su içine oturtulur. Üzerine, doğumu kolaylaştırıcı ilaç katılmış sıcak su dökülür. Vaginaya da kayganlaştırıcı yağlar sürü lür. Çoğukez rahim kanalından doğumu kolaylaştırıcı ilaçlarla lavman yapılır. Eğer doğum sancısı dört gün devam ederse, cenîn ölür. Ölmüş cenini çıkarmak ve anneyi kurtarmak için çareler aranır. Böyle durumlarda çoğukez bu konuda tercübeli bir kimse rahim kanalından elini sokarak cenini parçalar, sonra çıkarır.(ibnü'n-Ne/is s 408)

Müdâhaleli Doğum (accouchement forse):
Hasan-ı Basrî (r.a.) demiştir ki: "Hamile kadının çocuğu ana karnında öldüğü zaman, ölü doğum yaptıracak bir kadın ebe bulunmaz ve kadının sağlığı tehlikeye düşecek olursa; doğum işinde tecrübeli bir erkeğin, kadının fercinden (rahim kanalından) rahmine elini sokarakölmüş çocuğu çıkartmasında dînî yönden bir sakınca yoktur"

* Araplar, bu tür müdaheleyi, zor doğum yapan develer için dahi uygulamışlardır."5

Özürlü Doğum:
Doğumda aslolan çocuğun kusursuz ve özürsüzolarakdoğmasıdır. Çünkü genel olarak sağlıklı kimselerin bebeklerinin de sağlıklı olarak dünyaya gelmesi beklenir. Nitekim bir hadîs-i şerifte: "... Tıpkı sağlıklı bir deveden doğan yavrunun sağlıklı olduğu gibi. Doğuştan kulağı kesik bir canlı bilir misiniz?"6 cümlesiyle hasta kimseden hasta çocu klar, hasta hayvandan da hasta yavrular meydana gelmesi, sakatlanma ve özürlü olma durumlarının ise, sonradan meydana geldiği apaçık anlatılmaktadır.

Sezeryanla Doğum:
Tabiinden İmam Sevrî (r.a.): "Hamile olarak ölen kadının karnındaki çocuğun sağolduğu bilinirse (veya kadının doğum yapması mümkün olmazsa) çocuğu kurtarmak için kadının karnı açılır ve çocuk kurtarılır" demiştir."7

Sezeryan kelimesi, Roma İmparatoru Julius Caesar'dan gelmektedir. Bu usulle ilk olarak onun doğduğu rivayet edilir. Doğum sırasında annesi ölmüştü. Tabi pler annesinin karnını yararak Sezar'ı çıkardı. Sezara Kayser lakabı verildi. Bundan sonra bu usulle yapılan doğumlar da ona nisbet edildi. Şimdi bu ameliyat gerektiği hallerde gayet kolay ve meharetle yapılmaktadır. Bu usûle (Ameliyye-i Kayseriyye) de denilmiştir."8 AMELİYAT maddesine de bak.

Doğum Sancısı: (labor, mahâd)
Doğum sancısı, çoğu zaman diğer ağrı ve sancılardan daha fazla olur. Nitekim Kur'an-ı Kerimde Hz. Meryem'in doğum yapmasından bahsedilirken şöyle buyrulmaktadır: "Nihayet Cebrail'in üflemesiyle Meryem İsa'ya gebe kaldı. Onunla uzak bir yere çekildi. Sonra doğum sancısı O'nu bir hurma ağacına (dayanmaya) şevketti. "Keşke, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim" dedi. (Cebrail, yüksek bir yerde bulunan) Meryem'e aşağı taraftan şöyle seslendi: "Sakın üzülme! Rabbin senin alt yanında bir su arkı yaratmıştır. Hurma ağacını da kendine doğru silkele ki, üzerine olgun, taze hurmalar dökülsün. Bunlardan ye, iç gözün aydın olsun..."(Meryem 22-26)

Doğumu Kolaylaştıran İlaçlar:
Kuşkonmaz çiçeğinin kökü kaynatılıp suyunun içilmesi, doğumu kolaylaştırır."9

Kaynaklar:
[I]- Kamus 2/61-62: M Vask 2/1056. [2]- Halku'l-lnsân s. 454-455 [3]- Nibâye S/150. 292; Faik 1/164: Kamus 41786 [4]- Faik 3/158: Nihâye 3/253-S4. [S]- Nihâye 2/366: Herevî 2/433: Faik 2/178 [6]- Müslim kader H. 22; Buharı cenâiz: E Davud sünnet H. 4714: Ibni Hıbbâan 1/194. [7]-Abdürrezzak 9/257; M. Zeyd s. 158 [8]- Halku'l-lnsân s. 457 [9]- Abdüllatif Bağdadî s. 167.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp