Duayla Tedavi

Duayla Tedavi :

Dua etmek, istemektir. İstemek ısrarlı ve sürekli olduğunda kesinlikle sonuç olumlu olacaktır.
Dua ederek istemek, evrenin yaratıcısıyla kurulan bir bağlantıdır. Direkt bilinçaltına emir vermeyle aynı etkiyi gösterir.
Sürekli ve şiddetli istemek mutlaka elde etmek demektir.
Çünkü kabul edilmeyecek bir duanın sürekli istenilemeyeceği ifade edilmiştir. Allah (cc) istemedikçe siz de isteyemezsiniz." buyrulmuştur. Demek ki ısrar ve sürekli istemek de önemli bir meziyet olmanın yanında, elde etmek ve başarmak için olmazsa olmaz en önemli faktördür.

Peygamberimiz; "Ey insanlar! Şüphesiz ki dünyada insanlara, iman ve sağlıktan daha kıymetli bir şey verilmemiştir. Böyle olunca, yüce Allah'tan bunları isteyiniz!" yine "Yüce Allah'tan bağışlanmanızı ve sağlıklı olmanızı isteyiniz! Zira imandan sonra kişiye, sağlıklı olmaktan daha üstün bir nimet verilmemiştir." buyurmuşlardır.

Peygamberimiz kendisi için de "Ey Rabbim! Vücuduma, gözüme, kulağıma sağlık ve afiyet ver!" diye dua ederdi.
Dua, içimizdeki ilahı gücün anahtarıdır. Bu anahtarla kapı açıldığında ve tam konsantrasyon (yoğunlaşma) sağlandığında istekler kesinlikle gerçekleşir.
İbadetin özü olan dua, aynı zamanda insanın gerçek gücüdür. Bilinçaltının beslendiği en önemli kaynaktır. Emin olarak dua edilmesi bu kaynağın gücünü maksimuma çıkarır.
Beyinden bu esnada çok güçlü manyetik dalgalar yayılmaya başlar. Bu dalgalar hararetli ve heyecanlı bir konuşmada yayılan manyetik dalgalardan daha güçlüdür.
Mazlumun ve yetimin duasının gücü, yoğunluğundan kaynaklanır. Konuyla ilgili atasözlerimiz oldukça fazladır: "Alma mazlumun ahını ... , Ah alan felah bulmaz" gibi.

Dua ederken samimi olmalı ve olumlu isteklerde bulunmalıdır. Yadırgayabilirsiniz belki ama isteklerin çok anlamsız ve yararsız, hatta kötü olması bile yapılışındaki samimiyetin boyunduruğu altına girerek kabul edilir.
Dua esnasında neyin istendiği değil, nasıl istendiği önem taşır.

Ağlayarak gözyaşlarınızla üstünüzün sırılsıklam olduğu bir duanın kabul edilmeme ihtimali yoktur.
Bu dua esnasında aslında kainat titrer. Sonra o kainat ve içindeki tüm güçler birleşerek o duanın gerçekleşmesi için her şeyi bir araç haline dönüştürür.
Fırsatlar ve imkanlar okyanusunda yüzen bir büyük gemi haline gelirsiniz. Edison defalarca deneyler yaparak ve asla vazgeçmeyerek elektriği buldu.
Onun gayreti dua boyutlarında olmasaydı başarılı olamazdı. Çok çalışmak, aşırı gayret etmek, asla vazgeçmemek ve çok şiddetli istemek dua etmek demektir.
Gece yarılarına kadar yazı yazmak, herkesin derin uykuların kollarında dinlendiği bir sırada uykusuz geçen gecelerin ardından şafağa ulaşıp o seher vaktinin dinginliğini yaşamak, ancak dua yerine geçen bir eylem olabilir.
Bu güç, dua yerine geçen eylemin kararlılığından meydana gelir.

Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethetmeden önce hem kendisi, hem askerleri ve hem de hocası Akşemsettin hazretleri çok dua etmişlerdir.
Onlar defalarca surların önünden geriye dönmek zorunda kalmışlar, ama asla vazgeçmeyerek büyük bir kararlılık göstermişlerdir.
O karar, insanlık tarihinin en muhteşem insanının övgüsünü kazanmalarını sağlamıştır.

Peygamberimiz, cennetle müjdelenmesine rağmen dünyada gelmiş geçmiş en çok dua eden insan olmuştur. "Ben nasıl olsa cennetliğim, dua etmeye ihtiyacım yok." diye düşünmemiştir.
Onun çok dua etmesi bizim onu modellememiz içindir. Çünkü "en yüksek model peygamberlerdir."(•)

Kıymetli yazar arkadaşım ve dostum Muhammed Bozdağ "Düşün ve Başar" adlı muhteşem kitabında ''Az.istediğiniz için kaderiniz size az veriyorsa niçin ona küsüyorsunuz?" ve "Kader iki kardeşin oynarken kurdukları hayalleri bile gerçeğe dönüştürüyorsa, sizin gözyaşlarınızla kurduğunuz hayalleri niçin gerçeğe dönüştürmesin " demektedir.
Yine aynı eserinde "Kader herkese istemeyi bildiği kadarını vermiştir. Düşünsenize, niçin kaderin sahibi 'Dua edin cevap vereyim.
Dua etmezseniz ne öneminiz var.' diyor." demektedir.

Duanın gücü Journal of Reproductive Medicine'de yayınlanan bir araştırmayla da ortaya konmuştur. Belirli bir etkiyi değerlendirmek için en iyi çalışma yöntemi olan çift kör metoduyla uygulanan bir randomize çalışmada, Kore'de yaşayan kişiler Amerika'da tüp bebek uygulaması yapılan kadınlara dua ettiler. Hastalar ve özel doktorları kendilerine dua edildiğini bilmiyorlardı.
Kore'deki kişilere başka bilgi verilmeden fotoğraftaki kişinin doğurganlığının artması için dua etmeleri istendi. 100 kişiye dua edildi, 99 kişiye dua edilmedi.
Kendisine dua edilenlerin %47'si hamile kaldı. Bu oran tüp bebek uygulaması için istisnai bir orandı. Dua edilmeyenlerin, tüp bebek için normal bir oranla, sadece %22'si hamile kaldı.
Binlerce kilometre uzaktaki tanımadığı kişiler tarafından kendisine dua edilenlerde doğurganlık oranının iki katına çıktığı, bu çalışmada ispatlanmış oldu.
Birbirlerini tanımayan ve aralarında okyanuslar olan insanların birbirlerine yaptıkları dua bu denli etkili oluyorsa, insanın kendisi için yaptığı duanın etkinliğini tasavvur dahi edemeyiz.

Amerikalı sosyolog Jeff Levin 20 yıldır inançla sağlık arasında bir ilişki olup olmadığını araştırdığını ve bu araştırması sonucunda inançla sağlık arasında %80-90'lara varan bir bağ olduğunu tespit ettiğini ifade etmektedir.
Yine aynı şekilde Duke Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Harold G. Koening ise yaptığı araştırmalarda dini sorumluluklara önem vermenin, inançlara yönelik kitaplar okumanın ve dua etmenin insanı fiziksel ve psikolojik hastalıklardan koruduğunu tespit ettiğini belirtmiştir.

Dua etmek sağlığımızı tahminimizin çok üzerinde olumlu yönde etkilemektedir. Başarmak ve daha güçlü bir insan olmak için dua son derece önemli bir alışkanlıktır.
Bu alışkanlık sayesinde bilinçaltımıza verdiğimiz olumlu mesajlar, bizim daha fazla motive olmamızı ve yaşama daha güçlü bir şekilde sarılmamızı, sağlıklı bir yaşam için hayatımızı organize etmemizi sağlayacaktır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp