Dinlenmek

DİNLENMEK (istirahat)

Tedavi şekillerinden birisi de dinlenmektir. Yorgun kimse dinlenmez ise hasta olur. Hasta olan kimse de istirahat etmedikçe iyileşmez. Nitekim Peygamber Aleyhis-Selâm: "Zaman zaman gönüllerinizi dinlendiriniz!" buyurmuştur."1

* Yüce Allah geceyi dinlenme, gündüzü de çalışma zamanı olarak yarattığını Kur'an-ı Kerim'in bir çok âyetinde açıklamıştır. Nitekim:"Dinlensinler diye geceyi yarattığımızı ve (çalışsınlar diye) gündüzü aydınlık yaptığımızı görmediler mi? İman eden bir kavim için bunda ibretler vardır" (Nemi 86)

* "Evet sizi erkekli-dişili yarattık. Uykunuzu bir dinlenme kıldık. Geceyi de (üzerinize) bir örtü yaptık. Gündüzü de (yaşamanız için) kazanç zamanı kıldık" (Nebe8-ıi)

* "(Ey habibim!) De ki: Hiç düşündünüz mü? Eğer Allah, geceyi üzerinizde tâ kıyamet gününe kadar aralıksız devam ettirirse, Allah'tan başka size gündüzü getirecek tanrı kimdir? Halâ işitmeyecek misiniz? De ki: Söyleyin bakalım, eğer Allah, gündüzü üzerinizde tâ kıyamet gününe kadar aralıksız devam ettirirse, Allah'tan başka istirahat edeceğiniz geceyi size getirecek tanrı kimdir? Halâ görmeyecek misiniz?

Merhametinden dolayı Allah geceyi ve gündüzü yarattı ki, geceleyin dinlenesiniz, gündüzün ise O'nun fazlu kereminden (rızkınızı) arayasınız. Umulur ki şükredersiniz!"
(Kasas 71-73)

* "Allah, geceyi dinlenmeniz için (ka-ranlık), gündüzü de (işinizi) görmeniz için aydınlık olarak yaratmıştır. Şüphesiz ki Allah, insanlara karşı merhametlidir, fakat insanların çoğu şükretmezler" buyrulmuştur. (Mümin 61; ayrıca bak Araf 4: Enam 96; Yunus 67, Cüm'a 9).

Dinlenme Şekilleri:
Sahraya, Yaylaya ve Seyahata Çıkarak Dinlenmek:

Şüreyh el-Hârisî (r.a.) demiştir ki: "Bir defasında ben, Âişe (r.a.)'ye hitaben: "Peygamber Aleyhis-Selâm dinlenmek maksadıyla, sahraya çıkar mıydı?" diye sordum. Bunun üzerine Âişe: "Evet, şu sulu yaylanın tepesine çıkardı. Bir defasında yi ne yaylaya çıkmak istediği nde (beni de yanında götürmek için) bana, Beytü'l Mâl'e âit develerden iyi ve genç (daha hiç binilmedik) bir deve gönderdi ve şöyle buyurdu: "Ey Âişe! Allah'tan kork ve deveye yumuşak davran! Zira yumuşak muamele her nerede olursa onu güzelleştirir. Her neden de soyulursa, onu çirkinleştirir."2

"Müsned Şerhinde bildirildiğine göre, Peygamber Aleyhis-Selâm, herhangi bir şey konusunda üzüntülü ve kederli olduğu zaman, sahra (yayla)'ya çıkar, bir müddet kendi başına kalır, insanlardan uzaklaşırdı."3

* Yine Peygamber Aleyhis-Selâm, Eşlem Kabilesinden Rebeze Yaylası'na gitmek isteyen Seleme b. Ekvâ'ya hitaben: "Ey Eslemliler! Yaylaya çıkınız! Nesîm rüzgarlarını (güzel havalarını) koklayıp teneffüs ediniz! Kuytu ve güzel yerlerinde de konaklayınız!..." buyurmuştur."4

* "Medine'nin havasından sıkılan ve suyundan hoşlanmıyarak hasta olan Ebû Zerri'l-Gıfâri'yi de, yine Peygamber Aleyhis-Selâm, Medine'ye üç konaklık mesafede bulunan Rebeze Yaylası'na bir miktar koyun ve deve ile göndermiş, giderken de: "Ey Ebû Zerr! Haydi yaylaya!" buyurmuş, Ebû Zerr de, bir müddet yaylada bu hayvanları otlatmış ve sütlerinden de içmiştir."5

* İnsan üzüntü ve kederli veya yorgun olduğu zaman, kısa bir zaman için dahi olsa, insanlardan uzaklaşmak, sahraya-yaylaya veya seyahata çıkmak ve biraz kendisini dinlemek, değişik çevreler görmek; içinde bulunduğu çevreyi değiştirmek sıkıntıyı bir nebze de olsa hafifletmektedir.

Namaz Kılmak Dinlenmedir:
"Peygamber Aleyhis-Selâm bir defasında müezzin Bilâl-i Habeşî'ye hitaben: "Ey Bilal! Ezanı okumak ve namaza başlamakla dünya işlerinin sıkıntılarını terkedip ilâhî huzura yönelmekle bizi dinlendir, haydi ezan oku! buyurmuştur."6

*"Sahabeden Huzeyfe İbni'l-Yemân (r.a.) demiştir ki: "Peygamber Aleyhis-Selâm'a bir üzüntü ve keder isabet ettiği zaman, hemen namaz kılmaya ve duâ etmeye başlardı."7

Yorgunluğu Gidermek IçinKoşmak:

İbni Ömer'in rivayetine göre, Peygam-ber Aleyhis-Selâm: "Sizden biriniz yürürken yorulduğu zaman koşsun! Zira koşmak yorgunluğu giderir" buyurmuştur."8

Haram Olmayan Eğlencelerle Dinlenmek:
Ebû Bekre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, bir defasında Peygamber Aleyhis-Selâm'ın yanında Kur'an okundu, sonra da şiir söylendi, bu sırada Ebû Bekre Hz.leri: "Hem Kur'an okunuyor ve hem de şiir mi söyleniyor?"diyerek bunu hoş karşılamadığını ifadeetti. Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Evet, bazan Kur'an okunur, bazan da şiir söylenir" buyurdu."9

* Ebüd- Derdâ Hz.leri de: "İyi şeyler yapmak için dinç olabilmek gayesiyle zaman zaman gönlümü, caiz olan (haram olmayan) eğlencelerle dinlendirip kuvvetlendiririm" demiştir.

* Hz. Ali de: "Şu gönülleri, zaman zaman dinlendirerek kuvvetlendiriniz! Zira bedenlerin yorulduğu gibi, gönüller de yorulur" demiştir."10

* İnsanlar zihni yönden yoruldukları zaman, şiir, hikaye, riyazat, beden hareketleri vs. gibi helal ve mubah olan şeylerle zihinlerini dinlendirmeleri lâzımdır. Çünkü zihin yorulduğu zaman hata yapmaya ve çalışmamaya başlar. İşte bu durumu gidermek için meşru şekilde dinlendirmek lazımdır. Nitekim İbni Abbas Hz. leri, devamlı derse çalışan arkadaşlarına: "Haydi meyve yemeye, haydi şiirlerinizi söylemeye! Zira gönüller de, beden-lerin yorulduğu gibi yorulur" demiştir."11

* "Yine Peygamber Aleyhis-Selâm; Vaaz ve nasihat sırasında iyice olgunlaşıp dışarı çıktıktan sonra dünyaya dalmasından şikayetçi olan Hanzala'ya: "Ey Hanzala! Bazan öyle, bazan böyle! Eğer sizin gönülleriniz nasihat zamanındaki hal üzere devam etse, melekler sizinle el sıkışırlar, hatta yollarda size selam verirlerdi" buyurmuştur."12

Kaynaklar:
[I]- C. Sağır 2/21: F. Kadir 4/40; K Hakayık 2/77; K Ummal 3/8411; Tesdîü'l-Kavs vr. 128b: E. Dovud Merâsîl'de I. Şihâb-ı ZührTden mürsel olarak: E. Nuaym ve Güzâf de Enes İbni Mâlik'ten merfu olarak rivayet etmişlerdir. Kalp, dimağ, mide ve ciğerler gibi önemli organların herbirine ayrı ayrı veya hepsine birden "gönül" denilmektedir. [2]- Müsned 6/58. 222: Ş Müsned 19/84; E. Davud cihad H. 2478. edeb H. 4808; Bezlü'l-Mechûd 11/370-71; E. Müfred 1/584: ayrıca bak. Faik 1/153: Hattâbî 1/343-44. [3]- Nihâye 1/108; Ş. Müsned 19/84. [4]- Müsned 4/55. 3/361; i. Sâd 4/306: ayrıca bak. Müsned 4/4 7, 54; Buhârî fiten 8/94: Müslim imâre H. 82; Nesâibîat 7/151-52. [5]- E. Davud taharet H 332-33: Bezlü'l-Mechûd 3/50-56. [6]- Nihâye 2/274. [7]- E. Davud salât H. 1319; el-Menhel 7/247-48; Müsned S/388: Nihâye 1/377. 380; K. Hakâyık 21135. [8]- Romuz s. 32; İUkûl I/2I7;K. Hakâyık 1118; ayrıca bak. E. Nuaym vr. 74b. [JJ- K Ummal 3/8001; ayrıca bak. F. Kadir 4/40-41, 549; K Hakâyık 2/123. [10]- C. Sağır 2121, 66; F. Kadir 4/40-41; K. Ummal 3/8420, 8490. [II]- F. Kadir 4/459. [12]-Muslım tevbe H. 12-13: Müsned 4/178 346

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp