Damar
DAMAR (ırk)
Vücudun her tarafı (kalpten çıkan) damarlarla kaplıdır. Bunlardan her organda bulunan damarın özel adı vardır. Sırtın iç yüzünde olana Ebher; kalpte olana Vetîn (aorta); boyunda olana Verîd veya Vedec (vena); kollarda olup çoğukez kan alınan bu damarlara Ekhal; ayakta olana Ebcel; bacakta olana ise Safin (sabhena), koltuk altında olana Basılık denir."1
Can Damarı: (ekhal)
Hz. Âişe (r.a.) demiştir ki: "Ensar'dan Sâd b. Muâz, Hendek Savaşı gününde kolunun can damarından yaralanmıştı. Peygamber Aleyhis-Selâm Sâd'ı yakından ziyaret edebilmek gayesiyle onun için mescidde bir çadır kurdurdu. Bu çadırın yanıbaşında da Gıfar Oğullarına âit (hastalarıtedavi için) birçadırdahavardı. (Gıfarlılar kendi hallerinde oturup dururlarken) bir de bakmışlar ki, kendilerine doğru kan akıp geliyor.
Bunun üzerine hemen: "Ey Çadırdakiler! Sizin tarafınızdan bize doğru gelen kan nedir?" diye sordular. Birde ne görsünler Sâd'ın yaralı kolundan akıp gelirmiş. İşte Sâd çadır hastenede bu yaranın kanamasından (kan kaybından) vefat etti."2
*Bu çadırda Sâd b. Muâz'ı, Rüfeydetül-Eslemiyye adında bir kadın tabip tedavi etmiş, fakat bu tedaviye rağmen, yaralanmasından bir ay geçtikten sonra, dağlama yapılan damar açılıp hastalık nüksederek, kan kaybından vefat etmiştir.
*Hz. Câbir (r.a.)'in bildirdiğine göre; Hendek savaşı günü, Übeyy b. Kaab da, kolunun can damarından yaralanmıştı.Peygamber Aleyhis-Selâm kanı durdurmak için Übeyyin yaralı kolunu dağlamıştır."3
Übeyy bu dağlamadan sonra iyileşip kurtulmuş ve Hz. Osman devrine kadar yaşamıştır."4
*Peygamber Aleyhis-Selâm: "İki kaş arasında bir damar vardır ki, insan öfkelendiği zaman memenin sütle dolduğu gibi o damar kan ile dolar"
buyurmuştur."5
* Kur'ân-ı Kerim'de ise yüce Rabbimiz: "Onları biz yarattık; bağlarını da sımsıkı bağladık (eklemlerini, damarlarını, sinirlerini sapasağlam yaptık). Dilediğimizde (kendilerini de yok eder) yerlerine başkalarını getiririz" buyurmaktadır, (insan 28)
Kaynaklar:
[l]-Kâmus 1/841. 4/772. Nihâye 4/150. S/150. el-Mansûrî s. 543,558;ayrıca bak Hakka 46. [2]-Buhârî salât l/l 19: Aynî 2/427-429: ayrıca bak. Buhârî mağâzî 5/50-51. [3], Müslim selâm H.74. [4]-el-lsâbe 1/19-20. [S]-Nihâye 2/ 112; Müsned 1/208. 4/165.
Vücudun her tarafı (kalpten çıkan) damarlarla kaplıdır. Bunlardan her organda bulunan damarın özel adı vardır. Sırtın iç yüzünde olana Ebher; kalpte olana Vetîn (aorta); boyunda olana Verîd veya Vedec (vena); kollarda olup çoğukez kan alınan bu damarlara Ekhal; ayakta olana Ebcel; bacakta olana ise Safin (sabhena), koltuk altında olana Basılık denir."1
Can Damarı: (ekhal)
Hz. Âişe (r.a.) demiştir ki: "Ensar'dan Sâd b. Muâz, Hendek Savaşı gününde kolunun can damarından yaralanmıştı. Peygamber Aleyhis-Selâm Sâd'ı yakından ziyaret edebilmek gayesiyle onun için mescidde bir çadır kurdurdu. Bu çadırın yanıbaşında da Gıfar Oğullarına âit (hastalarıtedavi için) birçadırdahavardı. (Gıfarlılar kendi hallerinde oturup dururlarken) bir de bakmışlar ki, kendilerine doğru kan akıp geliyor.
Bunun üzerine hemen: "Ey Çadırdakiler! Sizin tarafınızdan bize doğru gelen kan nedir?" diye sordular. Birde ne görsünler Sâd'ın yaralı kolundan akıp gelirmiş. İşte Sâd çadır hastenede bu yaranın kanamasından (kan kaybından) vefat etti."2
*Bu çadırda Sâd b. Muâz'ı, Rüfeydetül-Eslemiyye adında bir kadın tabip tedavi etmiş, fakat bu tedaviye rağmen, yaralanmasından bir ay geçtikten sonra, dağlama yapılan damar açılıp hastalık nüksederek, kan kaybından vefat etmiştir.
*Hz. Câbir (r.a.)'in bildirdiğine göre; Hendek savaşı günü, Übeyy b. Kaab da, kolunun can damarından yaralanmıştı.Peygamber Aleyhis-Selâm kanı durdurmak için Übeyyin yaralı kolunu dağlamıştır."3
Übeyy bu dağlamadan sonra iyileşip kurtulmuş ve Hz. Osman devrine kadar yaşamıştır."4
*Peygamber Aleyhis-Selâm: "İki kaş arasında bir damar vardır ki, insan öfkelendiği zaman memenin sütle dolduğu gibi o damar kan ile dolar"
buyurmuştur."5
* Kur'ân-ı Kerim'de ise yüce Rabbimiz: "Onları biz yarattık; bağlarını da sımsıkı bağladık (eklemlerini, damarlarını, sinirlerini sapasağlam yaptık). Dilediğimizde (kendilerini de yok eder) yerlerine başkalarını getiririz" buyurmaktadır, (insan 28)
Kaynaklar:
[l]-Kâmus 1/841. 4/772. Nihâye 4/150. S/150. el-Mansûrî s. 543,558;ayrıca bak Hakka 46. [2]-Buhârî salât l/l 19: Aynî 2/427-429: ayrıca bak. Buhârî mağâzî 5/50-51. [3], Müslim selâm H.74. [4]-el-lsâbe 1/19-20. [S]-Nihâye 2/ 112; Müsned 1/208. 4/165.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
