Yeni Doğan Bebek

Yeni Doğan Bebek :

Aranıza yeni katılan bebeğiniz. siz anne babalara tatlı birçok uğraşın yanında, bazı problemleri de beraberinde getirecektir. Hele bir de ilk bebeğinizse telaşlı ve panik dolu günler sizleri bekliyor demektir. Bu telaşın temelinde, karşılaşılan yeni ve değişik durumlar karşısında neler yapacağınızı bilememek yatmaktadır. Bütün bunların üstesinden gelebilmeniz için, doğuma hazırlandığıniz gibi, bebek bakımına, doğum sonraki değişikliklere de en iyi şekilde hazırlanmanız gerekmektedir.
Yaklaşık 280 günlük beklemenin ardından minicik bebeğinizi nihayet kucağınıza alabildiniz. O da ne, hiç beklediğiniz gibi bir bebek değil! Bu benim mi diye şaşkınlık geçirdiğiniz de olmuştur. İlk defa yeni doğmuş bir bebek gördüyserıiz, onu çirkin bile bulmuş olabilirsiniz. Yeni doğan bebekler genelde çirkindirier. Hele zaten küçük bebeklere dokunma konusunda çekingen davranan bir babarun aklından şunlar geçebilir:
Bu tuhaf yaratığı sevmeyi nasıl öğreneceğim?" Bütün bu düşüncelerinizde haklısınız.
Fakat biraz sabırlı olmayı öğrenmeniz gerekiyor. Bir kez sarılıp koklayın, annelik veya babalık duygusunu taa yüreğinizde hissedeceksiniz. Evet, yeni doğan bebeğiniz, o sizin bildiğiniz sevimli bebeklere benzemiyor. Bunun için zamana ihtiyacı var. Tüm organlarıyla birlikte yeni geldiği hayata uyum sağlamaya çalışıyor. Rahim içi hayattan rahim dışındaki zorlu mücadeleye adapte olmak için bir dizi değişiklikler geçirecek.
Bebeğinizde bu değişiklikler yaşanırken size hastalıkmış gibi görünen, aslında normal olan durumlarla sık karşılaşabilirsiniz. Bunun için size yeni doğan bebeğinizin görünümünün portresini sunuyorum. Eğer doğumunuz hastanede gerçekleşmişse, bebek doktorunuz her türlü muayeneyi yapmış ve herhangi bir anormallik olduğunda hemen müdahale etmiş olacaktır. Fakat doğumun uz hastane dışında bir yerde gerçekleşmişse en kısa sürede bebezinizi bir bebek doktoruna muayene ettirin.
Birçok anormal durum, erken müdahale sonucu düzeltilebilir. Unutmayın ki, bütün dünyada bebek ölümlerinin büyük bir kısmı ilk bir ayda ve bu sürenin de özellikle ilk bir haftasında gerçekleşmektedir.

YENi DOGANIN ÖZELLiKLERi

Yeni doğan bebek mükemmel bir vücut yapısı, etkili refleks sistemi ve genlerin gelecekteki gelişmesini belirleyecek bilgi ile donanmış olarak dünyaya gelir.
Baş: Diğer vücut organlarına göre baş daha büyüktür. Vücut uzunluğunun dönte biri oranındadır. 5-6 yaşlarına doğru baş çevresi yetişkin insan başı gibi olur. 0- mal doğum sonucunda baş, doğum kanalından geçtiğinden dolayı uzamış olabilir.
Yeni doğan bebekte baş kemikleri arasında boşluklar bulunur. Bu boşluklara bıngıldakdenilir. Bıngıldaklar bebeğin doğumunu kolaylaştırır ve beynin gelişmesini sağlar.
Doğumda 6 tane bıngıldak vardır. Bunlar doğumdan kısa bir süre sonra kapanırlar.
En önemlisi, tepedeki eş kenar dörtgen biçimindeki bmgıldakur. Bu bıngıldak yaklaşık.
1-1,5 yaş civarında kapanır.
Sağlıklı bir bebekte bıngıldağın çökük veya kabarık olmaması gerekir. Bıngıldağın anormal bir görünüm aldığı durumlarda hemen doktora başvurmak gerekir. Çünkü bıngıldağın erken veya geç kapanması beynin gelişmesi için önemli bir etkendir.
Yeni doğanın göz rengi genellikle bulanık., koyu lacivert gibidir. 2 ay civarın kendi rengini alır. Fakat göz rengindeki değişim 2 yaşına kadar sürebilir. Deri: Yeni doğanın derisi yumuşak ve kadife gibidir. Deri üzerinde yağlı peynir gibi bir tabaka bulunur. Bu tabaka deriyi hem ısı kaybından, hem de travmalardan korur. Bu tabaka yaklaşık 48 saat içirıde kendiliğinden deri tarafından emilir. Daha sonra banyo ile temizlenir.
Deri rengi, doğumdan hemen sorıra kırmızımsı mavi olup, birkaç saat içirıde kırmızıya döner.
İkinci ya da üçüncü günü bu kırmızılık da hafifler ve pembe görünümünü alır. Ciltte aşırı solukluk, dudaklarda morluk bir hastalık belirtisi olabilir. Temelirıde kansızlık, doğuştan kalp hastalığı olabilir.
İlk iki gün içindeki cilt sarılığı önemlidir. Doktor kontrolü gerekir. 2. günden sonra göz aklarında, ciltte hafif sarılık görülebilir. 10-15 gün kadar sürebilen bu sarılık, yeni doğanın normal sarılığıdır.
Sarılık fazlaysa, kan tahlili yapılarak sarılık seviyesi tayin edilmelidir. Yüksek çıkarsa tedavi gerekir.
Yeni doğanın kulaklarında ve omzunda daha belirgin olmak üzere ince uzunca tüyler vardır. Erken doğan çocuklarda bu tüyler daha fazladır. Lanugo denilen bu ayva tüyleri zaman geçtikçe kendiliğinden dökülür.
Cildinde oluşan pembe doğum izleri ilk birkaç yıl içerisinde solarak kaybolur. Doğumesnasında meydana gelen morumsu lekeler ise kısa sürede kaybolur. Yeni doğanın çoğunlukla kalça ve sırt kısmında görülen mavi kurşuni renkte esmerlekeler de zamarıla kaybolur. Yüzde inci beyaz renginde, toplu iğne başı büyüklüğündekioluşumlar da zararsızdır. Kendiliğinden düzelirler, tedavi gerekmez. Doğumzorluğuna bağlı olarak, başta şişlikler olabilir. çoğu, kafa cildi altında sıvı toplanmasıdır.
Tedavi gerekmeden kaybolurlar. Bazı şişlikler de ise, kafa kemiklerindeki çatlaklara bağlı olarak gelişen kanamalar olabileceğinden doktor kontrolü gerekir.
Memeler: Doğumdan sonra kız ve erkek bebeklerin meme bezlerirıin şişmesi ve sıvı salgılaması sık görülür. Sebebi, gebelikte arıneden geçen hormonlardır. Memeleri sıkarak süt çıkarmak veya memeleri ovalamak; meme bezlerinde, deri altında ve deride zedelenmelere yol açabilir. Hatta iltihaplanma da olabilir. Bunun içirı herhangi bir müdahalede bulunmadan kendiliğinden düzelmesi beklenmelidir.
Cinsel Organlar: Kız bebeklerde anneden gelen hormonların etkisi ile vajinadan bir miktar akıntı veya kan gelebilir. Telaş etmenize gerek yok, kısa sürede geçer. Erkek bebeklerde testislerde sıvı toplaması (hidrosel), tek veya iki taraflı testislerin yerine inmemiş olması, zaman zaman karşılaşılan durumlardır. Burılar genellikle kerıdiliğinden düzeldikleri için, takip edilmelidirler. Bir yaş sonunda düzelmezse müdahale edilebilir.
Kız veya erkeklerde genital orgarılar anormal derecede büyük götünür. Kemik Yapısı: Anne sütü alan bebeklere ilave olarak D vitamini verilmelidir. çünkü anne sütündeki D vitamini yeterli değildir. Bilhassa kışın doğan, yeterli güneş ışığından mahrum bebeklerde D vitamirıi konusunda daha dikkatli davranılmalıdır. Bazen yetersiz D vitamini alımı veya D vitamininin yetersiz emilimi sonucu, kemik gelişiminde bozukluk olabilmektedir. Erken bebeklikte başta aşırı terleme, çok saç dökülmesi D vitamininin yetersizliği konusunda uyarıcı olmalıdır. İleri zamarılarda, bebeğin baş kemikleri yumuşak kalmakta, şekil bozuklukları olabilmektedir. Ayrıca göğüs kemiklerinde çıkıntılar, göğsün alt tarafında oluk gibi görünüm, el bileklerinde kalınlaşma, yürümeye başlayan bebeklerde bacaklarda çarpıklıklar olabilmektedir. Raşitizm denen bu durumda, uygun vitamin tedavisi ve güneş ışığından faydalanma sağlanmalıdır.
Bu sayede yürüme gecikmesi, dişlerin çıkmasının gecikmesi de önlenmiş olur. İdrar ve Dışkı: İlk yapılan kaka, siyah renkli ve yapışkan mekanyumdur. 3-4 güc siyah kakadan sonra, rengi açılıp yapışkanlığı azalarak geçiş kakasına dönüşür. Yaklaş 8-10 gün içerisinde de krem kıvamında, bazen biraz daha suluca, sarı renkte anne sütü kakasına dönüşür. İlk 48 saat içinde kaka yapmaması bağırsak sisteminde bir bozukluğun işareti olabilir.
Yeni doğan bebek sıklıkla doğum esnasında idrar yaptığından, ilk 24 saat içinde idrar yapmayabilir. Daha uzun süre idrar yapmazsa önemli olabilir. Kontrol edilmelidir.
Göbek Bağı: Bebeğin arıne rahmi ile olan bağlantısının son kalıntısı göbek kordonudur.
Doğum esnasında steril araçlarla kesilen göbek kordonunun kalan kısmı yaklaşık bir hafta sonra kurur ve düşer. Bazen iki üç hafta gecikme görülebilir. Bu bölgenin hava almasına ve kuru kalmasına dikkat ederek, yaranın mikrop kapmadan daha çabuk iyileşmesini sağlayabilirsiniz. Hastaneden ayrılmadan önce bebek hemşireleri bu bölgenin nasıl temizleneceğini size anlatacaklardır. Göbek ve Kasık Fıtıkları: Bazı bebeklerde doğuştan göbek fitıkları olabilmektedir.
Bunlar kendiliğinden düzelebildiğinden takip edilmeli, üzerine demir para, banda gibi uygulamalar yapılmamalıdır. Çapı 2,5 cm. 'den büyükse doktor kontrolü gerekir. Kasık fitıklan daha önemlidir. Kendiliğinden düzelmezler. Kangrenleşme gibi ciddi sonuçlara yol açabileceğinden yakın takibe alınmalıdır. Uygun şartlar oluştuğun ameliyat edilmelidir.
Doğumsal Kalça Çıkıklığı: Yeni doğanın kalça eklemi muayenesi önemli taki konularından biridir. Kalçanın deri kıvrımlarının simetrik oluşu, bacakların eşit uzunlukta oluşu ve kalça eklemi hareketleri kontrol edilmelidir. Kalça eklemindeki anormallik, ilk aylarda tespit edilirse, basit tedbirlerle kalça çıkığı önlenebilmektedir. Bebeklere kesinlikle sıkı kundak yapılmamalıdır.
Doğum Travmaları: Zor doğumlarda baştaki şişliklerden başka yaralanmalar söz konusu olabilir. Sinir yaralanmalarının seviyesine göre kolda veya elde geçici felçler olabilir. Bu durumda özel pozisyon verilerek takip edilir.
Doğunıdan 10-15 gün kadar sonra boyunda sertlik fark edilebilir. Doğum sırasında boyundaki kas içine kanama sonucu oluşur. Başın bir tarafa eğilmesi, yüzde asimetri gibi bozukluklara neden olabilir. Bazı baş ve boyun hareketleri ve masaj uygulanarak takip edilir. Düzelme olmazsa ameliyat uygulanmaktadır. Pku Deneyi: Bu test genellikle doğumdan bir hafta sonra yapılır. Bebeğinizin . haftalık kontrolünde topuğundan bir miktar kan alırlar. Zeki geriliğinin ender görülen bir nedeni olan fenilketonüri araştırılır. Bu hastalığın erken teşhisi ve bu tür hastalığı olan çocuklar için hazırlanmış mama tedavisi ile zeki geriliği önlenebilir. Doğumunuzu hastane dışında bir yerde yapmışsanız, bir ay içinde bu testi yaptırmak için bir hastaneye başvurmanız gerekir.

YENİ DOGANIN DUYU ORGANLARI

Görme: Bebek doğuştan görme yeteneklidir. Ancak gözün bölümleri tam olarak olgunlaşmadığı için eşyayı net olarak göremez. Görüş alanının tam merkezinde ise, bir objeyi veya ışığı izleyebilir. Bunun için bebeğinizle konuşurken, ona tam göz hizasında olacak derecede yakın olmaya dikkat edin. Gözlerin uyum halinde birlikte hareket edebilmesi, görmeyi sağlayan organların gelişip işlevlerini yerine getirdiği zaman, yani doğumdan birkaç ay sonra olmaktadır. Bu nedenle çocukların bakışlarında ilk zamanlar hafif bir şaşılık fark edilebilir.
Doğumun ilk haftasından 4. aya kadar bebekler, eşyanın renkleriyle, şekillerinden daha fazla ilgilenirler. Özellikle parlak renklere baktıkları dikkat çekmiştir. 4 aylıktan sonra eşyanın şekli, renginden daha önemli olur.
Bebeklerin gözleri uzağı görebilir. 6 yaşına kadar yakını görmede yanlışlıklar yapabilirler.
Altı yaşında normale döner.
İşitme: Son yapılan araştırmalarda bebeklerin daha anne karnında işittikleri tespit edilmiştir. Bu yüzden yeni doğan bebekte en gelişmiş duyu organı kulaktır. Daha ilk günlerde bebek, değişik yönlerden gelen seslere, değişik tepkiler vermektedir. Sesin geldiği tarafa çocuğun başını çevirmesi, işitme ile görme arasındaki işbirliğini düşündürür.
Önceleri çocuk her türlü sese benzer tepkiler gösterir. Fakat çok kısa sürede zil sesini, çalgı sesini, insan sesini hatta annesinin sesini diğerlerinden ayırır.
Düşük frekanslı, ılımlı, ritmik seslerin kalp atışını ve solunumu yavaşlattığı, bebeği sakinleştirdiği bilinmektedir. Bu yüzdendir ki, asırlardır analar, çocuklarını sakinleştirmek için hafif melodili ninniler söylerler.
1,5 yaşından 3 yaşına kadar çocukta ses uyumu hızlı bir gelişim gösterir. Okul öncesi çağda sesleri ayırt etme ve müzik yetenekleri oldukça gelişmiştir. Kulak eğitimi ve müzik çalışmalarına hazır demektir.
Koku Alma: İlk zamanlar bebeklerin koku alma yeteneği oldukça azdır. Buna rağmen koklama yeteneği yok diyemeyiz. çünkü anne sütü ile beslenen bebekler, annelerinin sütünün kokusunu başka annelerinkinden ayırabilmektedirler. Bunun haricinde bebekler çeşitli kokulara tepki verirler. İlk zamanlar bu tepkileri gözlemlememiz mümkün değildir. İçsel tepkiler dediğimiz bu tepkiler, kalp ve solunum hızları kaydedilerek anlaşılır. 4.aydan sonra keskin kokulara başlarını çevirerek dışsal tepki gösterebilirler. Yine de bir bebekte koku algısının, çocuktaki veya yetişkindeki kadar gelişmiş olması beklenemez. Yaşla ve deneyimle koku alma yetenekleride gelişecektir.
Tad Alma: Yeni doğan bebekler tatları ayırt edebilirler. Hoşlanmadıkları tatlara olumsuz tepki gösterirler. Bunu mimikleriyle belli ettikleri gibi emmeyi de bırakabilirler. Anne sütü ile beslenen bebekler, hazır mamayı almak istemezler. Bu da onların tad alma konusundaki tercihlerini belirtir. Yeni doğan bebekler, tatlıları severler ve tercih ederler. Daha sonra tuzlu besinleri kabul ederler.
Dokunma: Bebeğin dokunma duyusu doğar doğmaz çalışır. Kucağa alınmak ve okşanmak ilk günlerden itibaren temel ihtiyaçlarındandır. Dudakların derisi dokunmaya karşı çok hassastır. Memenin kenarına değer değmez emme hareketi için başlarını çevirirler.
Bebeğin derisi çok hassastır, dış etkenlerden kolayca etkilenebilir. Acı duymanın birkaç hafta sonra başladığı sanılmaktadır. Buna rağmen bebeğin tepki vermemesi duymadığı anlamına gelmez.

REFLEKSLER

Bebekler çevreye kolayca uyum sağlayabilmek için, bir dizi refleksle dünyaya gelirler.
Bu reflekslerin hepsinin hayati bir önemi vardır. Yaşamlarını sürdürmeleri için gereklidir. Belirli bir uyarıya yanıt olarak istem dışı ortaya çıkarlar. Bebeğin uyumun sağlayan refleksler arasında; öksürme, esneme, hapşırma, kusma, göz kırpma, burnun çekmeyi sayabiliriz. En önemli reflekslerden üçü de beslenme ile ilgili olanlardır. Bunlar, annesinin memesinin (veya herhangi bir uyarıeının) yanağına dokunmasıyla başını ve ağzını döndürrne, emme ve yutma refleksleridir. Hastaneden ayrılmadan önce tüm refleksler doktor tarafından kontrol edilir. Bebek 6 aylık olmadan önce çoğu refleksler kaybolur.
Yakalama Refleksi: Yeni doğan bebeğin avuç içine parmağınız-Ia dokunursanız sıkıca kavrar. Aynı şekilde ayaklarına dokunursanız, ayak parmakları kenetlenir. Bu kavrama hareketini istem dışı yapar. Eline geçirdiği herhangi bir oyuncağını da sıkı sıkıya tutar. Zamanla kavrama refleksi kaybolur ve çocuk ellerini bilinçli olarak kullanır.
irkilme: Moro refleksi olarak da adlandırılan bu davranış, çocuğun ani sesler ve sert tepkiler karşısında gösterdiği bir korku halidir. İrkilen bebek başını arkaya atar kollarını yana doğru açar, sonra hızla bir kolunu göğsüne doğru geri çeker ve bedenini büker. Bu refleks, doğumdan 3-4 ay sonra kaybolur. Babinski ve Yüzme Refleksi: Bebeğin ayakaltı uyarıldığında başparmağı açılır Suya yüzükoyun bırakıldığı zaman yüzme hareketleri yapar, kol ve ayaklannı hareket ettirir.
Adım Atma Refleksi: Bebeğirıizi düz bir yerde kollarımn altından destekleyere tutarsamz, bedeni öne doğru gider, önce bir ayağını, ardından diğerini adım atıyormuş gibi kaldırır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp