Kendi Kendine Teşhis

Kendi Kendine Teşhis : Bir hastalığın tabiatını tayin veya teşhis etmek bir dereceye kadar basit bir şeydir, yeter ki hastalığın arâzını gizleyic'.l çeşitli ilâçlarla kendimizi uyuşturmağa alışmış bulunmayalım. Hakikatte tabiî bir hayat yaşayanlar vücudun hayatî kuvvetlerine yönelmiş herhangi bir hücuma sür’atle cevap verebile-| çeklerdir ve rahatsızlıklarını nasü tedavi edecekleri hususunda pek az güçlüğe maruz kalacaklardır.Diğer taraftan tıbbî teşhis, sayısız hususî hastalıklarına^ mahsus ilâçlarına uygun gelecek tedaviye ve bir karara vara bilmek için arâzın ortaya çıkmasını beklemek mecburiyetin j dedir.

Bu esnada ve hususiyetle ateşli hastalıklar gibi hastanın hastalığa mağlûp olduğu hallerde daima tehlike mevcuttur! Esasen her hekimin, mutadı üzere hastalığa değişik bir teşhis koyduğu ve ayn bir isim taktığı da herkesin malûmudur.Tıbbî teşhisin hatalı tarafı, hiçbir hastalığın, arâz (yanı semptomlar) terekküp etmeden mevcut olamıyacağını ve hasJ talığm-sıhhat gibrbir vahdet olup kendi başına bir antite (bid varlık, bir mevcudiyet) olmadığım bilmemesidir. Hakikaten bul neden hiçbir ismin herhangi bir hastalığa tamamen uymadığı-l nı izah eder. Zira hastalık vücudun normal halinin bozulma-l sidir.

Fakat burada, modem X şua* cihazları, idrar muayeneleri, tetkikleri, v. s. ile hastalığı hemen öğrenip teşhis edebile- imiz bir hakikat değil midir? diye sorabiliriz. Hayır, zira veya başka şekilde olsun mikropların hastalığa sebep lduklan iddiasını destekleyecek bir tek delil mevcut değildir.» yen maruf Amerikalı hekim Dr. Stanford Caunch’un bu hük- ünde tıp ilminin, büyük çapta, yanlış mikrop teorisine istinat ği anlaşılmaktadır. Tıp mensuplarının hastalık teşhisinde riya nasıl muvaffakiyetsizliğe duçar olduklarına dair iyi ir misali difteri vaziyetlerinde bulabiliriz. «Meslekî kullanma» sağlık vekâletinin neşrettiği bir risalede bu meslek men- uplanndan Dr. Copeman Londradaki büyük bir müessesede, ükümet Tabibi tarafından difteri olarak tespit edilen 107 ak’anın en az yüz tanesinin böyle bir şeyle alâkası bulunmağım zikretmektedir. Bu, difteri istatistiklerinin ne şekilde lamp halka kabul ettirüdiğini de göstermektedir.

Birkaç yıl önce Sir James Mackenzie, St. Andrew plânındaki lk tebliğlerden birinde pratisyen hekimlerin (Doktorların) yapığı müteaddit teşhis hatalarına dikkati çekmiştir. Hastada ate- yükselişinin çeşitli olması gibi pek kat’î arâzla bu hatâların beten az olacaklarını Sir Mackenzie düşünmüş olabüir. Fa- t muayene edilen yekûn hasta adedinin yüzde 14,7 sini teşki- en 4002 hastaya yanlış teşhis konmuştu. En sık konan yanlış barsak fiyevr’i idi, fakat difteri diye teşhis edüen vak’ %31.5 unda difteri yoktu, esasen bunların çoğunda hiç- r şekilde herhangi bir hastalık ta mevcut değildi.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp